Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bütün beklentimiz, 11 Aralık'taki Dışişleri Bakanları toplantısında, şu andaki Komisyonun tavsiye kararındaki bazı eksikliklerin, yanlışların giderilmesidir. Bir diğeri de 14-15 Aralık tarihindeki liderler zirvesinde bunu noktalayacak adımın atılmasıdır. Biz bunun beklentisi içerisindeyiz" dedi.
Erdoğan ve Finlandiya Başbakanı Matti Vanhanen, 2 saat süren görüşmenin ardından ortak açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Erdoğan, Vanhanen ile daha önce de Ankara'da bir araya geldiklerini hatırlatarak, bu görüşmelerde ikili ilişkileri ve çeşitli konuları ele aldıklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan, bugünkü görüşmelerde daha çok Finlandiya'nın dönem başkanlığı çerçevesinde Türkiye-AB ilişkileri üzerinde detaylı bir görüşme yaptıklarını kaydetti.
Sağduyu çağrısı
Son gelişmeleri değerlendirme fırsatı bulduklarını anlatan Erdoğan, "Bildiğiniz gibi 1999 yılında yine Finlandiya'nın dönem başkanlığı sırasında Helsinki'de ülkemizin adaylık statüsü tescil edilmişti" dedi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Özellikle iki hafta sonra Brüksel'de yapılacak zirvede AB'nin taahhütleri temelinde müzakere sürecinin pürüzsüz devam etmesine imkan tanıyacak açık bir karar alınmasını, gerek 11 Aralık'ta, gerekse 14-15 Aralık'ta, Dışişleri Bakanları, arkasından Liderler Zirvesinin bu noktada çok büyük önem taşıdığını ifade ettik. İnanıyorum ki AB liderleri de sağduyulu hareket ederek, bu sürecin bir üye ülke tarafından, bunun altını çiziyorum, rehin alınmasına izin vermemelidir, vermeyeceklerdir."
Başbakan Erdoğan, Finlandiya Başbakanının bu süreçte ülkeler arası yoğun bir koşuşturma içerisinde olacağını belirterek, "Bugün yaptığımız görüşmenin neticeleri üzerinde değerlendirmeleri olacak. Temennim odur ki gerek 11 Aralık'ta yapılacak Dışişleri Bakanları Zirvesinde, gerekse 14-15 Aralık'ta yapılacak Liderler Zirvesine bu çalışmaların olumlu katkıları olur ve bu süreç bundan sonraki dönem için de olumlu neticeler doğurur" diye konuştu.
"Bütün liderler benimsemiyor"
Erdoğan, yabancı bir gazetecinin "AB Komisyonu, 8 faslın askıya alınmasını tavsiye etti. Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği bundan sonra nasıl olacak? Bazı liderlerin açıklamaları olmuştu. Türkiye, AB'de kabul görüyor mu?" şeklindeki sorusunu yanıtlarken, şunları söyledi:
"Bu 8 fasılla alakalı verilmiş olan komisyonun tavsiye kararı, bütün liderler tarafından benimsenen bir karar değil. Benimseyenler var, benimsemeyenler var. 'Daha az olsun' diyen liderler de var. Bunu özellike Riga Zirvesi'nde liderlerle yaptığımız görüşmelerde gördük. Bunun dışında bir faslın aç-kapası yapıldı ve geride bırakıldı. Diğer fasıllarla alakalı olarak da açılmasına yönelik herhangi bir pürüz yok ama kapanmasına yönelik orada bir pürüz var. Şimdi burada bizim beklentilerimiz; şu andaki mevcut tavsiye kararının bizim açımızdan kabul edilemez olduğu. Ama bu, asla, bu çalışmalarımızın, AB ile ilgili şu anda sürdürmekte olduğumuz müzakerelerin durması anlamına gelmez. Nitekim az önce Dönem Başkanı olarak Sayın Başbakan da bunu ifade ettiler. Bu süreci de aynı kararlılıkla, aynı ciddiyetle devam ettireceğiz. Bütün beklentimiz, 11 Aralık'taki Dışişleri Bakanları toplantısında, şu andaki komisyonun tavsiye kararındaki bazı eksikliklerin, yanlışların giderilmesidir. Bir diğeri de 14-15 Aralık tarihindeki liderler zirvesinde bunu noktalayacak adımın atılmasıdır. Biz bunun beklentisi içerisindeyiz."
"Taçlandıracak bir netice alalım"
Erdoğan, "çok daha önemli olan bir konuyu ifade etmek istediğini" vurgulayarak, 24 Nisan 2004'te Kuzey ve Güney Kıbrıs'taki referandumlardan hemen sonra 26 Nisan'da AB'den açıklamalar yapıldığını anımsattı.
Kuzey Kıbrıs'ın herhangi bir ekonomik sıkıntıya veya ekonomik herhangi bir izolasyona tabi tutulmaması noktasında açıklamalar bulunduğunu ifade eden Erdoğan, sürecin ne yazık ki bu istikamette gelişmediğini, serbest ticarete yönelik olumlu atılması gereken adımlar bulunduğunu ancak bu adımların hiçbirisinin atılmadığını kaydetti.
Erdoğan, Güney Kıbrıs'ın, Kuzey Kıbrıs'a karşı tavırlarıyla ilgili yine 1 Mayıs'tan sonraki sürece yönelik anlaşmalar bulunduğunu, bunların hiçbirine Güney Kıbrıs'ın şu ana kadar uymadığını söyledi.
"Kalan 10-15 günlük sürede Finlandiya neler yapabilir, Türkiye neler yapabilir, bunları konuştuklarını" belirten Başbakan Erdoğan, "Temennim odur ki Finlandiya'nın şu son 1 aylık dönem içerisinde bunu taçlandıracak bir neticeyi alalım" dedi.
aa
Yayın Tarihi :
2 Aralık 2006 Cumartesi 14:31:22