15
Haziran
2025
Pazar
SİYASET

Bölücülük yapıyorsun!

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “Çıkıp bana ‘Sen gericisin’ diyor. Bana ‘gerici’ diyerek kendi bölücülüğünü kapatamazsın. Sen bölücülük yapıyorsun, bölücülük” dedi.

“Atatürk yaşasaydı sen orada olabilir miydin” diyen Baykal, CHP Grubu’nda özetle şunları söyledi:

Hz. Peygamber kalkarsa

Başbakan, ‘Atatürk mezardan kalksa ilk defedeceği sizlersiniz’ diyor. Sen Atatürk’ü bırak da Hz. Ömer kalkarsa senin halin ne olur? Yetim hakkı yedin mi, yemedin mi? Bunu düşün ve kendine ona göre yol seç. Hz. Peygamber, kalkacak olursa ‘Sen nasıl bir yaşamın içindesin, senin çevrendeki insanlarla ilişkilerin nedir’ diye sana soracak. O zaman senin halin ne olur Sayın Tayyip Erdoğan.

100 metre rekortmeni

Atatürk kalkarsa bizi defedermiş. Peki Atatürk yaşasıyda sen orada olabilir miydin? Atatürk, cumhuriyetin birikimlerine zarar veren birinin o mevkide olmasına izin verir miydi? Şimdi çıkmış bu yolla CHP’yi açılım tartışmalarına karıştırmaya çalışıyorsa, onun yeri başka. Ancak halkımızın arasında Atatürk mezarından kalkarsa Sayın Başbakan’ın dünya 100 metre rekorunu kıracağına ilişkin fıkralar dolaştığına dikkatinizi çekerim.

Anayasa suçu uyarısı

Milli Eğitim’in içine etnik dilde eğitim yapmayı sokmayı öngören bir adım kırılma noktasıdır. Bu bir Anayasa suçudur. Bu doğrultuda karar verecek üniversite yöneticileri, bakanlar, başbakanlar, bu tezgahın içinde yer alan herkesin bir Anayasa suçu içinde olduklarına dikkat çekiyorum. Millet işte böyle bölünür. PKK, 25 yılda terör aracılığıyla elde edemediklerini bu iktidar sayesinde elde etme noktasına gelmiştir. Tüm bunları da demokratikleşme adı altında kabul ettirmeye çalışıyorlar. Demorkasi ayrı, bölücülük ayrıdır. ‘Bölücülük özgürlüğü’ diye bir şey yoktur. Bir de çıkıp bana ‘Sen gericisin’ diyor. Bana ‘gerici’ diyerek kendi bölücülüğünü kapatamazsın. ‘Gerici’ sözüne yanıt vererek, bunu kapatmana izin vermem. Sen bölücülük yapıyorsun, bölücülük.

Islak belge fos çıktı

Devlet içinden yalan, yanlış, doğru, çarpıtılmış veya bir kısmı doğru bir takım bilgilerin, tasnif edilip, belli bir takvim içerisinde kullanılması anlayışına dayalı bir karargâh faaliyetinin yürütülmekte olduğu anlaşılıyor. Karargâhın hedefi, bazen TSK’nın en muteber insanları, bazen Türk yargısının en saygıdeğer insanları. Karargâh, hâlâ bunca faaliyete ve himayeye rağmen somut bir sonuç ortaya koyamamıştır. En somut iddia ıslak imza belgesiydi, fos çıktı. O fos çıktı da kimler, niye yapıyor, kimler yaptırıyor, arkasında ne var?

Dinlemeler yasal değil

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nı, başsavcı yardımcılarının dinliyor. Dinlemeler, yasal da değil, hukuki de değil. Çünkü yasal dinlemenin sınırları, şartları ve çerçevesi dinleme öncesi yapılması gerekenler ile dinleme sonrası yapılması gerekenlerin, hiçbir olayda uygulandığına dair elimizde tek bir örnek yok. Afaki, ‘mahkeme kararı’ denilerek, yasal mı oluyor?

Hürriyet
Yayın Tarihi : 18 Kasım 2009 Çarşamba 23:09:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?