CHP Genel Başkanı Deniz Baykal bugün partisinin Ankara'daki Genel Merkezi'nde, kamuoyu tarafından merakla beklenen açıklamasını yaptı..
"Seçimler bitti... Sonuçlar milletimize ve ülkemize hayırlı olsun.. AKP'yi başarısından dolayı kutluyorum..." DİYEN VE..
İSTİFAYI AĞZINA ALMAYAN Baykal'ın basın mensuplarına yaptığı açıklaması şöyle:
Arkadaşlarımla, Deniz Baykal olarak görevimin başındayım....
CHP’li bile olmayan bir grubun çabalarını biliyoruz. Siyasi bakımdan bizi etkileyen parti içi talep yok... Medya kendine yeni bir heyecan arıyor. Ancak parti teşkilatları böyle düşünmüyor. Partimizin güven tazeleme sorunu yok. CHP'liler istifamı istemiyor. Medya heyecan arayışı içinde CHP’yi kullanıyor.
Partimizin temel politikalarında bir yanlışlık yok; fakat seçim sonuçları bizi memnun etmedi.
Bu nedenle ekonomik program olarak yeni yapılanma içinde olacağız.
Sandıktan çıkan halkın iradesi bizm için yol gösterecektir.
Seçim sonuçlarını irdeleyip, halktan destek almak için yeniden yapılanmayı gerçekleştirmek için arayışlar içinde olacağız.
Örgütümüzü bu konuda harekete geçireceğiz.
Pollitikalarımızı günün şartlarına uyarlayacağız.
Siyasetin etnik temelde olmasına her zaman karşıyız ve karşı olacağız.
CHP bu seçimde oyunu 1 milyon adet artırmıştır, bize verilen oyların ne anlama geldiğinin çok iyi farkındayız..
CHP olarak eskiden olduğu gibi, uzlaşmaya, diyaloğa açık olacağız. Çünkü uzlaşma Anayasamızın ruhunda yatar.
Bu seçimler AKP'ye ikinci kez iktidar görevi verdi. AKP'yi kutluyorum.
Seçim sonuçları milletimize hayırlı olsun. Miletimizin kararını saygıyla karşılıyorum..
Çıkan siyasi sonuçları ilerideki dönemde ele alacağız.
Bu sonuçları milletimizini iradesi doğrultusunda ele alacağız.
Seçimde yaptığıımız çalışmaları iftiharla yaadediyorum.
Türkiye'nin tarihi rotasını değerlendiren, zaman zaman iktidarın yanlışlarını engeleyen bir parlamento görevini başarıyla yapan CHP yine aynı görevini yapacaktır.
CHP parlamentonun sigortasadır. Bu bilinçle önümüzdeki dönemde görev yapacağız.. Ülke yararını savunmakta hiçbir tereddüt taşımıyoruz. Bunu da CHP yerine getirecektir..
CHP milli mücadele içinden çıkan bir partidir. Batı'daki sosyal demokrat paptilerinden farklılığımız budur, onun için cuchuriyet değerleri ve laiklik bizim vazgeçemeyeceğmiz değerlerdir.
Seçim sonuçları bizi memnun etmedi. Bu sonuçlar bizim için yeterli sayılamaz.
Bu sonuçların hangi toplumsal dinamiklerin yattığıın, bu siyasi tabyoyu şekillendiren uygulamaları biz, siyaset bilimciler en iyi şekilde ortaya koyacağız.
Geçmişte de iktidarda olana ikinci kez iktidar verilmiştir... Demokrasiden olağandır.
Cumhuriyet'e karşı olan tehlikeler eskiden de vardı bugün de vardır... Bunu seçim sonuçları da değiştirmiyor... CHP olarak bu konuda hep duyarlı olacaktır.
Türkiye’de Cumhuriyete yönelik tehlike olduğu gerçeğini hiçbir seçim sonucu ortadan kaldıramaz. Bu konudaki çabalar ve arayışlar ortadadır. Bu tehlikenin bundan sonra da devam edeceği ortadadır. Türkiye’nin Müslüman ama laik bir ülke olduğu için içeriden dışarıdan arayışların olduğunu çok iyi biliyoruz. Biz ona karşı görevimizi yapacağız. Seçim sonucunda çok şey etkilidir. Ekonomi, iktidarın uygulamaları, konjonktür çok şeyi değiştirebilir.
Türkiye'de son seçimler siyasi temsili olumlu olarak değiştirmiştir. Temsil edilmeyenler temsil edilmiştir.
Dün Sayın Başbakan beni aradı, parlamentoda bizi ziyaret edeceğini söyledi. Siyasi diyalog başlayacaktır.
Cumhurbaşkanı için uzlaşmayı esas alıyoruz. Ben partili, siyasi kişiliği olan bir kişinin Cumhurbaşkanı olamayacağını ifade ettim, hala o düşüncedeyim. Adayları bir görelim, değerlendirmeyi ona göre yaparız.
CHP demokrasinin önünde engel değil, demokrasinin önünü açan bir siyasi partidir. O nedenle ben geçmişte Erdoğan'ın siyasete dönmesini sağladım. Yoksa başka bir nedenle değil..
'Rodos'a yüzerim' sözü siyasi bir espriydi, bu espriyi tekrar dile getirmek, espriyi anlamamaktır..
Ben güvenilir bir siyasiyim CHP de güvenilir bir partidir.
Bizim partimiz 12 yıl kapalı kaldı. Ben 7 yıl siyasette olamadım. Yasaklı olmuştuk. 'Yenildiniz, siyasetten çekilin' sözleri bizim için geçerli değildir. Biz 4.70 ile yola çıktık. Şimdi 20'le geldik. CHP'nin nasıl çileli bir yolculuktan buralara geldiğini biz biliyoruz. Bize karşı çıkanların şimdi nerelerde olduğunu görüyorsunuz? 1999'da Öcalan'ın Türkiye'ye iadesi, bizim barajın altında kalmamıza neden oldu. O nedenle ben Genel başkanlık'tan ayrıldım.. Partim yeni yönetimden mutlu olmadığı için beni tekrar göreve çağırdı. Benim partim bu süreç içinde daha da zayıfladı. 2000 yılında geldiğimde parti daha da zayıflamıştı. Biz partiyi inşa ederek bu çileli yolda yürüdük. 2002'de partimiz oyu da arttı, etkinliğini de arttı.
Bu seçimler çok özel koşullarda olmasına karşı yüzde 1 oranına yakın yine oyumuz arttı... CHP 15 yıldır oylarını artırıyor...
Partimizi bırakalım mı... Biz CHP'yi türkiye'de demokrasi kurumu olarak inşa etmeye çalışıyoruz... Parti içinde bir sıkıntı yok. Muhalefetin bir kısmı partili bile değil..
Toplumun bize verdiği görev, bizim heyecanımız bu seçimde bizi istediğimiz yere getirmedi... Fakat buna karşın yetersiz de olsa yine de bu seçimlerde yükselişini sürdürmüştür.
Eksiğimizi, gediğimizi kendi içimizde konuşuyoruz. Biz CHP'yi inşa etme çalışması içindeyiz. Partimizi iktidara tüm sorunlarını çözmüş olarak hazırlanıyoruz.
Elbette demokrasilerde başkanlar gelir, gider.... Fakat biz CHP'yi iktidara hazırlıyoruz... Gelecek arkadaşlara iktidara hazır bir parti bırakmak istiyoruz.
Sayın Zeki Sezer’le konuştuk ve sonuçları değerlendirdik. Başka bir şey konuşmadık. Sayın Demirel ise büyük bir nezaket içinde aradı ve kutladı. Biz de teşekkür ettik.
ÖNCEKİ HABER-YORUM
Sabah/Muharrem Sarıkaya
Seçim sonrası milletvekili sayısı düştüğü için parti içinden, "istifa" sesleri yükseliyor olsa da CHP lideri Deniz Baykal'ın kararı kesin:
"İstifa yok; bir sonraki seçim için mücadeleye devam..."
Baykal dün bu kararını yakın çevresi ve kurmaylarıyla paylaştı.
CHP liderliğinin, Olağanüstü Kurultay arayışında olanlara karşı bakışı da şöyle:
"Onlarla meşgul olmuyoruz. Onlar profesyonel, her seçim dönemi sonrası aynı tavırlarını sergilerler..."
CHP yönetiminin seçim sonuçlarına ilişkin yorumuna gelirsek.
Öncelikle, AK Parti'nin bu rakama ulaşabileceğini öngöremediklerini kabul ediyorlar.
CHP yönetimi AK Parti'nin bu kadar yüksek oy almasını ise "merkez sağın iki partisi; DYP ve Anavatan'a" bağlıyor.
Merkez sağ desteği
CHP liderliğinin Anadolu'dan gelen seçim sonuçları üzerinde, geçmiş seçimleri de kıyaslayarak yaptığı yorum ise şöyle:
"Merkez sağın iki partisi DYP ve Anavatan geçen seçimde çökmüş, ancak siyaseten bitmemiş, toplumda duruyordu. DYP, Anavatan, GP'nin de arasında bulunduğu yüzde 20'nin üzerinde merkez sağ baraj dolayısıyla dışarıda kalmıştı. Şimdi merkez sağ eridi; AKP'ye gitti..."
Bu yoruma dayanak da "AKP, CHP ve MHP oyunu arttırdı, o zaman bu oylar nereden geldi?" sorusuna aranan yanıtla bulunuyor.
Ayrıca MHP'nin 1999'da yüzde 18'ler seviyesine çıkmış havuzunu yeniden oylarını çevirerek yükselttiği de kayda geçiriliyor.
CHP'nin de oylarını yüzde 1,5 oranında arttırdığı anımsatılıp şu yorum yapılıyor:
"AKP çıkar sağlayıcı tavrına ilave olarak, 'Müslüman cumhurbaşkanı seçtirmediler, demokrasiye darbe vuruldu' söylemiyle merkez sağın oyunu topladı. Türkiye siyaset sosyolojisi bunun tahlilini iyi yapmalı."
CHP liderliğinin görüşü "merkez sağın tekrar toparlanıp eski gücüne kavuşmasının zor" olduğu yönünde.
Bundan sonra siyasetin AK Parti, CHP ve MHP ekseninde devam edeceği inancında.
1965-1969'daki gibi
CHP'nin seçim başarısına ilişkin yapılan yorum ise farklı.
Öncelikli olarak CHP'nin yeniden kurulduğu 1992'den bugüne aldığı oy tablosu masaya yatırılıyor.
1994 seçiminde yüzde 3.7, 1995'te 10.7 ile yükselme trendine ulaşıldığı; Öcalan'ın yakalanması sonucu 1999'da yüzde 1,5 gerileme ile baraj altında kalmasına rağmen, aynı platformu koruduğu; 2002 seçiminde yüzde 19, bu seçimde de yüzde 21 seviyesine çıkmayı başardığı vurgusu yapılıyor.
"CHP'nin düzenli belirli bir açıyla dik olmayan ama kararlı yürüyen bir trendi yakaladığı" belirtiliyor.
Bu aşamada "iktidarı kaybettik ama reel tablo da gösteriyor ki her seçimde yükselişteyiz" tespitinde bulunuluyor.
CHP liderliğinin mikro düzeydeki oy analizi ile ulaştığı bir de şu tespiti var:
"CHP'nin 1965-1969'da ortanın solu diye ortaya çıktığı dönemi, bu dönem bire bir anımsatıyor. CHP'nin feodal bölgelerde o seçimde de oyu azalmış, buna karşılık modern yapının ortaya çıktığı yerlerde ortanın solu söylemiyle yükselmişti. Bunun geleceğe ağırlıklı yansıması olmuş, bir sonraki seçimde CHP çok yükselmişti. Şimdi de aynı durum yaşanıyor."
CHP yönetiminin seçim yorumu böyle...