Baykal: Peşkeş çektirmeyeceğiz

Baykal: Peşkeş çektirmeyeceğiz

Hükümetin Meclis'teki mayın tasarısını derhal geri çekmesini isteyen Baykal, 'O arazi topraksız köylülere dağıtılsın' dedi

Ankara’da ‘mayın kavgası’ kızışıyor

CHP lideri Deniz Baykal, Meclis’te görüşülen mayın tasarısına tepki gösterdi. Suriye sınırındaki mayınlı alanın 44 yıllığına mayınları temizleyen şirkete verilmesini öngören tasarıyı engellemek için her yola başvuracaklarını belirten Baykal, “O bölgemizi birilerine peşkeş çektirmeyeceğiz” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın muhalefetin mayın tasarısını engelleme çabalarını eleştirirken, “Türkiye’deki farklı etnik kimliklerin kavulması faşizanlıktı” demesine de kızan Baykal, “Başbakan, Türkiye’ye haksızlık yapmaya teşne görünüyor” dedi.
Baykal, CHP’nin dünkü Meclis Grubu’nda şunları söyledi:

MAYIN ACZİ: Orayı biz mayınladık kimseden yardım almadık. Şimdi orayı temizleme işi de Türkiye’nin işidir. Dışarıdan hizmet alırız ama o işi biz üstleniriz. Bizim işin maliyeti ne? 200 trilyon diyeni de var, 750 diyeni de. Kendine 61 milyon dolara uçak alırken gözünü kırpmayacaksın ama o kadar değerli alan için 300-500 trilyonu veremem diyeceksin... Koca Türkiye mayınları temizlemekte aciz kaldı. Türkiye, silahlı kuvvetler kendi topraklarındaki mayını temizleyemeyecek, başka ülkeye devredecek... Bu olayın ele alınış tarzı Kuşadası liman ihalesini andırıyor. Onu da ısrarla takip ettiler.

TOPRAK REFORMU ŞANSI: Toprak reformunu, sınır boyunca küçük ölçekte de olsa gerçekleştirme şansı elde edilmiş. Topraksız köylülere o arazinin dağıtılması Türkiye’nin barış ve kalkınma projesidir. Genelkurmay NAMSA ile yapın diyor, NAMSA ile hiçbir temas kurulmamış. Böyle bir konuda Genelkurmay ile işbirliği yapmayacaklar da ne de yapacaklar. Bu kanun geri çekilmelidir.

‘FAŞİZAN’A TEPKİ: Başbakan, “Azınlıkları bunlar kovdu, faşizan yaklaşım var” diyor. Bir başbakanın görevi önce Türkiye’ye yapılan haksızlıkların hesabını sormaktır. Ama Başbakan’ın kendisi Türkiye’ye haksızlık yapmaya teşne görünüyor. Bu arazinin bizim boynu bükük, işsiz, topraksız vatandaşlarımız dururken, bir yabancı ülkeye devredilmesini hiçbir şekilde bize kabul ettiremezsiniz. 1 Mart tezkeresinde olduğu gibi, tarihi bir görev yapıyoruz.

GÜL’ÜN YARGILANMASI: ‘Cumhurbaşkanı seçeceğimiz kişi sabah büyükelçileri kabul eder, akşam mahkemede hesap verir’ demiştim. Cumhurbaşkanlığı onurludur, ama en saygın olan Türkiye’nin bir hukuk devleti olmasıdır. Cumhurbaşkanlığının dokunulmazlığı konusunu düzenlememiş Anayasa. Olmayan şeyi, hukuk cambazlığıyla yapamazsın. Mahkeme bir karar alıyor, Cumhurbaşkanlığı yargının kararının kötü niyetli olduğunu ifade ediyor. Bu açıklama, cumhurbaşkanlığının da, hukukun da saygınlığına darbeyi vurdu.