23
Mayıs
2024
Perşembe
SİYASET

Doğu Perinçek'in İsviçre'deki sorgu metni

Lozan Anlaşması'nın yıldönümü kutlamaları için Gittiği İsviçre'de "Ermeni soykırımı yalandır" dediği için gözaltına alınan İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek, savcılık tarafından 3,5 saat sorgulandı. Perinçek'in, İsviçre savcılığındaki sorgu metnini aynen yayınlıyoruz:

Savcı R. Jaeger ile Gfr Patrick Studer’in yetkili oldukları sorguda, tutanak katibi N. Burri, gözlemci Ali Rıza Görgün, Türkiye Konsolosluğu Ataşesi Bay Ersoy Yılmaz bulundular.

Yazılı celpname ile getirilen Doğu Perinçek’ın, sorulara sanık olarak yaptığı açıklamalar.

Tutanak notu:

Sanığın varolan çevirmene ihtiyaç duymadığını ve Almancayı iyi anlayıp konuştuğunu belirtmesi üzerine, sorgusu, Almanca yapıldı. Sanığın sorgusunda gözlemci olarak Avukat Ali Rıza Görgün ve Ataşe Ersoy Yılmaz bulundu.

Konu

Tutanak notu:

Sanığa,

- Her zaman bir savunman isteyebileceği,
- ifade vermekten kaçınabileceği,
- ifadelerinin ispat aracı olarak kullanılacağı
anlatıldı. Haklarımı anladım. İfade vereceğim, zaten haklıyım. Kaldı ki hukuk doktoruyum ve savunmamı kendim yapacağım, dedi.

Tutanak notu: Kimliği saptandı.

Soru: 22 Temmuz 2005 Cuma günü, saat 14.00 dolaylarında Glattbrugg’ta Hilton Otelinde bir basın toplantısına katıldığınız doğru mu?

- Evet doğru.

Soru: Lozan2005 örgütleyicilerinden misiniz?

- Hayır, ben örgütleyici değilim, fakat katılımcıyım.

Soru: Bu toplantıyı kim örgütledi?

- İsviçre, Almanya ve Türkiye’deki Atatürkçü Düşünce Dernekleri ve İşçi Partisi Ulusal Strateji Merkezi.

Soru: Sizi bu toplantıya kim çağırdı?

- Belirttiğim örgütler.

Soru: Bu basın toplantısının amacı neydi?

- 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Antlaşması’nın mirasını savunmak.

Soru: Basın toplantısı kamuya açık mıydı?

- Evet.

EN YÜKSEK HAK VATAN SAVUNMASI

Soru: Mikrofonu alıp kısa bir konuşma yaptınız mı?

- Evet

Soru: Orada bulunan medya mensuplarına ve diğer katılımcılara hangi mesajları verdiniz?

- Dedim ki: Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’nın birçok parlamentosu, Ermeni soykırımını kabul etti. Bu uluslararası bir yalandır. Bu tarihsel bir yalandır. O zaman, Birinci Dünya Savaşı koşullarında, üç emperyalist devlet, İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusyası, bizim anavatanımızı paylaşmak istediler. Ve biz ülkemizi savunduk. Bu soykırım değil, fakat vatan savunmasıydı. Vatan savunması, insanlığın en yüksek hakkıdır. Bugün Tages Anzeiger gazetesini okudum ve orada basın toplantısında benim söylediklerim konusundaki haber doğru. Konuşmam aynı zamanda televizyon kuruluşlarının kameraları tarafından da kayda alındı. Bu kayıtları getirtebilirsiniz.

YALAN MI DEDİNİZ

Soru: Siz Ermenilere 1915 yılında yapılan soykırımı yalan olarak mı nitelediniz?

- Evet yalan olduğunu söyledim ve ayrıca bu konuda bir kitapçık dağıttım. Bu kitapçığı Neue Züricher Zeitung gazetesine de verdim. Umarım yarın bu konuda yayın yaparlar.

Soru: Niçin bu umudu besliyorsunuz?

- Çünkü ben yalandan yana değil, fakat gerçekten yanayım. Dünya dönüyor. Ben aynı zamanda tarihçiyim. Ankara Hukuk Fakültesi’nde görev yaptığım zaman Kamu Hukuku meseleleri üzerinde çalıştım ve aynı zamanda Ermeni sorunu üzerine araştırmalar yaptım ve yazdım. Rus-Sovyet arşivlerinin belgelerini de inceledim. Binlerce ve binlerce belge kanıtlamaktadır ki, o zaman yaşanan olaylar halklar arasında karşılıklı kırımdı; soykırım değildi. Ermeniler, emperyalist devletlere alet oldular. Türkiye, kendi vatanını savundu. Bu konu en iyi İsviçre’de anlaşılır. Bir büyük devlet eğer Fransızca konuşan İsviçrelileri veya İtalyanca konuşan İsviçrelileri kışkırtacak olsa ne yaparsınız? O zaman vatanınızı savunursunuz, tıpkı bizim yaptığımız gibi. En yüksek hak, düşünce özgürlüğü yanında vatanı savunma hakkıdır. Bu, elbette sizin anayasanızda da var. Ben anayasa hukuku uzmanıyım. Avrupa anayasalarını biliyorum.

GÖRÜNTÜ KAYITLARI

Soru: Dr. Doğu Perinçek’in basın toplantısındaki konuşmasının CD kayıtları gösterildikten sonra soruldu: Bu konuşma hakkında hangi yorumu yapıyorsunuz?

Soru: Bunlar gerçekler. Gerçeği savunmuş olmak, insanlığı savunmuş olmak ve Türkiye ile İsviçre arasında dostluğu savunmuş olmak; benim için özel bir şereftir. İsviçre’nin bizim için özel anlamları var. Çünkü Lozan Antlaşması İsviçre’de imzalandı. İsviçre bizim hiçbir zaman düşmanımız olmadı. İsviçre tarafsız bir devlettir. İsviçre Türkiye’ye karşı tertiplerin içinde yer almadı. İsviçre, Türkiye’ye karşı savaş yürütmedi. Benim basın toplantısında söylediğim her şey, sözümona Ermeni soykırımı üzerine açıkladıklarım, düşünce ve araştırma özgürlükleri çerçevesi içindedir. Bu konular, bilimsel araştırma alanına aittir; yoksa parlamentolara değil. Bu, tarihçilerin ve araştırmacıların konusudur; yasa çerçevesinde ele alınacak bir konu değildir. Ortaçağın cadı davaları zamanında, bu tür konular Ortaçağın dinsel otoritelerinin yetkileri içindeydi. Bu soruşturma, engizisyon soruşturmasıdır; çünkü düşünce özgürlüğüyle ilgilidir. Savcılar ve mahkemeler, gerçekler hakkında karar verme hakkına ve gücüne sahip değillerdir. Bu soruşturma, İsviçre hukukuna göre, hukuka ve anayasaya aykırıdır. Ben korkmuyorum. Gerçeklerden korkan, sizsiniz. Beni buraya davet etmekle korktuğunuzu gösterdiniz. Beni niçin buraya çağırdınız? Gerçeklerden korkuyorsunuz. Siz gerçeğin öğrenilmesini istemiyorsunuz.

Soru: Her devletin kendi yasalarını kendisinin yapması konusunda görüş birliğimiz var mı?

İyi ama uluslararası hukuka karşı yapılan yasalar için değil, anayasaya karşı değil, insan haklarına karşı yasalar için değil. İnsan hakları, İsviçre anayasasının temel haklarıdır. İsviçre parlamentosunun kararlaştırdığı kanun, İsviçre anayasasına aykırıdır. Önümüzdeki yıllarda İsviçre parlamentosunun bu hatayı bertaraf edeceğini göreceğiz. Biz bunu İsviçrelilerden bekliyoruz. Çünkü İsviçre halkı iyi bir halk. İsviçre halkının vicdanı var.

TÜRKİYE’DEKİ VATAN HAİNLERİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ

Soru: Türkiye’de 1915’te yaşanan Ermenilerle ilgili olayları halk katliamı olarak kabul etmek ceza nedeni mi, yoksa Türkiye’de herkes bu görüşü savunmakta özgür mü?

- Hayır, ceza nedeni değil. Birçok tarihçi ve entelektüel ve vatan haini, sözde Ermeni soykırımı üzerine yazıyor ve gevezelik yapıyor. Türkiye’de bu görüşe sahip olma özgürlüğü var. Peki siz bu konuyla niçin ilgileniyorsunuz?

Soru: Basın toplantısında başka konuşmacılar da var mıydı?

- Evet, biz İsviçre’ye Ankara ve İstanbul’dan aşağı yukarı 200 seçkin şahsiyet olarak geldik. Hilton’da basın toplantısının yapıldığı salon küçüktü, 200 kişiyi alacak büyüklükte değildi. Bu nedenle bazı arkadaşlarımız koridorlardaydı.

Soru: Mikrofondan kaç kişi konuştu?

- Beş altı şahsiyet. Kıbrıs eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türkiye’nin en büyük üniversitesinin rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç, E. Korg. Yaşar Müjdeci ve Lozan2005’in iki düzenleyicisi.

Soru: Toplantıya ne kadar yabancı dinleyici katıldı?

- Sizin makamınızın polisleri vardı; bir de İsviçre ve Türk basınından gazeteciler.

Soru: Biliyor musunuz, basın toplantısı nasıl duyuruldu?

- İsviçre basınına bildirdik. Ayrıca internette bir Lozan2005 sitesi var. İstedik ki, herkes gerçekleri bilsin.

Soru: İlgilenen herkes bu toplantıya katılabilir miydi?

- Gizli değildi, herkes gelebilirdi.

Soru: Size bu toplantının konusu olarak bildirilen neydi?

- Toplantının konusu, Türkiye’nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü idi.

Soru: Bu toplantı hangi başlık altında yapıldı?

- Bizim için Lozan demek, milletimizin ve vatanımızın bağımsızlığı ve bütünlüğü demektir.

Soru: Size bir konuşma konusu verildi mi, yoksa konuyu seçmekte serbest miydiniz?

- Serbesttim. Video kaydında da görüldüğü gibi, söz istedim.

Soru: Konuşmanızın içeriğini yansıtan belli bir çoğaltılmış metin var mıydı?

- Hayır.

ŞÜPHE ETME SUÇU

Soru: Daha önce size, konuşmanızın özünü oluşturan Ermeni halkına katliam konusunda şüphe etmenin, İsviçre’de mesele olarak görüldüğü bildirilmedi mi?

- Bunu biliyorum. Bu kanun hükmü hukuka ve anayasaya aykırıdır. Bu kanun benim için şaşırtıcı olmuştur. Bu ne biçim kanun? Bu kanun ihtiyaca uygun değildir.

Soru: Türkiye, yasama, yürütme ve yargı arasında kuvvetler ayrılığını kabul ediyor mu?

- Evet, bunlar devletin üç işlevidir.

EĞER BİR KANUN ANAYASAYA AYKIRI İSE

Soru: Siz bir hukukçu olarak, yasama organının koyduğu ceza kanunlarının yargı için bağlayıcı görev olduğu konusunda benimle aynı görüşte misiniz?

- Yargı için bağlayıcı olan anayasadır. Eğer bir kanun anayasaya aykırı ise, bir savcı anayasanın hükümlerini uygular. Anayasa da bir kanundur, ancak en yüksek bağlayıcıdır. İsviçre’de bulunduğum zaman, benim için İsviçre anayasası bağlayıcıdır, zira İsviçre makamlarına güveniyorum. İşte bu güven nedeniyledir ki, özgürce konuştum. Zürih’te hukuka uygun davranan savcıların ve mahkemelerin bulunduğunu sanıyordum; bu yüzden özgürce konuştum.

İSVİÇRE PARLAMENTOSU İÇİN UTANÇ

Soru: Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Alt Komisyonu’nun, Avrupa Parlamentosu’nun ve İsviçre Millî Meclisi’nin 1915’teki Ermeni olaylarını halk katliamı olarak kabul etmesine karşı tutumunuz nedir?

- Bunlar yalandır. Bunlar emperyalist yalanlardır. Bu, İsviçre parlamentosu için bir utançtır.

Soru: Sizin görüşünüze göre, 1915 olaylarında ne kadar Ermeni kurban oldu.

- Yalnız Ermeniler değil, Türkler ve Kürtler de hayatlarını kaybettiler. Ermeni teröristlerinin Türklere ve Kürtlere uyguladıkları katliamlar da var. Bu, Almanların deyişiyle bir “Völkerschlacht” (boğazlaşma, mukatele) idi. Emperyalistlere karşı bir savaş oldu. Hitler ve emperyalistler bazı halkları diğer halklara karşı ateşe sürmüşlerdir. Siz, Hitlere karşı savaşmış olan halkları cezalandırabilir misiniz? Bu İsviçre kanunu, nesnel olarak Hitler’in tarafındadır.

Soru: Ermeniler, hangi nedenlerle düşünceleri yüzünden hayatlarını kaybettiler?

- Düşünceleri nedeniyle değil. Rus çarları, çeşitli Ermeni terör örgütlerini örgütledi ve ateşe sürdü. Örneğin Alman bilim adamı Rohrbach veya Lenin, şöyle yazdılar: “Bakınız, Çarlık Rusyası Ermeni terörist örgütlerine silah verdi ve Türkiye’ye karşı kışkırttı.” O zaman İstanbul’da onbinlerce Ermeni yaşıyordu ve öldürülmediler. Çünkü Türk ordusuna karşı terörist eylemler yürütmemişlerdi.

Soru: İsviçre hukukuna göre, halk katliamını inkâr etmeye, kabaca suçsuz göstermeye ve haklı çıkartmaya kalkışanlar, cezaya çarptırılır. Bu konuda ne diyorsunuz?

KANUN KONUSU DEĞİL

- İsviçre kanunu gerçeği inkâr ediyor. Bu bir kanun konusu değil, tarih konusudur. Bütün hayatı boyunca Türkiye’nin dışındaki ve içindeki halkları savunmuş olan, beni mi cezalandırmak istiyorsunuz? Türkiye’de benim vatandaşım olan herhangi bir azınlığa veya tek bir yurttaşıma bir haksızlık yapıldığını görsem, üzerine giderim. Benim birçok Ermeni dostum var.

Soru: Bilgilendirilen bir şahsiyet olarak, İsviçre Millî Meclisi’nin Ermenilere halk katliamı uygulandığını kabul ettiğini daha önce bilmiyor muydunuz?

- Evet, böyle bir kanun olduğunu biliyordum. Ben bu kanunu eleştiriyorum.

PROF. DR HALLAÇOĞLU’YLA DAYANIŞMA

Soru: Bunu bilmenize rağmen, Glattbrugg’taki basın toplantısında, neden konuşmacı olarak kürsüye çıktınız?

- Bu kanunu daha önce gazetede okumuştum. Hukukçu olarak da bu konuyla ilgiliyim. Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’na karşı bir soruşturma yürütüldüğünü de duymuştum. Onunla dayanışma gösterdim. Böylece İsviçre halkına ve İsviçre Millî Meclisine hatayı düzeltmeleri için yardımda bulundum. Ümit ediyorum ve biliyorum ki, bu soruşturma gerekli olan bu düzeltmeye olanak sağlıyor.

Soru: Kamu önündeki bu açıklamalarınızla öldürülen Ermenilerin anısını incittiğiniz suçlamasına ne diyorsunuz?

- Şu çok önemlidir: soykırım başka, bazı Ermenilerin öldürülmesi başka bir konu. Ben, hiçbir Ermeni hayatını kaybetmiş değildir demiyorum. Bunu biz de biliyor ve yazıyoruz. Biz o Ermenileri savunuyor ve onlara saygı duyuyoruz. Biz yalnız ve yalnız diyoruz ki, bu bir soykırım değildir. O zaman soykırım kavramı yoktu. Irkçılık bize yabancıdır. Çünkü biz bir Asya halkıyız. Bizim birlikte yaşama kültürümüz var. Osmanlı imparatorluğu Yahudilere ve başka halklara yardım etmişti.

Soru: Sizin Ermenilere bir halk olarak kişisel tutumunuz nedir?

- Dostça. Ve onların da bana tavrı dostçadır. Çünkü ben, Türklerin ve Ermenilerin barış içinde birlikte yaşamış oldukları bir yerden geliyorum. Birçok Ermeni benim dostça tutumumu anlatabilir. Ben 1972 ve 1980’lerde hapiste olduğum zaman, bana hediye gönderdiler.

İADE EDİYORUM

Soru: Irkçı davranışta bulunduğunuz yolundaki somut suçlamayla ilgili cevabınız nedir?

- Irkçı olsaydım, utanç duyardım. Ben bilimsel sosyalistim. Irkçılık, benim için küfürdür. Bu küfürü reddediyorum.

Soru: İşçi Partisi’nin genel başkanı olduğunuz doğru mu?

- Evet.

TÜRK DEVLETİNE VE ASKERE TUTUMUNUZ?

Soru: Türk devletine tutumunuz nedir?

- Ben Türkiye millî devletinin savunucusuyum. Ben Kemalist Devrim’in savunucusuyum. Ancak ben, Türkiye’deki ABD yanlısı iktidar sahiplerine ve mafya-tarikat iktidarına karşı mücadele ediyorum.

Soru: Askeriyeye yakın bir konumda mısınız?

- İster asker ister sivil, bütün yurtseverlere yakınım. Askeri hapisanelerde sekiz yıl yattım. Çünkü 1971 ve 1980’de iki Amerikancı darbe oldu. Ben Türkiye’yi savunanlarla birlikteyim, ancak Amerika ve emperyalizm yanlısı hükümetlerin ve iktidar sahiplerinin karşısındayım.

AVRUPA BİRLİĞİ SORULARI

Soru: Siz, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yakınlaşmasına karşı mısınız?

- Ben AB üyeliğine karşıyım. Ancak Avrupa’nın dostuyum. Ben bağımsız bir Avrupa’dan yanayım, ABD’den bağımsız bir Avrupa’dan. Türkiye bağımsızlığını korumalı. Avrupa Avrupa’dır ve Türkiye de Türkiye’dir. Örneğin İsviçre AB’ye dahil değil. Benim görüşüme göre, İsviçre’nin bu tutumu doğru. Dünyadaki bu tutumlar da doğru.

Soru: Lozan2005, Türkiye’nin Avrupa’dan sözünü etiğiniz bu bağımsızlığını göstermek amacıyla mı yapılıyor?

- Evet, göstermek ve savunmak. İsviçre makamları buna izin verdi. Ankara’daki İsviçre Büyükelçiliği’nin gösterdiği dostluğa teşekkür ederim.

Soru: Sizin dün Hilton Oteli’nde yaptığınız konuşma da, Türkiye’nin Avrupa’dan bağımsızlığına mı hizmet ediyordu?

- Evet, elbette. Ama aynı zamanda İsviçre ile Türkiye arasındaki dostluğa hizmet ediyordu. Bu dostluk, karşılıklı bağımsızlık ve eşitliğe dayanacaktır.

SUÇUN EYLEMLERİ

Soru: Özetle size şu suçlama yöneltilmektedir:

Sanık Doğu Perinçek,

• kamu önünde sözle, yazıyla veya resimle, küçük düşürmek veya aşağılamak nedenlerinden biriyle, insanlığa karşı halk katliamını inkar etmeye, kabaca suçsuz göstermeye, veya haklı çıkarmaya kalkışma suçunu

şu eylemlerle gerçekleştirdi:

Sanık, Hukuk doktoru, yayıncı, Türkiye İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı, 22 Temmuz 2005 Cuma günü, saat 14.00 dolaylarında, Zürich’in Glattbrug semti Hohbühlstrasse 10’daki Hilton Oteli’nde, Lozan Antlaşması’nın (Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tanınması) 82. yılı nedeniyle Türk dernekleri tarafından örgütlenen kamuya açık basın toplantısı sırasında, toplanmış olan 100 kadar katılımcının önünde, konuşmacı olarak yer almış ve mikrofon aracılığıyla, Almanca olarak, özetle, Ermeni soykırımı denen şeyin, uluslararası bir yalan olduğunu, tarihsel bir yalan olduğunu, ABD ve Avrupa emperyalistlerinin aleti olduğunu ilan etmiştir.

Sanık bu eylemini, uluslararası halklar topluluğunun, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Alt Komisyonu’nun 29 Ağustos 1985 ve Avrupa Parlamentosu’nun 18 Haziran 1987 tarihli ve İsviçre Millî Meclisi’nin Osmanlı devletindeki 1915 yılı olaylarını Ermenilere karşı halk katliamı olarak kabul eden kararlarında savunulanları bilmesine rağmen, karşıt konumunu İsviçre’de savunmak yoluyla, yasayı ihlal etmenin sonuçlarını göze almıştır.

Bu konuda ne diyorsunuz?

- Ben, Hitler’in Yahudilere ve diğer halklara yaptığı halk katliamlarını inkar etmiyorum. Ben, Amerikalıların Kızılderililere ve bugün Iraklılara yap;tığı halk katliamını inkâr etmiyorum. Eğer Ermenilere karşı bir halk katliamı olsaydı, o zaman ben, bu halk katliamına, İsviçre Millî Meclisi’nden önce en ön sırada tavır alırdım.

ÇÜNKÜ EMPERYALİST BİR PARLAMENTO

Soru: BM İnsan Hakları Alt Komisyonu’nun ve Avrupa Parlamentosu’nun nasıl olup da Ermenilere karşı soykırım yapıldığı sonucuna varmış olmaları konusunda, bize bir açıklamanız var mı?

- Çünkü Avrupa Parlamentosu emperyalist bir parlamento. Avrupa Parlamentosu Türkiye’nin bağımsızlığına karşı. Lanetli ve menhus politik amaçları nedeniyle bu kararları aldılar. Ermeni soykırımı iddiasını taşıyan kanunlar, emperyalistlerin aletidir; yoksa insan özgürlüğünün ve insanlığın aracı değildir. Beni bu sorguya çağırdığınız için çok memnunum. Böylece İsviçre halkının gerçekleri bilmesine yardımcı olabileceğim. Eğer siz savcı olarak, bu davayı yargı önüne getirecek olursanız, İsviçre halkı bu konuda çok şey öğrenecek.

Soru: Ermeni soykırımını herkesin önünde yalandır diye açıklamakla, ceza kovuşturması yürüten makamların bu konuda sizi davet etmelerini mi istediniz?

- Hayır, benim amacım bu değildi. Ancak benim gerçeğin yanında durmak için yeterli cesaretim var. Ben kendi ülkemde de böyle yaparım, Düşüncelerim ve emekçileri savunan örgütlenmelerde bulunduğum için, Türkiye’de hapislerde yattım. Otoritelerden korkmam. Yalnız gerçeği savunmamış olmaktan korkarım. Gerçeğe sadakat, benim için bir hayat ilkesidir.

ORTAÇAĞIN ENGİZİSYONUNU DİRİLTMEYİN

Soru: Ekleyeceğiniz bir şey var mı?

- Avrupa halkları, Ortaçağın engizisyonları sırasında birçok facialar yaşadılar. Lütfen engizisyonu yeniden canlandırmayın. Engizisyon, düşünce özgürlüğünü ve aynı zamanda vicdan özgürlüğünü cezalandırıyordu. Engizisyon, vicdan özgürlüğüne karşı cadı avcılığı yaptı. Ermeni sorunu veya 1915 yılındaki olaylar üzerine görüşler, düşünce ve vicdan özgürlüğü çerçevesi içindedir. Ben bir bilim adamıyım ve bu konuyu araştırmak ve hem Türkiye halkını, hem de İsviçre halkını bu konuda bilgilendirmek benim görevimdir.

SAVCILIĞIN SINIRLARI

Soru: Yeniden serbestsiniz ve tutanağı gözden geçirdikten sonra, planladığınız gezinize devam edebilirsiniz. Ancak İsviçre’de Ermenilere halk katliamı yapıldığını yalan olarak nitelemeye son vermenizi, size ısrarla ve zorunlu olarak tavsiye ederim.

- Bunu tebellüğ ettim. Ancak size savcılık görevi dışında böyle nasihatte bulunamayacağınızı bildiririm. Sizin ancak bu konuyu mahkeme önüne getirme hakkınız bulunuyor. Yalnız İsviçre mahkemeleri bu konuda hüküm verebilir. Ben, İsviçre Anayasasına göre hüküm verecek olan İsviçre hakimlerine güveniyorum.

İsviçre’de avukata ihtiyacım yok. Eğer davet edilirsem, İsviçre’ye kendim gelirim. Mahkeme celpnamesi, İstanbul veya Ankara’daki iş adresime yollanabilir. Zamanın belirlenmesinde temas kurulabilir. Uluslararası hukuki yardım yoluyla ifade alınmasını istemiyorum. Ancak davetiyenin bir örneğinin, Türkiye Başkonsolosluğunun bilgisi için, Ataşe Ersoy Yılmaz’a yollanmasını diliyorum.

Sorgulamanın sonu: Saat 23.00.

Bizzat okunmuş ve onaylanmıştır.

İmza (Doğu Perinçek)

KENTHABER
Yayın Tarihi : 30 Temmuz 2005 Cumartesi 01:24:52
Güncelleme :1 Ağustos 2005 Pazartesi 10:49:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
NAZMİ TOMAK IP: 81.213.121.xxx Tarih : 30.07.2005 18:39:06
İşte gerçek bir yurtsever. Kendisini kutluyor ellerinden öpüyorum. Bizim Ülkemizde böylesi politikacılara ihtiyaç var. Hiç kimseden korkmadan halkını bilgilendiren gerektiğinde başkaldıran bir lider böyle olmalı. Kendi ülkesinde ne var ne yoksa babalar gibi satanlar bu durum karşısında utanmalıdırlar ama nerde o yüz. Saygılarımla...

Turan Kaygusuz IP: 85.100.144.xxx Tarih : 3.08.2005 17:42:02
Sayın Doğu Perinçek bu eylemi ile Türk milletinin öncüsü olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Şimdi bize düşen görev Doğu Perinçek'in mücadele mevzisinde yer almak ve onun mücadelesini yükseltmektir. Türk milletinin birliği, Türk Milli Devlitinin varlığı onun sayesinde daha da güçlenmiştir. Sayın Doğu Perinçek'i kutluyor ve bizde haykırıyoruz, "Ermeni Soykırımı uluslararası bir yalandır, tarihsel bir yalandır."

Süleyman Cerit IP: 81.215.250.xxx Tarih : 7.08.2005 12:34:56
Dip dalgasının öncüleri vatan kürsüsünde söz aldılar; Sayın Doğu Perincek'in bütün dünyaya selendiği tarihi konuşmasını Ulusal Kanal'da izledim. Gerçek vatan evlatları bu suçlamalara sessiz kalmıyor ve kalmamaya da devam edecek. Türk'ün gücünü hep birlikte göreceğiz...

Haluk Aytekin IP: 85.101.17.xxx Tarih : 3.08.2005 23:19:55
İfade metnini okurken çok gururlandım, tüylerim diken diken oldu. İşte Türk milletine gereken özgüven budur. Sadece Avrupa'da yaşayan Türkler'in sayısı bile, tüm dünyadaki Ermeniler'den daha fazla ise; tek ihtiyacımız uyuyan devi uyandırmaktır.

Oktay Ergunay IP: 195.174.130.xxx Tarih : 30.07.2005 11:27:33
Sayın Perinçeği,Avrupalı emperyalistlere,evrensel insan hakları,tarihi gerçeklerin siyasi çıkarlar uğruna nasıl yozlaştırılabildiği,halkların siyasi emeller doğrultusunda biribirlerine nasıl kırdırılabildiği,konularında ders veren bu samimi ifadeleri için yürekten kutlarım.