20
Mayıs
2024
Pazertesi
SİYASET

Ateşten gömleğe talip aranıyor

Alman savcının ‘Asıl failler Türkiye’de sözünün ardından gözler Türk yargısında. İktidar ve muhalefetten ‘İddialar soruşturulsun’ sesleri yükselirken, el yakacak dava ortada...

ANKARA - Almanya’daki Deniz Feneri e.V davasında çıkan mahkûmiyet kararının ardından iktidar ve muhalefetten ‘Türk savcılar harekete geçsin’ talepleri gelirken, yargıdan henüz ses çıkmadı. Alman mahkemesi, kararında usulsüzlüklerin Türkiye’den yönlendirildiğini açıkça ifade ettiği halde, düne kadar Almanya’dan dava dosyasını resmen isteyen olmadı. İşçi Partisi’nin 8 Eylül’de yaptığı başvurudan sonra başlayan incelemede de ilerleme sinyali yok.
Almanya’da Deniz Feneri e.V. yöneticilerinin dolandırıcılık suçlamasıyla yargılandığı dava sonuçlandı ve üç Türk mahkûm oldu. Kararda olayın Türkiye boyutuna da değinilerek dernek yöneticilerinin büyük oranda Türkiye’den yönlendirildiği vurgulandı.

İlk tepki Arınç’tan gelmişti

Söz konusu dava Türkiye’de de büyük yankı uyandırdı. Muhalefet, AKP’yi iktidar olanakları ile olayın Türkiye boyutunun araştırılmasını engellemekle suçladı. AKP ise bu suçlamaları reddetti. Henüz dava sürerken AKP içinden olayın üzerine gidilmesini isteyen tek isim, eski Meclis Başkanı ve Manisa Milletvekili Bülent Arınç olmuştu :
“Her suç ya da her iddia mutlaka araştırılmalıdır. Eğer yasalara aykırı bir işlem varsa yapanlar mutlaka cezalarını görmelidirler. (Başbakan’ın Deniz Feneri davasıyla ilgili medyaya karşı tavrı sorulunca) Sayın Başbakan’la ilintili olarak bir şey söylemem doğru değil. Ancak bu şablona kim girerse, hangi kurum hangi kişi girerse bence o payını alacaktır. Türkiye’ de de bir takibat elbette yapılmalı. Savcılar bu konuyla ilgili soruşturma yaparlar ve bir bağlantı tespit ederlerse, kişisel ve kurumsal olarak bunu yargı sürecine taşırlar.”

Çiçek topu yargıya attı

Mahkûmiyet kararının ardından AKP’den başka sesler de geldi. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, önceki akşam Bakanlar Kurulu’nun ardından soruları yanıtlarken, topu savcılara attı:
“Biz hükümet olarak da parti olarak da kim ne suç işliyorsa onların destekçisi olmayız. Türkiye’de de yargı bağımsızdır. Bir suç işlendiyse suça muttali olan yargı makamları kendiliğinden devreye girer. Ve savcılar özellikle bu tip yolsuzluk, hırsızlık, dolandırıcılık söz konusu olduğunda hiçbir yerden izin almak mecburiyetinde değiller.”

Toptan: Süratlendirilmeli

TBMM Başkanı Köksal Toptan ise dün CNN Türk’te, Türkiye’nin Almanya’daki kararı görmezden gelemeyeceğini söyledi:
“Zaten bir başvuru üzerine Cumhuriyet başsavcılarının konuyla ilgili çalışmayı başlattıklarını biliyoruz. Bunun süratlendirilmesi lazım. Çünkü, bu tür olaylarda, ilgili kurum neresiyse, bu yargı olabilir, yasama olabilir, idare olabilir, süratle işi sonuçlandırmazsa işte o zaman siyasette yoğun tartışmalar yapılıyor ve yargı, yahut o işi götürmekte olan birim, işini tam anlamıyla gerçekleştiremiyor.”
“Türkiye’nin bununla ilgisi yok” denilemeyeceğini vurgulayan Toptan, bu olayda din duygularının kötüye kullanıldığını, bunun da hükme bağlandığını belirtti: “Burada yanlış yapanın yanına kâr kalmadığının mutlaka Türkiye boyutunda da ortaya çıkarılması gerekiyor. Ben orada savcılarımızın kesinlikle bir eksiklik bırakacağına ihtimal vermem. Burada beklenen bunun süratlendirilmesidir.”

Şahin: ‘Asıl failler’ incelenmeli

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin de sorular üzerine, Alman Savcı Kerstin Lotz’un, “Asıl failler Türkiye’de” sözünü değerlendirdi. Türk savcıların da söz konusu iddiaları incelemesi gerektiğini vurgulayan Şahin, “Bütün iddiaların Türkiye Cumhuriyeti savcıları ve bağımsız yargı organları tarafından da incelenmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu konuda savcıların gereğini yapacağına inanıyorum. Savcılar ne yapacaklarını bilirler” dedi.
Savcıların Deniz Feneri davasıyla ilgili olarak Türkiye’de soruşturma sürdürdüklerini hatırlatan Şahin, “Bu dosya Almanya’dan talep edilecektir. Bu talep Bakanlık aracılığıyla yapılacaktır. Cumhuriyet savcılığımızdan böyle bir talep gelirse, bakanlık kısa sürede yerine getirecektir” diye konuştu.

Baykal: Hangi babayiğit savcı...

Deniz Baykal ise önceki akşam Sky Türk’te yaptığı konuşmada, savcıların baskı altında olduğunu ima etti. Baykal, Bakan Cemil Çiçek’in açıklamalarına atıf yaptı:
“Savcılar harekete geçsin, geçmiyorsa bize ne, demeye getiriyor. Çocuk mu avutuyorsun? Hangi babayiğit savcı harekete geçecek? Zekeriya Karaman’ı, Başbakan’ın oğlunun nikâh tanığı olduğu ve çok yakın akrabalık ilişkileri içinde olduğu bir insanı hangi cesaretle kim tutuklayacak, nereye götürecek?” diye konuştu.

Sezer:?Başbakan üzerine gitsin

DSP lideri Zeki Sezer de açıklama yaparak, Başbakan Erdoğan’ın bu davayı haber yapan medyaya saldırılarda bulunmak yerine, yardım paralarını amaç dışında kullananların üzerine gitmesini istedi.

Radikal
Yayın Tarihi : 19 Eylül 2008 Cuma 14:40:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?