Ermeni konferansının durdurulması için mahkemeye başvuran avukat grubundan Kemal Kerinçsiz ''devlet üniversitesi kamu yararını gözetmek zorundadır'' diyor.

Hukukçular Birliği Derneği Yönetim Kurulu üyesi avukat Kemal Kerinçsiz, BBC Türkçe bölümünün sorularını yanıtladı.
Kerinçsiz sözkonusu üniversitelerin tamamen tek yanlı davrandığını, karşı tarafın görüşlerine yer vermeyerek bilimsel kriterlere uymadıklarını ve konferans girişimiyle Türk toplumuna zarar vermeyi amaçladıklarını söylüyor.

Avukat Kerinçsiz'in ifadesiyle, ''sözde aydınların üç gün boyunca Türkler Ermenileri kesti propagandası yapmasına göz yumulsaydı toplumda buna karşı büyük bir infial oluşacaktı.''

Düşünce özgürlüğüne müdahale ettiği eleştirisini reddeden Kemal Kerinçsiz, Boğaziçi, Bilgi ve Sabancı üniversitelerinin amacının bilimsel yollarla doğru ve gerçeğe ulaşmak olmadığını savunarak, kendisine yöneltilen bu eleştirin esasında sözkonusu üniversitelere yöneltilmesi gerektiğini savunuyor.

Avukat Kerinçsiz, Türk Tarih Kurumu Başkanı'nın konferans katılımcılarının konumuna karşıt tezi savunmak amacıyla müracaatta bulunmasına karşın kendisine hiçbir gerekçe gösterilmeden bu isteğinin reddedildiğini söyledi.

Kemal Kerinçsiz'e göre konferans organizatörlerinin bu tavrı insan hakları ve düşünce özgürlüğü ilkeleriyle çelişiyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mahkeme kararını ''demokrasiyle bağdaşmıyor'' diyerek eleştirdiği hatırlatılan avukat Kemal Kerinçsiz, Avrupa Birliği'nin dayatması altında kaldığını iddia ettiği Başbakan Erdoğan'ın kendi şahsi görüşlerini dile getirmediğini ve bunun hatalı bir davranış olduğunu belirtti.

Avukat Kemal Kerinçsiz, kabinede konferansın durduruluşuna hak verenlerin de olduğunu söyleyerek, ilk konferans girişimini ''Türk halkının sırtından bıçaklanması'' diye tanımlayan Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in bu görüşe halen sahip çıktığını söyledi.

Kemal Kerinçsiz, ''üniversitelerde görevli biliminsanlarının yeterliliğini ölçmek hukukçulara düşmez'' eleştirisini reddetti.

Avukat Kerinçsiz, ''sözkonusu konferansı düzenleyen özel bir vakıf olsaydı, o zaman hukukçuların müdahelesi de olmazdı'' diyor.

Kemal Kerinçsiz'in ifadesiyle ''düzenleyicinin devlet kurumu bir üniversite oluşu çok önemli'':

''Vatandaş, vergisiyle üniversitelere kaynak aktarıyor; üniversiteler bu paralarla ayakta kalıyor. Bütün bunlara rağmen aynı üniversiteler millet aleyhine işlemde bulunabilir mi? Bu tip toplantıları devlet kurumları düzenlediği takdirde, ve bu kurumlar da kamu yararını gözetmediği takdirde, hukukçular devreye girecektir.''

Hukukçular Birliği Derneği'nden avukat Kemal Kerinçsiz ve bir grup meslektaşının başvurusu üzerine İstanbul 4. İdare Mahkemesi, üç üniversitenin ortaklaşa düzenlediği Ermeni konferansını durdurma kararı alarak üniversitelerden şunları istedi:

Dava konusu idari işlemin hangi idari süreçle tesis edildiği, söz konusu işlemle ilgili olarak herhangi bir idari birime bildirimde bulunup bulunulmadığı sorularak, işlem ve sair belgelerin onaylı örnekleri,

Konuşmacıların hangi kriterlerin göz önüne alınması suretiyle seçildiğinin sorularak konuya ilişkin bilgi ve belgelerin (başvurular, yayın listesi, akademik kariyer ve değişik görüş sahibi olma ve benzeri) onaylı örneği,

Toplantının görüşünü ifade edecek olan herkesin katılımına açık olarak düzenlenip düzenlenmediği, farklı bir ifade ile toplantıya farklı görüş sahiplerinin katılımına imkan tanınıp tanınmadığı, değişik görüş sahiplerinin temsil edilmeleri yönüyle davet edilip edilmediği,

Şayet toplantı dar çerçeveli bir katılım ile düzenlendiyse katılımcıların hangi kriterlere göre belirlendiği sorularak, ilgili tüm bilgi ve belgeler (başvurular, yayın listesi, akademik kariyer bilgisi, referanslar gibi),

Konuşmacı ve katılımcıların ulaşım ve konaklama giderleri ile konferans giderlerinin ne şekilde karşılandığı, şayet sözü edilen gider üniversiteler ve katılımcılar dışındaki kişilerce karşılanıyorsa sponsor olan gerçek veya tüzel kişilerin ne şekilde belirlediği sorularak tüzel ve gerçek kişilerin tümünü gösteren listenin onaylı bir örneği.

Bu isteklerin yerine getirilmesi ve savunma için üniversitelere kararın tebliğinden itibaren 30 gün süre tanındı.