Ankara, AB'ye sunulan yeni önerisiyle sürece yönelik olumlu bir adım atarken, ortaya çıkan pozitif dinamizmin değerlendirilmesini istiyor. 

Edinilen bilgiye göre, Türk tarafı yeni önerisiyle başlattığı olumlu sürece, AB Komisyonu ve AB Konseyinden de olumlu yanıt verilmesini bekliyor. 

Ankara'da, önerilerle birlikte AB içinde Türkiye'nin yeni fikirlerinin göz ardı edilemeyeceği bir ortamın yaratıldığı ve AB ülkelerinin çoğunluğunda önerileri makul karşılayan bir eğilimin oluştuğu görüşü hakim. 

AB Dönem Başkanı Finlandiya'nın diğer üyelere ilettiği sözlü önerilerde ''tek taraflı, koşul, koşulsuz ve karşılıksız'' gibi ifadelerin kullanılmamasına özen gösterilirken, Ankara önerilerin bütünlük içinde ele alınarak, üzerlerinde ortak bir anlayışın oluşturulmasını istiyor.
Ankara, öneriler üzerindeki detayların daha sonra değerlendirilebileceği görüşünde. 

Bu arada, Ankara'ya önerilerin yazıya dönüştürülmesine yönelik herhangi bir talebin gelmediği öğrenildi. 

Önerilerin yazılı ya da sözlü olabileceği, ancak bunlara açıklık getirilmesine yönelik bir telkinin söz konusu olduğu kaydedilirken, önerilerin yazıya aktarılmasının AB Dönem Başkanlığına yönelik bir beklenti olduğu ifade edildi. 

Önerilerin açıklanması sürecinde Finlandiya'nın Türkiye ile koordineli hareket ettiği belirtilirken, uygulanan sözlü yöntemle ayrıntılara takılmaksızın, öneriler üzerinde ortak bir anlayışın sağlanmasının hedeflendiği kaydedildi. 

Sürece ilişkin diplomatik atak başlatan Türkiye, Ankara ve yurt dışı temsilciliklerinde gelişmelere yönelik yoğun diplomasi trafiği sürdürüyor. 

Bu görüşmelerde AB tarafının en çok netleşmesini beklediği hususuysa önerilerin bir koşula bağlı olup olmadığı konusu oluşturuyor.
Öte yandan, yeni açılımın Türkiye'nin 24 ocak Kıbrıs planı ile de uyumlu olduğu belirtiliyor.