16
Mayıs
2024
Perşembe
SİYASET

Bardakoğlu'nun cemevi çekincesi

Fethullah Gülen'e yakınlığı ile bilinen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın organize ettiği 13. Abant Platformu toplantısı sonrasında açıklanan 10 maddelik bildiride, "Alevi toplumun başta cemevleri olmak üzere bütün taleplerinin yasal statüye kavuşturulması" talebine yer verilmesi, cemevlerinin ibadethane sayılması gerektiği yönündeki tartışmayı alevlendirdi. 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Cemevlerini caminin alternatifi yapmayalım" dedi.
Bardakoğlu, Aleviliğin İslam içinde tarihsel süreçte ortaya çıkmış bir zenginlik, mistik - kültürel yönü ağır basan bir dini anlayış ve gelenek olduğunu söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Sünni bir kuruluş olmadığını, Hanefilik, Caferilik, Nakşilik, Mevlevilik gibi bütün alt ve İslam içi inanışları ve gelenekleri kapsayacak genel din tanımını esas aldığını, hizmetleri de buna göre yürüttüğünü belirten Bardakoğlu şunları kaydetti:
"Başkanlık, Alevilik dahil İslam içi her inanç grubunu ve geleneğini organize etmeye başlarsa, aralarında bir kıyaslama ve derecelendirmeye giderse birlik bütünlük kalmaz. Vatandaşlık esasına göre kamu hizmeti verme sorumluluğumuz da zedelenmiş olur. Diyanet işleri Başkanlığı'nın ortak paydada durması gerekiyor. Hanefi de, Şafi de, Alevi de, Nakşi de, Mevlevi de, Şii de olsa, her Müslüman kardeşimizdir. Bunların hepsini kuşatıyor ve bunların her birini zenginlik sayıyoruz."


'Cumhuriyeti anlamamak olur'
Diyanet'in diğer dini-kültürel ve dini-mistik mekânlar gibi Alevilerin cemevlerine ve burada yaşattıkları geleneksel kültürlerine karşı olmadığını belirten Bardakoğlu şöyle konuştu:
"Cemevlerini, caminin alternatifi yapmayalım. O da yine bize ait zenginliktir. Bu ve benzeri oluşum ve grupları ortak paydanın dışına çıkararak yasal yapılanmayı buna göre düzenlemek ve Başkanlığı bu oluşumları bütünüyle temsil eder olmaktan çıkarıp ayrı ayrı temsil eden alt birimlere göre yapılandırmak, Başkanlığın kuruluş felsefesini ve 83 yıllık cumhuriyet tecrübesini hiç anlamamak anlamına gelir."
Alevi kesimi kucaklamada bugüne kadar bazı ihmallerin olduğu özeleştirisini yapan Bardakoğlu, "Biz bunları telafi etmek için bütün bu zenginliği kucaklamak istiyoruz. Sağlıklı, doğru ve güvenilir dini bilgi sunmak birincil görevimizdir" dedi.

Bildiride neler var?

Aleviliğin tanımına açıklık getirilen bildiride, Aleviliğin baştan beri İslam'ı bir kimlik olarak benimsediği, önceki bazı anlayış ve geleneklerini İslami bir çerçeveye oturtma gayreti içinde olduğu, yol ulularının, Anadolu ve Balkanlar'ın İslamlaşmasında önemli katkılar sağladığı kaydedilerek şu ifadelere yer verildi:
"Alevilik tümüyle itikadi tartışmalara bağlı olarak ortaya çıkan bir yapı olmadığı için kendine has sistemli bir teoloji kurma konumunda olmamış, İslamın inanç konularını içinden geldiği tarihi sürece paralel bir nitelikte algılayıp yorumlamıştır. Aleviliğin müstakil bir din yahut itikadi, fıkhi ve siyasi nitelikli bir mezhep olmadığı, onun İslam kimliği içinde batini ve mistik bir karakter arz ettiği unutulmamalıdır."
Diyanet'in, Alevi - Bektaşi klasiklerini orijinal nüshalarıyla yayımlamasının takdirle karşılandığı belirtilen metinde, "Alevi toplumunun, başta cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması olmak üzere bütün taleplerinin Anayasa'nın garanti altına aldığı temel dini inanç ve özgürlükler kapsamında değerlendirilmesi, demokrasinin zorunlu gereği olarak kabul edilmelidir" denildi.
Bildiride, "Türk Aleviliğinin şekillenmesinde saz ve semah hayati önem taşıyan unsurlar olup bu unsurların Türk halk ve tasavvuf müziği ile Türk folkloruna çok önemli katkılarda bulunduğu göz ardı edilmemelidir" sözlerine yer verildi.


BAKAN AYDIN ANLATTI:
Aleviliğe ilişkin yeni stratejiler

Devlet Bakanı Mehmet Aydın da, Diyanet'in Aleviliğe ilişkin, 5 ayaktan oluşan stratejisini Milliyet'e anlattı. Aydın, Hz. Muhammed'in doğumu nedeniyle mart sonunda düzenlenecek olan Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında Alevilik-Bektaşilik ve Ehlibeyt sevgisi konusunda ilk kez sempozyum yapılacağını açıkladı. Aydın, önümüzdeki yıl bu sempozyumların uluslararası zeminde yapılacağını kaydetti. Aydın, Diyanet stratejisinin diğer dört ayağını ise "Alevi-Bektaşi klasiklerinin kitap haline getirilmesi, Alevi ve Sünnilerin iç içe yaşadıkları yerlerdeki imamlar başta olmak üzere Diyanet personelinin Alevilik hakkında ciddi eğitime tabi tutulması, cemevlerinde Kuran kursu verilmesi, Alevi dedelerinin muharrem ayında yurtdışına gönderilerek konferans vermeleri olarak özetledi.
Milliyet
Yayın Tarihi : 26 Mart 2007 Pazartesi 06:45:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?