Başbakan Erdoğan’ın “Derin devlet yok ancak AKP’nin önünü kesmeye çalışan bir derin Türkiye var” sözleri geniş yankı buldu. İlk kez Başbakan Erdoğan’ın ortaya attığı “Derin Türkiye” kavramını siyasilere, sosyologlara ve siyaset bilimcilere sorduk. Derin Türkiye diye nitelendirdiği kurumların içinde yer alan unsurların kamu hukukunu ters düz etmeye çalıştığını iddia eden Erdoğan’ın aksine, yorumlar farklı...
‘Derin Türkiye’ yok Türkiye var
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan’ın “Derin Türkiye” sözünü VATAN’a şöyle değerlendirdi: “Derin Türkiye yok, Türkiye var. Olay aslında şu; toplumun temelinden, halktan kendisine karşı bir direnç var. Başbakan’ın politikası millet tarafından reddediliyor. Başbakan’ın terör karşısındaki tavrını, milli birlik konusundaki tutumunu, Türk milleti kabul etmiyor. Başbakan ’Derin Türkiye’ derken, olayın aslında bütün Türkiye, millet niteliği taşıdığını farkediyor. Başbakan bunu ’Derin Türkiye’ olarak algılıyor ama bunun Türk milleti olduğunu unutuyor. Millet, Başbakan ve AKP’yi deşifre etmiştir, hizaya getirmiştir.” CHP Lideri, Erdoğan’ın “Teröre yönelik liderlerle bir araya gelebilirim” sözleri için ise “Terörle ilgili tutumu bana güven vermiyor” diyerek zirveye katılmayacağı mesajını verdi.
Yozgat-Kayseri arası derin Türkiye’dir
Prof. Dr. Ahmet İnsel (Galatasaray Üniversitesi İletişim Fak.): Derin Türkiye Anadolu’da, kasabalarda gelenek ve göreneklerine bağlı, muhafazakar kesimi tanımlar. AKP’nin tabanı ’Derin Türkiyedir’. Taşra tabanıdır. Bu tanımı kullanmak, Başbakan’ın cehaletidir. Kafa karışıklığının göstergesidir. Derin devlette, devletin görünen kurumlarının yetkililerinin kanuni yetkilerini aşarak bir gayri kanuni davranışıdır, gizlilik önemlidir. Derin Türkiye’de gizlilik yoktur.
Başbakan içinden nasıl geliyorsa öyle konuşur
Şerif Mardin (Sosyolog ve siyaset bilimci): Başbakanın her cümlesine bu kadar dikkat etmemek lazım. Kendisi bazen içinden nasıl geliyorsa öyle konuşuyor. Derin Türkiye kavramının hukuki, entellektüel bir boyutu olduğunu sanmıyorum. Bunun dışında askeri bir bürokrasinin varlığını ifade etmekse konu, bu zaten mevcut olan bir söylemdir.
Devleti korumayı görev edinen oluşum
Prof. Dr. Arus Yumul (Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı): Türkiye’de seçilmiş hükümetten aykırı olarak kendini devletin gardiyanı olarak gören ve hem seçilmiş hükümetlere hem de halka karşı “devleti korumayı” kendine görev edinen bir oluşum var. Erdoğan’ın ne düşündüğünü bilmiyorum.
‘Asker bana bağlı’ diyor öyleyse bunlar uzaylı mı?
Prof. Dr. Hasan Köni (Siyaset Bilimci): Başbakan, derin devlet dememek için bence derin Türkiye kavramını kullandı. Ancak şu da var ki Başbakan, her durumda MİT’in, Genelkurmay Başkanlığı’nın kendisine bağlı olduğunu söylüyor. Bu kurumların dışında bir derin Türkiye varsa, bunların uzaylı olması lazım. Erdoğan, muhalif sivil ve askeri bürokrasiyi, derin Türkiye olarak görüyor.
Demokrasinin işleyişinde bazı sıkıntılar yaşanıyor
Prof. Dr. Zafer Üskül (Anayasa Hukukçusu, AKP Mersin adayı): Başbakanın ne kastettiğini bilmiyorum ancak Türkiye’de demokratik bazı kurumların işleyişinde sıkıntılar yaşandığını biliyoruz.
İslami kesimde ‘Derin Türkiye’ çelişkisi
Başbakan Erdoğan’ın siyasi literatüre kazandırdığı “Derin Türkiye” kavramı, İslami kesimde birbirinden zıt anlamlarda kullanıldı. İşte iki örnek:
LAİK KESİM: 22 Temmuz seçiminde AKP adayı olan Yeni Şafak Gazetesi eski Ankara Temsilcisi Mehmet Ocaktan “28 Şubat’a kadar, ’merkez sağ’ın simgesi olan Süleyman Demirel, ’postmodern darbe’ süreciyle birlikte ”laikçi kesimler “in safına transfer olmuş ve özgürlüklere direnen ’derin Türkiye’nin temsilciliğine soyunmuştur” diye yazdı.
GÜLEN CEMAATİ: Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce ise 2004 yılındaki yazısında kavramı “inançlı kesim” için kullandı. Gülerce “Derin Türkiye, bizim insanlığa vereceğimiz, alacağımızdan daha fazladır’ inancını taşıyanların Türkiye’sidir. Bu inancı taşıyan ve ’insanlık yarışında biz de varız’ diyerek, gönüllü kuruluşlar eliyle şirketler ve vakıflar kurarak dünyanın dört bir yanına çil çil Türk okulları serpen derin Türkiye’nin mimarları” diye yazdı.
“Kafa karışıklığının ispatı”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek: Başbakan derin Türkiye normal Türkiye diye yine ülkeyi bölüyor. Bu sözler Başbakan’ın kafa karışıklığının ispatı.
CHP’li Kemal Anadol: Biz derin işlerden anlamıyoruz. Başbakan kavram kargaşası içinde. 350 milletvekili ile iktidara gelip hâlâ şikayet eden bir başbakanı ilk kez görüyoruz.
Yaşar Okuyan: Başbakan yine uyduruyor. Aklına geldikçe yeni kavramlar icat ediyor. Yoksa başbakan kendisi derin kuyunun içine mi düştü?
Vatan
Yayın Tarihi :
20 Haziran 2007 Çarşamba 08:09:40