25
Mayıs
2024
Cumartesi
SİYASET

Bu vicdana sığar mı?

Başbakan Erdoğan, yanında Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Kürşad Tüzmen ile birlikte Osmaniye’de yapacağı toplu açılışlar için ‘Ana’ uçağı ile Adana Havalimanı’na gitti. Erdoğan’ı Adana Valisi İlhan Atış, Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı MHP’li Aytaç Durak ile yaklaşık 1500 kişilik grup karşıladı. Kalabalık sık sık ‘Dünya lideri’ sloganları attı.

Osmaniye’de konuşan Erdoğan, vatandaşlarla dertleşmeye geldiğini söyledi, “Siyasetçi eşlerini, kutsal değerlerini istismar ederek malzeme ederek siyaset yapmak akla vicdana sığar mı?” dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, dün Osmaniye’de çeşitli açılışlara katıldı. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin memleketi olan Osmaniyelilere seslenen Erdoğan, vatandaşlarla dertleşmeye geldiğini de söyleyerek, şöyle konuştu:

“Bizi çalıştırmamak, engellemek özellikle önümüzü kesmek suretiyle karalama kampanyası var. Çetelerle üzerimize geldiler. Hukuku zorlayarak üzerimize geldiler, boyun eğmedik, kirli senaryolarla, kirli planlarla üzerimize geldiler, asla taviz vermedik. Üstümüze geldiler, tahriklerle provokasyonlarla geldiler boynumuzu bükmedik. Çok farklı bir senaryo ortaya koydular. Bizi milletten hizmete alıkoyamayınca Ankara’da ürettikleri kirli tahriklerle bizi kendi dipsiz kuyularına çekmeye çalıştılar. TBMM’yi çalıştırmamayı, orayı terörize etmeyi, orayı bir gerilim ortamına çekmeyi bunlar muhalefet yapmak zannediyorlar. Özellikle 29 Mart seçimlerinden bu yana Meclis çalışmalarını yavaşlatmak için her türlü seviyesizliğe, hakarete başvuruyorlar. Ya yasalar millet için, ülke için çıkıyor. Oradaki yasayı engelleyerek ülkeme hizmeti engelliyorsunuz. Siyasi polemiğe malzeme yapılan konulara bakın. Bizim geleneklerimizde bu var mı? Bizim medeniyetimizde bu var mı? Siyasetçi eşlerini, kutsal değerlerini istismar ederek malzeme ederek siyaset yapmak akla vicdana sığar mı? 3.5 yıl bu ülkede iktidar ortağı oldular. O yılların içinde ekonomiyi, dış politikayı, iç politikayı, sosyal yaşamı felç ettiler. 5 yıl yetkileri vardı kalamadılar. Bu ülkenin merkez bankası bir gecede hortumlandı. Faizler çıktı, borçlanma faizleri yükseldi. Bankalar iflas etti bunların ağır faturasını millet ödedi.”

Başbakan Erdoğan, üstü örtülü olarak ana muhalefeti de eleştirdi. Ve özetle şöyle konuştu: “Bu ülke için yaptıkları hiç bir şey yok. Yapanı da engellemekten başka bir özellikleri de yok. Değişim yerine statükoyu savunmak, demokrasiye gölge düşürmeye çalışanlara çanak tutmak, milleti memleketi düşünmemek anlamı taşır. Bunların nasıl gözlerinin döndüğünü, ülkeyi kaos ortamına çekmek isteyenleri, gece gündüz tahrik yapanları milletimiz görüyor. Milli birlik ve kardeşlik projesini başlattık, kardeşlik projesinden daha güzel bir şey ne olabilir? Türkü, Kürdü, Çerkez’i, Laz’ı, Gürcüsü ile 72.5 milyon vatan evladını bir ve beraber görüyoruz. Yaratılanı, yaradandan ötürü seviyoruz, anlayışımız bu. Türkiye sorunlarını çözsün, engelleri aşsın istiyoruz. Bu prangalardan, zincirlerden kurtulsun istiyoruz. Bölgenin dünyanın saygın, güçlü bir ülkesi olsun istiyoruz. Kardeşliğimizi, birliğimizi, beraberliğimizi, bütünlüğümüzü daha ileri noktalara taşısın istiyoruz. Güçlü bir ülke güçlü bir devlet olsun istiyoruz. 7 yıl buna ilişkin adımlar attık. Şimdi daha somut adımlarla bu meseleleri tarihe havale etmek için çalışıyoruz.”

İl vasfına bizimle sahip oldu

7 yılda Osmaniye’nin çehresini değiştirdiklerini, kendileriyle birlikte kentin yıldızının parladığını ve gerçek bir il vasfına sahip olduğunu söyleyen Erdoğan, “Teşvik Yasası’ndan önce Osmaniye’de bin 578 iş yeri, 8 bin 796 sigortalı vardı. Rakam bu. Bu rakama dikkatinizi çekin nereden nereye geldik. Şimdi 4 bin 224 iş yeri var. Sigortalı sayısı ne oldu. 34 bin 978’e çıktı. Fark bu. Osmaniye’de köy yollarını bitirdik suyu olmayan köyümüz yok. Yayla yollarını yapmaya başladık. Osmaniye gerçek bir il vasfına bizimle sahip oldu. 81 vilayette. 780 bin kilometrenin tamamında hizmet üretiyoruz” dedi.

Biz Aşık Veysel gibi, uzun ince bir yolda devam edeceğiz

İktidar yoluna çıktıklarında bazı kesimlerin, tahrik siyaseti izlemeye başladığını savunan Erdoğan şöyle dedi: “Bir kez daha Osmaniye’den söylüyorum. Türkiye Cumhuriyeti, terörle mücadeleden asla vazgeçmeyecektir. En küçük hız kesmeye bile müsaade etmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti olarak terör örgütleri, onların liderleri, illegal yapılanmalarını muhatap almadık böyle bir zihniyete de düşmedik. Bölünme, parçalanma, ihanet gibi ithamlar milli birlik ve kardeşlik projesine çamur atmaya yönelik engelleme çirkin bir iftiradır. Bu sorunlardan nemalanmaktır. Bu çözüme karşı olan zihniyettir. Ülkemize bu bedelleri ödettirmek istemiyoruz. Artık ülke enerjisini bu tür sorunlarla heba edemez. Sorunları görmezlikten gelmekle büyük devlet olunmaz. Türkiye köşesine çekilen bir ülke yada dünyaya sırtını dönen bir ülke olamaz. Ankara’da üretilen tahrik siyasetinin içinde olmayacağız. Biz Aşık Veysel gibi yola devam ediyoruz. Uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece. Gideceğiz gündüz gece. Biz millete aşkımızın gereğini yerine getiriyoruz.”

Vatan
Yayın Tarihi : 7 Şubat 2010 Pazar 15:28:29
Güncelleme :7 Şubat 2010 Pazar 15:30:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
vatandaş IP: 78.175.25.xxx Tarih : 9.02.2010 00:14:35

başbakanımız çok kurnaz önce bir laf atıyor ortaya kaçıyor tartışma başlıyor millet birbirine giriyor arkasından başka bir laf atıyor bunun termonolojide bir adı var ama ben söylemiyeceğim ama sayın başbakanımıza hiç yakışmıyor  memleketimizdeki sorun bahçeli mi deniz baykal mı  şu anda iş yerlerinin % 60 ı önümüzdeki yılı göremeyecek iflasın eşiğinde halk issiz esnaf dükkanı açıyor zararla kapatıyor sorun vergi pahalı enerji pahalı hammdde pahalı depolama nakliye sorun üretilen malın dışarı satılamaması hal böyleyken bana ne bahçeliden banane deniz baykaldan senin görevin onlara laf yetiştirmek mi sonumuz hiç iyi değil yönetilemiyoruz kaç aydır başbakanın ağzından bir tek ekonomik atılım lafı çıkmadı ya fakir edebiyatı yapıyor ya kendine yapılanlarla açitasyonda ya asker bana sist demiş sıkıldık artık