28
Mayıs
2024
Salı
SİYASET

Erdoğan: 301 değişebilir

Başbakan Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin büyükelçilerine Orhan Pamuk'un yargılandığı 301’inci maddenin değişebileceği sinyali verdi. Dünya basını bu kanun maddesi nedeniyle açılan davaları 'Türkiye yargılanıyor' die yorumlamıştı.

Başbakan Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği ülkelerinin büyükelçileriyle bir araya geldi. Avrupa Birliği Büyükelçileri’ne yaptığı konuşmasında Yeni Ceza Kanunu ile ilgili tartışmalara da değinen Recep Tayyip Erdoğan, "Söz konusu kanun yürürlüğe gireli henüz altı ay olmuştur. Yürürlüğe konan yeni yasaların uygulamada yarattığı bazı sıkıntıların görmezden gelinmemesi gerektiğini kabul ediyorum ancak Ceza Kanunumuz hakkında yorum yapabilmek için henüz daha çok erkendir... Gerçekten yasaların özünden kaynaklanan birtakım sıkıntılar olduğunu görürsek, Hükümet ve Meclis olarak gerekli düzenlemeleri süratle yaparız. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın" dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, 3 Ekim öncesinde Türkiye’ye "imtiyazlı ortaklık" alternatifi üzerinde ısrarcı olan Avusturya’nın, Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı’nı aldığı bir dönemde, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin büyükelçilerine yemek verdi. Başbakanlık Konutu’nda verilen yemekteki konuşmasında, "Müzakereler sonucunda tam üyelik dışında bir yönelimi kabul etmeyeceğimizi burada tekrar hatırlatmak istiyorum" dedi.

"Türkiye ile müzakerelerin başlaması kararı AB’nin vizyonu hakkında tüm dünyaya ve özellikle de yakın çevremize verilen olumlu bir mesaj niteliğindedir" diyen Erdoğan, bu tutumun, AB’nin önemli kararlar alma aşamasında gerekli cesaret ve iradeyi gösterebileceğini de ortaya koyduğunu dile getirdi.

3 Ekim’de müzakerelerin başlamasında büyük emeğinin geçtiğini belirttiği İngiltere’ye de teşekkür eden Erdoğan, "İngiliz Dönem Başkanlığı sırasında Türkiye-AB ilişkileri açısından alınan önemli mesafenin, Avusturya ve sonrasında Finlandiya Dönem Başkanlığı sırasında daha da ileriye taşınmasını diliyorum" dedi.

AVUSTURYA DÖNEM BAŞKANLIĞINDA FİİLİ MÜZAKERE BEKLENTİSİ

Başbakan Erdoğan, 20 Ekim 2005’te başlayan tarama sürecinin 2006 yılı içinde bitmesinin beklendiğini söyledi ve "Bilim ve Araştırma" ile "Eğitim ve Kültür" gibi taraması biten fasıllarda, Avusturya Dönem Başkanlığı sırasında fiili müzakerelerin başlamasını umut ettiklerini belirtti. Erdoğan, bu konuda Dönem Başkanı Avusturya’nın da gerekli hazırlıkları ve düzenlemeleri yapacağına da inandığını ifade etti.

"Siyasi reformlar konusunda çalışmalarımızın yavaşladığı ya da kararlılığımızın azaldığı hususunda zaman zaman dile getirilen endişeler olduğunu biliyoruz" diyen Erdoğan, "Burada reform çalışmalarımızın daha da hızlanarak süreceğini kuvvetle vurgulamak istiyorum. Önümüzdeki aylarda fiili müzakerelerin başlaması, reform fayretlerimize de ivme kazandıracaktır" diye konuştu.
Reformların uygulanması konusunda henüz istedikleri aşamaya gelemediklerini söyleyen Erdoğan, bunun için zamana ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

"DÜNYANIN EN BÜYÜK 18’İNCİ EKONOMİSİYİZ"

Erdoğan Türkiye ekonomisi ile ilgili olarak da, Türk ekonomisinin dünyünın en büyük 18’inci ekonomisi olduğunu hatırlattı. Erdoğan, Türikye’nin dünyada en çok ihracat yapan 22’inci ve en çok ithalat yapan 14’üncü ülkesi olduğunu belirtti. Türkiye’nin bir küresel yatırım üssü haline geldiğini belirten Başbakan, Avrupa Komisyonu’nun da geçtiğimiz Kasım ayında Türkiye’ye "İşleyen Piyasa Ekonomisi" statüsü verdiğini hatırlattı.

Türkiye’nin Kıbrıs konusunda yapıcı bir yaklaşım ve tarihi bir sorumluluk duygusuyla hareket ettiğini belirten Erdoğan, Türkiye’nin Ada’daki atmosferi olumlu yönde değiştirmek için her türlü gayreti de gösterdiğini söyledi. Türkiye’nin Annan Planı’nı desteklediği ve Kıbrıslı Türkler’in de referandumda "evet" oyu kullandığını hatırlatan Erdoğan, Rumlar’ın ise plana hayır dediğini ifade etti. Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün 30 Mayıs 2005 tarihinde Kıbrıs’ta her iki tarafa uygulanan kısıtlamaların ilgil tüm taraflarca aynı anda kaldırılmasını teklif ettiğini hatırlattı ve AB’nin bu öneriyi ciddi biçimde incelemesi gerektiğini söyledi.

"KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜM ZEMİNİ BM’DİR"

"Güney Kıbrıs’ın AB üyesi olması, Rum yönetiminin uzlaşmaz tutumu karşısında sessiz kalınmasına gerekçe olarak kullanılmamalıdır" diyen Erdoğan, bu durumun çözüme hiçbir katkısının olmayacağını belirtti ve "Kıbrıs sorununda çözüm zemini Birleşmiş Milletlerdir" dedi.

"MÜZAKERELERİN DURMASI AB’YE DE ZARAR VERİR"

Son olarak Türkiye’nin müzakelerin başarıyla sonuçlanması yönündeki kararlılığının azalmayacağın ifade eden Erdoğan, AB’nin de bu süreci ayakta tutma sorumluluğu bulunduğunu belirterek "Bu sürecin herhangi bir nedenle kesintiye uğramasının Türkiye’ye olduğu kadar AB’ye de olumsuz yansımaları olacaktır" dedi.

Yemek sırasında AB büyükelçilerinin adına söz alan AB Dönem Başkanı Avusturya Büyükelçisi Marius Calligaris ise, konuşmasında Orhan Pamuk, ifade ve din özgürlüğü, Güneydoğu ve Kıbrıs üzerinde durdu. Calligaris, ismi vermeden PKK ile mücadeleye destek verirken, "etnik grupların kültürel haklarından yana olduklarını" da vurguladı. Konuşmasının başında 2005 yılının Türkiye için iyi bir yıl olduğunu belirten Büyükelçi, Türkiye’nin "etkileyici" bir ekonomik büyüme ve 30 yılın en düşük enflasyonunu elde ettiğini, üyelik müzakerelerinin başladığına dikkat çekti.

AB yolunun "uzun ve zor" bir yol olacağını da ifade eden Calligaris, buna karşın "iki tarafça kabul edilebilecek bir sonucun elde edileceğine güvendiklerini" söyledi. Calligaris, konuymasında vurgu yaptığı noktalar şöyle oldu:

- 6 başlıkların taraması tamamlandı. Komisyon raporlarını hazırlıyor. Müzakere başlıklarının önümüzdeki 6 ayda başlayabilmesi için hazırız.

- Reformlar etkileyici ancak önemli olan uygulama. İfade ve din özgürlüğü, kadın hakları, azınlık hakları ve vakfıların statüsü gibi AB kamuoyunun hassas olduğu konular var.

- Orhan Pamuk ve benzer vakalar, Türkiye’deki reform karşıtlarının AB hedefini baltalayacak eylemlerde bulunabileceğini gösterdi. Bu tür gelişmeleri engellemek için daha fazla yasal reformlara ihtiyaç var. Reform uygulaması daha iyi denetlenmeli.

- Geçen yaz Güneydoğu geziniz sırasında bölgenin ekonomik vg sosyal gelişmesini teşvik için önlemler açıklamanızı takdirle not aldık. Geçen yıl boyunca terör eylemlerinin alevlenmesini kaygı ile izledik. AB’nin Türkiye’nin terör ile mücadelesine tam desteğinden emin olabilirsiniz. Elbette ki bu ülkenin toprak bütünlüğüne tam bağlıyız. Ancak etnik grupların kültürel haklarından yanayız.

- Ek Prototol’un kısa bir süre içerisinde onaylanacağını umuyoruz. Protokol’ün tam uygulanması müzakerelerin olumsuz etkilenmesini önlemek için önemli olacak. Kıbrıs ile ilgili konuların Türk kamuoyu için hassas olduğunun tam farkındayız. Kuzey Kıbrıs’a yönelik mali yardım ve doğrudan ticaret konularına çözüm bulmak için çalışmayı sürdüreceğiz.

- Önemli siyasi konular hala gündemde. Bu sonulara en kısa süre içinde yanıt bulmak için AB ile Türkiye’nin yakın işbirliği içinde olacağına güveniyoruz.


.
Yayın Tarihi : 20 Ocak 2006 Cuma 18:00:43
Güncelleme :20 Ocak 2006 Cuma 18:19:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?