27
Mayıs
2024
Pazertesi
SİYASET

Baykal: Yapılanlar bir tuzak

Baykal, 11. dalgayı değerlendirdi

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal: "Yapılmakta olan 'yargının da göz yummasıyla yapılıyor' izlenimi vermeye yönelik bir tuzaktır"


CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ergenekon soruşturmasında 'şimdi de sendikacılara el atıldığını' belirterek, "Yapılmakta olan, 'Yargının da göz yummasıyla yapılıyor' izlenimi vermeye yönelik bir tuzaktır" dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Baykal, Genel Merkez'den çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yasama, yürütme ve yargı başkanalarını ağırlamasını hatırlatan Baykal, "Çankaya'da böyle sıra dışı, gelenek dışı bir buluşma hiç kuşku yok Türkiye'de bütün dikkatleri üzerine çekti. Bu; Türkiye'de neler oluyor, bir ciddi devlet kriziyle mi karşıyayız, böyle bir toplantıya ihtiyaç nereden kaynaklandı sorularını da beraberinde getirdi. Bu toplantı niçin sıradışıydı? Çünkü yargının başkanları ile iktidarı bir araya getirmeye yönelik bir buluşmaydı, bir yemek masası etrafında iktidar ve yargı bir karşılıklı sıcak ilişki içine çekilmek istendi. Elbette bütün devlet kurumlarının başındaki insanların birbirleriyle gayet ciddi, sorumlu ve sıcak ilişkiler içinde olması doğaldır. Ama yargının çok özel bir konumu vardır. Yani taşrada hakimler eşrafla çıkıp yemek yemezler, onların evlerine gitmezler. Belli bir mesafe içinde dururlar. Onlara karşı düşmanlık duydukları için değil. Ama yargının bağımsızlığını, tarafsızlığını güvence altına almak için buna özen gösterilmesi gerektiğini bildiklerinden dolayı böyle yaparlar. Ve Türkiye'de ilk kez iktidarla yargı bir karşılıklı ilişki içine çekiliyor. Ne zaman çekiliyor? Türkiye'de yargının siyasallaştırıldığı, birbiri ardından çok tartışmalı hukuk uygulamalarının, gözaltı uygulamalarının gerçekleştirildiği bir ortamda bu yapılıyor" diye konuştu.

Baykal, Cumhurbaşkanı Gül'ün bugün yaptığı açıklamada, yemekte yargıyı, hukuku etkileyecek bir konuşma olmadığını belirttiğinin hatırlatılması üzerin ise şunları dile getirdi:

"Tabi, tabi. Konuşmaların içeriğine yönelik bir şey söylemiyorum. O konuda da sizin de işaret ettiğiniz çelişki var. Yani Meclis Başkanı, 'Elbette genel ilkeler çerçevesi içinde Ergenekon konusuna değinildi' diye bir açıklama yaptı. Zaten yanlış olan bu. Yani genel ilkeler çerçevesi içinde olsa da somut bir konunun yürütülüşüyle ilgili olarak yargının başkanlarıyla hükümetin karşılıklı bir dayanışma içinde görüntü vermesi uygun değildir, doğru değildir. Yani düşünün, bu şaşırtıcı buluşma gerçekleştiğinde orada da dolaylı dahi olsa bu konuların ele alındığı ifade edildi. Yapılan açıklamada işte hukuka ve usule saygı, demokrasinin derinleştirilmesi ihtiyacı dile getirildi. Bunun hemen ertesinde gene çok tartışmalı bir uygulamaya tanık olduk. Zaten bir süreden beri yargı, siyaset ilişkisi tartışılıyordu biliyorsunuz. Daha birkaç gün önce Türkiye'deki 74 baro bir araya gelerek bu Ergenekon davasının götürülüş tarzının hukukun genel ilkelerine, insan haklarına uygun düşmediğini, Avrupa hukuk standartlarına uygun düşmediğini, bu yanlışlardan bir an önce dönülmesi gerektiğinin, ucu açık iddianamenin olamayacağını, dalga dalga gözaltıların doğru olmadığını, bunların yanlış olduğunu ilan etmiştir. Bunu ilan edenlerin arasında dikkatinizi çekmek isterim AK Parti'de il başkanlığı yapmış olanlar vardır. Yani onlar siyasi kanaatleriyle değil, hukukçu kimlikleriyle bu iş yanlış demektedirler".

Ergenekon soruşturması kapsamındaki son dalgayı da değerlendiren Baykal, "Sendikacılara da el atılmıştır. Toplumda tok sözlülüğüyle, ileri muhalefetiyle dikkati çeken birtakım gazeteciler, araştırmacılar hedef olarak seçilmiştir. Daha önce de kimlerin ne zaman gözaltına alınacağıyla ilgili bilgilerin hukuk dışı çevrelerde biliniyor olması, bu davanın hukuk dışı bir anlayışla kurgulanmış olduğunu ortaya koyuyor. Tahmindir ya da bilgidir bilemiyorum ancak gazetelerde okuduklarımız buydu" dedi.

Gözaltına alınanların niçin alındığını makul bir şekilde izah edecek, bunların bir teşkilatın, bir terör örgütünün üyesi olduklarını kanıtlayacak bir bilgi ortaya çıkmadığını savunan Baykal, "Birbiri ardına bu uygulamalar devam ediyor. Dünyada böyle bir tablo, böyle bir hukuk yok. Bunun söylenmesi yargıya müdahale değil. Bir sendika yöneticisinin bunlarla ne alakası var? Sendikacının suçu varsa normal mahkemelerde yargılansın. Bunu Ergenekon davasının içine niye yakıştırıyorsunuz, yerleştiriyorsunuz?
Öyle anlaşılıyor ki seçimlere böyle gidilmesine yönelik iktidarın özel bir planlaması var. Seçimlerde halkın, 'Yeter artık bu kadar da olmaz' tepkisinin ortaya çıkmasını umut ediyorum" ifadelerini kullandı.

"Yapılmakta olan, 'Yargının da göz yummasıyla yapılıyor' izlenimi vermeye yönelik bir tuzaktır" diyen Baykal, bu tuzağa kimsenin düşmemesi gerektiğini söyledi. Baykal, "Bu buluşmalar, yapılmakta olanı haklı göstermeye, meşrulaştırmaya, herkesin böyle düşündüğünü göstermeye yardımcı olmamalıdır" diye konuştu. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, her akşam yattıklarını ve sabah ayrı bir Türkiye'de uyandıklarını belirterek, Cumhurbaşkanı Gül'ün verdiği yemeğin sabahında Türkiye'nin en saygın sendikasına baskın yapıldığı haberiyle uyandıklarını belirtti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ateş, CHP Sözcüsü Mustafa Özyürek ve Ankara Milletvekilleri Nesrin Baytok ve Zekeriya Akıncı ile birlikte bugün gözaltına alınan Mustafa Özbek'in başkanı olduğu Türk Metal Sendikasını ziyaret ederek yetkililerle görüştü. Türk Metal Sen'den ayrılırken gazetecilerin sorularını cevaplayan Ateş, çalışanların dayanışma duygularını paylaştıklarını ifade etti.

Dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün verdiği yemekte yargı bağımsızlığına gölge düşüren bir olay sergilendiğini ifade eden Ateş, bu olayın sabahıda uyandıklarında Türkiye'nin en saygın sendikalarından birinin baskına uğradığını öğrendiklerini söyledi. Ateş, "Her akşam yatıyoruz, sabahleyin ayrı bir Türkiye'de uyanıyoruz.

Her gün daha anti demokratik bir Türkiye ile karşılaşıyoruz. Bir Ergenekon olayı uydurdular. 13 ay iddianemeyi hazırlayamadılar. Arkadaşlarımız 19 aydır tutuklu, daha yargı karşısına çıkıp ifade veremediler" diye konuştu.

Sendikaların, demokrasilerin olmazsa olmaz kurumları olduğunu vurgulayan Ateş, 12 Eylül'ü, 12 Mart'ı gören sendikaların askeri rejimlere karşı dik durduklarını vurguladı. Ateş, bugün de aynı tutumu sergileyen sendikaların dik durduklarını ancak susturulduklarını anlattı.

İHA
Yayın Tarihi : 22 Ocak 2009 Perşembe 12:34:53
Güncelleme :23 Ocak 2009 Cuma 12:09:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?