Dumankaya köyünde 2 dönüm çay bahçesi... Sahibi ise Başbakan Erdoğan. Her yıl 1 ton yaş çay yaprağı toplanıyor, 100 kilo kuru çay çıkıyor. Bahçeyi işleten ise Erdoğan’ın yeğenleri..

Karadeniz sahil yolu üzerindeki yolculuğumuza devam ediyoruz. Beşinci durağımız Rize. Başbakan Erdoğan’ın Güneysu ilçesine bağlı köyü Dumankaya’dayız. İki yüz haneli, 900 nüfuslu köyde göz alabildiğine uzanan çay bahçeleri arasında ilk uğrak noktamız Erdoğan’ın amcasının kızı olan ve “hala” diye hitap ettiği 67 yaşındaki Fikriye Erdoğan oluyor.

“Köşk’e çıkma, yoluna devam et”
“Allah benim günlerimi ona versin” diyerek söze başlıyor Fikriye Erdoğan. Karadeniz sahilyolu için birçok Karadenizli gibi o da Erdoğan’a teşekkür ediyor. Söz cumhurbaşkanlığı seçimine geldiğinde gönlünden geçenleri söylüyor: “Cumhurbaşkanı olmasını istemem çünkü o çekilirse partisi dağılır ama o kadar adamı var; birini alıp cumhurbaşkanı etsin.”

Amcam çayı için para almaz
Fikriye Erdoğan’ın yanından ayrılıp Erdoğan’ın ağabeyi Hasan Erdoğan’ın torunu olan ve aynı zamanda Tayyip Erdoğan’ın babaocağı olan evin kapısını çalıyoruz. Yeğen Selçuk Erdoğan’la birlikte Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı döneminde çekilen fotoğraflara bakıyoruz. Başbakana Çaykur tarafından verilen bir karne gözümüze takılıyor. Erdoğan’a ait olan 2 dönümlük çay bahçesi için verilen bir ruhsat belgesi bu. İki dönüm büyüklüğündeki çay bahçesinden bir ton çay yaprağı elde edildiğini, bundan da yüz kilo kuru çay çıktığını öğreniyoruz. “Bir ton çayın değeri nedir, bunu başbakan Erdoğan’a gönderiyor musunuz” diye soruyoruz. Yeğen Erdoğan yanıtlıyor: “Bir ton çayın alım ücreti yaklaşık 500 YTL’dir. Amcam bunun parasını almaz ama elde edilen yüz kilo kuru çayın yaklaşık 20 kilosunu amcamın annesinin evine göndeririz her yıl.”

8 aydır işsizim anlayın amcamın dürüstlüğünü
KAPIYI Erdoğan’ın vefat eden ağabeyi Hasan Erdoğan’ın gelini Meryem Hanım açıyor. Başbakanın yeğeni Selçuk Erdoğan amcasının güvenilirliğini, “Askerden geleli sekiz ay oldu ancak halâ boştayım, eğer amcam diğerleri gibi olsaydı evde oturmazdım” diye dile getiriyor.

“Erdoğan ikinci Ecevit olsun”
Erdoğan’ın baba ocağının da içinde olduğu Bakatoğulların’dan ayrılıp köyün diğer kolu olan Karaalioğullarıyla tanışıyoruz. 55 yaşındaki Beyhan Karaali (55) “Erdoğan, Türkiyemiz’in padişahı, başbakanken köye pek bir şey yapmadı ama bu hiç önemli değil. Erdoğan, Türkiye’nin gülüdür, başımızda olsun, başbakan kalsın” diyor. Deniz nakliyattan emekli olan Hasan Kundakçı (70) ise eskiden Demokratik Solcu olduğunu anlatıp giriveriyor söze: “Çay yılda üç ürün verir ama fındık ile mısır yılda bir defa ürün verir. Fındıkçının yandığını biliyoruz.” Fındık ve çay üreticisinin sıkıntılarını da sohbet arasına sıkıştırıp ekliyor: “Kendisi SSK’lıyı bilen, işçiyi emekçiyi bile bir insandır. Benim ondan isteğim Türkiye’nin ikinci bir Ecevit’i olmasıdır ha cumhurbaşkanı olmuş ha başbakan bunun önemi var mıdır?”