1
Mayıs
2025
Perşembe
SİYASET

Darbenin ilacı 6 bin dolar gelir

Türkiye, bugüne kadar 3 askerî darbe, iki ihtilâl girişimi yaşadı. 28 Şubat da ‘postmodern darbe' adıyla yerini aldı. Dünyadaki tüm darbeleri inceleyen New York Üniversitesi iktisat profesörlerinden Jess Benhabib ise, konuya çarpıcı bir yaklaşım getiriyor.

Ünlü profesöre göre, demokrasi ve gelir dağılımı arasında doğrudan bir ilişki var; halkın geliri arttıkça darbe ihtimali zayıflıyor. Benhabib, gelişmekte olan ülkelerde milli gelir 6 bin dolara ulaştığında demokrasiden geri dönüşün zorlaştığını söylüyor. Çalışmanın anafikri, 5 bin dolar milli gelire ulaşan Türkiye'nin tecrübeli siyasetçilerinden de onay aldı. Türkiye’de gerçek manada demokrasi için 10 bin dolarların görülmesini şart koşan Hasan Celal Güzel, “Beş yıl daha darbe olmadan bu ülkeyi ileri götürebilirsek 8 bin dolarları yakalarız, darbe eşiğini de aşarız.” diyor. Eski Meclis başkanlarından Hüsamettin Cindoruk da, Türkiye ekonomisi iyiye gittikçe darbe ihtimalinin ortadan kalkacağını vurgularken uyarıyor: “Bazı ülkelerde demokratik yapıya karşıtlık, teamül haline gelmiştir.”

New York Üniversitesi'nden Jess Benhabib ve Adam Przeworski'nin, 1950 ve 1999 yılları arasında demokrasiye geçmiş ülkelerde yaptığı araştırmanın sonuçları da hayli çarpıcı. Kişi başına düşen gelirin 1000 doların altında kaldığı ülkelerde, darbe ihtimali 12'de 1. 1000-3000 dolar gelir seviyesine sahip ülkelerde bu oran 28'de 1'e gerilerken, 3000-6060 dolar arasında 61'de 1'e kadar düşüyor. Jess Benhabib'in tezini destekleyen bir gelişme ise geçtiğimiz haftalarda, kişi başına düşen milli gelirin 20 bin dolara ulaştığı İspanya'da yaşandı. Katalan Özerk Yönetimi'nin İspanyol Parlamentosu'na sunduğu yeni özerklik statüsü talebine karşı çıkarak, “Anayasal sınırlar aşılırsa askerî müdahale olur.” diyen Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın iki numaralı ismi General Jose Mena Aguado 8 gün ev hapsi cezasına çarptırıldı.

Dünyadaki gelişmekte olan ve az gelişmiş birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye de yıllarca askerî müdahalelerle karşı karşıya kaldı. 27 Mayıs 1960'ta Demokrat Parti (DP), Orgeneral Cemal Gürsel liderliğindeki subaylar tarafından iktidardan indirildi. Başbakan Adnan Menderes ve iki bakanı idam edildi. 27 Mayıs'ın eksik bıraktıklarını tamamlamak iddiasıyla Talat Aydemir tarafından gerçekleştirilen 21 Şubat ve 22 Mayıs hareketleri ise sonuçsuz kaldı. Talat Aydemir de darağacının yolunu tuttu. 12 Mart 1971'de Demirel hükümetine muhtıra veren dönemin kuvvet komutanları, partiler üstü bir hükümet kurulmasını isteyerek Süleyman Demirel'i istifaya zorladı. 12 Eylül 1980'de ordu bir kez daha yönetime el koydu. 28 Şubat sürecinde ise asker-sivil işbirliğiyle Refah-yol hükümeti iktidardan düşürüldü. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eğitiminden sonra Columbia Üniversitesi’nde doktora yapan, aynı zamanda New York Üniversitesi'nde iktisat dersleri veren Prof. Benhabib, dünyanın çeşitli yerlerindeki darbeleri incelemiş. İstanbul doğumlu bir Musevi olan Prof. Benhabib, gelir seviyesinin yanı sıra eğitim seviyesi, etnik yapı, gelir dağılımındaki eşitsizlik gibi değişkenleri de göz önünde bulundurduklarını ifade ederek, insanların hayat standartları yükseldikçe demokrasiden taviz vermez hale geldiklerinin altını çiziyor. “Cebinde parası olan insan rahatını kaybetmek istemez." diyen Benhabib, gelir dağılımındaki dengenin önemine dikkat çekiyor: "Dağılım alt seviyedekilerin lehine olursa, sağdan bir darbe olabilir. Zengin kesimlerin desteğini alanlar hükümeti ele geçirebilir. Zengin kesimlerin zenginliği daha da artarsa, bu sefer soldan bir darbe ihtimali belirir. Dolayısıyla hükümetler, rejimlerini devam ettirebilmek için gelir dağılımına dikkat edip, gerekli ayarları yapıyorlar." diye konuşuyor.

12 Eylül 1980'den önce Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı görevini yürüten eski devlet bakanlarından Hasan Celal Güzel, başından geçen bir olayı şöyle anlatıyor: "1980'in Ocak ayında ordu tarafından bir muhtıra verilmişti. Asker darbeye hazırlanıyordu; ama cesareti yoktu. 24 Ocak kararlarından önce Özal'la birlikte Genelkurmay'a gittik. Özal tebessüm ederek askerlere, ‘Bu ülkeyi yönetmeye talip olanlar, içinde bulunduğu ekonomik durumu iyi bilmeli.' dedi. Yani rahmetli Özal, ‘Darbe yaparsanız ekonomiyi batırırsınız' demeye getirdi. Asker bekledi, ekonomi nefes alınca da darbe yaptı." İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi yazar Prof. Dr. Mehmet Altan, insanların kaybedecekleri şeyleri arttıkça, istikrarsızlık istemediklerine dikkat çekiyor. Altan, milli gelir arttıkça bireylerin demokratik düzenin takipçisi olduklarını kaydediyor.

Darbe, zayıf ekonomilerde oluyor

1960 Mayıs’ındaki darbenin ardından 583 dolar olan kişi başına düşen milli gelir yıl sonunda 359 dolara düştü. Milli Birlik Komitesi'nin ülkeyi yönettiği bir yılın ardından 194 dolara indi. Türkiye, 3. darbeyi yaşadığı 1980’i, 1570 dolarla bitirdi. Askeri vesayet rejiminde gelir 1299 dolara geriledi. 28 Şubat sürecinde Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir 3046 dolar idi. Refahyol'dan sonraki Anasol-D hükümeti ve DSP-MHP-ANAP iktidarı rakamı aşağıya çekti. AK Parti döneminde bu rakam 2004'ün sonunda 4208 dolar oldu. Öte yandan 1955-1999 yılları arasında fakir ülkelerde 70 darbe yaşanmış. Buna karşılık zenginlerin yaşadığı 37 demokratik ülkede tek bir darbe girişimi olmamış. Bu konudaki tek istisna ise Arjantin. 1976’daki darbe zamanında Arjantin'de kişi başına düşen gelir seviyesi 6055 dolar seviyesinde olmasına rağmen diktatörlüğe dönülmüş.

Jess Benhabib - Türkiye’de darbe ihtimali yok

Halkın geliri arttıkça darbe ihtimali zayıflar. Şu anda Türkiye’de gelir seviyesi 6 bin doların altında; ama ben yine de bir darbe ihtimali görmüyorum. Çünkü gelir dağılımı bozulursa eksiden asker gelirdi; ancak şimdi böyle bir durumda ekonomi çöker. Ne ülkedeki yatırımcı, ne de Türkiye’de yatırım yapan yabancı bunu ister. Ekonominin düzelmesi sakin ve istikrarlı bir ortama bağlı.

Hasan Celal Güzel - Askerler ekonomiden anlamıyor

Bizde askerler ekonomiden anlamıyor. Ekonomi yönetmenin zor olduğunu bilirler, batağa saplanmak istemezler. O yüzden darbe yapmak için hep ekonominin düzlüğe çıkmasını beklemişlerdir. Türkiye’de gerçek manada demokrasinin hakim olması için 10 bin dolarların görülmesi şart. Beş yıl daha darbe olmadan bu ülkeyi ileri götürebilirsek 8 bin dolarları yakalarız, darbe eşiğini de aşarız.

Hüsamettin Cindoruk - Bizde darbeler siyasi nedenle

Türkiye ekonomisi iyiye gittikçe darbe ihtimali de ortadan kalkacaktır. Ancak bazı ülkelerde demokratik yapıya karşıtlık teamül haline gelmiştir. 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980’de siyasi sebepler daha ağır basmıştır. Almanya’da Nazizm’in, Rusya’da da Bolşeviklerin gelişinde gelir dağılımındaki adaletsizlik ve iki ülkedeki ekonomik durumun kötü olması, önemli rol oynamıştır.

Zaman
Yayın Tarihi : 1 Mart 2006 Çarşamba 10:31:48
Güncelleme :1 Mart 2006 Çarşamba 11:05:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?