Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ''Türk milletine, Türkiye Cumhuriyeti devletine sövüldüğü zaman batı ülkelerinden ödül gelmesi de gecikmiyor. Hemen bir hafta sonra ya kuzey ülkelerinden ya da güney ülkelerinden ödül geliyor ve toplumdan da ses çıkmıyor. Benden başka kabadayı da çıkmıyor bu memlekette'' dedi. 

Türkiye Gazeteciler Federasyonu 5. Olağan Genel Kurulu, Ankara Ticaret Odası Toplantı Salonunda başladı. Toplantıda konuşan Adalet Bakanı Çiçek, gazetecilerin siyasetçilerle et ve tırnak gibi olduğunu belirtti. Toplumda demokrasinin gelişmesi açısından medyanın önemine dikkati çeken Çiçek, bu yönde olumlu çabalar bulunmasına karşın, Türkiye ve dünyada bilgi kirlenmesi olduğunu söyledi. 

Çiçek, Anayasa'nın 1, 2, ve 3. maddelerinde yazılan ilke, esas ve değerlerin Türk toplumunun ortak paydası olduğunu ifade ederek, bunların asla tartışılamayacağını ve tartışılmaya da müsaade edilemeyecek değerler olduğunu kaydetti. Bu değerlere ters düşen, dışarıdan ve içeriden çeşitli açıklamalar bulunduğunu belirten Çiçek, dışarıdan Türkiye'ye yöneltilen birtakım değerlendirmelerin önemli kaynaklarından birinin basında çıkan bir kısım haberler olduğunu söyledi. 

Türkiye'de bir kısım unsurların, ülkenin ortak değerlerini yeterince benimsememiş kesimlerin, Türkiye ile ilgili taleplerini eskiden olduğu gibi doğrudan meydanlarda ifade etmediklerini vurgulayan Çiçek, bunların işin kolaycılığını bulduklarını ve Avrupa Parlamentosu'na gittiklerini ve orada bu işleri gündem konusu yapmaya çalışan ülkelerin de bulunduğunu kaydetti. Çiçek, bir süre sonra bu konuların AB talepleri olarak Türkiye'nin önüne geldiğini söyledi.

''TÜRKİYE'DEN SERVİS YAPILIYOR''
AB İlerleme Raporunun 8 Kasımda yayınlanacağını anımsatan Çiçek, ''İlerleme raporunda, 'Türkiye'nin şunu, bunu eksik' diye sizi rahatsız eden birtakım unsurların önemli bir kısmının Türkiye'den servis yapıldığını çok net biliyoruz. Bu ülkede birtakım şeyleri tartışıyorsak, bu tartışmaya hep dışarıdan müdahale değil, içimizden çanak tutanların olduğunu da bilmiş olmamız gerekir'' dedi. 

İfade özgürlüğünden yana olduklarını da anlatan çiçek, şunları kaydetti: ''Ben, özgürlük deyince, sınırsız, her şeyin rahatlıkla söylenebildiği bir batı dünyası bilmiyorum. Bir ülke bilmiyorum. Halbuki konuşurken 'batıda bu var mı, şu var mı, batıda neler var?' Bu, batı düşmanlığı değil. Batıyı olduğu gibi kabul etmeli, batının tomografisini çekip, neresinde ne var, onu da iyi görmek lazım.
Bizlere, 'şunu niye yapmıyorsunuz, bunu niye yapmıyorsunuz' diyenlerin, son bir yıldır ipliği pazara çıktı. Bunu her Bakanlar Kurulu toplantısında açıklıyorum. Sağıma, soluma baktığımda da çok fazla destekçi görmediğimi de söyleyeyim size...
Özgül ağırlığı olmayan kuruluşların sesi, sizlerden çok daha fazla çıkıyor. hem haklı, doğru şeyleri söylemeye çalışıyoruz, bakıyoruz, sağa sola baktığımızda maalesef bunları söyleyenlerin sesi az çıkıyor. Şimdi bu toplantı onların toplantısı olsaydı, 50 tane kamera olurdu.''

''ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN''
Çiçek, 301. maddeye ilişkin değerlendirmelerde de bulunarak, ''Birileri dese de, demese de özgürlük hepimiz için vardır. Ama sınırsız değildir. Özgürlük, değerlerimizi, insanlarımızı, kurumlarımızı aşağılamak, hakaret etmek adına kullanılmamalıdır'' dedi.
Aralarında bazı meslek örgütlerinin de bulunduğu kuruluşların 301. maddenin kalkmasını istediğini belirten Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''301. madde, neyin aşağılanmasına cezayı hükmediyor? Bir, Türklüğü... Türklük'ten anlaşılan, Yargıtay'ın da anladığı, Türk milletidir. TBMM'yi, Cumhuriyet'i, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni, devletin yargı organlarını, askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılayan, tenkit edenlere cezayı öngörüyor. Şimdi, elinizi vicdanınıza koyun, Türk milletine mensup olmaktan bir rahatsızlığınız mı var ki, birileri bunu aşağılayacak, söylemedik şey bırakmayacak ve biz bunun adına özgürlük diyeceğiz. Bunu Fransa'da, Almanya'da, İngiltere'de yapabilir misiniz? Türkiye'ye gelince 'bu madde kalksın'... Cumhuriyet, bu ülkenin en önemli kazanımıdır. Bunun nesinin aşağılanması özgürlük olacak. Ben bunu şahsen anlamadım. Şimdi, birisi bana 'Adalet Bakanı beceriksiz' diyebilir. Bu suç değil. Ama, 'hırsız' diyorsanız ispat etmek mecburiyetindesiniz.''

''YEDİ CEDDİME HATIRA OLARAK YETER''
Bazı Avrupa Birliği ülkelerinde de 301. maddeye benzer maddelerin olduğunu ifade eden Çiçek, İtalya, Almanya, Danimarka, İspanya gibi ülkelerin ceza yasalarındaki maddelerden örnekler verdi. Adalet Bakanı Çiçek, şunları kaydetti:
''Neyi tartışıyoruz o zaman? Şimdi Türklüğe, Türk milletine hakaret, ödül almanın payesi olacaksa, biri gelip 301. maddeye takılıyor. Türk milletine, Türkiye Cumhuriyeti devletine sövüldüğü zaman batı ülkelerinden ödül gelmesi de gecikmiyor. Hemen bir hafta sonra ya kuzey ülkelerinden ya da güney ülkelerinden ödül geliyor ve toplumdan da ses çıkmıyor.
İşte ben de diyorum ki, sağıma soluma bakıyorum, benden başka kabadayı da kimseyi bulamıyorum. Benden başka da kabadayı çıkmıyor bu memlekette. Geldiğim nokta bana yeter. Yedi ceddime hatıra olarak yeter. Ama, bu milletin hukukunu korumak, sadece üç, beş tane siyasetçinin değil, hepimizin görevidir.''

''ARKA ARKAYA GELİYOR BUNLAR''
Avrupa'da bazı ülkelerde Türk kökenli bazı milletvekili aday adaylarının sözde Ermeni soykırımını kabul etmedikleri gerekçesiyle aday yapılmadığını vurgulayan Cemil Çiçek, ''Fransa'nın durumunu zaten biliyorsunuz. Arka arkaya geliyor bunlar'' dedi. 

Böyle bir durum karşısında 301. maddenin önemli bir madde olduğunu belirten Çiçek, ''Değişmez değil, değişebilir. Zaten 7 defa değişmiş. Yine değiştirilir, ama neyi değiştirmemiz gerektiğini iyi kavramamız lazım'' diye konuştu. ''Hakaret özgürlüğünün'' kabul edilemeyeceğini kaydeden Çiçek, şöyle konuştu: ''Falanca ırkın çok asil bir ırk olduğunu söyleyebilirsiniz. Buna bir itirazımın olmayacağını ama onun asaletini söylerken 'Türk'ün kanı zehirli' dersen, bu mukayeseden nereden doğru elde edilebilir diye sorulması gerekmiyor mu? Niye bizim kanımız zehirli olsun? Tabiatıyla bunu bir özgürlük olarak topluma takdim etmeye kalkarsak, o zaman Türkiye'de kafa karışıklığı oluyor.'' Çiçek, elinde bulunan 301. maddeye ilişkin dosyayı havaya kaldırarak, ''Onun için yanımızda kimlik taşır gibi kocaman bir dosya taşıyoruz 301. maddeyle ilgili...'' dedi.