16
Mayıs
2024
Perşembe
SİYASET

Anketlerdeki uçurum güveni sarsıyor

Seçim anketleri gazeteleri süslerken sonuçlar arasındaki uçurum dikkat çekiyor. Aynı partinin oyu için bir anketle diğeri arasındaki fark neredeyse yüzde 50'lere varıyor. Kimi anketlerde koalisyon hesapları yapılırken, kimileri bazı partilerin baraj endişesini çoktan giderdi. Bu durum anket şirketleri hakkında soru işaretlerine sebep oluyor.



Seçimlere 26 gün kalmasına rağmen, seçmenin yaklaşık yüzde 25'i hangi partiye oy vereceğini netleştirmedi. Anketlerin neredeyse tamamı AK Parti'yi birinci, CHP'yi ikinci parti olarak gösteriyor. Diğerlerinin sıralamasını ve barajı aşacak partilerle ilgili son kararı 'kararsızlar' verecek. Uzmanlara göre bu kitlenin gözü anketlerde. Araştırma sonuçlarını dikkate alıp kendine en yakın partiye yönelecek olan kararsızların fazlalığı, hem partilerin hem de anket şirketlerinin iştahını kabartıyor.

Seçimlere sayılı günler kala adeta anket enflasyonu yaşanıyor. Ancak 23 Temmuz sabahına yönelik net fikir vermesi gereken araştırmaların sonuçları arasında ciddi farklar var. Ünlü araştırma şirketlerinden SONAR'ın anketine göre Demokrat Parti (DP) yüzde 11'le barajı aşmış durumda. ANAR'ın araştırması ise DP oylarının yüzde 5 civarında olduğunu gösteriyor. Yönetim Araştırma Merkezi'nin 17 öğretim üyesinin yönetiminde yaptığı çalışmada AK Parti ile CHP başa baş gidiyor: AK Parti yüzde 27; CHP 26,8. Bir gazetenin dün yayınladığı anket ise CHP'yi birinci parti ilan ediyor; MHP ikinci, AK Parti yüzde 18,5'le üçüncü sırada. Başkent Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin ulaştığı sonuç da ilginç: DP yüzde 13,5, MHP yüzde 10,7.

Uçurum tablosunu yorumlayan araştırma şirketi sahibi Erhan Göksel, sipariş verenlerin kendi durumlarını görmekten öte medyayı ve kamuoyunu etkilemeyi amaçladıklarını vurguluyor. TESAV Başkanı Erol Tuncer'e göre de kararsızlar, "X partisine oy vermek istiyorum; ama ankete göre barajın altında kalıyor, bari Y partisine vereyim, oyum israf olmasın" noktasına getirilmek isteniyor. CHP'li Bülent Tanla ise uyarıyor: "Partilerini güçlü göstererek oy almayı ummak, halka haksızlık."


Türkiye'de 1980 sonrası yaygınlaşan 'siyasi anketler' 2007 seçimleri öncesinde en çok kullanılan kamuoyu araştırma yöntemi. 1994 yerel seçimlerinde Melih Gökçek'i Ankara'da 4'üncü, Tayyip Erdoğan'ı İstanbul'da 5'inci gösteren anketler (iki isim de belediye başkanı seçildi) gelinen süreçte ciddi oranda profesyonellik kazandı. Ancak bazı güncel anket sonuçları arasındaki uçurumlar, araştırmaların ne kadar objektif yapıldığı tartışmalarının yeniden açılmasına sebep oldu.

Uzmanlara göre anketler partiler veya bazı kurumlar tarafından süzgeçten geçirildikten sonra yayınlanıyor. Buradaki temel amaç, kararsız seçmeni etkilemek. Kamuoyu araştırma şirketi sahibi Erhan Göksel, siyasi anketlerden hiçbirini sağlıklı görmediğini söylüyor. Şirketlere araştırma siparişi verenlerin kendi durumlarını görmekten öte medyayı ve kamuoyunu yönlendirmeyi amaçladıklarını savunan Göksel, burada temel hedefin 'kararsız seçmen' olduğunu kaydediyor. Turgut Özal zamanında başlayan ve önceleri partilerin 'durumlarını görmek için' yaptıkları anketlerin ciddi bir 'siyasi taktik' halini aldığını belirtiyor. Anketlerin halkı önemli oranda yönlendirdiğini, özellikle kararsız seçmen üzerinde etkili olduğunu vurgulayan Göksel, seçimlere 10 gün kalana kadar anketlerin de etkisiyle seçmenin büyük bölümünün kararını vereceğini ifade ediyor.

Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TESAV) Başkanı ve eski CHP yöneticisi Erol Tuncer de anketlerin en önemli amacının kararsızları etkilemek olduğunu vurguluyor. Kararsız seçmenin "Ben X partisine oy vermek istiyorum; ama ankete göre barajın altında kalıyor, bari durumu iyi görünen Y partisine vereyim, oyum israf olmasın" şeklinde düşündüğünü savunan Tuncer, yüzde 20 civarında bulunan kararsız seçmenin bu şekilde yönlendirilmek istendiğine işaret ediyor.

CHP İstanbul Milletvekili ve eski araştırma şirketi sahibi Bülent Tanla ise Avrupa Birliği (AB) tarafından yapılan bir araştırmada anketlerin kararsızları etkilemediğini ortaya koyduğuna dikkat çekiyor.

Kendisinin de böyle düşündüğünü vurguluyan Tanla, bu yüzden partilerin kararsızları etkilemek amacıyla kendi lehlerine anket yapmalarını yanlış buluyor. Bünlet Tanla, "Partilerini güçlü göstererek oy almayı ummak, Türk halkına, Türk seçmenine haksızlıktır." ifadelerini kullanıyor.

Baykal: Seçim anketleri ilgi çekici olmaktan çıktı


CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 22 Temmuz seçimlerinden sonra Türkiye’de yeni bir dönemin açılacağını söyledi.


Deniz Baykal, çeşitli temel atma törenleri ve açılışlara katılmak üzere İzmir’e geldi. CHP Lideri Baykal, bir gazetecinin seçim anketleriyle ilgili bir sorusuna da "Seçim anketleri ilgi çekici olmaktan çıkmış bir konudur. En geçerli anketi milletimiz 22 Temmuz’da ortaya çıkacaktır. Bu aşamada başka anket konuşmanın anlamı yoktur. Büyük şevkle, inançla çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve milletimizin ülkenin önünü açacak karar alacağından hiç kuşku duymuyorum" cevabını verdi.




Zaman-Habib Güler/aa
Yayın Tarihi : 26 Haziran 2007 Salı 03:35:06
Güncelleme :26 Haziran 2007 Salı 13:06:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
bekir beyaztaş IP: 85.104.245.xxx Tarih : 26.06.2007 08:37:28
dürüstçe yapılan anketler gerçeğe çok yakın olurlar. şunun şurasında sandığa ne kaldıki.yalan yanlış anket yapanlar seçimden sonra utanmayacaklarmı? halkın yüzüne nasıl bakacaklar? o firmalar , "güvensiz firma" olarak halkın gözünde sıfıra inmeyeceklermi? kim ne yaparsa kendine yapar. bence hiç bir firma, halkın önünde rezil olmayı göze almamalı.