22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

CHP'yi Menderes'in ahı mı tuttu

İdamlar bütün dünyada nicedir elin ayağın ortalıktan iyice çekildiği saatlerde, yani sabaha doğru yapılıyordu. Sebebi ise gayet basit ve anlaşılırdı: Gündüz infaz edilen idamlar halkta taşkınlıklara meydan veriyor, olayın dehşetinden etkilenenler sağa sola saldırıp başka ölümlere yol açıyorlardı. Ama onunki öyle olmayacak, bir ikindi vakti, ağır ağır darağacına doğru yola çıkarılacaktı.
Son sözlerini yazmak için kâğıt kalem istedi. Ufak bir not kâğıdı uzattılar önüne. Başladı yazmaya. Kendini iyi ifade etmesiyle tanınan Başvekil Adnan Menderes, darağacının gölgesinde o kâğıt parçasına bir demokrasi manifestosu döktürecekti. Kimseden korkusu kalmamıştı. Ölümden öte yol var mıydı?

Başladı yazmaya. Dünyaya sağlığında bıraktığı son belgenin “eski yazı” dediğimiz Osmanlıca olması ve hemen hiçbir imla bozukluğu ve cümle düşüklüğü olmadan yazılmış bulunması ise düşündürücüdür. Demek ölümü bile arzulayacak noktaya getirilebiliyormuş insan. Gerektiğinde ona bir sevgiliye koşar gibi koşabiliyormuş.

İlk satırı yazdı: “Adnan Menderes’in idamından evvel son sözleri.” Sonra düşüne düşüne yazmaya devam etti:

Menderes’in idam edilmeden önce yazdığı son mektubun orijinali.



“Sizlere dargın değilim. Sizin ve diğer zevatın iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyorum. Onlara da dargın değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki, Adnan Menderes hürriyet uğruna koyduğu başını 17 sene evvel almadığınız için sizlere müteşekkirdir. İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Ölüme kadar metanetle gittiğimi, silahların gölgesinde yaşayan kahraman efendilerinize acaba söyleyebilecek misiniz? Şunu da söyleyeyim ki, milletçe kazanılacak hürriyet mücadelesinde sizi ve efendinizi yine de 1950’de olduğu gibi kurtarabilirdim. Dirimden korkmayacaktınız. Ama şimdi milletle el ele vererek Adnan Menderes’in ölüsü ebediyete kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Ama buna rağmen duam [bu kelimenin üzeri çizilip merhametim yapılmıştır] sizlerle beraberdir.”

O mahkemede ezilmiş, tükenmiş ve adeta canlı cenaze gibi bir görüntü çizen Menderes’in dimağı, bu son mesajında adeta tutuşmuş ve eski günlerini hatırlamıştır. Özellikle irticalî konuşmalarında zaman zaman edebî bir lezzet kazanan üslubu, Osmanlıcanın o zengin lügatinden bir çıkış yolu arardı. İşte 1 Mayıs 1960 tarihli radyo konuşmasından birkaç cümle:

“Çok partili hayat birtakım müşkilata rağmen devam edip yerleşmekte... Ve her memleket meselesini milletin rey ve iradesiyle halletmek veya istikametlendirmek şuuru vicdanlarda kökleşmekte... Fakat memleket bütün bu güzel ve müsbet manzaraları ile göze gelmiş gibi, feleğin kahrı şeametli [uğursuz] bir nefes gibi üstünde dolaşmakta, sanki zehirli bir çöl rüzgârı gibi onun güzel renklerini soldurmaya çabalayarak esmekte... Ne için sevgili vatandaşlarım? Bu kin, bu husumet, bu ihtiras, bu kıskançlık ne için kurutucu bir çöl fırtınası gibi bu güzel vatanın üstünde estirilmek istenmekte?”

Evet ne içindi bütün bunlar? Memleketin üzerinde estirilmek istenen zehirli çöl rüzgârı kimin eseriydi? Daha da önemlisi, Menderes, “silahların gölgesinde yaşayan efendiler”den kimleri, hangi güçleri kastetmişti? CHP’liler ve İnönü’yü mü? Derin devleti mi? Yoksa bazılarının iddia ettiği gibi ABD’yi mi? Ya da yine bazılarının iddia ettiği gibi hakimiyetini ABD’ye kaptırmış olmanın telaşıyla harekete geçen İngiltere öncülüğündeki Avrupa’yı mı?

Mektubun dikkat çekici cümlelerinden birisi, Türkiye’deki “hürriyet mücadelesi”nin er geç kazanılacağına ilişkin vurguyla öne çıkıyor. Menderes’in hürriyet mücadelesinin başlangıcı olarak verdiği tarih, 17 yıldır ki, 1944’e tekabül eder. Demek ki Eylül 1945’te CHP’den ihraç edilmeden önceki ilk muhalefet günlerini hatırlıyordu Menderes. Şükrü Saraçoğlu kabinesine güvensizlik oyu veren 7 muhaliften biri de o değil miydi?

‘Geç kaldınız, geç. Benim başımı asıl o zaman alacaktınız’, demeye getiriyordu idam sehpasının eşiğindeki Başvekil. İşte bu cümleden çözüyoruz, mektupta Menderes’in hedefinin, ezelî rakibi İsmet İnönü olduğunu. Silahların gölgesinde yaşayan efendi, odur. ‘1950’de kurtardım’ dediği de odur. İktidara geldiklerinde paçası tutuşan İnönü’ye ‘devr-i sâbık” yaratmayacaklarını söyleyerek teminat veren, bir nevi onu kurtaran Celal Bayar’la kendisi değil miydi?

Bakmayın siz İnönücülerin ‘Aslında İsmet Paşa Menderes’in idam edilmesini son dakikaya kadar istemedi’ yavelerine. Çünkü Bedii Faik’in de ustaca yakaladığı gibi, İnönü onun idamını son dakikaya kadar değil, “son dakikada” istememiştir. Ama zaten o son dakikada kimsenin (ABD Başkanı’nın bile) idamı önleyecek gücü kalmamıştı ki! Zamanlaması tek kelimeyle harikaydı İnönü’nün. Rakibinden kurtulmayı arzu etmiş ama son dakikada harekete geçerek üzerindeki şaibeyi de temizlemek istemişti. ‘Ne yapayım, gördünüz, elimden geleni bu kadardı’, diyerek de işin içinden sıyrılmayı becermişti.

Mektup devam ediyor: “Adnan Menderes’in ölüsü ebediyete kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir.” Yoksa bir kehanet karşısında mıyız? Ölüsü değil de ruhu, gün gelecek defalarca sandığa gömerek -yeni bir Menderes olarak ortaya çıkan Ecevit parantezi hariç- CHP’yi siyaset meydanından silip süpürmeyecek midir? Ve bugün CHP’nin ensesindeki nefes, Türk halkının gönlünden hâlâ silinmeyen Menderes’in ruhu değil midir? Dolayısıyla bu son anından damıtılmış kehanet pekala tutmuş, yıllar sonra İstanbul’a nakledilen kemikleri bile on binleri sokağa dökmeye yetmiştir.

Bana sorarsanız asıl çıkan kehaneti, ihtilalden sonra dostları tarafından bile komik bulunan “Bütün bir millet arkamdan geliyor” sözleri olmuştur.

Mustafa Armağan/zaman-aktüel
Yayın Tarihi : 4 Mart 2007 Pazar 17:47:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ibrahim IP: 88.228.26.xxx Tarih : 5.03.2007 09:04:23
ÖLMÜŞ İNSANIN PEŞİNE NE YORUM YAZARSANIZ YAZIN. FARK ETMEZ. VİCDANLARI RAHAT OLANLAR DA VARDIR OLMYANDA. BİRGÜN VİCDANLAR BİLİNECEK.

seda deniz IP: 88.252.137.xxx Tarih : 12.10.2007 13:38:58

yazı gerçekten çok güzel olmuş emeğinize sağlık fakat bi sorum olacak ben adnan mendersin idam edilme nedenini hala anlamış değilim ve günlerdir bu sorunun cvbını arıyorum beni aydınlatırsanız sevinirim..teşekkürler


kıvanç erkan IP: 85.100.161.xxx Tarih : 21.07.2007 16:22:35
türkiyede neden böyle iyi insanlar tutulmuyo anlamıyorum adnan menderes aslında çok iyi bir başkandı boşu boşuna adamcağızı idam ettiler allah rahmet eylesin dediğim gibi türkiyede iyi insanları hiç tutmuyolar baksana adamı suçsuz yere astılar işte yazık ya yazık!!!

tuğçe atmacalar IP: 85.108.157.xxx Tarih : 5.08.2007 14:49:54
bence kesinlikle menderesin ahı tuttu adnan menderesin öldürülmesi için ileri sürülen iddaalar sadece bir bahane türkiye böyle mütevazi bir insanı kaybetmiştir ne yazıkki

MURAFET ÖZDEMIR IP: 84.56.244.xxx Tarih : 5.03.2007 00:15:23
TÜRK MILLETI ZEKIDIR TÜRK MILLETI MUTAVAZIDIR EGER MERHUM MENDERES IDAM EDIL-MESEYDI BIZ TÜRK MILLETI: AB: ORTAKPAZAR GÜMRÜKBIRLIGI GIBIL SEYLERLE UGRASMIYACAKTIK MILLI GELIRIMIZ ATMISBIN DOLARI ASACAKTI AMARIKA ILE MENDERES KARAR ALMISTIR FORT FABRIKASINI TÜRKKIYEYE KURALIM DEMISTIR ISMET INÖNÜ GAVUR ECNEBI MALIDIR SAKIN KURMUYALIM DIYE SOKAKLARDA POLITIKA YAPMISTIR BIZLERDE FORT FABRIKASINA ISCI OLARAK CALISMAYA GITTIK GERISINI SIZLER DEGERLENDIRIN SAYGILARIMLA MURAFET ÖZDEMIR ASRIN GÜRES AGASI

ümran sarı IP: 78.178.128.xxx Tarih : 5.07.2008 19:46:15

Gerçekten çok iyiymişsiniz sizi çok arıyoz. Sizi asanların elleri kırılsın desek yeri var.


asli kurt IP: 88.245.75.xxx Tarih : 1.03.2008 23:35:16

adnan menderesin idamında gerkeçler okadr saçmaki resmen suça göre cez değilde cezaya göre suç seçilmiş..yani idam edilmesi için ellerıinden gelen herşeyi yapmiş BİRİLERİ.ama yazık olmuş..allah rahmet eylesin diyebiliyrm...birtek


cetin mektupsuz IP: 217.236.41.xxx Tarih : 29.07.2008 05:58:20

selamlar, ben idamlarin yapilmasina iyi bakmamaktayim, , gecmiste inadina idamlar yasanmasina ragmen yasanilan idamlardaki karanlik perdelerin hala aralanmadigina yada bu idam gerekcelerinin halka yeterince anlatilamadigi inancindaydim, vatan severlik sadece belirli düsünce yada ideolojilerin tekelinde degildir, 1961 de mendereslerin idamlari 1972 de denizlerin idamlari ve 1980 kenan evren darbesindeki idamlarin gercek gerekcelerini bir türk vatandasi olarak tarafsiz bir yaklasimla ögrenmemin en dogal hakkim oldugunu düsünmekteyim, idam karari insanlarin caresizligi ile es anlamlidir,tesekkürler , saygilarimla, cetin mektupsuz almanya