Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Washington Times gazetesinde yayımlanan yazısında, Türkiye'nin, Ermenistan'ın ortak komisyon konusunda olumlu cevap vermesini sabırsızlıkla beklediğini, ortak komisyonun üçüncü bir ülkeyi de kapsayabileceğini belirtti.

Gazetenin, günün makalesi kısmında, "Ermeni trajedisinin siyasileştirilmesi" başlığıyla yayımlanan yazısında Gül, Türk-Amerikan ilişkilerine ve Ermeni soykırımı iddialarına değindi. Gül, ABD ile müttefiklerinin dünya genelinde kritik mücadelelerle karşı karşıya olduğu bir dönemde, ortak çabalarıyla muhtemelen Türkiye'den daha fazla ön plana çıkan bir ülke olmadığına dikkati çekti.

"Stratejik ortağımız, Irak ile Afganistan'da güvenliği sağlamaktan, kitle imha silahlarının artışını engellemeye, enerji kaynaklarının güvenliğine ve bölgemizde ve ötesinde terörizmle savaşa kadar birçok mücadele yürütüyor" ifadesini kullanan Gül, iki ülke ilişkilerinin, bölgede ve dünya genelinde istikrarı korumak açısından taşıdığı önemi vurguladı. 

Bu stratejik işbirliğinin, sadece kendi siyasi gündemini takip eden çıkarcı bir grup tarafından tehlikeye atıldığını belirten Dışişleri Bakanı Gül, "Ermeni lobisi yapan örgütler geçmişi siyasileştirme ve tarihe kendi bakış açılarını kabul ettirmeye, ABD'nin veya Ermenistan'ın çıkarlarını dikkate almaksızın bir kez daha kararlı" ifadesini kullandı.

TARAFSIZ DEĞERLENDİRME

Gül, sorgulanan tarihi dönemin, Birinci Dünya Savaşı'nın zalimliklerinin ortasında, tarafların acı çektiği 1915 yılı olduğunu, Osmanlı İmparatorluğu'nu oluşturan Türkler, Ermeniler ve diğer topluluklar arasında kuşaktan kuşağa birçok kendine özgü hikaye dillendirildiğini belirtti. Çok sayıda parçadan oluşan siyaset tarihi ile o karmaşık dönemin dinamiklerinin halen tam olarak idrak edilemediğini ifade eden Gül, kaybedilen her canın değeri bulunduğunu, aynı dönemde ölen Türklerin ve Müslümanların durumuna değinilmemesinin üzücü bir gerçek olduğunu kaydetti. 

Gül, trajediyi başlarına gelen bir soykırım gibi gösteren Ermeni iddialarıyla ilgili olarak, uluslararası hukuk açısından bakıldığında sualin, Osmanlı yönetiminin tamamen veya kısmen yok etme konusunda sistemli ve planlı bir devlet politikası izleyip izlemediği olduğunu belirtti.

Cevabın ancak, o dönemi tarafsız şekilde değerlendirme yetisine sahip tarihçiler tarafından, mümkün olan başlıca kaynaklardan geniş kapsamda faydalanmalarına olanak tanınmasıyla verilebileceğini yazan Gül, Türkiye'nin bu amaçla tarihçilerden oluşan ortak bir komisyon kurulması ve o dönemde neler olduğunun ortaya çıkarılması için 2005 yılında Ermenistan'a teklif götürdüğünü hatırlattı.

BELGELER AÇIK

Gül, "Türkiye, geçmişiyle yüzleşmekte zorluk çekmiyor. Askeri olanlar dahil tüm belgeler, uluslararası akademik topluluklara açık. Nitekim, Ermenistan'ın elindeki önemli belgeler değil. Sabırsızlıkla Ermenistan'ın olumlu cevap vermesini ve ortak komisyon kurulmasını kabul ettiğini açıklamasını bekliyoruz. Bu araştırmayı yapmak için diğer taraflarla da çalışmaya hazırız. Bu vesileyle teklifimizi, söz konusu komisyona tarihçiler atayarak, bu trajedinin ciddi biçimde aydınlatılması ve bir araya gelmemiz için, ABD de dahil olmak üzere üçüncü bir ülkeyi kapsayacak şekilde genişletiyorum" ifadesini kullandı.

Gül, böyle bir komisyonun kurulmasının, Türk-Ermeni ilişkilerinin normalleştirilmesine yardımcı olacağını belirtti.
ABD Temsilciler Meclisine sunulan karar tasarısının, 1915'deki olayları "soykırım" olarak nitelediğini kaydeden Dışişleri Bakanı Gül, tasarının kabul edilmesinin, tarihin çarpık versiyonunun yasalaştırılması anlamına geleceğini,bunun adil olmayacağını ve gerçeğin ortaya çıkarılması için hazır olduğunu belirten Türk halkını derinden rencide edeceğini ifade etti.

Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından, Türk halkının içten üzüntüsünü paylaşmaları için Ermeni diasporasından temsilcileri ve hükümet yetkililerini davet ettiklerini hatırlatan Gül, "Bu misafirler, vatandaşlarımızın cinayete gösterdikleri büyük tepkiye şahit oldular. Komşumuzla daha iyi bir atmosfer yaratmayı düşündüğümüz bir dönemde Ermenistan hükümeti, 'Türklerin soykırım iddialarını kabul etme şansını kaybettiğine' dair boş bir fikrin propagandasını yapıyor" diye yazdı.

Gül, Hrant Dink'in, ölümünden kısa bir süre önce yayımlanan röportajında, "Ermeni diasporasından istediğim, ne Türkiye'den, ne de diğer ülkelerin parlamento ve hükümetlerinden, soykırımın kabulünü talep etmesi" dediğini hatırlattı.
Dışişleri Bakanı Gül, Türkiye'de şu an 70 bin Ermeni vatandaşının çalıştığını, İstanbul-Erivan arasında doğrudan uçak seferleri yapıldığını, sivil toplum kuruluşlarından iş adamlarına ve yerel yetkililere kadar Türk ve Ermeni kurumları arasında doğrudan temas kurulduğunu belirtti.

Kendini sorgulamanın, herhangi bir kavrama sürecinin ayrılmaz parçası olduğunu ifade eden Gül, bu bağlamda Türkiye'nin, vicdan sorgulamasında üzerine düşen vazifeyi yerine getirdiğini, Ermenilerin de aynısını yapmasının tam zamanı olduğunu bildirdi.

Gül, "Bir siyasetçi olarak, dar fikirli çıkar grupları tarafından yapılan baskıyı tam olarak anlıyorum. Nitekim, bu tür baskıları aşmak ve tercihlerin ulusal ve uluslararası yansımalarını görmek gerekiyor" diye yazdı.