Mumcu: Devlet otoritesiyle idare edilen bir millet değil milli irade ile yönetilen bir devlet olmalıyız

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın uzlaşma arayacaklarına ilişkin açıklamaları ile başlayan Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik tartışmalara Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu da katıldı. Mumcu, cumhurbaşkanını halkın seçmesi gerektiğini belirterek “Ne yazık ki, TBMM’nin Anayasa değişikliği ile bu yönde ortaya koyduğu irade, göstermelik bir uzlaşma tavrıyla çöpe atılmakta, millet iradesi göz ardı edilmektedir” dedi. Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik tartışmaların yine “kimin seçileceği” noktasına geleceğini kaydeden Mumcu, “İktidar partisinin sözüm ona uzlaşma arayan tavrı, Türkiye için bir çözüm arayışı değil, Erdoğan ve çevresinin fırsat arayışını temsil etmektedir. Erdoğan’ın kendisine oy veren milyonların talep ve duyarlılıklarına karşı samimi olmasını beklemek, demokrasi adına hepimizin hakkıdır.”dedi.

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu yaptığı yazılı açıklama ile cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik tartışmaları değerlendirdi. Türkiye’de siyasal sistemin temel çelişkisinin, "otoriter, merkeziyetçi bir anlayışla ve darbelerin yönlendirmesiyle dizayn edilmiş olması”ndan kaynaklandığını ifade eden Mumcu, Cumhurbaşkanını halkın seçmesi yönündeki görüşlerini bir kez daha dile getirdi. Mumcu, “Devlet otoritesiyle idare edilen bir millet olmaktan çıkıp milli irade ile yönetilen bir devlet olmak zorundayız. Bu nedenle, cumhurbaşkanını halk seçmelidir. Mesele, ‘kimin seçeceği’ meselesinden ibaret değildir. Mesele, devlet otoritesini millet iradesine dayandırmaktır” dedi. Erdoğan’ın uzlaşma arayacaklarına yönelik sözlerine “Türkiye’de gerçek uzlaşma ihtiyacı, ‘sistemle millet iradesi’ arasındadır” karşılığını veren Mumcu, etnik, kültürel, dinsel ve ekonomik tüm sorunların temelinde de bu gerçeğin yattığını kaydetti. Mumcu şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanının seçilmesi, yetkileri, işleyişi ve temsili üslubu; bu çelişkinin en somut göstergesidir. Ve burası ‘düğümün atıldığı’ yerdir. Bu kördüğümü çözmenin, siyasal sistem ile toplumsal yaşam arasında bir örtüşme ve iç içe geçmeyi sağlanabilmenin, yani demokratik bir devlet ve toplumsal hayatı kurabilmenin yegane yolu Cumhurbaşkanını halkın seçmesidir. Ne yazık ki, TBMM’nin Anayasa değişikliği ile bu yönde ortaya koyduğu irade, göstermelik bir uzlaşma tavrıyla çöpe atılmakta, millet iradesi göz ardı edilmektedir. Tartışma yeniden ‘kim Cumhurbaşkanı olacak’ tartışmasına dönüşmüştür. İktidar partisinin sözüm ona uzlaşma arayan tavrı, Türkiye için bir çözüm arayışı değil, Erdoğan ve çevresinin fırsat arayışını temsil etmektedir. Erdoğan’ın kendisine oy veren milyonların talep ve duyarlılıklarına karşı samimi olmasını beklemek, demokrasi adına hepimizin hakkıdır.”

REFERANDUM ÖNE ALINMALI
Erdoğan’ın ve muhalefetin tavrını “fırsattan ganimet çıkarmaya dönük bir anlayış” olarak değerlendiren Mumcu, bu tavrın Türkiye’nin başına belalar açacağını savundu. Cumhurbaşkanını halkın seçmesinin Türkiye açısından büyük bir fırsat olduğunu dile getiren Erkan Mumcu, halkın seçimi dışında seçilecek kişi kim olursa olsun bunun adının “uzlaşma” değil “paylaşma” olacağını kaydetti. Gelinen noktada yapılacak tek şeyin referandumu öne almak ve cumhurbaşkanını halka seçtirmek olduğuna işaret eden Mumcu, iktidar ve muhalefete de “Türkiye’yi ucuz iktidar pazarlıkları ile bu fırsattan uzaklaştıranlar, tarihin ve milletin vicdanında mahkum olacaklardır. Bir kez daha ve ısrarla tekrar ediyoruz: Millete, kendi Cumhurbaşkanını kendisinin seçmesini çok görmeyiniz. Millete giderek rahatlıkla çözülecek bir problemi, kendi aranızda pazarlık konusu yapmayınız. Milletin tartışılmaz vicdanına ve iradesine güveniniz” diye seslendi.