18
Mayıs
2024
Cumartesi
SİYASET

ATO: Ek protokol imzalanmamalı

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanıma anlamına gelecek Gümrük Birliği Ek Protokolü'nün imzalanmaması gerektiğini belirterek, "Ucu açık, ne idüğü belirsiz bir AB macerası için Lozan'ın ve Kıbrıs'ın tapu senedi verilmemelidir" dedi.


Yaptığı yazılı açıklamada, Avrupa Birliği'nin "Yalan Rüzgarı" gibi, ne zaman biteceği belli olmayan Brezilya dizilerinden farksız olduğunu dile getiren ATO Başkanı Aygün, Ek Protokol'ü imzalamanın Kıbrıs'ı geri dönüşü olmayan bir yola sokacağına dikkat çekti. Gümrük Birliği Ek Protokolü'nün imzalanmasıyla Londra-Zürih Anlaşmaları'nın Türkiye'ye verdiği garantörlük haklarının sıfırlanacağını buna karşılık Güney Kıbrıs için Enosis rüyasının önünün açılacağının altını çizen Aygün, "İmzalasak bile tanıma anlamına gelmez diyenlerin neye dayandıklarını merak ediyorum? Eğer bunu AB söylüyorsa, AB'nin ipiyle kuyuya inilmez" dedi. Aygün şunları kaydetti:


"Ek Protokol imzalanırsa, Rum bandıralı gemilerin Türk limanlarına gelmesine engel olamazsınız. Engel olmaya kalktığımızda AB ile başımız yine belaya girecek. Bu macera değil de nedir? Kağıt üzerinde tanıyıp, fiiliyatta tanımamak nerde görülmüş? O imza atıldı mı tanıtırlar. Bunu görmek için ille de deneme yanılma yoluna mı gitmek lazım?"


Aygün, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün de 8 Mart 1995 tarihinde RP grubu adına TBMM'de yaptığı konuşmada, Gümrük Birliği'nin halka sorulmadan imzalanmasını eleştirdiğini anımsattı. Abdullah Gül'ün, "Böyle önemli bir anlaşmanın, bu şekilde imzalanmasına, biz Refah Partisi olarak, metot, usul ve esas yönünden kaşı olan tek grubuz, tek partiyiz. Şurada 'Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir' yazıyor. Bunun anlamı nedir? Bu kadar önemli bir karar alınırken, milletin bu konuda bilgisi olması ve milletin bunu bilmesi gerekir. Bunun anlamı budur. Şimdi soruyorum; Türkiye Gümrük Birliği'ne girdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli antlaşmasına imza atan bu hükümet, halka gerçekten bir bilgi vermiş midir? Parlamentoya bilgi vermiş midir? Bu, demokratik bir anlayış mıdır? Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne giremeyeceği kesindir. Bunu Avrupalılar söylemektedir. Çünkü, Avrupa Birliği bir Hıristiyan Birliği'dir. Avrupa, Türkiye'yi işte kendi avantajlarından faydalandırmayarak bir mekanizma bulmuştur ve Türkiye'yi Gümrük Birliği'ne böyle sokmuştur. Birçok sanayi, özellikle orta ve küçük ölçekli sanayi Türkiye'de batacaktır. Yarın göreceksiniz, batan sanayi karşısında, odanıza iş diye gelen insanların sayısı on misline çıkacaktır. Bugün, sanayiyle uğraşan büyük sanayiciler, göreceksiniz yarın sanayiden vazgeçecek. Avrupa'da, onlar ithalatçı durumuna düşecek ve ithal ettikleri malı satacaklar. Bu da Tanzimat Fermanı'ndan Mustafa Reşid Paşa ile başlayan zihniyetin devamıdır. Bunun için halka sormaktan korkulmuştur" şeklindeki sözlerini hatırlatan Aygün, şunları vurguladı:


"Ek Protokol, milletin meclisinde tartışılmayacak da nerede tartışılacak. Dün sayın Bakan 'Halka sorulmamıştır' diye şikayet ederken, şimdi aynı Bakan halkın meclisine danışmadan ek protokolü imzalayacak. Dün, Gümrük Birliği'ne giriş şeklini eleştiren sayın Bakan, bugün aynı yöntemi kendisi kullanacak. 'Parlamentoya bilgi verilmiş mi?' diye soran sayın Gül, bugün neden Ek Protokol'ü parlamentoya getirmiyor? Ne değişti. Gümrük Birliği mi? AB mi? Sayın Gül mü? Sayın Dışişleri Bakanı 1995'te ne söylediyse şimdi tersini yapıyor."

İHA
Yayın Tarihi : 26 Temmuz 2005 Salı 11:15:15
Güncelleme :26 Temmuz 2005 Salı 12:06:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?