Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve yazarı Ertuğrul Özkök, turistik bölgelerdeki PKK terörü karşında Kürtlerin suskunluğuna dikkat çekti. Özkök'ün, Türkiye'de yaşamak isteyen, ayrılmak istemeyen, öte yandan  PKK terörü karşısında sesini çıkaramayan Kürtlerin, bir şekilde seslerini çıkarmalarını isteyen çağrı niteliğindeki  'Eğer siz gerçek Kürtseniz' yazısını alıntılayarak yayınlıyoruz.

'Eğer siz gerçek Kürtseniz' 

BÖLGEDEKİ belediye başkanlarına seslenmek istiyorum.Adının başına "Mazlum" veya "İnsan Hakları" gibi ifadeler koyan derneklere. Ama en çok ve en içten biçimde, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürt vatandaşlarına.

Evet onlara seslenmek istiyorum.

* * *

Bu ülkeyi seviyor musunuz?

Buradan kopup gitmek gibi bir arzunuz yok mu?

Kendinizi, bu ülkenin birer vatandaş olarak görüyor musunuz?

Görüyorsanız, bunu göstermenin zamanı geldi.

Hepimizin önünde "El Kaide" bozuntusu, alçak bir terör çetesi var.

Kadın erkek, Türk, Kürt, yabancı demiyor.

Çoluk çocuk ayırmıyor.

Antalya’ya, Marmaris’e koyduğu bomba sadece insanların canını değil, aynı zamanda işini, ekmeğini elinden alıyormuş umurunda bile değil.

O bombanın sadece bu ülkenin Türk gençlerini değil, binlerce Kürt gencini de işsiz, evsiz, aşsız, umutsuz bıraktığını düşünmüyor.

Alçak mı alçak, kalleş mi kalleş...

Hepimizin karşısında işte bu tıynetsiz terör güruhu var.

Eğer bu ülkede gerçekten bir arada ve barış içinde yaşamak istiyorsak, bunu ispatlamanın, bütünü dünyaya göstermenin fırsatı önümüzde.

Ayağa kalkın.

Ülkenize, çocuklarınıza, gençlerinize, vatanınıza sahip çıkın.

Bu aşağılık güruhun karşısına hep birlikte dikilelim.

Sesinizi çıkartın, itirazınızı dile getirin.

Göreceksiniz bakın bu alçak insanlar nasıl kuyruklarını bacaklarının arasına sıkıştırıp toz olacaklar.

* * *

Belediye başkanlarına, siyasetçilere sesleniyorum.

Bu vahşilerin güya "Kürtlük" adına hareket etmeleri sizi kahretmiyor mu?

"Kürt" kelimesinin bu vahşetle yan yana telaffuz edilmesi içinizi burkmuyor mu? Yüreğinizde bir sızı hissetmiyor musunuz?

Şuradan, köşemden size açıkça ilan ediyorum.

Eğer böyle alçak, pespaye bir güruh, "Türklük" adına böyle şeyler yapsaydı, bir saniye durmaz, haklı öfkemi suratlarına bakarak vicahiye çevirirdim.

Nedir bu sessizlik?

Onu da açıkça söyleyin.

Korku mu? Yoksa gizli bir destek mi?

Hayatımda çok Kürt arkadaşım oldu.

İçerde dışarda, onlarla çok dayanışma günleri yaşadım.

Mert ve cesur insanlar tanıdım.

Tanıdığım o dostlar, isimlerini, çoluk çocuk ayırımı yapmadan insanları bombalarla parçalayan bu Taliban vahşileriyle aynı haneye yazdırmazdı.

* * *

Korkmayın bunu ya bugün yapacağız ya öbür gün.

O alçaklar bombaları atacak.

Yılmayacağız.

Cevabını Antalya esnafı gibi vereceğiz.

Yasını tutmadan cenazelerimizi kaldıracağız, kırılan camı çerçeveyi hemen o gece tamir edeceğiz, yollarımızı, vitrinlerimizi boyayıp, ertesi güne yine hayatın huzuruna çıkacağız.

Dağda askerimizin karşısına çıkamayan teröriste, şehirde de bu direnişle biz cevap vereceğiz.

* * *

Ben Güneydoğu’dan işte bu sesi bekliyorum.

Eğer siz benim çocukluk mahallemden tanıdığım Kürt kardeşlerimseniz...

Eğer siz benim Paris’te omuz omuza mitinglere katıldığım Tuncelili, Diyarbakırlı, Şırnaklı dostlarımsanız...

Eğer siz Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürt vatandaşlarıysanız...

Eğer siz hálá gerçek Kürtseniz...

Eğer mertlik hálá bozulmadıysa...

Birlikte yaşama duygusu tarumar olmadıysa...

Bütün Türkiye o sesi bekliyor.

Bu bombaları atanların alçak ve kalleş birer yaratık olduğunu,

Ve alçaklığın Kürtlere yakışmadığını haykıran bir ses.

İnanın o ses çok işe yarayacak...