22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

DTP dava kıskacınca

PKK'nın kaçırdığı askerlerin teslim alınmasına aracılık eden heyette yer alan üç DTP milletvekili hakkındaki savcılık soruşturması, yeni bir boyut kazandı.

Ankara Başsavcılığı, kaçırılan askerleri teslim almak için Kuzey Irak'a giden DTP Van Milletvekili Fatma Kurtulan, Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk ve Siirt Milletvekili Osman Özçelik hakkında 'PKK'ya yardım ve örgüt propagandası yapmak' iddiasıyla soruşturma açmıştı. Basında Kurtalan'ın PKK kamplarında kaldığına ilişkin haberlerin yer almasının ardından harekete geçen başsavcılık kadın milletvekili hakkındaki suçlamayı 'örgüt üyeliği'ne çevirdi.


Ankara Başsavcıvekilliği, Kuzey Irak'a giderek sekiz askeri teslim alan DTP milletvekilleri Tuğluk, Kurtulan ve Özçelik hakkında, soruşturma başlatmış ve vekillere 'PKK'ya yardım ve örgütün propagandasını yapmak' suçlamasını yöneltmişti. Geçtiğimiz günlerdeyse Akşam gazetesinde 2003 yılında PKK kamplarında çekildiği ve Kurtalan'a ait olduğu ileri sürülen bir fotoğraf yayımlandı. Ayrıca yaklaşık 10 yıl PKK kamlarında kaldıktan sonra pişmanlık göstererek itirafçı olan bir doktora ait olduğu ileri sürülen ifadelerde de Kurtalan'ın PKK saflarında eğitim gördüğü iddiası yer aldı. Aynı şahsa ait olduğu ileri sürülen ifadelerde DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır'ın da PKK kamplarında eğitim gördüğü ileri sürülüyordu.

İtirafçı ifadeleri dosyada
Kurtulan iddiaları yalanlarken söz konusu fotoğrafın da kendisine ait olmadığını söyledi. Ancak başsavcılık, inceleme dosyasına söz konusu fotoğrafı ve iddiaların kaynağı olan PKK itirafçısı kadın doktorun ifadelerini ekledi. Başsavcılık bu yeni iddiayla Kurtulan hakkındaki incelemesini de 'silahlı terör örgütü üyeliği'ne dayandırdı.
Başsavcılığın, bu fotoğrafı ve itirafçının ifadelerini doğru kabul etmesi halinde Kurtulan hakkında bu suçlamayı esas alarak dava açması söz konusu olabilecek.
Kapatılan DEP'in milletvekili Leyla Zana ile dört arkadaşı aynı suçlamayla dokunulmazlıkları kaldırıldıktan sonra TBMM'den yaka paça gözatına alınmış, yargılandıkları DGM'ce PKK üyeliğinden 15'er yıl ağır hapse mahkûm edilmişlerdi. Bu cezaları onanan Zana ve arkadaşları 10 yıl cezaevinde kalmıştı.

Ankara Başsavcılığı, aralarında DTP'nin yeni genel başkanı Nurettin Demirtaş'ın da bulunduğu 183 sanık hakkında 'askerliğe elverişsiz rapor almak için sahte belge düzenlemek ve kullanmak' suçundan beşer yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Demirtaş, raporun gerçek oduğunu savundu.

Nurettin Demirtaş sahte çürük raporu mu aldı?


Ankara'da geçen aylarda düzenlenen 'Sahte Çürük Raporu' Operasyonu kapsamında yürütülen soruşturmayı tamamlayan savcı Şadan Sakınan iddianamesini hazırladı. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi de davayı kabul etti. İddianamede, 183 şüphelinin 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüt yöneticisi veya üyesi olmak, örgüte yardım etmek', 'sahte evrak düzenlemek ve kullanmak, bu suça iştirak'le suçlanarak cezalandırılmaları istendi.
İddianamede suçlananlar arasında geçen haftaki kongrede DTP Genel Başkanlığı'na seçilen Demirtaş da yer aldı. Savcı, Demirtaş'ın 'sahte resmi evrak düzenlediği ve kullandığı' iddiasıyla iki-beş yıl arası hapsini istedi.
İddianamede yer alan ifadesine göre Demirtaş "Çankaya Askerlik Şubesi'ne başvurdum. Etimesgut Askeri Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü'ne sevkim yapıldı. Hastanede röntgenlerim çekildi, tetkikler yapıldı ve çürük raporu verildi. Herhangi bir örgüt aracılığıyla rapor almadım ve kimseye rapor için para vermedim" diyerek suçlamayı reddetti.


İddianamede, başsavcılıkça incelenen kayıtlarda Demirtaş'ın herhangi bir hastane giriş ve muayene kaydı olduğuna dair belgenin bulunmadığına dikkat çeken savcıysa Demirtaş'ın savunmasını yeterli görmedi. İddianamede 'Demirtaş'ın, raporunun örgüt tarafından düzenlendiğinin anlaşıldığı, örgüt liderlerinden Aytekin Demirdaş'ın işyerinde yapılan aramalarda Nurettin Demirtaş'a ait sevk yazısı ve ön rapor örneğinin ele geçirildiği, Demirtaş'ın örgüt aracılığıyla sahte evrak düzenlettirdiği' belirtildi.


Nurettin Demirtaş iddialara ilişkin olarak Radikal'e şu değerlendirmeyi yaptı: "12 yıl cezaevinde kaldığım süreçte fiziki rahatsızlıklarım oluştu. Bu kapsamda rapor aldım. Raporum kesinlikle sahte değil. 'Genel başkanlık yapamaz' şeklindeki değerlendirmeler de doğru değil. Ben genel başkanlık yardımcılığı ve genel başkanvekilliği yaptım. Yargıtay parti yöneticiliğimi onaylamıştı."

Radikal
Yayın Tarihi : 13 Kasım 2007 Salı 08:10:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
hakem IP: 88.226.22.xxx Tarih : 13.11.2007 10:06:28

Ne kadar pratik bir ülkeyiz değil mi?Nedense suç işleyenler,suçu çok sonra ortaya çıkar,biri bir ihmal sonucu hayatından olur,önlemler ondan sonra alınmaya başlar vs. vs. Türkiye de çürük rapor alan,acaba sadece bir kişi mi var?bu şahıs eğer dtp genel başkanı seçilmeseydi yada sivri konuşmasıydı kim sahte rapor aldığını bilecekti?Yada bayan vekil,k. ıraka gitme girişiminde bulunmasaydı, örgütle bağlantısı ortaya çıkmayacaktı.Acaba diğer partilerin gn. bşkları yada vekilleri hepsi temiz mi?bunlarda araştırılsın kamuoyunun bunları bilmeye hakkı var