Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Kuzey Irak'a açılan Habur Sınır Kapısı'nın yerinin değiştirilmesinin Türkiye'ye dil uzatacak kadar ileri gidenleri terbiye etmeye yeteceğini söyledi.
Partisinin Çaybaşı, Ünye ve Fatsa ilçe kongrelerine katılmak üzere geldiği Ordu'da bir basın toplantısı düzenleyen ve gazetecilerin sorularını cevaplandıran Anavatan Genel Başkanı Erkan Mumcu, Türkiye'nin Irak'taki yapılanmanın dışarısında bırakıldığını savundu. Hükümetin yanlış politikalarının Türkiye'yi Irak'ta uygulanan politikaların dışına ittiğini ileri süren Mumcu, hükümeti eleştirdi. Hükümetin Irak konusunda boş yere 'babalandığını' söyleyen Mumcu, "Türkiye bugün kendi bölgesindeki yapılanmanın tamamen dışında bırakılmış bir ülke konumundadır. Bırakın Irak'ın konumunu koruyan bir Türkiye'nin rolünü, Türkiye'nin bütünlüğünü tehdit eden bir Kuzey Irak yönetimi gerçeğiyle karşı karşıyayız. Daha geçtiğimiz hafta Barzani, Türkiye'nin de müdahale edebileceğinden, Türkiye'nin de yumuşak karnının bulunduğundan bahsediyor. Bu adamlar ABD'nin askeri varlığının kendilerini sürekli koruyacağını sanıyorlar. Burada barışın, huzurun, dostluğun, kardeşliğin, güvenin, esenlik ve bereketin, yabancı güçlerin askerleriyle sağlanamayacağını, bütün bunlar için dostluk ve kardeşlik duygusuna ve duyusuna sahip olmak gerektiğini göz ardı ediyorlar. Ama açık konuşalım Türkiye'yi bu duruma düşüren hükümetin zaafıdır" dedi.
Türkiye'nin Kuzey Irak'a açılan sınır kapısının yerini ve koşullarını değiştirebilceğini kaydeden Mumcu, "Bu, Türkiye'nin gücünü ve önemini göstermek için yeterlidir. Bu, Türkiye'ye dil uzatacak kadar cüretkar olabilenleri de terbiye etmeye yetecektir. Yoksa müdahale edecekmiş gibi gerçekle bağdaşmayan babalanmaların da kimseye bir şey kazandırmayacağı ortadadır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı seçimini de değerlendiren Mumcu, Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi görüşünü yineledi. Mumcu, kişileri aday olmaktan alıkoyan anlayışı da kabul etmediklerini belirterek, "Milletin emaneti, millete hizmet için kullanılmalıdır. Çözümü bugün için değil önümüzdeki 100 yıl bulmak için gerekir. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı tartışmalarının bedelini ağır ödememelidir" ifadelerini kullandı.