22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

DTP'den devlet yönetimine mektup

DTP, Hukuk Komisyonu Başkanı Avukat Hasip Kaplan imzasıyla Başbakan, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı, Yargıtay Başkanı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, TBB makamları ile siyasi parti genel başkanlarına mektup gönderdi.

Mektupta, DTP il ve ilçe örgütlerine baskı yapıldığı iddialarına yer verilirken, bu duruma örnek olarak “sayın” sözcüğü gösterildi ve yasalara dayanarak bu sözcüğün kullanılması nedeniyle gerçekleştirilen işlemler anlatıldı.

CEMİL ÇİÇEK’E TEPKİ

Polisin “oransız şiddet” kullanmakla suçlandığı mektupta, AB reform süreci yasalarının uygulanmadığı, “polis devleti” görüntülerinin toplumsal barışı yaraladığı ileri sürüldü.

Abdullah Öcalan’ın zehirlendiği iddialarına da değinilen mektupta, Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in bu süreçteki açıklama ve tutumu eleştirildi.
Hukukun siyasallaştığının ileri sürüldüğü mektupta, Anayasa Mahkemesi’nin yargısal denetiminin ayaklar altına alındığı savunulurken, HEP ve aynı çizgideki siyasi partilerin kapatılması süreçleri, buna örnek olarak gösterildi.

TUĞLUK, KEYFİ GÖZALTINA ALINDI

DTP Eşbaşkanı Aysel Tuğluk’un “keyfi” olarak gözaltına alındığının ileri sürüldüğü mektupta, “Ahmet Türk başkan sıfatıyla yaptığı her konuşması için o yerin savcıları soruşturma açmakta, yeni Terörle Mücadele Yasası bahane edilerek siyasi parti faaliyetleri engellenmektedir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yapması gereken soruşturmayı yerel savcılıklar kendileri yapmaktadır” denildi.

GENELKURMAY’A TEPKİ

Mektupta, Genelkurmay Başkanlığı’na tepki gösterilerek, şunlar kaydedildi:
“Ortada çok acil bir sorun var, demokratik yaşamı temelden sarsan, siyasi partileri çalışamaz kılan, 53 siyasi partiden başta DTP olmak üzere bazı partilere ayrımcılık uygulayan, Genelkurmay Başkanlığı istekli, medya destekli ve diğer partilerinde işine geldiği için sustukları, ayrımcı baskıcı bir uygulama yoğunlaştırılarak sürüyor. Demokratik bir ülkede bir Genelkurmay Başkanı sivil siyaseti hedef gösterirse görevden alınma nedeni olurdu, oysa ülkemizde DTP konvoyları arama bahanesiyle jandarmanın keyfi engellemesine takılıyor.”

AİHM KARARLARI UYGULANMIYOR

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarının uygulanmadığının iddia edildiği mektupta, DTP’nin seçimlere bağımsız adaylarla girme olasılığının açıklanmasının ardından parti il örgütlerine baskı yapıldığı da ileri sürüldü.
Mektupta, ayrıca, “AİHM kararları nedeniyle devleti zarara uğratmış herkes hakkında dava açılmasını sağlaması hazinenin asli görevi olup, bu kararların altında hukukçu Cumhurbaşkanının da imzası varsa, komutanların ve emniyet müdürlerinin de imzası varsa onlara rücu edilmelidir” denildi.

DİNK CİNAYETİ ANIMSATMASI

Mektupta, Nevruz bayramından “newroz” diye söz edilirken, yaklaşan bayram nedeniyle baskın ve göz altıların arttığı ileri sürüldü.
Polis ya da jandarmanın “uyduruk ihbarla” mahkemelerden arama ve izleme kararı alabildiğinin ileri sürüldüğü mektupta, şöyle devam edildi:
“En küçük ifade özgürlüğü, suçluyu övme, halkı suça tahrik, örgüte yardım yani yeni TCK 215, 216, 220, 301 maddeleri kapsamına alınıyor. Diğer yandan Dink cinayetine karışan bazı siyasi partiler, çeteler ile bağlantılı olanlar, açıkça suç işleyen partiler hakkında nedense soruşturmalar açılmıyor, çifte standart uygulanıyor.”

IRKÇILIK GÜÇLENİYOR

Terörle mücadele adı atında Kürtlere ve DTP’ye yönelik saldırıların etnik, ırkçı, milliyetçi eğilimlerin güçlenmesine yol açtığının ileri sürüldüğü mektup, şu şekilde sona erdi:
“Bu tehlikeli tırmanış giderek polis devletine doğru yol alış, toplumda yaratılan gerilimin ülke çıkarlarına olmadığı açıktır. Böylesi bir gelişme karşısında siyasi partilerin denetimini yapan, başta anayasal yargı olmak üzere, sivil siyasetin temsilcileri, Hükümet, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis seyirci kalma hakkına sahip değildir.

Soruna şiddet dışında çözüm aramaktan, barışçıl demokratik çözümler geliştirmekten başkaca bir yolun kalmadığı günümüzde, farklılıkları kaşıyarak etnik milliyetçiliği teşvik eden bu tehlikeli yaklaşım ve baskılara derhal son verilmelidir. Bin yıldır beraber yaşamış tarihin kardeşliğe mahkum ettiği Kürt ve Türk halkını karşı kaşıya getirecek bu tehlikeli gidişat durdurulmalıdır.”
ANKA
Yayın Tarihi : 17 Mart 2007 Cumartesi 20:31:44
Güncelleme :17 Mart 2007 Cumartesi 20:39:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ahmet yıldız IP: 88.229.43.xxx Tarih : 17.03.2007 20:58:53
bu sorun bu kafay la çözülmez o zaman deyişime acık olmalıyız tartışmalıyız oysaki elimizde baraber sorunsuz yaşmak için olanak mevcut iken her iki tarafın samami olmadığı acıktır tabi bu sisyasiler için halkı kulanmak dahası sömürü düzenini devamı için dayatma biryere kadar kardeşlik sonsuzadek yaşasın gercek vatanseverler

oflusalih IP: 84.63.171.xxx Tarih : 17.03.2007 23:10:17
sayin DTp liler siz türkiye icinmi calisiyorsunuz yoksa pkk icinmi sizden baska hanki parti baskani veya yöneticisi katil e sayin diye itilaf da bulundu sizde udanma olsa 35 bin sehitin sorumlusu serefsizi sayin diye cagirmazsiniz ve böyle tavranmalarinizdan dolayi sükür etinki türk halki sizden hesap sormuyor sizin calismalariniz hicmi hic TÜRKIYE CUMHURIYETININ BÜTÜNLÜGÜ ICIN DEGILDIR YANSITMIYOR ve kendinizi masummus kibi göstermeye calismayiniz sizin adamlariniz deyil mi SUNU SÖYLEYEN TÜRKIYENIN MUSULA YAPACAGI HER HANKI BIR SALDIRI DIYARBAKIR A YAPILMISTIR diyenler.ve MEHMETCIGIMI ARKADAN KALLESCE VURANLAR SAYIN SEVGILI DIYE HITAP EDTIGINIZ VATAN HAINI HATUDLAR DEYILMI bunlari hangi yüzle korumaya calisiyorsunuz AB nin ABD nin sahte politikalarina kanan cahiller SUNU IYI BILIN TÜRKIYE CUMHURIYETI TÜRKLERINDIR AVRUPANIN VEYA ABD nin deyildir ve sunu yine iyi bilin bu komik politikalariniz türkiyete PKK sempatizanlarinin ekmegine yag sürer PKKya yataklik yapan serefsizlerin parlementoda isi yoktur olamazda .saygilar