17
Mayıs
2024
Cuma
SİYASET

Bunlara nasıl köşe verirsiniz?

Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun Myanmar'a yaptığı ziyareti eleştirenlere tepki gösterdi.

Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın WOW Otel'de düzenlediği iftarda yaptığı konuşmada, Londra 2012 Olimpiyat Oyunları Kadınlar 1.500 metre finalinde altın madalya kazanan Aslı Çakır Alptekin, gümüş madalya kazanan Gamze Bulut, tekvandoda gümüş madalya kazanan Nur Tatar'ı kutlayarak, önceki gün tekvando erkekler 68 kilo finalinde şampiyon olarak Türkiye'ye altın madalya kazandıran Servet Tazegül ile, ondan önce güreşte bronz madalya kazanan Rıza Kayaalp'e başarılarının devamını diledi.

Yazıklar olsun
Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Myanmar'a gidişinin bazı köşe yazarlarınca eleştirildiğini belirterek, ''Ben buradan o medya patronuna 'yazıklar olsun' diyorum. Bu adamları köşe yazarı olarak nasıl tutuyorsunuz. Bu tür hedefi olmayan, bu tür aşkı, heyecanı olmayan insanların eline kalem vermişsin, köşe teslim etmişsin'' dedi. Myanmar'ın çok anlamlı bir yer olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Şehitlerimizin gittiği, şehitlerimizin defnedildiği bir yer Myanmar. Biz, oralara gitmekle mükellefiz, biz buna zorunluyuz, bundan sorumluyuz. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından, bizim yüzlerce, binlerce kardeşimiz esir olarak Myanmar'a götürüldü ve birçoğu orada şehit olarak Myanmar topraklarına defnedildi. Şu anda bizim orada bir şehitliğimiz var ve inşallah TİKA eliyle bu şehitliğimizi de ihya ediyoruz, edeceğiz.

Çok bayat bir senaryo
Terörün, hükümetleri yıpratmak için bir araç olarak kullanıldığını ve kullanılmaya devam ettiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bugün de terörü bu şekilde, siyaseti dizayn etmek, hükümeti yıpratmak için bir araç olarak kullanmak isteyenler var. Ne yazık ki, geçmişte muhalefet partileri bu tuzağa nasıl düştülerse, bugün de aynı şekilde düşüyorlar. İspanya'ya bakıyorsunuz, İngiltere'ye bakıyorsunuz, orada muhalefet partilerinin terör örgütlerine karşı iktidarla birlikte hareket ettiklerine şahit oluyorsunuz. Biz de ise tam aksine. Biz de muhalefet, 'terör örgütüne nasıl destek olurum?' gayreti içerisinde. Ana muhalefet partisi CHP'nin, 14 Ağustos'ta Meclis'i olağanüstü toplama girişimi tam bir basiretsizlik örneği olduğu kadar, aynı zamanda teröre de teslimiyettir. Hiçbir konuda hiçbir politikası olmayan CHP, böyle anlık tepkiler vererek terörün ekmeğine yağ sürmektedir.''

CHP, Baas'ın zulmüne bulaşmış durumda
Erdoğan, Suriye'deki duruma da değinerek, ''Akan masum kanlar üzerinden mezhep tartışması yapmak insanlığı da vicdanı da ayaklar altına alıp çiğnemektir. Bakın şu anda CHP, en başta Genel Başkanı olmak üzere Suriye meselesine maalesef böyle bir nazarla bakıyor. CHP, boğazına kadar Baas rejiminin kirine, pasına, zulmüne bulaşmış durumdadır'' dedi.

Erdoğan'dan çağrı
Erdoğan, mübarek ramazan ayında Suriye'de akan kanın, artan olayların kendilerini üzüntü ve endişeye sevk ettiğini vurgulayarak, şunları dile getirdi:
''Buradan tüm İslam dünyasına, tüm İslam alemine, dünyaya çağrıda bulunmak istiyorum. İslam'ın, Hristiyanlığın, tüm diğer inançların tüm kutsal mabetlerine, camilere, kiliselere, havralara yönelik her türlü saldırıyı kınıyoruz. Mabetler, her dinin ortak kutsal değeridir ve hangi dine, mezhebe ait olursa olsun herkesi bu manevi makamlara saygı göstermeye davet ediyorum. Ama şunu da açık söylüyorum. İnsana saygı göstermeyenin mabede saygısı olmaz. İnsanı, bu savunmasız insanları öldürmek, o mabetleri yıkmaktan herhalde çok daha kötü. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Toplarla, tanklarla, uçaklarla artık hiçbir ayrım yapmaksızın insanlar öldürülüyor Suriye'de.''  

AA
Yayın Tarihi : 12 Ağustos 2012 Pazar 14:34:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ahmet IP: 88.241.6.xxx Tarih : 12.08.2012 22:16:50

sayın başbakanın vebakanların aleyhinde yazan köşe yazarı kaldımı hayret doğrusu


Aziz Kimsin. IP: 95.15.123.xxx Tarih : 13.08.2012 19:20:36

şerefli kişilerin "gramı ve çapının ne olduğunun" bilinmezliği içinde, hiç olmaz ise bari şerefli basın mensuplarımıza "köşe olma" hakkı verelim !