22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

'Biz Türkiye'de çok şeyler yaptık'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bütün samimiyetimle söylüyorum, biz Türkiye'de çok şeyler yaptık. Ama milletvekili arkadaşlarım da dahil, zaman zaman şahsım da dahil, 'şöyle bir anlatalım ne yaptık' diye sorduğumda, yaptıklarımızı onlar da anlatamıyorlar” dedi.

Başbakan Erdoğan, Kahramanmaraş'ın kurtuluşunun 87. yıl dönümü dolayısıyla AK Parti İl Başkanlığı tarafından İSKUR Tesislerinde düzenlenen yemeğe katıldı.

Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100 yıla yaklaşan tarihi içerisinde, Türkiye'ye yaptığı hizmetler bakımından pek az topluluğun gururlu olmayı ancak Kahramanmaraşlılar kadar hak ettiğini söyledi. 

Erdoğan, AK Parti çatısı altında siyasetin gönüllü erleri olarak gece gündüz çalışan, Türkiye için fikir, proje, hizmet üreten, milletin dertlerine çare üreten, en yakın sırdaşı, dostu, arkadaşı olan her bir AK Partilinin, yeni bir seçime daha “alnı ak, başı ak” hazırlanmakta olduğunu söyledi.

2002 yılından itibaren gelişme, kalkınma adına aldıkları her mesafede, milletle birlikte mücadele eden AK Partililerin büyük payı bulunduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin büyüklüğüne, Türk milletinin dünyanın en ileri seviyelerini hak eden büyük potansiyeline inandıklarını kaydetti. Erdoğan, “Bizim gönüllerimizde, bu ülkenin her bir köşesinde yaşayan insanların sevdasına denk bir Türkiye sevdası vardır. Bizim siyasetimiz, Türkiye'nin, milletimizin, geleceğimizin siyasetidir” dedi.

Siyaseti meslek olarak değil, hizmet yarışı, dava, aşk olarak olarak bildiklerini ve bu şuurla hareket ettiklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, ”Bizim siyasetimiz; Şahsi menfaatleri değil, kamusal menfaatleri, partimizin çıkarını değil, toplumsal ve ulusal çıkarı esas alır” diye konuştu.

“YAPTIKLARIMIZI ANLATMAK ZORUNDAYIZ”

Başbakan Erdoğan, milletin kutsal bir emanet olarak kendilerine verdiği bu sorumluluğu hakkıyla taşımak, milleti asla hayal kırıklığına uğratmamak zorunda olduklarını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: 

“Bugüne kadar, bu sorumluluk şuuruyla, bu emanet bilinciyle hareket ettik. Bundan sonra da İnşallah öyle yapacağız. Onun için önümüzdeki şu kritik süreçte, milletimizin mümkünse her bir ferdine, Türkiye'nin son 4 yılı aşkın zaman içinde her alanda yaşadığı büyük değişimi, kapıları tek tek çalarak anlatmak zorundayız. Şunu zannetmeyelim; Yapılanlar biliniyor.

Sevgili kardeşlerim bütün samimiyetimle söylüyorum, biz Türkiye'de çok şeyler yaptık, ama milletvekili arkadaşlarım da dahil, zaman zaman şahsım da dahil, 'şöyle bir anlatalım ne yaptık' diye sorduğumda yaptıklarımızı onlar da anlatamıyorlar. Çünkü acil eylem planında ne varsa hamdolsun bitirdik. İlaveler de yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Şimdi kendimize yeni yeni görevler ihdas ediyoruz ve yapılması gereken çok şey, atılması gereken çok adımlar var.”

“BU ÜLKEDE YAPILANLARIN HEYECANINI HAZMEDEMEZLER”

Yazılı ve görsel medyanın yaptıkları icraatlara yeterince yer vermediğini ifade eden Erdoğan, yarın Kahramanmaraş'ta 50'yi aşkın fabrikanın açılışını yapacaklarını kaydetti.

“Takip edin bakalım ertesi gün kaç gazetede göreceksiniz? Buna da bir kulp takmaya yönelirler. (Başbakan geldi. Kahramanmaraş'taki mevcut fabrikaların açılışını yaptı. Yeni yapılmış fabrika değildi bunlar) derler” şeklinde konuşan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Geçen, Konya'da 111 fabrikanın açılışını yaptım. Hemen arkasından onu yazdılar. Dediler ki; (Bu fabrikalar yeni yapılmış fabrikalar değildi. Onlar zaten Konya'da var olan fabrikalardı. Bunların açılışını yaptı.) Bunlarla ilgili hukuki süreç, bunu başlattılar. Netice alırlar almazlar onu bilmem, ama vaka bu. Çünkü hazmedemiyorlar. Bunların hazmetme kapasitesi bizim yaptıklarımızı kavramaya müsait değildir, münasip değildir. Çünkü bu ülkede yapılanların heyecanını bunlar hazmedemezler. O heyecanı duymak istemezler, yaşamak istemezler. Biz ise onlar nasıl yaklaşırsa yaklaşsın inançla, azimle, kararlılıkla bu yolda emin adımlarla yürüyoruz.”

Kendilerinden önceki iktidarların bir yıla sığdırdıkları çalışmaları, bir aya sığdırdıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Onun için anlatmalıyız. Türkiye bugün geldiği noktaya istikrarla gelmiştir. Hareket kabiliyeti olan bir yönetimle gelmiştir. Bu istikrarı kaybetmememiz gerekiyor. Bu ahengi, dinamizmi, bu vizyonu kaybetmememiz gerekiyor. Mesela, AK Partiye oy kazandırmak bizim için öncelikli bir hedef değildir. Bizim için öncelikli hedef, gönülleri kazanmaktır. Bizim için öncelikli hedef, Türkiye'ye geleceğini kazandırmaktır. Mesele iktidarımızı korumak değil, Türkiye'nin geleceğini, milletimizin menfaatlerini, çocuklarımızın umutlarını, ideallerini korumaktır.”

Erdoğan, Türkiye'nin, siyasetini milletin rotasında tutamayan yönetimler yüzünden yıllarını kaybettiğini vurgulayarak, bugün hala bu kayıpların sıkıntısını çektiklerini kaydetti. Erdoğan, “Açıkça ifade ediyorum, Türkiye büyüklüğünde bir ülkenin bunca zenginliği varken, potansiyeli varken, bu sıkıntıları aslında çekmemesi gerekirdi. Milletini kendinden daha çok seven, ülkesinin menfaatlerini kendi menfaatlerinden daha önemli, daha öncelikli gören yönetimler olsaydı, yani siyasetçi en temel görevini yapabilseydi, Türkiye bugün çok daha ileri noktalarda olmaz mıydı?” diye konuştu.

Erdoğan, göreve geldiklerinde öncelikle bu kayıp yılları telafi etmek ve açığı kapatmak zorunda kaldıklarını dile getirerek, sadece 4 yıllık sürede, on yıllardır çözüm bulunamayan kronik dertleri bir bir ortadan kaldırdıklarını söyledi.

“ELİMİZDE SİHİRLİ DEĞNEK YOK"

Başbakan Erdoğan, ellerinde sihirli değnek olmadığını ifade ederek, şöyle devam etti:

“Ama, arkamızda şu aziz milletin gönülden desteği var. Çünkü biz onlara güveniyoruz, onlar da bize güveniyor. Biliyorlar ki biz, bu milletin ideallerini gerçekleştirmek için gece gündüz çalışıyoruz. Biliyorlar ki bugün bu ülkenin geleceği demek olan her bir kuruşun hesabı, kılı kırk yararcasına dikkat ve hassasiyetle yapılmaktadır. Biliyorlar ki bu ülkenin kaynakları, bu ülkenin hazinesi hırsıza, arsıza, hortumcuya, nayloncuya peşkeş çekilmemektedir. Biliyorlar ki bu ülkenin sadece bugünü değil, çok daha aydınlık olacağına inandığımız mutlu ve müreffeh bir geleceğin hesabını tutan bir hükümet iş başındadır. İşte Türkiye bu duygu birliğinin, hedef birliğinin, ilke aşkının, bu birlik ve beraberlik ruhunun bereketini yaşıyor hamdolsun.”

2006 yılı bütçe gerçekleşmelerine ilişkin değerlendirmeler de yapan Başbakan Erdoğan, 2006 için bütçe açığı hedeflerini 13.9 milyar Dolar olarak belirlediklerini hatırlattı. Erdoğan, ancak bu hedefin bile muhalefet tarafından ”epeyce tank top atışına” tutulduğunu belirterek, bütçe açığının 3.9 milyar YTL olarak gerçekleştiğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, “Bu ne demektir biliyor musunuz? Enflasyondan sonra bütçe açığını da tek haneye indirmek demektir. İşte bu gerçek Türkiye'nin ne kadar disiplinli, ne kadar dikkatli, ne kadar gerçekçi bir yönetime sahip olduğunu gösteriyor” diye konuştu.

“ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYALIM”

Bu başarıyı, Türkiye'nin yarınlarına da yatırım yaparak gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, bu gelişme rotasının korunması gerektiğini söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bu rotadan saparsak, bu ülkeye yazık ederiz. Değişime her alanda devam etmek zorundayız. Dünyanın nereye gittiğini bilmezsek, buna uyum sağlamazsak, yerimizde sayarsak, kaybeden biz oluruz. İşte bizim tek tek bütün insanlarımıza anlatmamız gereken gerçek budur. Bugünün kazanımlarını, bu değişim rotasını iyi koruyarak çok güçlü, çok dayanıklı, ufku çok açık bir Türkiye'yi evel Allah hep beraber inşa edebiliriz.

O Türkiye özündeki değerlerle muasır medeniyetin tepelerine ulaşacak, büyük medeniyet sıçramasını zaten gerçekleştirecektir. Burada büyük görev, hepimizindir. Kimse, 'bana ne, kime ne, neme lazım' diyemez. El ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz, hepimiz taşın altına elimizi sokacağız. Sütçü İmamların, Rıdvan Hocaların diyarından ancak bu türlü insanlar çıkar.”

“ARTIK TÜRKİYE'NİN YOLU AÇIK...”

Erdoğan, Türkiye'yi karanlıklardan, krizlerden, kavgalardan, darlıklardan alıp bu günlere hep birlikte getirdiklerini ifade ederek, şunları söyledi:

“Daha güzele, daha aydınlığa taşımak da hepimizin görevidir. Her bir arkadaşımın bu hassasiyete, bu dikkate, bu memleket aşkına fazlasıyla sahip olduğunu biliyorum. O halde gelin Türkiye'yi hak ettiği yere el birliğiyle, gönül birliğiyle taşımaya, bunun için var gücümüzle çalışmaya devam edelim. İnanıyorum ki şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı aşkla, azimle ve kararlılıkla bütün engelleri aşacak, bütün zorlukların üstesinden geleceğiz. Onun için ben diyorum ki, artık Türkiye'nin yolu açık, geleceği aydınlıktır.”

Başbakan Erdoğan, eğitime ilişkin çalışmalara da değinerek, 4 yılda, 102 bini aşkın derslik yaptıklarını belirtti.

HASTANELERİN BİRLEŞTİRİLMESİ

Sağlığa ilişkin yaptıkları çalışmalarla ilgili bilgiler veren Erdoğan, SSK ve devlet hastanelerini birleştirme fikrini ortaya attıklarında, muhalefetin eleştirilerde bulunduğunu anımsattı.

Erdoğan, geçmişte SSK'da ilaç kuyrukları olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:

“Benim vatandaşım gidiyordu, SSK'da ilaç kuyruğunda reçetesini uzatıyor, doktor 5 tane ilaç yazmış, 2'si var 3'ü yok. Peki olmayanlar ne olacak? 'Git serbest eczaneden al.' Kardeşim bundan pirim kesiliyor mu? Kesiliyor. Niçin sen bunun ilacını vermiyorsun? 'Efendim ihaleyi yaptık, ama ilaç gelmedi veya henüz ihalesi yapılmadı.' Bunları bizzat kendi gözlerimle gittim, gördüm. Gördüklerimi konuşuyorum, duyduklarımı değil. Gittim, girdim bir SSK hastanesine, orada eczacı hanımın, kuyruktakilerle olan konuşmalarını bizzat dinledim.

Damdan düşerek anlatıyorum bunları... Bir SSK'lı olarak zaten öbür çileleri çok yaşamıştım. Onlara girmiyorum. 6 ay sonraya yatak günü verilen günleri iyi biliriz. 7 ay sonraya, 8 ay sonraya... 'Eğer erken gün almak istiyorsan muayenehaneye gel.' Bunları hep yaşamadınız mı? Yaşamadık mı? Yani benim bu anlattıklarım herhalde politik bir ifade değil. Hayatın gerçeğini, ülkemin gerçeklerini söylüyorum. Olması gereken neydi? Olması gereken bunu da masaya yatırmaktı. Hemen ana muhalefet karşımıza çıktı, 'Olmaz böyle şey' dedi. Dedikki olacak, biz sosyal devletiz. Şimdi benim tüm vatandaşlarım ayırt edilmeksizin gidip serbest eczanelerden ilacını alabiliyor mu, alıyor.”

Yeşil kartlılara önceden katkı bedelsiz ilaç verildiğini hatırlatan Erdoğan, burada bir oyun olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Yeşil kartlılar para ödemeden ilaç alıyorlardı. Baktık ki açık çıktı. Bir de baktık ki çok büyük açık gelmeye başladı. Şöyle bir inceledik, baktık ki ne görelim. Emekli cüzdanı olan yeşil kartlının kartını alıyor, o da gidip onunla ilaç alıyor. SSK'lı da bir yeşil kartlı buluyor, o da gidiyor onunkiyle ilacını alıyor. Bunu tespit edince dedik ki, kusura bakma yeşil kartlı, sen de bundan sonra yüzde 20 ödeyeceksin.”

Yeni hastanelere ilişkin bilgiler de veren Erdoğan, banyosu, tuvaleti odasında bulunan projelere girdiklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, “Yani Mr. George uyguluyor, yaşıyor. O yaşıyor da benim Ahmedim, Ayşem niye yaşamasın? Onların hakkı değil mi?” diye sordu.

“ONLAR LAF, BİZ İŞ ÜRETİRİZ”

Kahramanmaraş'ta işsiz olmadığını söylediklerini belirten Erdoğan, “Şimdi köylerde işsiz aranıyormuş. Bu konuşma çok önemli. Şu anda ekranları başında bizi izleyenler... Kahramanmaraş'a başka illerden göç başlayabilir. Bak karışmam. Ama Kahramanmaraşlı konukseverdir. O gelenlere de kapıyı açar” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Türk milleti için fedai can eylemiş bir kadro olduklarını belirterek, “Kim ne derse desin, birçok şeyler konuşabilirler. Onlar laf üretir, biz iş üretiriz. Yaptıklarımız ortada. Nereden nereye geldiğimiz ortada. Enflasyon belası neydi, şimdi nerede? 30'un üzerindeydi, şimdi tek haneli rakamda” dedi.

Erdoğan, AK Parti olarak ahlaklı siyaset tarzıyla, dürüst yönetim anlayışıyla, sonsuz hizmet aşkıyla Türkiye'nin aydınlık geleceğini inşa etmeye muktedir olduklarını söyledi.

Başbakan Erdoğan, sivil toplum örgütleri başta olmak üzere, şehit ailelerine de toplantıya katıldıkları için teşekkür etti.

Erdoğan, bayramda ziyaret ettiği Lübnan'daki Barış Gücü'nde görev yapan er Adil Özkan'ın salonda bulunan ailesiyle de bir süre görüştü ve fotoğraf çektirdi.

Başbakan Erdoğan'a, aralarında ceviz ağacından yapılmış sandalye ve sandığın da yer aldığı çeşitli hediyeler verildi. Şehit ve Gazi Aileleri Derneği temsilcileri de Erdoğan'a hediyeler verdi.

Bu arada, AK Parti tarafından dağıtılan toplantı davetiyesinde, “Taşıma ruhsatlı da olsa silah bulundurmayınız” notunun yer aldığı görüldü. Davetliler, daha önce bilgisayara kaydedilen listeye bakılarak x-ray cihazlarından geçirilerek, salona alındı.
A.A.
Yayın Tarihi : 12 Şubat 2007 Pazartesi 02:11:23
Güncelleme :12 Şubat 2007 Pazartesi 08:36:53


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
FATİH BAĞRIAÇIK IP: 85.98.93.xxx Tarih : 13.02.2007 08:58:02
SAYIN BAŞBAKAN,SEÇİM YAKLAŞIYOR AMA SİZ DAHA HALEN MUSLUKLARI AÇMADINIZ.MİLLET KIRILIYOR,YAKINDA CİNNETLER,İNTİHARLAR OLABİLDİĞİNCE ARTACAK.ŞU KREDİ FAİZLERİ GEÇTİĞİMİZ SENE DÜŞTÜ,BİZ İYİ BİR GELİŞME SANDIK.HALBUKİ ÜLKEYİ BUGÜNE GETİRDİ.MİLLET ALDIĞINI BANKAYA GÖTÜRÜYOR.ORTALIKDA PARA YOK.SAYGILAR