22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

‘Erdoğan'ın ruhu’ aranıyor!

Cumhuriyet Başsavcılığı, Baykal ve Mumcu’nun Başbakan'a yakın bir işadamı, milletvekilimize rüşvet teklif etti” iddilarına soruşturma açtı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu’nun “cumhurbaşkanı seçim sürecinde bazı milletvekillerine rüşvet teklif edildiği” iddialarıyla ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında, iddiaları gündeme getiren siyasiler ile bazı işadamlarının bilgisine başvurulabileceği öğrenildi.

Siyasilere ilişkin suçlara bakmakla görevli Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hikmet Önen tarafından resen açılan soruşturmada, Baykal ve Mumcu’nun, “cumhurbaşkanı seçim sürecinde bazı milletvekillerine rüşvet teklif edildiği” iddialarıyla ilgili basında yer alan haberlerin ihbar kabul edildiği kaydedildi. Rüşvet suçları şikayete bağlı suçlar kapsamında olmasına rağmen, kamuoyunda iddiaların devam etmesinin soruşturma açılmasına yol açtığı öğrenildi. İddiaları kamuoyuna taşıyan CHP ve ANAP’ın parti tüzel kişiliği olarak da, üyeler tarafından da rüşvete ilişkin savcılıklara başvurmadığı öğrenildi.

Baykal ne demişti?

AKP’nin 27 Nisan’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk tur oylamasında 367 rakamına ulaşabilmesi için bazı milletvekillerine rüşvet teklif edildiği iddiası önce CHP lideri Deniz Baykal gündeme getirmişti. Baykal, şöyle demişti: “Dün gece Başbakan’ın en yakın bir işadamı arkadaşının ve bütün Türkiye’nin tanıdığı bir işadamı arkadaşının bizim bir milletvekilimizi aradığını ’Maddi manevi ne istiyorsanız söyle, yapmaya hazırım, oturuma gir’ dediğini biliyorum. Para gücüyle, çıkar vaadiyle... Seçim şu andan itibaren çürümüştür. Başbakan 367 önemli değil diyordu. Niye çırpınıyorsun o zaman şimdi?”

Erdoğan: Çirkin oyun

Başbakan Erdoğan, Baykal’ın bu çıkışına “çirkin oyun” diye tepki göstermişti. Ancak, Baykal “Bu ismi bırakın ben telaffuz etmeyeyim. Bu, değerli basının saptadığı, telaffuz ettiği bir isimdir. Başbakan doğru söylemiyor. Başbakan’ın bilgisi dışında bunun yapılması mümkün değildir. Milletvekilimize telefon eden işadamı Başbakan’ın ruh gibi yakınıdır” demişti. ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu da aynı iddiayı gündeme getirmişti.

Remzi Gür mü?

Baykal’ın “basının saptadığı telaffut ettiği isimdir” şeklindeki sözleri Milliyet Gazetesi yazarı Melih Aşık’ın köşesinde çıkan ismi kastettiği yorumlarına yol açmıştı. Aşık, 28 Nisan’daki köşesinde ise rüşvet teklif edilen milletvekilinin ismi verilmeden rüşvet teklif eden işadamıyla ilgili tarifi şöyle aktarılmıştı:

“O milletvekilini bulduk ve arayan işadamının adını sorduk:

- Veremem, çünkü arayan işadamı hemşerim. Adını açıklarsam ayıp olur. Tayyip Bey’in çok yakın arkadaşı. Ailece tatillerini birlikte geçirdiği, tekstil işiyle uğraşan işadamı.

- Ne dedi size?

- Oylamaya katılırsam her türlü yardımı yapacağını söyledi. AKP çalışıyor gördüğünüz gibi!”

Milletvekilinin yaptığı tarif, Başbakan’ın Ekinlik Adası’nda birlikte tatil yaptığı, tekstilci Remzi Gür’ün ismini gündeme getirmişti.

ANAP’lı Özcan: Yapıldı

ANAP Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan ise, oylama öncesinde oturuma girmesi için AKP’li bir milletvekilinin işadamı kardeşi tarafından kendisine “ahlaksız bir teklifte bulunulduğunu” öne sürmüştü.

Sözkonusu iş adamının ve ağabeyi olan AKP’li milletvekilinin ismini açıklamayan Özcan, “Bu işadamı, büyük bir işadamı. Partide etkin konumda bulunan bir milletvekilinin kardeşi. Bu milletvekili partinin ileri gelenlerinden” diye tarif etmiş ve Türkiye’nin önde gelen mağaza zincirlerinden birinin sahipleri olduğunu belirtmekle yetinmişti. Özcan, “Cep telefonu kayıtları incelenirse, bu görüşme ortaya çıkar ama ben isim vermem” diye konuşmuştu.

CHP’li Yıldırım: İşadamı beni aradı

CHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım, “Cumhurbaşkanlığı oylamalarına katılması için saygıdeğer işadamı tarafından aranan milletvekili benim” dedi. Yıldırım VATAN’a şöyle konuştu: “Arayan kişi Başbakan’a ruh kadar yakın isim. İsim bende saklı. Ama aramadım diyemez. Beni aradığında yanımda iki kişi vardı. Onlar şahitlerimdir. Arayan kişi Genel Başkanımızın açıklamasından bir gün sonra, beni yeniden aradı, ’para konuşmadık’ dedi. Ben de dedim ki, ’Bir CHP milletvekiline, oyunu istiyorum, Genel Kurul’a girme, dediğin zaman hayatının büyük bir bölümünü siyasete aktarmış bir kişi, böyle bir kararı verseydi, bunun sonucu ne olacaktı? Partimden kopacaktım. Yoksa transfer niyeti mi vardı? Ya da böyle bir karara uysaydım, benim aracımın plakası 06 CHP 38. Bu aracın plakasını nasıl değiştirecektim? Böyle bir gücü nasıl buldunuz. Bunları hiç düşünmediniz mi?’ dedim. Arayan işadamı ise, ’Benim kötü bir niyetim yok. Bir görev gibi kabul ettim’dedi.”
vatan
Yayın Tarihi : 22 Mayıs 2007 Salı 17:38:12
Güncelleme :22 Mayıs 2007 Salı 17:41:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?