19
Mayıs
2024
Pazar
SİYASET

Erdoğan'dan Baykal'a ağır cevap

Başbakan, Meclis'teki konuşmasında CHP lideri Baykal'a 'Adam ol adam", "küstah" sözlerini hatırlattı ve sözünü şöyle sürdürdü: O sözleri söylerken aynaya baktın mı? 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın partisinde politika yapma niyeti olmadığını bildirerek, ''Böyle bir şey düşünmesi mümkün değil... Kargalar bile buna güler...'' dedi. Erdoğan, TBMM Genel Kurulunda, 2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının tümü üzerinde Hükümet adına konuştu. Bir bir bankaları batırılan Türkiye'den bugünlere gelindiğini ifade eden Erdoğan, kendilerinden önceki dönemde 22 bankanın Fon'a devredildiğini hatırlattı.

O dönemde iktidarda yer alanların da bugün Mecliste bulunduğunu kaydeden Erdoğan, finans sektörünün iktidarları döneminde güç kazandığını söyledi. Erdoğan, kendisine laf atan CHP milletvekillerine, ''sizdeki sermaye düşmanlığı dün nasıl varsa bugün de var. Onu görüyorum ben. Sermaye düşmanlığınız devam ediyor. Zaten Sayın Genel Başkan 'ben 30 sene önce neysem bugün de oyum' demişti'' diye seslendi. CHP milletvekillerinin sık sık laf atmaları üzerine Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a ''Sayın Genel Başkan, grubunuz çok adaplı hareket ediyor. Bununla iftihar edebilirsiniz'' dedi.

-CUMHURBAŞKANI-

Başbakan Erdoğan, Baykal'ın kendisine atfen Cumhurbaşkanı ile ilgili ifadeler kullandığını hatırlatarak, buna cevap vereceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Sezer'in açıklamasıyla ilgili konunun gündeme taşındığını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Sayın Cumhurbaşkanının açıklaması kendisi tarafından yapılmamıştır. Ziyaret eden bir parti kanalıyla medyaya sızdırılmıştır. Bana bu sorulduğu zaman partimin önünde medyaya 'Sayın Cumhurbaşkanımızdan duymadığım sürece buna inanmam ve cevaplandırmam'' dedim... İçerde parti teşkilatımla yaptığım toplantıda erken seçim değerlendirmesi yaptım. Orada Cumhurbaşkanlığı ile ilgili değerlendirmelerimi yaptım. Benim oradaki muhatabım tabii ki muhalefetti.... '' Erdoğan, kendisine ''doğru söylemiyorsunuz'' şeklinde laf adan CHP Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek'e, ''İster inan ister inanma, zaten o yerini bulur'' diye karşılık verdi.

-''BÖYLE BİR ŞEY DÜŞÜNMESİ MÜMKÜN DEĞİL''-

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu ülkede Sayın Cumhurbaşkanımızın şu anda gelip de Sayın Baykal'ın istediği gibi partisinde politika yapma niyeti zaten yok. Böyle birşey düşünmesi de mümkün değil. Nereden çıkardıysa onu çıkardı. Bilemiyorum... Böyle bir şeye ihtimal vermek mümkün değil. Kargalar bile buna güler. Ve tabi Sayın Baykal güldürüyor. Nitekim böyle birşeyin olmayacağı belli. Biz bir şey ortaya koyduk. Nedir o? Anayasanın amir hükmü ne? Bu ülkede 5 yılda bir seçim yapılır. Eğer 5 yılı getiremiyorlarsa bu bir aczin ifadesidir, başarısızlığın ifadesidir. Bunu bir defa öğreneceksiniz. Şu anda bu kararı verecek olan siyasi iradedir, bu parlamentodur. Bu parlamentonun vereceği karara saygı duymaya mecbursunuz. Hele hele 'ben milletvekiliyim' diyen herkes, buna saygı duymaya mecbur. Demokrasi budur. Bunu öğreneceksiniz.''

-CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ-

Konuşmasında Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili ''spekülasyonlara'' da değinen Başbakan Erdoğan, bu spekülasyonların kimseye yakışmadığını ifade etti. Cumhurbaşkanı seçiminin nasıl yapılacağının Anayasanın 101 ve 102. maddelerinde tanımlandığını hatırlatarak, ''Ben bunu tavsiye ediyorum, okuyun. Burada ne yazıyorsa ona göre yapacağız'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Lütfedin, bir kere okumakta fayda var. Okuyun. Burada aynen, 101. maddede cumhurbaşkanının nitelikleri ve tarafsızlığı, 102. maddesi de bu seçim nasıl yapılır diye tanımlıyor. Oraya bakarsanız, görürsünüz. Çankaya'ya kim gider kim gitmez... Burada hepsinin tanımı var. Oraya kim haizse o gider. Onun seçimi nasıl yapılırsa o yapılır.

Bu kişi Ahmet olur, Mehmet olur. Bu tanımda ne var, bu kutsal çatının altından o karar çıkacaktır. Bu kararı burası verecektir. Germek, germemek... Sayın Baykal, ben çocukken ayna karşısında konuşuyordum. Öğretmenim öyle tavsiye etmişti. 'Oğlum, iyi hatip olmak için ayna karşısında konuşmakta fayda var' demişti. Ama görüyorum ki sizler Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına 'adam ol adam' derken ayna karşısındaydınız. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanına 'küstah' derken ayna karşısındaydınız herhalde. Aksi seda yapan alanlarda konuşmayı ben pek sevmem ama siz seversiniz öyle görünüyor.''

Kendi ifadelerinin atasözü ve deyim olarak lügatlara geçen ifadeler olduğunu savunan Başbakan Erdoğan, ''Büyümeye, kalkınmaya, demokrasiye hatta seçimlerin zamanında yapılmasına bile alışmakta güçlük çekiliyor'' diye konuştu. ''Türkiye güç kaybına uğrasın ki kendileri güç kazansın'' diyenler bulunduğunu kaydeden Erdoğan, ''Böyle bir şey olduğu zaman da inanın, zil takıp oynarlar'' dedi.

-KOALİSYON-

Başbakan Erdoğan, Türkiye'ye büyük enerji kaybettiren zamanlarda olduğu gibi ''yeni kan uyuşmazlıkları, yeni hayali koalisyonlar hayal edildiğini'' öne sürerek, ''Kutsal koalisyonlar oluşturmaya başladılar. Hayırlı olsun. Ne kadar gider bilemem. Türkiye tercihini istikrardan yana yapmıştır, bunu bilesiniz'' diye konuştu. 

Muhalefete cevap verdi 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 85-90'lara varan oranlarda faaliyet dışı gelirlerle ''yattığı yerde para kazananlar döneminin'' bittiğini, alınteriyle çalışarak, yatırım yaparak para kazanma döneminin başladığını belirterek, ''Birilerinin ağlayıp birilerinin sevindiği değil, herkesin sevindiği bir Türkiye'yi inşa ediyoruz'' dedi.

TBMM Genel Kurulunda, 2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının tümü üzerinde Hükümet adına konuşan Erdoğan, yola çıkarken kendilerine ''millet öncelikli siyaset'' ilkesini belirlediklerini, bugüne kadar böyle geldiklerini, bundan sonra da aynı şekilde yola devam edeceklerini söyledi. Erdoğan, halkın genciyle kadınıyla yönetime katılmasının tüm kanallarını açtıklarını, açmaya da devam edeceklerini ifade etti. Türkiye'nin büyüme, adalet ve kalkınma hedeflerini gerçekleştirmesini, tüm siyasi mülahazaların üstünde tuttuklarını anlatan Erdoğan, bir hukuk ve adalet ülkesi olmak, devletin toplumla kucaklaşması, güven zemininin güçlenmesi için bu adımları attıklarını, ülkeye kazandırdıkları değerleri daha ileri noktalara taşıma azmi ve kararlılığında olduklarını kaydetti.

Erdoğan, günübirlik popülist politikalara, kısa vadeli kazanımlara tenezzül etmeden, Türkiye'nin gelecek perspektifini planlamaya devam ettiklerini işaret ederek, ''Cumhuriyetimizin 100. yılına şimdiden kendimizi odaklamış bulunuyoruz. Bize göre en temel değerlerimiz olarak Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz; halkımızın mutluluğu, huzuru ve refahıyla birlikte yükselecektir'' dedi. Hiçbir zaman halkı zayıf ve güçsüz, ama yönetimi güçlü bir devlet tasavvurları olmadığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Bizim yönetim felsefemiz, devletin toplumla birlikte güçlenmesidir. Dün de bunu söyledim, bugün de söylüyorum. Buna inanıyorum, yarın da bunu söyleyeceğim. Bu yolda birlikte düşünmeye, karar almaya, halkı olabildiğince yönetime katmaya azami özen gösteriyoruz. Bunun için milletvekili seçilme yaşını 25'e indirebilme cesaretini bu parlamento göstermiştir.

Bunun için demokratik özgürlük alanlarını genişletmekten korkmadık. Zira, biz kendimize, milletimize güveniyoruz. Birlik beraberlik ruhunu güçlendirmek için daha genç yaşlarda Parlamento içinde gencimiz, kadınımız yerini alsın.'' Türkiye'nin tam bir hukuk devleti olabilmesi, insan hak ve hürriyetlerinin eksiksiz uygulanması için büyük hukuk reformları gerçekleştirildiğini belirten Erdoğan, ''Bütün başarılarımızı milletimizin kazanç hanesine hep birlikte kaydettik.

Zira yolun başında söz verdiğimiz gibi, milletimize, ülkemize, insanımıza hizmetten daha büyük bir şeref ve daha büyük bir rütbe tanımıyoruz. Bu şerefi, bütün mevki ve makamların üzerinde görüyoruz'' dedi. Milletin rızasını, takdirini tüm sıfatların üzerinde tuttuklarını kaydeden Erdoğan, ''Şartlar ne olursa olsun, dışarıda ve içeride hangi gündemler dayatılırsa dayatılsın, Türkiye'yi küçük düşürmek isteyenler ne derlerse desinler, biz Hükümet ve AK Parti iktidarı olarak demokrasi, hukuk, kalkınma hedeflerimizden asla şaşmayacağız'' görüşünü ifade etti.

-''DÜNYA, HİÇ KONUŞMADIĞI KADAR TÜRKİYE'Yİ KONUŞUYOR''-

Başbakan Erdoğan, yasama ve yürütme olarak demokrasi, hukuk ve kalkınma yolunda devasa adımlar atıklarını, bu süreçte dünyanın gözlerinin Türkiye üzerinde olduğunu, dünyanın bugüne kadar hiç konuşmadığı kadar Türkiye'yi konuşmaya başladığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Başarmak için gösterdiğimiz azim ve irade, bütün dünyada büyük yankılar uyandırdı.

Türkiye'nin siyasi iradesinin sağlamlaştırdı. Yılarca tartışılan ama çözümlenemeyen yapısal sorunlarımızın süratle bertaraf edildiğini gören dünya medyası, yakın tarihe kadar hiç gündemine almadığı Türkiye'yi, artık gündemine, vazgeçilmezler arasına koyarak tartışmaya başladı. Hiç kuşkusuz bu güçlü iradeyi kuvveden fiile çıkaran hükümet, bizim hükümetimizdir.''

Erdoğan, ''TBMM'nin itibarı, milletin itibarıdır'' diyerek yola çıktıklarını, TBMM'nin, Cumhuriyet'in kuruluş yıllarındaki itibarına yaraşır bir özveriyle çalışmalarını sürdürdüğünü kaydederek, ''Zayıflayan, itibar kaybeden temel kurumlarımıza yeniden itibar ve güç kazandırdık. Bunları sizler yaptınız, sizler başardınız. Milletim adına sizlere teşekkür ediyorum. Bu reformlar sayesinde her ne kadar birileri nereden nereye geldiğimizi hazmedemiyorsa da hazmetmeye alışacaklar, bu aynen böyle devam ediyor'' dedi.

-''SOSYAL İSTİKRAR VE SOSYAL KORUMA BÜTÇESİ''-

Erdoğan, iktidar olarak ilk bütçelerini hazırlarken, kendilerine, ''kaynak nerede'' diye sorulduğunu ifade ederek, ikinci bütçelerinde ''Refahın, kalkınmanın ön şartı demokrasidir, toplumun güçlenmesidir'' dediklerini, üçüncü yıl bütçesinde ''Adalet, milli bir meseledir, hukuk devleti milli bir meseledir, sosyal barışın korunması milli meselesidir, millet ile devletin aynı yöne bakması, en büyük milli bir meseledir'' dediklerini hatırlattı.

Dördüncü bütçede, ''Türkiye kabuğunu kurdu ve küresel bir aktör oldu'' dediklerini kaydeden Erdoğan, ''Şimdi iktidarımızın 5. ve son bütçesini, sosyal istikrar ve sosyal koruma bütçesi olarak takdim ediyoruz. Bu, bugüne kadar yaşanmamış olan, ilk defa 5. bütçesini hazırlayan bir hükümet... Bundan dolayı tekrar tebrik ediyorum'' dedi. Bütçenin, Türkiye'nin kaynakları ve imkanları ölçüsünde toplumun taleplerini ve ihtiyaçlarını önceleyen bir bütçe olduğuna işaret eden Erdoğan, ''Zira biz 4 yıllık iktidarımızda bütün göstergelerde rekorları kırdık'' diye konuştu.

Yola çıkarken, ''Türkiye'yi 4 temel taş üzerinde yükselteceklerini'' söylediklerini, oysa şimdi kendilerine ''neler yaptınız'' dendiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

''Türkiye'yi iyi takip etmek, gezmek, izlemek, ne yapıldığını görmeye yeter. Türkiye'de şu anda devlet olarak yaptıklarımız, kamu olarak yaptıklarımız ve bir de özel sektör olarak yapılanlar var. Biz şu anda bir şeyi çok önemsiyoruz; birilerinin ağlayıp, birilerinin sevindiği değil, herkesin sevindiği bir Türkiye'yi inşa ediyoruz. Biz, istiyoruz ki bu ülkede faaliyet dışı gelirlerin yüzde 85-90'lara çıktığı bir Türkiye değil, yatırımlarla bezendiği bir ülke istiyoruz. Şu anda bu yapılıyor. Bunu iyi takip edin. Araştıralım, bakalım; Türkiye'de biz iktidara gelmeden faaliyet dışı gelirler ne durumdaydı, şimdi ne durumda? Aslında bunu bir araştırın, inceleyin. Yüzde 85-90'larda faaliyet dışı gelirlerle yattığı yerde para kazananlar dönemi bitti. Şimdi, alınteriyle, çalışarak, yatırım yaparak para kazanma dönemi başladı.''

-''BİRAZ İNSAF, BİRAZ İZAN''-

Eğitim alanında yapılanlara işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biraz insaf, biraz izan olursa, o zaman Türkiye'nin dört bir yanında nasıl okullarımızın yükseldiğini hep beraber görme imkanımız olur. Şu anda 100 bin 280 dersliğe ulaştık. Bu bir rekordur. Bunu görün. Bunu görmezlikten gelmek, bir şey kazandırmaz. Bu heyecanı hep beraber yaşayacağız. Türkiye'yi çok dolaşan bir dostum, bana aynen şunu söyledi; ziyaret ettiği bir köy okulunda öğretmenin kendisine, 'Bizim okulumuza ADSL geldi, bu hükümet daha ne yapsın. Taa bu köydeki okula ADSL bağlayacak, daha ne yapsın bu hükümet' dedi. Ben Şemdinli'de kendim bizzat gördüm. Eğer Şemdinli'ye kadar uzanırsanız, siz de görürsünüz. Yüksekova'da gördüm. Eğer giderseniz siz de görürsünüz. Ama sizin Güneydoğu gibi bir planınız, dolaşmanız yok ki. Ancak gidenler bilir. Hani, 'Ben bütün köyleri, ilçeleri dolaşıyorum' diyenler, kusura bakmasınlar en az gittiğim yere, başbakanlık dönemi de dahil olmak üzere 2 kez gittim.''

-''GİDECEĞİM TABİİ...

'' Başbakan Erdoğan, CHP'li milletvekillerinin, ''Siz yurtdışını geziyorsunuz'' diye laf atmaları üzerine, ''Doğru, yurtdışına da gidiyorum. Gideceğim tabii...Türkiye marka olduysa bununla oldu. Olacak tabii. Gitmediğiniz yer sizin değil, gittiğiniz yer sizindir. Eğer gittiysen olacak bu. Zaten ne çektiysek, gidilemediği için çektik. Eğer bugün ihracatımızda 36 milyar dolardan şu anda 85 milyar dolara dayandıysak, bunun sebebi bu dolaşmalardır. Şahsım, bakan arkadaşlarım hep birlikte söz verdik, fellik fellik dünyayı dolaşacağız. Tüm Cumhuriyet tarihinde 36 milyar dolar, 4 senede onun üzerine 49 milyar dolar, onun üzerine koymuşuz. Bunu görelim'' diye yanıtladı.

CHP'li milletvekillerinin, ithalatın arttığına yönelik eleştirileri üzerine Erdoğan, ''İthalatta neyi ithal ettiğimizi araştıracaksınız. Geçmişte olduğu gibi lüks tüketim malları mı..? Sadece 29 milyar dolar enerji girmiş. Bunun yanında makine alımına baktığınız zaman, 19 milyar dolar da oradan girmiş. Bakın, bunlarla, ithalatın kazandırdığı farklı bir alan var ülkemize. Bu farklı alanla, sanayide teknolojide bir gelişmeye doğru gidiyor'' dedi. Erdoğan, Ekim ayı sonu itibariyle 15.8 milyar dolar doğrudan yatırımın ülkeye gidiğini belirterek, ''Bu rakamlar nereden geldi, bu yatırımlar nedir acaba? Ben sıcak parayı konuşmuyorum, ülkede direkt yatırıma giren parayı konuşuyorum. Bizden önce, bu ülkede 1 milyar doları aşmıyordu. Ama iktidara geldiğimizden bu yana sürekli tırmanıyor'' görüşünü ifade etti.

-''ONURLU OLACAĞIZ''-

Erdoğan, CHP Lideri Deniz Baykal'a yönelik de şunları söyledi: ''Sayın Baykal kusura bakmasın. Bizim çok çok verimli olan satışlarımızdan bahsetti. Ama özel sektörün satışlarını niye konuşmuyorsun? Özel sektör bankasını satıyorsa, bundan dolayı biz niye rahatsız oluyoruz? Paramıza yine küresel sermaye geliyor ve çok daha farklı girerek bu ülkede bir katma değer sağlıyor. Dünya pazarıyla irtibatı çok daha farklı bir yapıyı oluşturuyor. Bu para başka bir yere gitmiyor. Özel sektörde herhangi bir vatandaşımız sattığı zaman, o dolarlar bu ülkeye giriyor, başka bir ülkeye girmiyor. Burada yatırıma dönüşüyor. Bunu göreceğiz. Eğer bizler küresel dünyada bir mücadele sürdüreceksek, biz dünyada yerimizi dört dörtlük alacaksak, bunda rahat olacağız, onurlu olacağız. Onurlu şekilde bu süreci devam ettireceğiz.
AA
Yayın Tarihi : 15 Aralık 2006 Cuma 23:20:17
Güncelleme :15 Aralık 2006 Cuma 23:47:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mustafa şen IP: 85.102.110.xxx Tarih : 16.12.2006 10:07:29
herkese iyi günler.ben ziraat mühendisiyim ve tarım sektöründe çalışıyorum.sn.başbakanın yurtdışına yapmış olduğu geziler ve geliştirmiş olduğu ticari ilişkiler üretimin artması ve ihracatın artması, inanın gerçekten takdire şayandır.ben başka türlü gelişmiş ve GSMH artmış bir Türkiye düşenemiyorum.Olmaz,başka türlü olmaz,çalışmadan asla olmaz.başbakanımızı takdir ediyor ve her zaman destekliyorum.

oflu fahri IP: 84.63.187.xxx Tarih : 16.12.2006 01:20:51
Demokrasi haklarini böyle hakaret nitelikde kullanirsaniz sayin Baykal Basbakanin size verdigi cevap gayet dogru ve hakli satasmayi birakalim ülkemizin menfaatlerini düsünelim Basbakan  yurtdisi seyahat yapiyor diye elestirilirmi Allah razi olsun adamdan hem yurtici hemyurtdisi haril haril calisiyor bize böyle calisan millet vekilleri lazim Bulundugum ülkenin siyasetcileri taktir adiyor mesela Almanya Ama siz tahada iyi yapacaksiniz buyrun yapin teoride deyil piraktikde olmali ama bence 30 yilda sizin neyapib yapamayacaginizi ezberletik yaniliyormuyum bilmem kolay kelsin