CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le, Türkiye’nin geleceğine “benzer pencerelerden” baktıklarını söyledi.


CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Demirel’i Güniz Sokak’taki evinde ilk kez ziyaret etmesinin ardından ortaya atılan “milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı” teklifi götürdüğü iddialarına açıklık getirdi.

Habertürk’te Basın Kulübü programına katılarak gazetecilerin sorularını yanıtlayan Baykal, Demirel’le yaptığı görüşmeye ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Baykal, görüşmenin ardından, kamuoyunda, “CHP Demirel’den bir siyasi destek mi talep etti. Adaylıklarla ilgili bir istişare mi yapıldı. Birileri bir teklif mi götürdü milletvekilliği için veya Cumhurbaşkanlığı için” diye düşünüldüğünü hatırlattı.

Demirel’in Türk siyasi tarihinde çok önemli bir yere sahip olduğunun altını çizen Baykal, “Açık ve net gerçek şudur ki sayın Demirel, Türkiye’nin son dönemdeki ekonomik değişimine, demokratik işleyişine başbakan olarak, cumhurbaşkanı olarak çok ciddi katkılar yapmış önemli seçkin bir devlet adamıdır” dedi.

ÜLKENİN SORUNLARINI KONUŞTUK

Demirel’le 1980 öncesinde, iktidar-muhalefet ilişkisi içinde karşı karşıya siyaset yaptığını ifade eden Baykal, Demirel’le aynı koalisyonlar ve hükümetler içinde hiç olmadığını söyledi.

Demirel’le yakınlığının Zincirbozan’la başladığını anlatan Baykal, şöyle konuştu:

“Orası bizim için ilginç bir deneyim oldu. Biz genç siyasetçiler olarak oradaydık. Sayın Demirel, Sayın Çağlayangil ve Adalet Partisi’nin önde gelen önemli şahsiyetleri olarak ordaydılar. Birbirimiz hakkında çok temel olarak peşin fikirler vardı. Orada 4 ay gece gündüz bir binanın içinde sürekli olarak beraber yaşadık. Birbirimizi tanıdık. Ciddi bilimsel çalışmalar yaptık. Ciddi hazırlıklarla ülkenin sorunları ile ilgili düşüncelerimizi paylaştık. Birbirimiz daha yakından tanıdık.”

İLK KEZ EVİNDE ZİYARET

Demirel’i evinde ilk kez ziyaret ettiğini anımsatan Baykal, şunları söyledi:

“Şimdi ben Türkiye’nin tarihi bir noktaya yaklaşmakta olduğu kanısındayım ve önümüzdeki seçimin Türkiye’nin geleceği açısından müthiş belirleyici olacağını düşünüyorum. Türkiye çok tarihi bir dönüm noktasını yaşayacak bu seçimde. O konuda benim düşüncelerim var, değerlendirmelerim var ama bunu böyle birisiyle paylaşma ihtiyacım var. Birisine düşüncelerimi anlatmam lazım, onu test etmem lazım. Onların bu konudaki düşüncelerini almam lazım. Böyle bir ilişki içine girebileceğim insanların önde gelenlerinden birisidir sayın Demirel. Bu çerçevede kendisiyle ülkemizin durumu, sorunları ve yakın geleceği ile anlayışını ve kaygılarımı paylaşmak istedim. Çok güzel, çok yararlı bir görüşme oldu. Çok memnun kaldım. Benzer pencerelerden ülkemizin geleceğine bakmakta olduğumuzu tespit ettik.”

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, başbakan olması durumunda bütün mal varlığını bir kayyuma devredeceğini ve kendi özel mal varlığı üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunmayacağını da söyledi.


“ŞENER, AHLAKLI BİR SİYASETÇİ”

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kendisinin Cumhurbaşkanlığı için, “Her vatandaş için her siyasetçi için adının alınması kuşku yok adının anılması şereftir. Cumhurbaşkanlığı konusunu çok önemli saydım” dedi.

Son Cumhurbaşkanlığı tartışmasının Türkiye açısından çok eğitici olması gerektiğini ifade eden Baykal, AKP’nin 364 milletvekili ile Cumhurbaşkanı seçemediğini savundu. Baykal, “Biz 49 milletvekili ile Meclis Başkanı seçtik. 364 milletvekili ile Cumhurbaşkanı seçemeyen bir yönetim kimseyi suçlayamaz, bu onların başarısızlığıdır. Türkiye’de Cumhurbaşkanı mutlaka uzlaşı ile seçilmelidir" diye konuştu.

Meclis oturumuna katılmamanın demokratik hak olduğunu dile getiren Baykal, AKP’nin terör konusunda Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırdıklarında oturuma katılmadıklarını söyledi. Baykal, önümüzdeki dönemde çoğunlukta olması durumunda, diğer siyasi partilerden, AKP dahil yardım isteyeceğini de belirtti. Baykal, “Diğer partileri de ziyaret ederim. Seçimden sonra ilk yapacağım işlerden birisi AKP Genel Merkezi’ni ziyaret etmek olacak” dedi.

Baykal, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’in aday olmamasını ise, “Şener son dönemde toplumun saygısını kazanan, kişilikli, onurlu, dürüst ve ahlaklı bir siyaset adamı olarak ortaya çıkmıştır. Böyle bir dönemde AKP’den böyle birinin ortaya çıkması çok önemlidir” sözleriyle değerlendirdi.

“TÜRKİYE’NİN KOŞULLARINA GÖRE SİYASET YAPIYORUZ”

CHP’nin sosyal demokrat olmadığı yönündeki eleştirilere tepki gösteren Baykal, CHP’nin çizgisinin Türkiye tarihinin içinden şekillendiğini kaydederek şunları söyledi:

“Biz, Türkiye’nin bütünlüğü ve birliğini korumakla yükümlüyüz. CHP’nin siyasi kimliği ortada. CHP hiç kuşku yok, önce Milli Mücadele vermiş bir bağımsız devlet oluşturmuş emperyalizme karşı dünyada öncü bir mücadeleyi gerçekleştirmiş bir siyasi parti olarak temel kimliğe sahiptir. Bu CHP’nin altı okunda kendini göstermiştir. Daha sonra CHP dünyanın açılımı ve gelişimi doğrultusunda siyasi yelpazesinin solunda konumlanmıştır. Bugün CHP Milli Mücadele damarını hiç unutmadan hareket ediyor. Bunu unutmaya Türkiye’nin üzerinde oynanan oyunlar izin vermiyor.”

“CEVABI ALEVİLER VERDİ”

Bazı Avrupalı parlamenterlerin Aleviler’e “Siz nasıl CHP’ye oy veriyorsunuz, o sol parti değil, 301’e karşı çıkıyor” sözlerine en iyi tepkiyi Alevi toplumunun ve Alevi liderlerinin verdiğini ifade eden Baykal, şöyle dedi:

“Bir de Alevilerden aldığı cevabı dinleyin. Öyle saygın, öyle etkili, öyle güzel cevap vermişler ki, içlerinden alınlarından öpmek ve kutlamak geçti. Aktardılar ne söylediklerini. Onlara ders vermişler, onlara anlatmışlar Türkiye’nin ne olduğunu. Bunun farkında değiller onlar. O insanlar Türkiye’yi, Türkiye’nin dinamiklerini kavrayacak insanlar değil. Ben siyasi kimliğimi onlara mı soracağım. Bizim bu konularda hiçbir kuşkumuz yok.”

“MİLLİYETÇİLİĞİMİZ SERT DEĞİL”

Baykal, MHP gibi sert milliyetçilik yaptıkları yönündeki eleştirileri de yanıtladı. “Sertlik yok” diyen Baykal, “Bizim Türkiye’deki gerçek azınlıklarla bu arada Ermeni toplumuyla gayet insani, gayet dostane gayet sıcak ilişkilerimiz var. Onlara saygımız var. Onların sorunlarını anlarız, dinleriz. Kimseyi biz etnik kimliği ile suçluyor, karalama anlayışı içinde değiliz” dedi.