İngiltere'de yayınlanan haftalık haber dergisi Economist, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı adayı olmasını değerlendirdi. 2004 yılı Aralık ayındaki zirvede Türkiye ile Avrupa Birliği arasında ipler kopmak üzereyken, Gül sayesinde ilişkilerin rayına oturduğunu yazan dergi, Gül'ü sıkı bir Avrupa yanlısı olarak tanımladı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'na aday olmasını kendilerinin engellediğini söylediğini ve bunu bir zafer olarak takdim ettiğini hatırlatan Economist, AK Parti'nin ise kararı, Erdoğan'ın partiyi Kasım ayında yeni bir seçim zaferine taşımak için yaptığı bir fedakarlık olarak değerlendirdiğini yazdı. 

HİÇBİR ALTERNATİF SUNMUYOR

Dergiye göre nedenleri ne olursa olsun, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kararı Türk siyasetini yeniden şekillendirecek. "Laik kesim onlarca yıl boyunca ordu sayesinde İslamcıları kontrol altında tutarken, 2001 yılında ülkeyi mali yıkımın eşiğine getirecek şekilde kendi ceplerini doldukmaktan başka bir şey yapmadı" ifadelerini kullanan Economist, özellikle Baykal'ı sert dille eleştirdi. On beş yıldır CHP Genel Başkanı olan Deniz Baykal'ın hiçbir alternatif sunmayıp, kariyerini felaket bezirganlığı üzerine inşa ettiği yorumunu yapan dergi, Kasım seçimlerinde AK Parti'nin iktidarda kalma ihtimalinin çok yüksek olduğunu vurguladı. 

CHP mızıkçılık yapıyor
Eski CHP'li ve siyaset uzmanı Tarhan Erdem, CHP'nin Anayasa mahkemesine gitmesinin kendi seçmeninde negatiflik oluşturacağını ve oluşan kaos ortamından dolayı halkın CHP'yi suçlayacağını savundu.

Tarhan Erdem sözlerine şöyle devam etti: DYP ve ANAVATAN Partisi'nin neyi savunduklarını anlayabilmiş değilim. Halk her zaman doğru karar vermiştir. Bu nedenle halk görmez anlamaz demek çok yanlış. Halk onların ne düşünmek istediğini ülkeyi kaosa sürüklemeye çalıştıklarını doğru anlamıştır. Buna en ufak bir şüphem yok. 

Nazlı Ilıcak: Anayasa Mahkemesinin iradesini meclis iradesinin üzerine yani bürokratik iradeyi seçilmişlerin üzerine çıkartılıyor. Ve üstelik bunu yapan CHP rejim tartışması üzerinden bunu yaparken, bu güne kadar bunun hep tam tersini Mehmet Ağar partisini CHP'nin peşine takmış oluyor. ANAVATAN Partisi ise bunu avantaja dönüştürerek Mumcu'nun ifade ettiği gibi daha demokratik bir siyasi partiler kanunu, YÖK sisteminin değiştirilmesi gibi konuları gayri samimi olarak bile olsa sizinle birlikte hareket etmek isteyenlerle birleşip bunu bir fırsata çevirebilirdi.

Seçim gündeme geldiğinde AKP meclise tek başına girebilir diye korkuyorum. O kadar seçmen bu duruma öfkelenebilir ki Tayyip Erdoğan geri adım attı. CHP'nin istediği ılımlı bir insanı seçti. Ben bunu da istemem diyor CHP. Epeyi bir mızıkçılık yapıyor. Türkiye'nin nasıl bir kaosa girileceği düşünülmüyor. Erken bir seçimde kendi seçmeninden oy almayı düşünüyorlar. Yazık yapmışlardır.