22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

Çiller Mumcu'ya ne dedi

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu ve Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Mehmet Ağar, hurriyet.com.tr'ye çok özel açıklamalar yaptı.


ANAVATAN Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu ile Kavaklıdere Tenis Kulübü'nde uzun ve samimi bir röportaj yaptık. Mumcu, bugüne kadar hiç açıklamadığı bazı gerçekleri merkez sağın yeniden inşaası ve birleşme konusundaki düşüncelerini DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'a önemli mesaj taşıyacak ciddiyette "hurriyet.com.tr"ye anlattı. Mumcu, Çiller'in kendisine, "Biz başaramadık, inşallah siz başarırsınız" dediğini açıkladı.

Mumcu ile görüşme Hrant Dink cinayeti ve sonrasındaki gelişmeler üzerinde başladı; ancak röportaja merkez sağdaki bütünleşme ile ilgili sözleri damgasını vurdu. İşte Mumcu'nun bu konudaki sözleri şöyle:

BİRİNCİ GÖREV MERKEZİ İNŞA

“Türkiye’nin meselesi merkez sağda birleşme değil, merkezi yeniden inşa etmektir. Merkezi yeniden kurmak Türkiye’nin birinci önceliğidir. Türkiye, devleti bir istikamette, milleti bir istikamette giden bir ülke görünüm vermekte. Makas açılmakta. Bundan daha vahimi millet kompartımanlar, kümeler halinde yaşamaya baladı. Bir millet olmanın asgari gereği olan duygudaşlık, çatışma başlıkları etrafında kırılıyor. Din birleştiren bir şey olması gerekirken ayırıcı görülebiliyor; kültürel çoğunluluk böyle; laiklik en çok muhafazakarların kucaklaması gereken bir şey olması gerekirken çatışma dinamiğine itiyor, milleti atomize ediyor.

NEDEN 12 EYLÜL VE 28 ŞUBAT

Bu, siyasetin önce 12 Eylül, sonra 28 Şubat tarafından rayından çıkarılmasından dolayıdır. Her iki nedenle olumlu tesirler kadar, olumsuz tesirleri de oldu. Böyle olmasını istemezdim; olağan demokratik mekanizmaların sorunların üstesinden gelmesini isterdik. 12 Eylül ve 28 Şubat bazı şeyleri başardı; ama demokratik siyaseti de rayından çıkardı.

MERKEZ DEĞERLERLE YÖNETMELİ


Erkan Mumcu , Fatih Çekirge (solda) ve Şükrü Küçükşahin'e (sağda) çarpıcı açıklamalarda bulundu. Web Foto: Selçuk Şenyüz


Türkiye ılımlı ve merkezdeki kitlelerin marjinallerle temsil edildiği ülke durumuna düştü. Ülkeyi kendine yakışır bir toparlayıcı, birleştirici merkez değerleri temsil eden bir siyasetin yönetmesi gerekiyor. Bu merkezde bir bütünleşme ile olur. Milletin söylediği bir şey var: Alternatif.

Tek tek bakıp CHP, Anavatan, DYP alternatif olmuyor demiyor, millet bu iktidarı indirip yerine gelecek bir iktidar modelini arıyor. Herkesin kendisini yabancı hissetmeyeceği ortak alan istiyor. Bunu millet kendi el yordamı ile bulacak değil, biz siyasetçiler bulacağız. Tabii ki bu nedenle siyasi bütünleşmelerin önünün açılması gerekir.

MİLLET GÖNLÜNÜ KOYMALI

Kişilerin ya da makamların hiç bir değeri, önemi yoktur. 'Biz şunları, şunlara dağıttık' der, millete boş bir alan bırakmazsanız millet size, 'hayırlı olsun' der. Millete yer açmak değil de kendinize alan açmak yoluna giderseniz millet orayı doldurur, kendisi de gönül koyar. Milletin içine gönül koyacağı bir şey sunmalı.

Daha önce de bu soru sorulduğunda aynı yanıtı verdim. Sadece DYP ve Anavatan'dan ibaret bir kurgudan söz etmek yanlış olur. Bu sözlerimden ne Anavatan’ı veya DYP’yi dışladığım sonucu çıkmasın. Bir parti adı zikretmeye hakkım yok. Böyle bir durumda kontrollü veya kontrolsüz bildik tekrarlar geldiğinde milletin umudu kırılıyor. Dikkatli, özenli olmalıyız. Millet için bir çatı kurma, milletin içinde rahat edeceği bir alan açma fikrinin samimiyetine inanır hale getirmek gerek.

DP-CHP DENGESİ

Açık konuşmalı, işin tabiatında ne var. İşin tarihinde ne varsa o var. DP-CHP dengesi var tarihte. Biri cumhuriyetçi, daha devlet ve modernlik merkezli, bir tanesi toplum-birey-gelenek-piyasa merkezli. 50’den beri yapılan seçimlerin sonucu da bu. Darbelerin nedeni de bu dengeyi bozmaktır. Bu dengeleri yeniden inşa etmektir. Marjinal unsurları çevrede bırakan, bütünü ile yok saymadan; ama merkez etrafında toplanabilir siyasi yapılar üretmeli. Doğrusu bu.

Sonuç olarak parti birleşmelerini gücünü ve değerini inkar etmiyorum ama bunun siyasetçiler için değil, millet için, ülke için bir yer açma bir çözüm getirme amacıyla inşa edilmesinin olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorum.

AĞAR DOSTUM OLAN BİRİ

Mehmet Ağar, benim hukukum olan, dostluğum olan biri. Bir araya gelmemek gibi bir tavrım olamaz. Ama bunun üstüne hemen bir takım senaryoların yazılması, bu senaryolara günü birlik, dar ufuklu yorumların getiriliyor olması, partimi zaaf içinde gösterir. Ben de genel başkanım ve parti bana emanet edilmiş. Bir değerin hukukunu korumak zorundayım. İkincisi, günü birlik merakları gidermekten öteye sorumluluklarımız var.

AKP’YE KARŞI BİRLİK DOĞRU DEĞİL

AKP’yi tek başına yenilemez bir güçmüş ve bunun için mutlaka bir birlik oluşturmanın gerektiği izlenimi yaratmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Doru olan Türkiye’nin gittiği yolu değiştirecek güç yaratmaktır. Milletin alternatif aradığı şey, bunu değiştirecek iktidar gücü. Ha bunun bir gün olacağına mutlaka inanıyorum.

Demirel’in bir lafı var. Yıllarca bu lafı ile eleştirildi. Bence sadece bu lafı ile bile tarihe geçmeyi hak etmiş bir liderdir. Demokrasilerde çare tükenmez, çareyi demokraside aramak ve demokrasiyi bir çare pınarı olarak görmekle başlayacak çözüm. Ben görüyorum. Herkes görüşünü dile getiremiyor, çünkü iktidar gücünden korkuyor. Tepesinde kendisini tehdit eden bir güç olarak duran ve freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağı giden bu hükümetin ülkeyi götüreceği felakete dur diyecek bir kudreti arıyor insanlarımız. Bu kamyonun yükü Türkiye.

ANAVATAN BABAMDAN KALMADI

Burada en doğru olan, milletin hissiyatına saygı göstermektir. Bu ya da şu parti önemli değil, Anavatan bana babamdan kalmış değil. Siyaset de iş yaptığımız, kar edip zarar ettiğimiz bir piyasaya değil. Kar veya zarar eden millet. Partinin sahibi, derdine derman isteyen de millettir. Milletin derdine derman olmadan, hissiyatına saygı duymadan olur mu?

ASLANIM, KAPLAMI LAFLARI AYIP

Millet eğer birlik istiyorsa, buna hizmet etmek hepimizin vazifesi. Milletin hissiyatına hürmet etmeden saygı olamaz. Ben aslanım, kaplanım uçuyorum lafları gerçek dahi olsa, millet karşısında söylenmez, ayıptır. Çünkü, mülkün sahibinin karşısında kiracının mal sahipliği taslaması, edepsizlik etmesi gibi bir şey bu. Millet ülkenin geleceğinden, milletin ve devletin bütünlüğünden kaygılı, borç batağı altında bir ülkenin bağımsızlık iradesini kaybedeceğinden korkuyor.

Bütün bunlar ortadayken kim üç puan önde, kim allame, kim akıldane hesaplarından bıkıldı. Bunların konuşulması ayıptır.

KANTARA ÇIKMAYA VARIM

Asla acz içinde değilim. Tam tersine, hiçbir siyasi yapı ile mukayese edilmeyecek kadar Türkiye’nin sorunları ve çözümleri konusunda hazırlıklı olduğumuza eminim. Bu ülkenin dertlerini biliyoruz. Çaresi de. Bizim hazırlığımızı bırakın bugün yarışacağımız siyasi partilerle boy ölçüşeceğimizi, çok partili siyasi dönem partileri ile yarışacak kadar hazırlıklıyız. İşsizlik mi, borçlanma mı, sosyal güvenlik mi, ulusal güvenlik mi… Hepsinde yarışa hazırız. Herkesle kantara çıkmaya varım.

ÜSTÜNLÜK İDDİASI AHLAKSIZLIK

Ama mesele bu değil. Mesel şudur ki, millet gönül birliği kurmak istiyor. Kürtler Türklerle, Aleviler Sunilerle, zenginler fakirle kucaklaşmak; zengin fakirle helalleşmek istiyor; herkes huzur istiyor; istikbali beraberce kuralım istiyor. Herkes birlik ve beraberlik isterken üstünlük iddia etmek ahlaksızlıktır, ben kimseye üstünlük iddia etmiyorum, kimsenin bana veya partime karşı üstünlük iddia etmesini de önemsemiyor. Ben diyorum ki, milletimizin ona layık ve sadık hizmetkarları olmalıyız. Şeref budur. Şeref milletin hizmetkarı olmaktır.

MİLLETE İZAH EDEMEYİZ

Mehmet Ağar’la bir araya gelmememiz için hiçbir neden yok. Bir araya gelmezsek sonuçları ne olur, bunu millete izah edemeyiz. Tansu Çiller ile benim görüşmem spekülasyon konusu edildi, cumhurbaşkanlığı ile ilişkilendirildi. Cumhurbaşkanlığı konusu, seçimi halkın seçmesi konusu konuşuldu, ama Çiller’in adaylığı konusu kesinlikle konuşulmadı.

ÇİLLER’İN SÖYLEDİĞİ ÖNEMLİ SÖZ

Tansu Hanım bana bir şey söyledi, samimiyetine de çok inanıyorum:

‘Bu birleşme konusu bizim de önümüze geldi. Biz bunu başaramadık. Bundan dolayı üzgünüm. Kendimi bu konuda çocuklarıma bir izahat vermekle sorumlu hissediyorum. Hepimizin, ülkemizin çocukları var. Onlara nasıl bir gelecek bırakıyor olmaktan dolayı hepimiz sorumluyuz. Bu sağdaki partilerin birleşme konusu biz başaramadık, inşallah siz başarırsınız.’

Ben Tansu Hanım’ın bu sözlerinde bir ana duyarlılığı ve samimiyeti görüyorum. Ama buradan kimse Anavatan Partisi’nin acizliğini görmesin, böyle algılamasın. Bizim aczimiz falan yok; yüzde 0.6’da aldığım bir partiyi yüzde 6, 6.5 düzeyine getirdim. Başkalarının nerden alıp nereye getirdiği de umurumda değil. İster 16’ya, ister 36’ya getirsinler.

ÇARPMADAN YANAYIM

Mesele matematik, fizik değil, kimya. Bugün hesap günü değil, hasbilik (karşılıksızlık) günü. Ben bir toplamdan yana değilim, çarpmadan yanayım. Yani 1+1’in iki etmesiyle, 5+5’in 10 etmesiyle değil, 5x5’in 25 etmesiyle ilgiliyim. Bu meselenin daha çok DYP etrafında konuşulması, sadece merkez inşası anlamında gelmesin. Öncelikle DP uzantısı kabul edilecek bütün siyasi oluşumlar, ama merkez değerlerinin kucaklayabileceği başka siyasi oluşumları da mutlaka kucaklamak lazım. En azından açık olmak lazım.”



Fatih çekirge/hürriyet.internet
Yayın Tarihi : 5 Şubat 2007 Pazartesi 14:41:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
OFLU FAHRI IP: 84.63.173.xxx Tarih : 5.02.2007 22:08:13
HANGI SAGI ARIYORUZ EFENDIM YAPMAYINIZ BEYLER BIZ SAGI BULTUK SIZ BÖYLE ITARE EDIN SÖYLEYE BILIYORUZ PARTILERINIZIN GECMISI BELLI ESKI YÖNETICILERINIZ AKRABALARINA BAKIN BIRI ALMANYADA FABRIKATÖR BIRISIDE PKK YI OVAYA CEKMEYE CALISIYOR CAGLARIN UZANLARIN YIYEN DEMIRELLER GECMISLERI NEY ACABA IYI BILIYORUZ BÖYLE SAGCILIKSA ISTEMIYORUZ AMA YINEDE DENEYE BILIRSINIZ NASRETTIN HOCANIN DENIZE MAYA CALMASINA BENZEMEZ INSAALLAH SAYGILAR