MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Kapalı oturumda ne konuşulduğunu açıklarız
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türkiye'nin milli birliğini ve kardeşliğini korumayı, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunmayı statükoculuk olarak gören Başbakan'la bizim konuşacağımız hiçbir şey yoktur" ifadesini kullandı.
Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, şu görüşlere yer verdi: "Başbakan Erdoğan'ın büyük bir heyecanla sahip çıktığı Kürt açılımı konusundaki dünkü sözleri suçluların telaşını yansıtan inkar, yalan ve hezeyanlardır. AKP Genel Başkanı Türkiye'nin milli kimliğinden rahatsızlık duyan, Türk milletini etnik temelde ayrıştırma hastalığı ile malul olan ve Türkiye'yi bölmek için model arayışını gören ilk Başbakan olarak tarihe geçmiştir.
Kürt açılımı adı altında Türkiye'nin milli birliğine ve varlığına kastetmeyi amaçlayan yıkım projesinin taşeronu olan Başbakan Anayasa suçu işlemeye teşebbüs halindedir. AKP 2002 yılında iktidara geldiği dönemde terörün neredeyse sıfıra indiği bir Türkiye devralmıştır. Aradan geçen yedi yılda terör karşısında acz ve teslimiyet içine girmiş, terörle mücadeleyi bilinçli olarak zaafa uğratmış ve bölücülerin ümit ve cesaret kaynağı olmuştur. Kanlı terör örgütüne ve maşalarına silah zoru ile bölücü emellerine siyasi yollardan ulaşma ümidi aşılamıştır. Bölücülere bu cesareti veren Başbakan için şimdi tahsilat dönemine girilmiştir.
Kapı kapı gezerek tanıtımını yapmaya çalıştığı yıkım projesinin amacı budur. Başbakan'ın ortak akıl arayışı adı altında yapmaya çalıştığı ihanete ortaklık arayışıdır. Bu yıkım projesini 'demokratik açılım', 'kardeşlik', 'milli birlik ve bütünlük projesi' gibi ambalajlarla pazarlamaya çalışması gerçek niyetlerini beyhude gizleme çabasıdır. Kan akması son bulsun, şehit anneleri ağlamasın diyerek bu yıkım projesine toplumsal destek araması ve şehit ailelerini buna alet etme hayasızlığını göstermesi, aziz şehitlerimizi sinsi amaçları için asıl istismar edenin kendi olduğunu ortaya koymaktadır. Buna karşı çıkanları terörle beslenenler olarak karalamaya çalışan Başbakan ve arkadaşları için bölücülük yeni siyasi istismar zemini ve rant kapısı haline gelmiştir. Siyasi dürüstlük ve siyasi ahlak konusunda bir türlü aşamadığı kronik sorunları olduğu anlaşılan Başbakan'a cesareti varsa şu soruların cevabını Türk milletine vermeye çağırıyorum: -Kan akmasını Türkiye'de etnik ayrışma, çatışma ve bölünme süreci başlatarak mı durduracaksınız? -Şehit annelerinin gözyaşlarını terör örgütüne teslim olarak, onlarla müzakere ederek mi dindireceksiniz? -Türkiye'nin milli birliğini, bölücü terörün ayrılıkçı emellerinin taşeronluğunu yaparak, bu talepleri siyaset sahnesine taşıyarak mı sağlayacaksınız?"
-"ŞİMDİDEN İLAN EDİYORUM"-
Açıklamasında, TBMM'de kapalı oturum yapılması konusundaki tartışmalara da değinen Bahçeli, şunları kaydetti: "Kapalı kapılar arkasında İmralı ve Kandil'deki çetelerle dolaylı temas kanalları kuranların kendilerini temize çıkarmak için sloganlar arkasında sahte hamaset yapmalarının gerçek niyet ve hüviyetlerini saklayamayacaktır. Gerçekleri Türk milletinden gizlemek için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bu konuyu gizli oturumda ele almasını isteyenlerin neden utandıklarını Türk milleti çok iyi değerlendirecektir.
-DEVLET SIRRINI AÇIKLAYACAK-
AKP'nin Meclis'in kapalı oturum yapmasındaki ısrarını sürdürmesi halinde, oturum sonrası ne cereyan ettiğini Türk milletine bizzat açıklayacağımızı şimdiden ilan ediyorum. TBMM İç Tüzüğü'nde bu konuda yer alan hükümlere rağmen Türkiye'nin bölünmesi projesine ilişkin tartışmaların devlet sırrı olarak görülmesi mümkün değildir. Başbakan Erdoğan'ın sıkışınca terör bitmeden operasyonların durmayacağını söyleyerek millet nezdinde aklanmaya çalışması da inandırıcı değildir. Ateş açılmadıkça operasyon yapılmasına gerek kalmayacağı yolunda geçmişte söyledikleri ve bu suretle terör örgütüne örtülü moratoryum önerdiği hafızalardan silinmemiştir. Güvenlik güçlerinin askeri operasyonları durdurma çağrılarının PKK'nın siyasi temsilcilerinin yanı sıra bizzat AKP içindeki bazı milletvekillerinden de geldiği bir gerçektir. Kendisine tavsiyemiz bu sözlerini hatırlaması ve Türk Silahlı Kuvvetleri ile teröristleri aynı kefeye koyarak ateşkes çağrıları yapan yakın çalışma arkadaşlarına karşı neden hiç tepki göstermediğini Türk milletine anlatmasıdır. Türkiye'nin milli birliği ve varlığının tehlikeye düşmesi halinde, bu hain emellere geçit vermemek için Milliyetçi Hareket'in nerede olacağı bellidir. Bunun için Türkiye'yi ateşe atanların izni ve icazeti aranmayacaktır. Başbakan Erdoğan kendisini aşan konularda konuşmayı bırakmalı ve hiç temenni etmemize rağmen böyle bir tarihi kader anı geldiğinde kendisi ve yakınlarının nereye kaçacaklarını ve kimlere sığınacaklarını düşünmelidir.
Türkiye'nin milli birliğini ve kardeşliğini korumayı, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunmayı statükoculuk olarak gören Başbakan'la bizim konuşacağımız hiçbir şey yoktur. Gerçek anlamda vatan ve millet sevgisine siparişle sahip olunamamaktadır. Siparişle milliyetçilik de mümkün değildir. Ancak, siparişle ülkesini ve milletini bölmek için yola çıkan bedbahtlara her dönemde rastlanabilmektedir."
TBMM İÇTÜZÜĞÜNDE KAPALI OTURUMLARLA İLGİLİ DÜZENLEME ŞÖYLE;
* MADDE 32– Bir komisyonda kapalı oturum yapılmasını ilgili bakan yahut komisyon üyelerinin üçte biri isteyebilir.
Kapalı oturumda komisyon üyelerinden ve bakanlardan başkası bulunamaz.
Kapalı oturum yapılması, görüşmelerin sır olarak saklanmasına söz vermek demektir.
* MADDE 70– Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, Başbakanın veya bir bakanın veya bir siyasî parti grubunun yahut yirmi milletvekilinin yazılı istemi üzerine kapalı oturum yapabilir.
Kapalı oturum önergesi verilince, kapalı oturumda buluna-bilecek şahıslar dışında herkes, toplantı salonundan çıkarılır. Salon boşaldıktan sonra kapalı oturum önergesinin gerekçesi dinlenir. Bu gerekçe Hükümet adına Başbakan veya bir bakan veya siyasî parti grubu sözcüsü veya önergedeki birinci imza sahibi milletvekili yahut onun göstereceği bir diğer imza sahibi milletvekili tarafından açıklanır. Genel Kurul işaret oyuyla karar verir.
Yukarıdaki fıkrada söz konusu görüşmelerin tutanakları kâtip üyelerce tutulur. Ancak, Genel Kurul uygun görürse, yeminli stenolar bu görevi yerine getirebilirler.
Bakanlar ve dinleyici olarak Cumhurbaşkanı kapalı oturumlarda bulunabilirler.
Kapalı oturum sırasındaki görüşmeler hakkında, kapalı oturumda bulunanlar ve bulunma hakkına sahip olanlar tarafından hiçbir açıklama yapılamaz. Bunlar Devlet sırrı olarak saklanır.
Kapalı oturumu gerektirmiş olan sebep ortadan kalkınca, Başkan, açık oturuma geçilmesini teklif eder. Genel Kurul işaret oyuyla karar verir.
* MADDE 71– Kapalı oturum tutanaklarının birleştirilmesinden sonra, kapalı bir oturum akdedilerek eski tutanak özeti okunur. Özetle birlikte tutanak bir zarfa konarak hazır bulunan kâtip üyeler tarafından hemen mumla mühürlenir ve Meclis arşivine verilir.
Kapalı oturum tutanakları ve özetleri, kapalı oturum tarihinden itibaren on yıl geçtikten sonra yayımlanabilir.Bunların daha önce veya sonra yayımlanması hususunda Genel Kurul, Danışma Kurulunun teklifi üzerine işaret oyuyla karar verir.
ah be bahçeli kardeşim sana tavsiyem frankeştayn filmini seyret nerde yanlış yaptığını bulurdun sen değilmiydin cumhurbaşkanı başbakan seçiminde destek veren sonra akp nin başta türban ve anayasamızı yök'e vergi ve sosyal güvenlik yasasına destek olan milli eğitimi adeta fettullahın kollejlerinden yönetilmesine kadrolaşmaya göz yuman ne geçti eline birkaç mhp liyede kadro verdiler yazık yazık kendi elinle frankeştayn yarattın şimdi aynı o filimdeki gibi kendi elinle yarattığın sana dikeliyor biz vatandaş olarak kimin ne olduğunu ne yapmaya çalıştığını biliyoruz yarın seçim olsa akp nin oyları düsse bir tek sen elinden tutar koalisyon yaparsın onu da akp liler öyle iyi biliyor ki yani bu feryat bu memleket için dökülen timsah göz yaşları boşuna akp nin bütün politikalarından başta din türban konusundaki görüşlerinden sen ve partililerin dönmedikçe vatandaş sana oy atmayacak atmaz da