22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

Çankaya yolunda son raundlar

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasını istemeyen çevrelerin, 'formül' arayışı bitmiyor. 

Yargıtay eski Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun ortaya attığı "Seçimin yapılabilmesi için Meclis'in 184'le değil 367 vekille toplanması gerekir." yönündeki tezi ne siyasi ne de hukuki çevrelerde kabul gördü.

Kanadoğlu'nun tezi tutmayınca bu kez Erdoğan'ın Siirt'te okuduğu şiir yüzünden eski TCK'nın 312. maddesinden aldığı 10 aylık mahkumiyet cezası gündeme getirildi. 

Son tezin sahibi Meclis eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk. Cindoruk, Erdoğan'a milletvekilliği yolunu açan Yüksek Seçim Kurulu (YSK)'nun verdiği hükmün mahkeme kararı olmadığını, Yargıtay'ın kararının geçerliliğini koruduğunu savundu. 

Bunun bir 'sabıka kaydı' olduğunu ileri süren Cindoruk, anamuhalefet partisinin, "Siyasi geçmişinde milletvekili sıfatını alabilme imkanı kaldırılmış bir kişi o kararın geçerliliği sürdükçe cumhurbaşkanlığı için yeterlilik belgesi alabilir mi?" sorusuyla Anayasa Mahkemesi'ne gidebileceğini iddia etti. Cindoruk'un iddiası siyasi kulisleri hareketlendirirken, partilerden sadece CHP ve MHP destek verdi.

Hüsametin Cindoruk, tartışmalara yol açan iddiayı önceki gece NTV'de yayınlanan ve Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağının tartışıldığı 'Neden' programında ortaya attı. Cindoruk'a ilk itiraz, aynı programa konuk olarak katılan gazetecilerden geldi. Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, bu iddiayı Cindoruk'a yakıştıramadığını dile getirdi. Söz konusu mahkeme kararının hangi şartlarda verildiğine dikkat çeken Karaalioğlu, Erdoğan'ın hüküm giydiği maddenin kaldırıldığını hatırlattı. Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı da 'siyasetin millet vicdanına mal olması' gerektiğinin önemine değindi. Siyasi mağduriyetin Erdoğan figürünü bir efsaneye dönüştürdüğüne işaret eden Dumanlı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyaset içinde bulunup da özellikle 1980 öncesinden başlarsak, 'sabıkası' olmayan tek bir insan yoktur. Biz öyle bir kıskaçtan, öyle bir siyasi yasaktan, öyle bir gölgesinden korkan siyasi yapıdan geldik ki, ister iktidar, ister muhalefet olsun neredeyse Türk siyasetinin tümü hapishaneden geçti."

Cindoruk'un iddiası siyasi kulislerin de gündemini oluşturdu. Anamuhalefet partisi lideri Deniz Baykal, programı izlemediğini; ancak tüm iddiaları ciddiye alıp değerlendirmek gerektiğini söyledi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır da "Şimdi yargı kararı ortada durmaktadır. Siciline işlenmiştir. Sayın Başbakan'ın milletvekili olmasına engel teşkil eden bu yargı kararının onun cumhurbaşkanı olmasına da engel teşkil edip etmeyeceği hukuken tartışılmalıdır." görüşünü dile getirdi.

Cindoruk'a en sert tepki AK Parti'den geldi. Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, iddiayı Hüsamettin Cindoruk'un misyonuna yakıştıramadığını söyledi. Fırat, "Allah kimseyi beyin fıtığıyla malul kılmasın. Beyin fıtığı olanlar bunu söyleyebilir; ama Hüsamettin Bey'e bunları yakıştıramadım. Hüsamettin Bey'in Hüsamettin Bey oluşunun sebebi, Yassıada mahkemelerine genç bir avukat olarak girmesidir." diye konuştu.

Meclis Başkanı Bülent Arınç da, Cindoruk'un konuyu zühul eseri olarak ortaya attığını belirtti. Arınç, "Yıllar öncesine dönerek o tarihte verilen bir hüküm sebebiyle bunun cumhurbaşkanlığına engel olacağını söylemek çok ileri bir yorum yapmak olur. Ama bu yorum hiçbir zaman hukuki değildir.'' dedi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Ercan ise Anayasa'nın 76'ncı maddesinde seçilmeye engel hallerin sayıldığına dikkat çekerken, kişisel olarak yasakçı anlayışa karşı olduğunu anlattı.

Hukukçular uyardı: Hukuk, siyasete alet ediliyor

Başbakan Erdoğan'ın 312'den aldığı ceza yüzünden cumhurbaşkanı seçilemeyeceğini öne süren eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, hukukçulardan destek görmedi. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun, milletvekili seçilmeye engel oluşturmayan silinmiş bir sabıka kaydının cumhurbaşkanlığı için de engel oluşturmayacağını açıkladı. Anayasa'nın 101. maddesinde kimlerin cumhurbaşkanı seçilebileceğinin açık ve net bir şekilde belirtildiğini söyleyen Özbudun, "Anayasa'ya göre 40 yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış ve milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olan her Türk vatandaşı cumhurbaşkanı seçilme şartlarına sahiptir." dedi. Prof. Dr. Zafer Üskül de Anayasa'da cumhurbaşkanının niteliklerinin düzenlendiği 101. maddenin yoruma gerek bırakmayacak şekilde açık olduğunu vurguladı. Üskül, bir kişinin eski sabıkası milletvekili seçilmeye engel oluşturmuyorsa cumhurbaşkanı seçilmesine engel teşkil etmeyeceğini vurguladı. Hukuki konularla siyasi konuların birbirine karıştırılmamasını isteyen Üskül, "Hukuki sonuç sizi mutlu etmeyebilir, buna siyasi olarak karşı da olabilirsiniz. Ancak hukukun bu siyasi görüşlere alet edilmesi doğru değil." diye konuştu.
Zaman
Yayın Tarihi : 22 Mart 2007 Perşembe 05:06:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?