19
Mayıs
2024
Pazar
SİYASET

Beyaz Saray'a sert çıkış

İsrail ile ilgili sözlerine ABD’den yanıt geldiğini belirten Erdoğan, Beyaz Saray’a sert çıktı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Rize’de gerçekleştirilen toplu açılış töreninde konuştu. Mısır’da yaşanan darbenin arkasında İsrail’in olduğu şeklindeki ifadelerine Beyaz Saray’dan yanıt geldiğini anlatan Erdoğan, konuyla ilgili muhatabın ABD olmadığını söyledi. Erdoğan, “İsrail ile ilgili sözlerimize Beyaz Saray yanıt verdi. Oysa muhatap onlar değildi. Beyaz Saray’a ne oluyor da bunu konuşuyor. Eğer bunu konuşması gereken varsa bu da İsraildir. Yakışık almadı” dedi.

BAŞBAKAN’A RİZE’DE RABİA SELAMI İLE KARŞILAMA

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rize’nin mertliğini, dürüstlüğünü, çalışkanlığını bulunduğu her ortamda yaptığı her işte hakkı ile temsil etmenin hassasiyeti içinde olduğunu belirtti.

Dün akşam havayolu ile geldiği Trabzon’da ve Rize’de halka seslenen Başbakan Erdoğan, öğle saatlerine kadar Güneysu ilçesindeki evinden çıkmayarak dinlendi. Başbakan Erdoğan öğle saatlerinde eşi Emine Erdoğan ile birlikte Rize şehir merkezindeki toplu açılış törenine katılmak üzere evinden ayrılırken, kendisini yağmur altında uzun süre bekleyen Güneysu ilçe merkezindekilerle hemşehrileri ile selamlaştı. Rabia selamı ile karşılanan Başbakan, korumalarının çocuklara oyuncak hediye etmesinin ardından Rize şehir merkezine hareket etti. Konvoyun önünde ortasında ve sonunda giden 3 ambulans ise dikkat çekti.

“60 TRİLYONLUK HİZMET”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Rize Valiliği önündeki topul açılış törenine katılırken, burada binlerce Rizeli’ye hitap etti. Bugün Rize’de 19 farklı eseri toplu halde resmi olarak hizmete açacaklarını belirten Erdoğan, “Rize merkezde, Çamllıhemşin’de, Çayeli’nde Güneysu’da Hemşin’de, İyidere’de yapımı tamamlanan okul pansiyon eğitim tesisi ve yurtları bugün resmi olarak açıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu toplu açılış töreni ile Rize’ye kazandırdığımız tüm hizmetlerin bedeli 60 trilyon lira. Bu yatırımların Rizemize hayırlı olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

Bundan 1 yıl öce 12 kasım’da Rize’ye geldiğini hatırlatan Erdoğan “Kalkandere’de yaptığımı toplu açılış töreni ile Rize’de çok sayıda eserin açılışını gerçekleştirdik. 2012 mayıs ayında Rize’de 425 milyon lira yani yaklaşık yarım milyar lira 500 trilyon tutarında hizmet ve projenin resmi açılışını gerçekleştirdik. Aynı ziyaretimde Türkiye’nin ve Rize’nin 130 yıllık hayali olan Ovit Tüneli’nin temelini attık. Ovit Tüneli devam ediyor. Allah nasip ederse aralık 2015 veya 2016 başının Ovit Tüneli’ni inşallah açacağız, Rize’yi Erzurum’a bağlayacağız. Artık Ovit geçişi yaz-kış devam edecek. Yolları açan iktidar AK Parti iktidarıdır. Çünkü biz yol medeniyettir diyerek yola çıktık. Tıkanan yolları biz açtık. Şu Karadeniz sahilinde 12 tünel bitirdik ve o Armelik Dağı’nı by-pass ettik. Artık kazaların olmadığı bir Karadeniz sahil yolunun 4 yılda yüzde 70’ni tamamlayarak bu hale getirdik. Rize’ye kalkındırmak için Rize’yi büyütmek için Rize’nin 10 yıllar boyunca ihmal edilen ihtiyaçlarını karşılamak için çalıştık. Rabbim güç kuvvet nasip ettiği, ömür verdiği müddetçe Rize için Türkiye ve insanlık için çalışmaya gayret etmeye, ter dökmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“BİZİM DE RİZE’YE VEFA BORCUMUZ VAR”

İnsanların mensubu oldukları ve ait hissettikleri şehirlere karşı vefa borçları olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İnsanların annelerinin, babalarının olduğu, büyüdükleri, akrabalarının, dostlarının bulunduğu yerlere şehirlere sorumlulukları vardır. Ülkelerine karşı milletine karşı vefa borçları vardır. Bizim de Rize’ye vefa borcumuz var. Ana-baba ocağımız Rize’ye karşı sadece maddi anlamda değil manevi anlamda da vefa borcunu ödemenin gayreti içindeyiz. Rize’nin mertliğini, dürüstlüğünü, çalışkanlığını bulunduğumuz her ortamda yaptığımız her işte hakkı ile temsil etmenin hassasiyeti içinde olduk. 11 yıldır Rize’nin, İstanbul’un tüm Türkiye’nin başını önüne eğdirmemek için tam bir gayret içinde olduk. Gerektiğinde Karadeniz gibi kabaracağız, gerektiğinde Fırtına Deresi gibi coşacağız, gerektiğinde Kaçkar gibi Verçenik gibi ağır olacak, ağırbaşlı olacağız. Gerektiğinde Rize’nin muhteşem şelaleleri gibi akacak, Rize’nin gölleri gibi durulacağız. Kardeşlerim dünyanın neresinde haksızlık adaletsiz varsa Rize’den aldığımız ilhamla haksıza, saldırana karşı hakkı savunacağız. Dünyanın neresinde muhtaç varsa mağdur varsa Rize’den aldığımız ilhamla ona elimizi uzatacağız. 81 vilayeti ile Türkiye’yi nakış nakış işlerken, komşularımıza, akrabalarımıza karşı müşfik olacak, zor zamanlarda onların yardımına koşacağız. Hüzünlerini de sevinçlerini de paylaşacağız. Biz Rize’den anne baba ocağımızdan, ecdadımızdan, Rize’nin yiğitlerinden bunu böyle gördük.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin görevini yapmadığını belirterek “BM Güvenlik Konseyi nerdesin ? ne işe yararsın ? neden ? ne için kuruldun ? Kuruluş amacın barış değil mi ? Sen şuanda barışın güvencesi değilsin. 5 daimi ülke dünyanın kaderini belirliyor hele hele 2 tane üye dünyanın kaderini belirliyor ama şunu unutmayın ‘Dünya 5’ten büyüktür’. İnşallah bunun da vakti zamanı geldiğinde dünya halkları hesabını soracaktır. Kardeşlerim, binlerce kilometre öteden gelip Ortadoğu coğrafyasını müdahale edenlere, cetvelle sınır çizenlere, bu coğrafyanın hem kanını hem petrolünü içenlere tek cümle söyleyemeyenler bugün Türkiye’yi eleştiri konusu yapıyorlar. Bunun içinde ülkemiz içindeki gafiller ve cahiller de vardır” dedi.

Yaklaşık 2 yıldır Türkiye’nin yanı başında Suriye’de bir insanlık dışı katliamların yaşandığını kaydeden Erdoğan “Yanı başımızda Suriye’de insanlık dışı bir katliam sergileniyor. Şuana kadar 100 binden fazla insan hayatını kaybetti. 2 milyondan fazla Suriyeli komşu ülkelere hicret etti. Sadece Türkiye’de 500 bin Suriyeli kardeşimizi misafir ediyoruz. Suriye’de bir insanlık dramı yaşanırken bu sefer de Mısır’da bir darbe yapıldı. Ardından millete karşı bir katliam sergilenmeye başlandı. Türkiye olarak Suriye’de yaşanan katliama özellikle o yavruların cansız bedenlerini gördük değil mi ? Orada kan yoktu, kurşun izleri yoktu çünkü o yavrular maalesef kimyasal silahlarla şehit edilmişti. Ama ben şuna inanıyorum; bu Beşar Esed’in artık son çırpınışlarıdır. Muttaki olan Allah’a inanıyorum ki bunun hesabını en kısa zamanda ondan soracaktır. Bu yavruların intikamını ondan alacaktır” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE YALNIZLAŞMADI”

“Kardeşlerim bize birileri diyor ki Türkiye yalnızlaştı” diyen Erdoğan “Yok hayır. Yalnızlaşmadık. Onların tankı topu uçağı ile yavruların üzerine iniyorlarsa bilesiniz ki bizim yanımızda önce hak var, sonra halk var. Biz buraya böyle geldik. Biz medya ile sermaye ile gelmedik. Uzun ince bir yolda halkla yürüdük, hakla yürüdük. Bundan sonra da böyle yürüyeceğiz. Şuanda Türkiye’ye bu tavrından dolayı haksızca, mesnetsizce yüzsüzce eleştirenler var. ‘Türkiye Suriye ile neden bu kadar ilgileniyor?’ diyenler var. ‘Türkiye, Mısır ile Somali ile Afganistan ile Lübnan ile Myanmar ile Ace ile neden bu kadar ilgileniyor’ diyenler var. Soruyorum bir NATO ülkesi olarak dünyanın dört bir yanında görev verilen Türkiye’ye neden Somali’ye, neden Afganistan’a gittin diyen var mı ? neden balkanlara gittin diyen var mı ? Ben şimdi soruyorum; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nerdesin ? ne işe yararsın ? neden ? ne için kuruldun ? Kuruluş amacın barış değil mi ? Sen şuanda barışın güvencesi değilsin. 5 daimi ülke dünyanın kaderini belirliyor hele hele 2 tane üye dünyanın kaderini belirliyor ama şunu unutmayın ‘Dünya 5’ten büyüktür’. İnşallah bunun da vakti zamanı geldiğinde dünya halkları hesabını soracaktır. Kardeşlerim binlerce kilometre öteden gelip Ortadoğu coğrafyasını müdahale edenlere, cetvelle sınır çizenlere, bu coğrafyanın hem kanını hem petrolünü içenlere tek cümle söyleyemeyenler bugün Türkiye’yi eleştiri konusu yapıyorlar. Bunun içinde ülkemiz içinde gafiller ve cahiller de vardır” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE SUSTURULAMAYACAK KADAR BÜYÜK BİR ÜLKEDİR”

Darbeye darbe diyecek cesareti olmayanların Türkiye’ye saldırarak, vicdanlarının üzerini örtemeye çalıştığını kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Haftalardır Mısır’da Suriye’de çocuklar ölürken, 17 yaşındaki Esma kızımız sniper ile öldürülürken, konuşmayanlar utanmadan burada konuşuyorlar. Türkiye’nin dürüst, mert duruşunu içlerine sindiremiyorlar. Rize’den sesleniyorum hem Türkiye’ye hem dünyaya. Türkiye birilerinin hafsalasına sığmayacak kadar büyük bir ülkedir. Türkiye tarihi bile medeniyeti ile geçmişi ile susmayacak susturulamayacak kadar büyük bir ülkedir. 1071 yılından bu yana bu topraklar üzerinde bu geniş coğrafyada biz sadece hakkı sadece dostluğu ve kardeşliği savunduk. Dikkatinizi çekiyorum, bir yıldır kardeşin kardeşi katlettiği, çatışmaların içinde hiçbir zaman olmadık. Biz hep arabulucu olduk. Hep mazlumun yanında olduk, her zaman sulhu teşvik eden, kardeşi barıştıran bir anlayış içinde olduk. Biz parçalayan değil, toparlayan olduk. Ayrıştıran değil kucaklayan olduk. Birlikten, beraberlikten, dostça, kardeşçe yaşamaktan yana olduk. Selçuklu ve Osmanlı’ya bakın birleştiren bütünleştiren ve güç birliği yapan kader ortaklığı olan bir anlayışı hakim kıldıklarını görürsünüz. Devleti Ali Osmaniye’nin Hint Yarımadası’ndaki zulme, Endonezya ve Açe’ye donama gönderdiğini görürsünüz. Cumhuriyet tarihinde her zaman bölgede barışı savunan bir yaklaşım içinde olduğunu görürsünüz. Afrika’da, Balkanlar’da barıştan dayanışmadan başka arzumuz yok. Biz kan akmasın istiyoruz, biz çocuklar ölmesin istiyoruz. Esmalar, Ayşeler, Fatmalar ölmesin istiyoruz. Biz Ortadoğu’nun çöllerinde, Afrika’nın steplerinde, Kafkasya’nın ve Balkanlar’ın dağlarında insanlık daha fazla can çekişmesin, insanlık kurumasın istiyoruz. Türkiye’nin politikası çok nettir, Rabialar da ölmesi istiyoruz. Biz insani olandan yanayız. Biz insani olanlardan, haktan ve adetten yanayız. Biz huzurlu bir ülke olmak istiyoruz. Biz bunun için komşularımızın kardeşlerimizin huzur içinde olmasını istiyoruz. Refah içinde bir ülke olmak istiyoruz kardeşlerimizin komşularımızın refahına katlı sağlamak istiyoruz.”

ERDOĞAN’DAN “BİZE NE ORTADOĞU’DAN” DİYENLERE SERT CEVAP

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Size ne Mısır’dan Suriye’den, Filistin’den diyenler vefasızlık etmiş olur; ecdadına, dedelerine, şehitlerine sırtını dönmüş olur.” dedi.

Türkiye’nin tarihin en büyük destanlarını yazarken yanında Mısır, Filistin ve diğer Müslüman ülkelerden gelen askerlerin bulunduğunu belirterek “Burası çok önemli. Mısır’da, Suriye’de, Açe’de ne işini var diyorlar ya. Şimdi cevabını veriyorum. Çanakkale Zaferi’nde Kahireli, Kudüslü, Şamlı Halepli kardeşlerimize ‘neden buraya geldiniz?’ diye sorduk mu sormadık. Onlar da bize neden buraya geldik demeden Çanakkale’de bizim ile birlikte savaştılar. Bizimle bizim vatanımızı savundular. Bizim dedelerimizle birlikte şehit oldular. Çanakkale’de de şehit oldular, Sarıkamış’ta da şehit oldular. Şimdi soruyorum Ey! bugün bize ‘orada ne işiniz var?’ diyenler önce başınızı iki eliniz arasına alın. Bizim tarihi bir sorumluluğumuz var. Bizim Mısır halkına bir vefa borcumuz, bizim Suriye’ye Filistin’e vefa borcumuz var. ‘Size ne Mısır’dan Suriye’den, Filistin’den diyenler vefasızlık etmiş olur; ecdadına, dedelerine, şehitlerine sırtını dönmüş olur. Son nefesimize kadar hakkı savunacağız. Bin yıldır bu coğrafyada kardeşliği savunduysak bundan sonra da aynı kararlılık savunacağız” diye konuştu.

“TARİHİMİZ BİZE YETER”

Türkiye içerde ve dışarıda hak bildiği yolda dosdoğru yürüyen bir ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan “Bize kimse istikamet çizemez. Hiç kimse bize ne yapacağımızı öğretmeye kalkışamaz. Onların aklı varsa kendilerine kullansınlar. Bizim aklımız bizim tecrübemiz bize yeter bizim tarihimiz bize yeter. Kimse bize yapay gündemler enjekte edemez. Biz büyük bir milletim büyük bir devletiz. Ne yapacağımıza milletçe ne yapacağımıza kendimiz karar verir o yolda yürürüz. Bizi dışarıda eleştirenler son günlerde bizi medyada hedef haline getirenler Mısır’da darbeye darbe diyemeyecek kadar zavallıdır bunlar. Bunlar onurlu şerefli ilkeli bir duruş sergileyemediler” şeklinde konuştu.

Demokrasi’yi siyasi literatürde sandık olarak öğrendiklerini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

“Bizim tüm öğrencilik hayatımızda biz bunu böyle öğrendik. Milletin iradesinin sandıkta tecellisi olarak öğrendik. Son zamanlarda bir şey daha öğrendik. Baktık ki 2013 Şubat İsrail’de bir panel. Eski Dışişleri bakanı şimdi ki adalet bakanı olan bir bayan, onun yanında Fransa’daki Yahudi entelektüeli. Ve moderatörü soruyor. (Genişletilmiş il başkanları toplantımda da açıkladım. Hemen tutuştular. Neden rahatsız oluyorlar ?) ‘Eğer Mısır seçimlerinde müslüman kardeşler kazanırsa buna ne dersiniz?’ ‘Böyle bir şey düşünülemez’ Kazanırsa ‘İktidarda kalamazlar’ diyor. Hemen arkasından ‘Filistin’de kalamadılar, Cezayir’de kalamadılar ve ardından şunu söylüyor ‘Demokrasi sadece sandık değildir’ diyor. Şimdi ben sesleniyorum; demokrasi sandık değildir diyenlerin kim olduğunu öğrendiniz mi ? İşlerine geldiği zaman sandık, işlerine gelmediği zaman sandık değil. Sen böylesin.”

ERDOĞAN’IN BEYAZ SARAY TEPKİSİ

Kendisinin bu duruma tepkisini Beyaz Saray’ın açıklama yapmasını değerlendiren Erdoğan “Beyaz Saray’dan cevap geliyor. Bunu duyunca üzüldüm. Bunun muhatabı Beyaz Saray değildi. Ben burada ABD’yi değil, İsrail’i ifade ettim. Beyaz Saray’a ne oluyor da Beyaz Saray bunu konuşuyor. Beyaz Saray böyle bir şeyi konuşmamalı, dillendirmemeli. Bunu konuşması gereken İsrail olmalıydı. Bu NATO’da 2 ülke olarak bir ortağın bir ortağa yaklaşımı yakışık almadı. İşte dünyanın çifte standartını göstermesi bakımından bu da çok önemli. Biz uzun ince bir yoldayız. Gideceğiz gündüz gece. Dün söyledim yine söylüyorum. Biz Esmaları yalnız bırakamayız. Biz Suriye’de kimyasal silahlarla öldürülen şehit edilen o yavruları yalnız bırakamayız. 100 binin üzerinde insan öldürülüyor. Biz onları yalnız bırakamayız. Bizim inandığımız bir şey var. Biz şuna inanıyoruz. Liva-ül Hamd ismindeki musamma sancağın altında buluşmak herkesin harcı değil. Biz ona doğru bir yol haritası çiziyoruz. Onun için Rabia Adeviyye, Mansuriyye, İskenderiye çok önemli. Biz asla yalpalamadan Akif’in ifadesi ile “O cevherdir ki İlahi ne büyüktür, imansız olan yürek sinede yüktür’ Biz böyle yürüyeceğiz.” dedi.

İHA
Yayın Tarihi : 24 Ağustos 2013 Cumartesi 17:59:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Yusuf Demir IP: 88.243.211.xxx Tarih : 24.08.2013 23:59:21

 " Milletin iradesinin sandıkta tecellisi olarak öğrendik. Son zamanlarda bir şey daha öğrendik" demiş sayın başbakan. 12 Eylül darbecilerinin getirdiği barajlı seçim sistemi aynen yerinde duruyor.

Barajlı seçim sistemi ile millet iradesinin sandıkta nasıl tecelli edeceğinide söyleseymiş. Barajlı sistem durdukca, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğunu söylemek bile mümkün değildir.