28
Mayıs
2024
Salı
SİYASET

Başbakan iftarda konuştu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, insana yatırım noktasında çok ciddi adımlar attıklarını belirterek, “Ama ne yazık ki ideolojik yaklaşımlar birçok noktada belimizi büküyor” dedi.

Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi'nin Feshane Uluslararası Fuar, Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlediği iftar yemeğine katıldı.

Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, gençlere başarılarla dolu bir yaşam dileğinde bulundu.

Seçilme yaşının 25'e indirilmesine de değinen Erdoğan, yasa önerisinin anamuhalefet ve diğer partilerin desteğiyle büyük bir çoğunlukla meclisten geçtiğini hatırlattı. Erdoğan, “Artık sloganımız şu; 'Haydi gençler siyasete' demiyorum, 'Haydi gençler meclise'. Daha dinamik, heyecan dolu, farklı bir parlamentoyu inşallah yakalayacağız” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, gençlerin bundan sonra ana kademelerde ve gençlik kollarında daha etkin duruma geleceklerini kaydetti.

Geçmişte bunun çok çilesini yaşadıklarına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

“40 yaşında İstanbul'a belediye başkanı olduğum zaman büyüklerimiz bana, 'Genç yaşında İstanbul'a başkan oldun, daha ne istiyorsun?' dediler. Tabii ben onlara birşey söylemiştim, 'Unutmayın, İstanbul'un fatihi 21 yaşında İstanbul'u fethetti. Biz çok gerilerdeyiz.'

Fatih, 21 yaşında İstanbul'u fethetti ama Fatih'e babası Devlet-i Aliye'nin başına geçmesi teklifini 13 yaşında yaptı. O zaman Fatih, 'Ben daha çok küçüğüm' demişti. Fakat babası, 'Şu anda sana emrediyorum, Devlet-i Aliye Osmaniye'nin başına geç'. 13 yaşındaki çocuğun verdiği cevap çok ilginç, 'Kabul ettim. Madem ki ben Devlet-i Aliye'nin padişahıyım, şimdi size emrediyorum, Devleti Aliye Osmaniye'nin başına geçin'. Bu yetişme tarzı ona, o ufku veren eğitim anlayışıydı. O eğitim anlayışıyla 21 yaşında karanlık çağı kapadı, aydınlık çağı açtı.”

Erdoğan, buradan alınacak ilginç dersler olduğunu ve siyasetçilerle eğitimcilere büyük görevler düştüğünü söyledi.

Siyasetçiler olarak yasama noktasında atılması gereken adımları attıklarını belirten Erdoğan, bir Genç Osman, Fatih, Atatürk ve Mimar Sinan'ı, Akşemsettin'lerin yetiştirmesi gerektiğini, bu eğitimcilere şiddetle ihtiyaç olduğunu kaydetti.

“GENÇLERİMİZİN ÖNÜNÜ AÇMAK ZORUNDAYIZ”

Eğitimde daha ciddi adımlar atmak için üniversiteye kadar olan bölümün çalışmasını yaptıklarını, ancak hedefledikleri noktaya henüz gelmediklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

“Çok çalışacağız ve hedefi yakalayacağız. Biz zemini hazırlıyoruz. Milli eğitim olarak çok ciddi yatırımların içindeyiz. Özellikle insana yatırım noktasında çok ciddi adımlar atıyoruz ama ne yazık ki ideolojik yaklaşımlar birçok noktada belimizi büküyor. Yurtdışına 1000 tane lisansüstü eğitim yapsın diye eğitimci göndereceksiniz, hemen yaklaşım tarzı şu: (Anlıyoruz niye gönderiyorsunuz. Biliyoruz siz yine bir kadrolaşma yapacaksınız). Mantık bu.

Gidecek olan kişi orada lisansüstü eğitim yapacak. Bunu her halükarda yapmak zorundayız. Gençlerimizin önünü açmak zorundayız. Çin dahi olsa göndereceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar göndereceğiz. Bunu kadrolaşma aşkına değil, Türkiye'yi muassır medeniyetler üstüne çıkarmak aşkına göndereceğiz. Eğer biz gelişmiş ülkelerle bir yarışın içine gireceksek bunu yapmak zorundayız. Birçok engeli aşmak için, özgüveni kazanabilmek için bunu yapmak zorundayız.”

GENÇLERE TAVSİYE

Erdoğan, gençlere de seslenerek, şu tavsiyede bulundu:

“Sakın ha elinizde kasaturayla dolaşanlardan olmayacaksınız, elinizde döner bıçağıyla dolaşanlardan olmayacaksınız. Sizler elinde bilgisayarıyla, kitabıyla dolaşanlardan olacaksınız. Sizin farkınız bu olmalı. 'Efendim falanca okulu filancalar ele geçirdi'. Neyle, bilgiyle mi? 'Hayır, kasaturayla, döner bıçağıyla'. Bunun adı eğitim olmaz. Bize eğitimi alacak ve oraya, o arzuyla gelen gençler gerek. Yoksa kasaturayla, döner bıçağıyla, onların yeri başka. Savaş meydanı değil burası. Burası ilmi tahsil meydanı. Masaların üzerinde bu çalışmayı yapmalıyız. 'Ben fikrimi dayatacağım, fikrimi bıçakla, tabancayla, döner bıçağıyla dayatacağım' olmaz. Saygı duyacaksın, saygıyla birlikte bunu yapacaksın. Düşüncelerini orada ortaya koyacaksın. Bu şekilde kabul ettirebiliyorsan eyvallah. Ama kabul ettiremiyorsan öbür yolu tercih asla bizim yolumuz değildir.

Muhafazakar demokrat anlayışta bu yoktur. İnsan haklarında, hukukun üstünlüğünde, laik eğitim sisteminde bu yoktur. Bunu böyle bileceğiz. Çünkü her inanca eşit mesafede olacaksın. Eğer bunu kavrayabilmişsen mesele anlaşılmıştır. Kavrayamamışsan mesele anlaşılamamıştır.”

“DÖRT TARAFI BİLİŞİM SINIFLARIYLA DONATTIK”

Erdoğan, Türkiye'nin dört bir yanını bilişim teknolojileri sınıflarıyla donattıklarını, yıl sonuna dek bilişim teknolojisi sınıfı olmayan tek bir okul kalmayacağını söyledi.

ADSL sisteminin birçok okula girdiğini, öğretmenlerin de bu eğitimden geçtiğini anlatan Erdoğan, 4 yılda 85 bin derslik yapıldığını, şu anda 80 bin derslik açığı bulunduğunu söyledi.

Bu açığın 30 kişilik sınıflar baz alınarak hesaplandığını dile getiren Erdoğan, bunu gidermenin çabası içinde olduklarını, bu gerçekleştiği zaman çocukların artık 60-70-80-100 kişilik sınıflarda değil, 30 kişilik sınıflarda eğitim alacaklarını kaydetti.

İlk ve orta öğretimde yapılan eğitim yardımlarına da değinen Erdoğan, üniversite öğrencilerine verilen burs miktarını yılbaşından itibaren 130 YTL'den 150 YTL'ye çıkaracaklarını bildirdi.

Erdoğan, gençlerden birbirlerine düşman gözüyle bakmamalarını da isteyerek, ”Hepiniz bu güzel ülkenin evlatlarısınız. Dolayısıyla birbirimizle elele vereceğiz. Yediden yetmişe omuz omuza vereceğiz. Birbirimize birlik, beraberlik çerçevesinde bakacağız ki dirlik olsun. Zorlaştırmayacağız, hep kolaylaştıracağız. Hiçbir zaman korkutan olmayacağız, sevdiren olacağız. Eğer bunları yaparsak, işimiz çok daha kolay olacak” diye konuştu.


a.a
Yayın Tarihi : 15 Ekim 2006 Pazar 22:43:47


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?