27
Mayıs
2024
Pazertesi
SİYASET

Artık 'ayrılık' talebini dile getirdiler

Süreç tıkanırsa ayrılığı konuşabiliriz 

DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk, İçişleri Bakanı Atalay’ın açıklamalarının kendilerinde hayal kırıklığı yarattığını belirterek, “İçi boş bir konuşma yaptı, hatta geri adım attı” dedi.Tuğluk, “Mutlaka İmralı ve dağ, çözümün bir parçası haline getirilmeli. Eğer bu süreç de tıkanırsa, o zaman Kürtler de ayrılığı tartışmaya başlayabilir” diye konuştu

DTP, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle dün Diyarbakır’da düzenlediği “Onurlu Bir Barışa Evet” mitingi nedeniyle kente adeta çıkarma yaptı. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, genel merkez yöneticileri, DTP milletvekilleri ve çok sayıda parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri Diyarbakır’da buluştu. “Barış Çadırı”nın kurulu olduğu alanda gazetecilerle sohbet eden DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk, şu mesajları verdi:

CİDDİ MUTABAKAT YOK: Özal döneminde de benzer açılımlar yapılmak istenmiş ama o zaman yeterli bir devlet mutabakatı bulunamamıştı. Bu son açıklamadan ciddi bir mutabakat olmadığı anlaşılıyor. Sayın Bakan ‘Meclis zemini’ diyor ama Meclis zeminine neyi getirecek belli değil. Eğer AKP geri adım atarsa kesinlikle kaybeder. İmralı’nın F tipine dönüştürülmesi, dil enstitüsü, köy isimlerinin iadesi ve dağdakilere ‘Gelin devlete sığının’ mesajları... Bunlar tatmin etmiyor.

DTP SÜREÇTEN ÇEKİLEBİLİR: Atalay’ın açıklamasına Ak Parti’nin düzeltme yapmasını bekliyoruz. DTP olarak, böyle içi boş bir süreçten çekilmeyi de düşünebiliriz. Silahsızlanma, ancak çözümle birlikte varılabilecek bir hedeftir. Bunu en başa alırsanız süreci ve çözümün önünü tıkarsınız. Yeniden bir güven inşası için Ak Parti yeni bir açıklama yapmalıdır. Birtakım jestlere ihtiyaç var. Örneğin, İmralı’nın dışarıyla iletişiminin önü açılabilir, bu süreci kolaylaştırır. Tutuklu DTP’liler, hasta tutuklular var, bunlara ilişkin güven verici adımlar atılabilir. Bunlara karşılık Kürt tarafı da jestlerle karşılık verir.

KÜRTLER TESLİMİYETİ KABUL ETMEZ: Bakan’ın açıklamalarını, ‘çatışmasızlık sürecinin’ devamı açısından da talihsizlik olarak görüyoruz. Ben bugün bu sürecin uzatılacağını da umuyordum. Kürtler ‘Ya teslimiyet ya inkâr’ dayatmasını kabul etmez. Eğer yeniden çatışmalı bir ortam başlarsa, bu ülkeye çok yazık olur. Umutlar kırılırsa ne olur? Sanıyorum bu sürece ilişkin şöyle bir düşünce de geliştiriliyor olabilir. Yani, ‘Biz istedik ama DTP istemedi’ denilebilir. İşte bu noktaya getirilmesine de izin vermeyiz.

AKILLI DEVLET ÖCALAN’I KATAR: Öcalan ve PKK da çözümün bir parçası olmalı. Sorunu sadece DTP üzerinden götürmek mümkün değil. DTP de elbette önemli bir aktördür ama gücü bir yere kadar. PKK’nın bir kitle gücü, bir tabanı var. Bana göre akıllı bir devlet, sürece Öcalan’ı da katar.

KÜRTLER AYRILIĞI TARTIŞABİLİR: İmralı ‘Kürtlerin savunma gücü’nden söz etti, herkes yanlış anladı. Bence bu bir ilkesel açıklamadır. Dünya artık yerele yetki devrine doğru gidiyor. Bu yetki devri bir bölünme değildir. Bunu, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na benzetiyorum. İmralı 1999’dan beri bunları söylüyor. Tek devlet, tek bayrak, bunlarla bir sorunumuz yok. Ama, içindeki halkların barıştırılması ve onların haklarının güven altına alınması gerekir. Eğer bu süreç de tıkanırsa, o zaman başka seçenekler de tartışılır. Kürtler de ayrılığı tartışmaya başlayabilir.

KATI ULUS DEVLET DİRETMESİ ÇILGINLIK: Birincisi, vatandaşlık tanımının Türklük üzerine olmaması, tanımlamanın etnik unsurlardan arındırılması gerekir. Anadilde eğitim hakkı güvenceye alınmalıdır. Bizce resmi dilin Türkçe olmasında da hiçbir problem yoktur. Ancak, Kürtçe kullanımının da önü açılmalıdır. Katı bir ulus devlet anlayışında diretmek çılgınlıktır. Hele hele, bunu Mezopotamya gibi çok kültürlü ve çok kimlikli bir bölgede yapmak adeta bir intihardır.
 

Milliyet
Yayın Tarihi : 2 Eylül 2009 Çarşamba 11:51:55
Güncelleme :4 Eylül 2009 Cuma 12:30:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?