19
Mayıs
2024
Pazar
SİYASET

Demirel, AB için öfkeli!

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Avrupa Komisyonu'nun Türkiye ile tavsiye kararına ilişkin olarak, “Halkımızın öfkesine hak veriyorum. Ben de öfkeliyim. Ama biz Avrupa fikrinden cayamayız” dedi.

9. Cumhurbaşkanı Demirel, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nın Geleneksel Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dünyayla ipleri kopararak, bir yerlere varmasının mümkün olmadığını belirtti.

Türk insanının hassas ve gururlu olduğunu vurgulayan Demirel, ancak öfkeyle gururu birbirine karıştırmamak gerektiğini ifade etti. Devleti yönetenlerin de öfkeli olmaya hakları bulunmadığına değinen Demirel, milli menfaatlerin öfkenin önünde gelmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin bugün yaşadığı sıkıntıların çoğunluğunun tarihi ve bulunduğu coğrafya ile ilgisi olduğunu vurgulayan Demirel, Kıbrıs meselesinin de Türkiye'nin tarihi ve coğrafyasıyla ilgili olduğunu kaydetti. Osmanlı'nın Kıbrıs'ı Rumlardan değil, Venedik ve Cenevizlilerden aldığını ve bunun için 70 bin şehit verdiğini anımsatan Demirel, yaşanan kavganın “Kıbrıs” ya da “Ada” kavgası olmadığını bildirdi. Demirel, “Kavga, Kıbrıs kavgası değil. Kavga, Helenizm kavgasıdır. Helenizm Enosis'e çevrilmiştir” diye konuştu.

“UYGARLIK AVRUPASININ STANDARTLARI”

Geçen yıl 3 Ekim'de Avrupa Birliği'nin Türkiye'yi, aday üye olarak müzakereye çağırmasının büyük sevinç yarattığını ifade eden Demirel, o dönemde Türkiye'de yüzde 70 olan AB taraftarlarının oranın, bugün yüzde 30'a düştüğüne dikkat çekti. 

Demirel şunları söyledi: 
“Bu iyi mi? Ne yapalım. Adamlar bizim onurumuzla oynadılar. Bizim menfaatlerimizle oynadılar. Biz ne yapsaydık? Bazı şeyleri birbirinden ayırt etmemiz lazım. Biz Fransa'nın ya da Almanya'nın bir parçası olmaya çalışıyor değiliz. Biz aslında coğrafya Avrupasının bir parçası olmaya çalışıyor da değiliz. Biz uygarlık Avrupasının standartlarına ulaşmaya çalışıyoruz. AB'ye karşı olurken, o değerlere de ters dönersek, Cumhuriyete karşı fevkalade yanlış bir iş yapmış oluruz.” 

AB'nin İngiltere'yi iki kez veto ettiğini, İngiltere'nin ise AB üyeliği fikrinden vazgeçmediğini hatırlatan Demirel, Türkiye'nin AB'den kopmasının menfaat sağlamayacağını söyledi. 

Demirel sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben halkımızın öfkeli olmasına gayet hak veriyorum. Ben de öfkeliyim. Öfke baldan tatlıdır. Öfkemizi kontrol etmeliyiz. Biz Avrupa fikrinden cayamayız. Biz Fransız için, Alman için, Polonyalı için Avrupalı olacak değiliz. Biz kendimiz için olacağız. Şayet bizim kabul edemeyeceğimiz şartlar çıkarsa, biz yine Avrupa standartlarını yakalamaya çalışırız. Nedir onlar? Daha iyi eğitim, daha iyi yönetim, daha iyi ekonomi, daha iyi gelir dağılımı, daha çok iş, daha çok her şey. Buna ihtiyacımız yok mu?”

Türkiye'nin AB içinde olmasının kendisine bölgede prestij sağlayacağına da değinen Demirel, Türkiye'nin bu prestije ihtiyacı bulunduğunu bildirdi. Avrupa'nın Türkiye'ye reva gördüğü muameleye karşı dik durulması gerektiğini kaydeden Demirel, ancak bunun karşılığının Avrupaya düşmanlık olamayacağını söyledi.

“DÜNYADAN KOPMAYALIM”

Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmeler de yapan Süleyman Demirel, Türkiye'nin ihracatıyla ithalatı arasında 52 milyar dolar fark ve 32 milyar dolar cari açığı bulunduğuna dikkat çekti. Türkiye'nin dışa çok fazla bağımlı hale geldiğini, ülkenin bu şartlarını başkalarının da bildiğini kaydeden Demirel, şu görüşleri dile getirdi: 

“Meselelerimizi çözerken, şartlarımızı çok iyi dikkate almamız lazım. Dünyanın bin hali var. Dünyadan kopmayalım. Dünyayla beraberliğimizi yine sürdürelim. Haklı olduğumuz davalarda haklılığımızı mutlaka muhafaza edelim, kendimizi savunalım. Haklılığımızı anlatalım. Gururumuzdan hiç bir şey kaybetmeyiz. Millet olarak da bize yapılan haksızlıklara hep beraber karşı çıkalım. Ama bu karşı çıkmalarda dozunu iyi tutalım.”

Türkiye'de bazı şikayetler olduğunu, 2,5 milyon insanın işsiz, 19 milyon insanın yoksulluk sınırında olduğunu kaydeden Demirel, bu sorunların düzeltilmesi, bunun için yatırım yapılması gerektiğini anlattı. 

Demirel, halkın kendi haklarına sahip çıkması gerektiğini de söyleyerek, meselenin iyi bir yönetimle hallolacağını ifade etti. Halkın yönetimden memnun olmaması halinde yönetimi halkın değiştirebileceğini de kaydeden Demirel, “Bizim sistemimizde yönetimi halk değiştirecektir. Halktan başka kimse değiştirmeyecektir. Yalnız halkın hesap sorma hakkı olacaktır. Halk hesap sormadığı zaman görevini yapmıyor demektir” diye konuştu.
aa
Yayın Tarihi : 6 Aralık 2006 Çarşamba 01:30:01
Güncelleme :6 Aralık 2006 Çarşamba 01:39:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?