22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

Baykal mı yalan söylüyor hükümet mi?

Seçime 20 günden daha az bir süre kaldı ve sanki siyasetçiler malzeme kıtlığı çekiyormuş gibi eski defterleri karıştırıp, eski tartışmaları yeniden alevlendiriyorlar.

Hâlâ Abdullah Öcalan’ın neden asılmadığının kavgası yapılıyor. Hâlâ

4 yıl önce ABD ile imzalanan kredi anlaşmasında “Kuzey Irak’a girmeme koşulu” olup olmadığı tartışılıyor.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal geçen hafta “1 milyar dolar hibe karşılığında ABD’ye Kuzey Irak’a girmeme taahhüdünde bulundunuz” diye hükümeti eleştirince kıyamet koptu. Baykal, “Elimde belge var” diyor, Başbakan Erdoğan yalanlıyor, Baykal’ın “müfteriden öte bir duruma düşeceğini” söylüyor.

Peki işin gerçeği ne?

Gerçek şu: ABD Kongresi’nin kararı

ABD Başkanı Bush, Irak savaşı harcamalarının artması nedeniyle 25 Mart 2003’te Kongre’ye 79 milyar dolarlık bir ek bütçe tasarısı sunuyor. Tasarıda, Mısır, İsrail, Ürdün gibi bölge ülkelerine ciddi mali yardımlar öngörülüyor. Türkiye’ye de 1 milyar dolarlık bir hibe verilmesini istiyor Bush yönetimi.

Nisan ayı başında Temsilciler Meclisi ve Senato Ortak Komitesi tasarıya son biçimini verirken Türkiye paragrafına ek bazı koşullar getiriyor.

Tasarı 12 Nisan 2003’te bu koşullarla birlikte H.R.1559 sayılı “Savaş Zamanı Acil Ek Bütçe Yasası (Emergency Wartime Supplemantal Appropriations Act, 2003) adıyla kabul ediliyor ve 16 Nisan’da da Bush’un imzası ile yürürlüğe giriyor.

Savaş öncesi ABD yönetimi ile 25 milyar dolardan başlayıp 80 milyar dolara kadar çıkan bir bant aralığında para pazarlığı yapan hükümet 1 Mart tezkeresinin Meclis’te reddedilmesinden sonra 1 milyar dolarla yetinmek durumunda kalıyor. Bu da elbette hiç yoktan iyi. Çünkü bölgedeki savaş koşulları Türk ekonomisinin kırılganlıklarını artırdığı gibi döviz dengesine de bir ölçüde tehdit oluşturuyordu o günlerde.

Kongrenin koşulu

1 milyar dolar hibe veya Türkiye’nin tercihine göre 8,5 milyar dolar tutarında uygun koşullu kredi...

Kredi AKP hükümetinin daha fazla işine geliyor ancak ABD Kongresi’nin yasaya koyduğu bir hüküm hükümeti tereddüde düşürüyor. O nedenle de anlaşmanın imzası uzun süre geciktiriliyor. Ek Bütçe yasasının Türkiye paragrafındaki hüküm özetle şöyle:

“Bu kredi Türkiye’ye ancak ABD Dışişleri Bakanı’nın Temsilciler Meclisi ve Senato’nun ilgili komitelerine ‘Türkiye’nin tam olarak işbirliği yaptığını bildirmesi’ halinde verilecek. Bu çerçevede Türkiye, Irak’a yönelik insani yardımların yapılmasını kolaylaştıracak ve işbirliğine gidecek. Ayrıca Kuzey Irak’a tek taraflı olarak asker konuşlandırmaktan kaçınacak...

İşte Türkiye bu anlaşmaya imza attığında “Kuzey Irak’a tek taraflı asker konuşlandırmayacağı” yani sınırötesi askeri harekat yapmayacağı taahhüdünü otomatikman vermiş olacak.

Ve nihayet hükümet tercihini yapıyor; 8,5 milyar dolarlık krediye ilişkin anlaşma, Dubai’de yapılan IMF ve Dünya Bankası’nın yıllık toplantıları sırasında, 22 Eylül 2003’te imzalanıyor. Belgenin altında Türkiye adına Devlet Bakanı Ali Babacan ABD adına da Hazine Bakanı John Snow imza atıyor.

Askerin tepkisi

O günlerde de bu konuda Ankara’da hararetli tartışmalar yaşanmıştı. O zaman da Baykal, hükümeti eleştirmişti. Hatta askerler bile bu konuda bazı kaygıları dile getirmişti. Örneğin soru üzerine dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, “Bize sorulmadı ve bizim görüşümüz alınmadı” deyip eklemişti: “Aslında Kuzey Irak’a asker girmesiyle kredi konusunun apayrı konular olarak ele alınması lazım. Para konuları ve bu konunun bir arada işlenmesi pek uygun değil.”

Dahası normal olarak hükümetler arası kredi anlaşmaları ilgili bakanların imzası ile yürürlüğe girebiliyorken bu anlaşma barındırdığı siyasi koşul nedeniyle Meclis’e götürülmek zorundaydı.

Ve hükümet uzunca bir süre bekledi. ABD yönetiminden Kuzey Irak koşulunun kaldırılmasına ilişkin bir formül bulunmasını talep etti. Ancak Beyaz Saray, Kongre’den geçen yasanın değiştirilebilmesinin imkansız olduğu yanıtını verdi.

Bunun üzerine hükümet ne anlaşmayı Meclis’e sundu ne de krediyi kullandı.

Sonunda da bu krediye ihtiyaç duyulmayacağı anlaşıldığı için ve ondan da önemlisi Kuzey Irak’la ilgili yıpratıcı koşul nedeniyle anlaşma bir süre sonra iptal edildi.

Hadise bundan ibaret.

Yalanlamalar

Bütün bu tartışmalar 3,5-4 yıl önce yapıldı. Ama şimdi seçim öncesinde çok daha heyecanlı, çok daha sert suçlamalar yapılıyor.

Örneğin Başbakan Erdoğan Bugün Gazetesi’nden Murat Çelik’e verdiği demeçte Deniz Baykal için şunları söylüyor:

“Baykal’ın iddiası, edep, adap seviyelerini aşan bir yaklaşım tarzıdır. Ne Tayyip Erdoğan ne de arkadaşları böyle bir sözün altına imza atmışlardır. Kimseyle böyle bir anlaşmamız yok. Baykal iddiasını ıspatlayamazsa ona ne deneceği de malumdur... Müfteri çok hafif kalır...”

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de “yalan” diyor ve ardından şunları söylüyor: “Kayıplarımız olurken ‘Biz para almayacağız’ mı diyecektik? Daha çok vermeleri gerekirdi ancak bunu verirken ABD senatosu ‘Eğer Türkiye Kuzey Irak’a herhangi bir müdahalede bulunursa yapılan yardımlar orada kesilir’ diye bir karar almış. Biz daha sonra baktık bunun istismar konusu olabileceğini düşündüğümüz için vazgeçtik. Almış olsaydık bile biz istediğimiz anda istediğimiz işi yapardık. Sonra vermezse vermezdi. Ama kesinlikle böyle bir şey söz konusu değildir. Tamamen yalandır. Üstelik o para alınmamıştır.”

Alİ Babacan da dün bir açıklama yaparak, “Yalan, Türkiye Kuzey Irak’la ilgili olarak hiçbir zaman ‘Ben buraya girmeyeceğim’ taahhüdünü asla vermemiştir” diyor.

Oysa anlaşmayı o imzalamıştı.

Babacan: Kongre zabıtlarına bakın

Bu tartışmalar ilk başladığı sırada aynı Ali Babacan’ın 1 Ekim 2003 tarihli Anadolu Ajansı bültenine yansıyan çok ilginç sözleri var. Gazeteciler Babacan’a Genelkurmay’ın bu anlaşmadaki Kuzey Irak’la ilgili hükümden duydukları rahatsızlığı, kendilerine haber verilmemiş olmasını hatırlatınca özetle şunları söylüyor:

“Aylardır söylüyoruz, 16 Nisan’da ABD Kongresi’nin WEB sitesinde duyuruldu. Bir Allah’ın kulu çıkıp bakmadı, görmedi. Bu kredi olmazsa olmaz bir kredi değil. Kullanmamız için bir acelemiz de yok. İşimize gelirse kullanırız, gelmezse kullanmayız.”

Aynı gün “Anlaşmada Kuzey Irak’a girmeme şartı var mı?” diye sorulunca da “Lütfen Kongre zaptını okuyun...” yanıtını veriyor Babacan.

Zaten işin sırrı da ABD Kongresi zabıtlarında. Ve o zabıtlar da bugün Başbakan’ın, Başbakan Yardımcısı’nın, Devlet Bakanı’nın “yalan” dediklerinin aksini söylüyor. Çünkü o zabıtlarda Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmemesi koşulu var.

Baykal yalan söylemiyor.

Hükümetin haklı olduğu nokta ise 8,5 milyar dolarlık krediye ilişkin anlaşmayı imzalamış olmasına rağmen bu koşul nedeniyle daha sonra kullanmaktan vazgeçmesi ve nota teatisiyle karşılıklı olarak bu anlaşmanın iptal edilmiş oluşu... İşte günlerden beri devam eden kavganın özeti bu...
Bilal Çetin / Vatan
Yayın Tarihi : 3 Temmuz 2007 Salı 07:46:32
Güncelleme :3 Temmuz 2007 Salı 08:08:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
gamze sagır IP: 88.243.254.xxx Tarih : 12.07.2007 20:37:30
bu sayfayı hazırladıınız ıcın oncelıkkle tesekkurler...ancak ne devlatımıs nede muhalefetımıs bırbırlerıne camur atmaktan baska bısey yapmıyor.bu anlasma soradan fesh edılmıs olsada turkıye gıbı bagımsızlıını kac mılyon sehıt kanıyla elde etmıs bır devletın bastan butarz bır olaya onay vermesı sonrada bız caydık demesı bıle cok acı.artık lutfen bırı cıkıp bu halkımıza gerceklerı bastan anlatsın tekrar hatalı bır secım yapamayız bu felakete bır adım daha yaklasmak olur lutfen halkı sacma seylerle oyalamayın sadece gerceklerı anlatın bu devletın gercek hatalarını anlatın nelerın duzelmesı gerektıını ve sızın nelewrı duzeltıcenısı.... artık mılletımız bunu ıstıyor

İ.Ç. VE YOZGATLI IP: 85.107.181.xxx Tarih : 5.07.2007 02:40:19
HÜKÜMET ANLAŞMAYI UYGULAMADIK DİYOR. EVET YARISINI UYGULAMADILAR. KREDİ TARAFINI... DİĞER TARAFI YANİ 'OPERASYON YAPILMAYACAK' TARAFI UYGULANDI MI BİLMİYORUZ. OF'LU SEN BİLİYOR MUSUN?... BU ARKADAŞ BİR YORUMUNDA ŞEHİT VERDİĞİNİ YAZIYORDU. HALBUKİ BİZ ONUN 'SAYIN ÖCALAN'A KELLE' VERDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ...