19
Mayıs
2024
Pazar
SİYASET

Baydemir'e sert tepki

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin içinde bulunduğu ortamda asker-siyasetçi tartışması yaratılmasının sorumsuzluk olduğunu belirtti.

Baykal, isim vermeden Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in son açıklamalarına değinerek, “İlk kez Türkiye'nin bir belediye başkanı bir Avrupa platformunda, 'Güneydoğu Anadolu'nun, Batman'ın petrol zenginlikleri ve hidro enerji kaynakları oradaki yerel yönetimin kontrolünde olmalı ve yerel yönetim, oranın kaynaklarını kendisi kullanmalıdır' diye bir açıklama yaptı. Bir kez daha ortaya çıkmıştır ki, dağdaki teröristle kentteki siyasetçi aynı siyasi projenin etrafında çalışmaktadır” diye konuştu.

Türk-iş'e bağlı bazı sendikaların başkanları CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı parti genel merkezinde ziyaret etti. 

Ziyareti sırasında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Baykal, “DYP Genel Başkanı Ağar'ın Güneydoğu'daki açıklamalarına Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt'ın cevabı kamuoyunda askerin siyasete müdahalesi olarak algılandı. Sizin de askerin tarafında yer aldığınız yorumları var” sözleri üzerine şunları söyledi:

“Türkiye'nin ciddi bir terör sorunu vardır. Bu sorunu görmezlikten gelmenin, örtbas etmenin ya da bunu saptırmanın çok yanlış olacağını düşünüyorum. İşin özü budur. Avrupa Parlamentosunda dün bu konularla ilgili çok önemli bir açıklama yapıldı. İlk kez Türkiye'nin bir belediye başkanı bir Avrupa platformunda, 'Güneydoğu Anadolu'nun, Batman'ın petrol zenginlikleri ve hidro enerji kaynakları oradaki yerel yönetimin kontrolünde olmalı ve yerel yönetim, oranın kaynaklarını kendisi kullanmalıdır' diye bir açıklama yaptı. Konuşulacak konu budur. Bunu dile getiren bir siyasetçidir, dağdaki terörist değil. Bir kez daha ortaya çıkmıştır ki, dağdaki teröristle kentteki siyasetçi aynı siyasi
projenin etrafında çalışmaktadır. Bu temel gerçeği görmezlikten gelip, olayı başka zeminlere yöneltmeye çalışmak doğru bir yaklaşım değildir”

Bu gerçekler karşısında herkesin görev ve sorumluluğunu yerine getirirken birbirine saygı duyması gerektiğini vurgulayan Baykal, “Anlamsız bir şekilde Türkiye'de bir siyasetçi-asker tartışması yaratmak Türkiye'nin bu ortamında sorumsuzluktur. CHP olarak buna katkı yapmayı reddediyoruz” dedi.

Siyasetçi olarak kendi hukuklarını ve siyasetin önemini çok iyi bildiklerini kaydeden Baykal, 1 Mart tezkeresi gündeme geldiğinde pek çok askeri temsilcinin tezkerenin kabulü yönünde görüş belirttiğini anımsattı. Baykal, “O zaman benim tavrım, 'herkes kendi işini yapmalı, bu bizim işimiz. Tezkere Türkiye'ye zarar verecektir' olmuştur. Teknik olarak belli kurumlar anlayışlarını ifade ederler, dinler, teşekkür eder, sorumluluğu üstlenir, kararı alırsınız. Ama kurumlar arası bir tartışmanın yararı yok. Türkiye'nin bu ortamında kesinlikle içine düşmememiz gereken tuzak budur, herkesi uyarıyorum” diye konuştu.

Kimsenin kendini aldatmaması gerektiğini kaydeden Baykal, şöyle devam etti: “Bu olay yıllardır devam eden bir olay. Tedbirli olmak lazım. Etkisiz kılacak kararı mücadeleyi götürmek, götürenlere saygılı olmak lazım. Kimsenin elini kolunu tutmamak lazım. AB bir tarafta, Kuzey Irak'takiler içerdeki birtakım hayalperestler bir başka tarafta. ABD'nin girişimleri işin başka tarafında. Bütün bunlar ortaya bir uluslararası kurgu koymuşlar. 'Hiçbir şey yok haydi yürüyelim, af diyelim, resmi eğitim diyelim, anayasanın millet tanımını değiştirelim'... Bunların her birisinin nereye varacağının hesabı çok iyi yapılmalı. Türkiye'deki terör tehlikesini yok sayma, görmezlikten gelme tuzağına ya da sırt sıvazlayarak, yaranarak onların taleplerinden vazgeçecekleri yanılgısına kendimizi kaptırmamamız lazım” dedi.

ERDOĞAN'IN RAHATSIZLIĞI

Baykal, bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın rahatsızlanarak hastaneye kaldırılması sırasında yaşananlara ilişkin haberlere dikkat çekmesi üzerine, “Bizi asıl ilgilendiren Sayın Başbakanın sağlığı. Bir an önce sağlığını kazanmasını diliyor, bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bu olayla, Başbakan'ın böyle acil bir sağlık sorunuyla karşı karşıya kalmasını göğüslemeye hazır bir tabloda bulunmadığımız ortaya çıkmıştır” dedi.

Bu tablonun geçmişte de zaman zaman yaşandığını kaydeden Baykal, devlet adamlarının sağlık durumlarının bir hastalık ortaya çıkmadan da güvenilir bir sağlık kurumu tarafından yakından izlenilmesi gerektiğini söyledi. Bunun bir alışkanlık haline getirilmesi gerektiğini kaydeden Baykal, şunları kaydetti:

“Herkesin, hepimizin ülkemizin güvenilen ciddi bir sağlık kurumunda kayıtlarının tutulmasına, sağlık verilerinin belgelenmesine ve o konudaki değişimlerinin dikkatle izlenilmesine ve muhtemel sağlık sorunlarıyla ilgili önceden hazırlıklı bulunmasına ihtiyaç var. Başbakan da latan şeker varmış bunu yeni öğreniyoruz. Böyle bir şey olmaz. Varsa zamanında gereği yapılır, tedbirler alınır. Bu bir insanın sadece kişisel meselesi değildir, ortak sorumluluktur. Devlet adamlarının hastalığı etrafında bir gölgenin yaratılması, bir belirsizliğin oluşturulması, bir spekülasyonun yapılması doğru değildir. Bu konuların en doğru şekilde ele alınmasına ihtiyaç vardır.”

Bir başka gazetecinin yaşananlarla AK Parti'nin kadrolaşma yaklaşımı arasında bağlantı kurulduğunu belirterek, bu görüşe katılıp katılmadığını sorması üzerine, “İşi ehline vermezseniz ehliyetsiz insanın yol açtığı zararın bedelini herkes, toplum, bazen de ona o görevi verenler öder. Bu insanlık tarihinin hepimize öğrettiği temel ilke. Liyakat en öncelikli temel meseledir” karşılığını verdi.
a.a
Yayın Tarihi : 19 Ekim 2006 Perşembe 17:30:07
Güncelleme :19 Ekim 2006 Perşembe 17:35:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?