15
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

Eyalet genelgesi yürürlükte kalmış

7'nci Cumhurbaşkanı Kenan Evren, sürpriz bir açıklamayla Türkiye'nin eyalet sistemine geçmesi gerektiğini söyledi. Evren'in bu çıkışı hem destek gördü hem de tepki. Polemiğe yol açan bu öneriyi "dijital demokrasi" geleneğimizi devam ettirerek size soruldu, işte sonuçlar: 





Darbe hükümetinin, ülkeyi 8'e bölen kararnamesi 10 ay yürürlükte kalmış 

12 Eylül yönetiminin, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in gündeme getirdiği Türkiye'nin 8 eyalete ayrılması düşüncesini uygulamaya koyduğu ortaya çıktı.


Vehbi Dinçerler, kararnamenin yönetimde yapısal değişikler öngördüğünü söyledi. 

Bülent Ulusu başbakanlığındaki 44. Hükümet, Evren'in de onayıyla ülkeyi 8 bölge valiliğine ayıran kanun hükmündeki kararnameyi 4 Ekim 1983'te Resmi Gazete'de yayımladı. Ancak kararname 32 gün sonra iktidarı devralan Turgut Özal tarafından uygulanmadı. Birinci ANAP hükümetinin bakanlarından Vehbi Dinçerler, 11 Temmuz 1984'te iptal edilen kararnameyi "Türkiye'yi fiilen böler" endişesiyle dikkate almadıklarını açıkladı. Dinçerler, "Belli bir hesap vardı ve bizim hükümetimiz o hesaba gelmedi. Biz yasayı uygulasaydık ülke 8'e bölünecek ve biz 'bölücülükle' suçlanacaktık. Sivil hükümet federatif yapıyı getirmekle suçlanacaktı. Bu şüphe bize yeterli geldi ve başka bir gerekçe aramadan yasayı iptal ettik." dedi.

Evren'in açıklamalarıyla tartışılmaya başlanan Türkiye'nin 8 eyalete bölünmesi düşüncesi 12 Eylül ihtilalinin ardından fiilen gerçekleştirildi. Ulusu hükümeti, Türkiye'yi "Erzurum, Diyarbakır, Adana, Kayseri, Ankara, Konya, İstanbul ve İzmir" olmak üzere 8 bölge valiliğine ayıran kararnameyi 1983 yılında yayınladı.

Dönemin İçişleri Bakanı Selahattin Çetiner'in önerisiyle gündeme gelen 8 valilik fikri, 24 Haziran 1983 tarihinde yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında karara bağlandı. 'Bölge Valiliği Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname (KHK)' genel seçimlerden 1 ay önce 4 Ekim 1983'te Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Ancak hükümet, bölge valilerini atamayarak uygulamayı yeni gelecek hükümete bıraktı.

Anayasa'nın 126'ncı maddesine atıf yapılarak çıkarılan KHK'nın gerekçesinde, düzenlemenin amacı şu ifadelerle anlatılıyor: "Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana merkezi idarenin yurt çapındaki hizmetlerinin teşkilatlandırılmasında ve yönetiminde yetki genişliğine dayalı il ve valilik sistemi esas alınmıştır. Ancak özellikle son 30 yıl içinde il sistemi dışına çıkan önemli teşkilatlanma ve uygulamalar yapılarak merkezi idareye bağlı birçok kuruluş, il sınırlarını aşan ve birden çok ili kapsayan bölge kuruluşları haline getirilmişler, sınırları ve merkezleri çok zaman birbirinden farklı olmuş ve valilerin yönetimi, denetimi dışında kalmışlardır. Bölge kuruluşları üzerinde yapılan araştırma ve incelemeler, bu kuruluşların, kısmen yapılan hizmetlerin nitelik ve özelliklerine dayanan teknik ihtiyaçlardan kısmen de valilerin yönetim ve gözetiminden uzaklaşma eğilimlerinden doğduğunu göstermektedir. Mevcut bölge kuruluşlarındaki karışıklık, dağınıklık ve yönetim boşluklarını gidermek amacıyla bu KHK hazırlanmıştır."

Ankara'nın üzerindeki yükün hafifletilmesi öngörülüyordu

1982 yılındaki askerî hükümetin programında kamu yönetiminin aşırı merkeziyetçilik yerine, mülki ve mahallî idarelerin yetkilerinin artırılması, her işin Ankara'dan bitirilmesi gibi eğilimlerin sona erdirilmesine dönük ifadeler yer alıyordu. Bu çerçevede 1983 yılında Yetki Kanunu çerçevesinde çıkarılan 71 sayılı KHK ile ülke sekiz bölgeye ayrıldı. Türkiye'yi 8'e bölen düzenlemeye göre, kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyumu sağlamak için birden çok ili içine alan merkezî idare teşkilatının kurulması, bölge valiliğinin kanunla kurup kaldırılması, görev alanının il sınırlarını bölmemesi, bölge valiliğinin görev yaptığı ilin ismiyle anılması, bölge valiliği bünyesinde genel sekreterlik, denetleme kurulu, plânlama ve koordinasyon müdürlüğü, iç güvenlik ve savunma müdürlüğü ile hukuk müşavirliği kurulması kararlaştırıldı. Bölge valilerine diğer il valileri üzerinde emir ve talimat verme, denetleme, bilgi ve görüş isteme yetkileri verildi.

'Kararnameyi uygulasaydık bölücülükle suçlanacaktık'

KHK'nın seçimlere bir ay kala çıkarılması ve icranın yeni hükümete bırakılması ANAP aleyhine bir hareket olarak algılandı. Zaman'a konuşan dönemin Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerler, bu konunun Bakanlar Kurulu toplantısında tartışıldığını söyledi. Dinçerler, şöyle konuştu: "Anayasa'yı değiştirenler bu kanunun uygulanmasını neden bize bıraktı? Bu soru bizi çok düşündürdü. Bakanlar Kurulu toplantısında bu düzenlemenin ülkeyi bölünmeye götüreceği üzerinde durduk. Belli bir hesap vardı ve bizim hükümetimiz o hesaba gelmedi. Biz yasayı uygulasaydık ülke 8'e bölünecek ve biz 'bölücülükle' suçlanacaktık. Sivil hükümet federatif yapıyı getirmekle suçlanacaktı. Bu şüphe bize yeterli geldi ve başka bir gerekçe aramadan yasayı iptal ettik." Vehbi Dinçerler, söz konusu uygulamanın Anayasa'ya aykırı olmadığını; ancak ülkenin yönetiminde yapısal değişiklikler öngördüğünü ve bölünmeye zemin hazırladığını dile getirdi. KHK'nın fiilen yürürlüğe girdiğini; ancak valileri atamadıklarını kaydeden Dinçerler, daha sonra çıkarılan yasayla kararnameyi iptal ettiklerini vurguladı.

Bölge valilikleri daha sonra eyalet olacaktı

Kenan Evren, 1983 yılında Türkiye'de eyalet sistemine geçişin kapılarını açabilecek olan 'bölge valilikleri' kurulmasına yönelik düzenlemeyi işbaşına gelen Turgut Özal başbakanlığındaki hükümetin kabul etmediğini doğruladı. Evren Sabah Gazetesi'ne yaptığı açıklamada, bölge valilikleri kurulmasını ve en az 7-8 bölge valiliği olmasını düşündüklerini belirterek, şu görüşü dile getirdi: "Bunun için bölge valilikleri kurulmasına yönelik 'kanun hükmünde kararname' çıkardık. Ama tam da bu sırada yeni seçimler nedeniyle Meclis dağıldı. Özal hükümeti gelince kararnameyi kabul etmedi. Bence büyük hata yapıldı. 7-8 tane valilik oluşturulacaktı. Valilikler diğer bakanlıkların arasındaki münasebetlerin bir kısmını üzerine alacaktı. Her şey Ankara'ya sorulmayacak, bölge valileri yetkilere sahip olacaktı. Her şey bir avucun içinde tutulamıyor artık. Türkiye 10-12 milyonluk ülke değil. Şimdi 73 milyon nüfus var. Hâlâ eski sistemle yürütmeye çalışıyoruz. Hatta, biz ileride bu bölge valilikleri belki de eyalet olur, bölge valilerini halk kendisi seçer diye düşündük. Bundan korkmamak gerekir. Diğer ülkelere bir bakalım. Pakistan'ın dört eyaleti var. Almanya öyle, Belçika, İsviçre, Fransa, İngiltere öyle. Amerika desen zaten 52 tane eyaleti var. Bazıları korkuyor. 'Böyle bir şey yaparsak Kürtler bağımsızlık ilan eder' diye düşünüyorlar. Benim kanaatime göre edemezler. Çünkü bu topluluk içinde onlara aynı haklar tanınıyorsa niye ayrılmaya kalksınlar? Biz onları ayrı tuttukça onlar da kendilerini ayrı kabul ediyorlar. Bunu önlemeye çalışmalıyız. Bu Meclis'in vereceği bir karar. Türkiye'de ileride eyalet sistemi olabilir."

TEPKİLER

Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin:: Devletin üniter yapısıyla ilgili tartışmayı isabetli bulmuyorum 

Sayın Evren'in kişisel bir değerlendirmesi olduğunu düşünüyorum. Bu konudaki görüşlerini, bir fikir ve düşünce egzersizi olarak ortaya koyduğu kanaatindeyim. Cumhuriyetimiz kurulurken 84 yıl önce Büyük Atatürk'ün silah arkadaşları, aziz milletimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni üniter bir yapıda kurmuştur. O bakımdan 84 yıl sonra devletimizin yapısıyla ilgili tartışmaların gündeme getirilmiş olmasını isabetli bulmuyorum. Milletimiz devletiyle birlikte birliğimizi, beraberliğimizi ve üniter yapımızı muhafaza edecek ve ötelere taşıyacak kadar güçlüdür. Ben Sayın Evren'in üniter yapıyla örtüşmeyen o değerlendirmesine katılmadığımı ifade ediyorum. Ancak herkes fikir ve düşünce özgürlüğünün bir gereği olarak Türkiye'de düşüncesini açıklayabilir.

DYP lideri Mehmet Ağar: Geçmişte ekonomik bölge valilikleri olarak gündeme geldi 

Eyalet meselesi geçmişte ekonomik bölge valilikleri şeklinde gündeme gelmiş bir meseleydi. Bizim de Türkiye'de 20 ekonomi merkezi kurmak ve çevredeki illeri bu merkezlere bağlamak gibi bir projemiz var. Ben üniter devletten yanayım. Ama bunları da tartışma alanlarında tartışır herkes. Buna bir şey diyemem.

CHP Grup Başkan Vekili Topuz: ABD ne istiyorsa, onu söylüyor 

Kenan Evren, işbaşına geldiği zaman önüne ne konulduysa onu yaptı. O, ABD ne istediyse onu yaptı. Bugün de ne istiyorsa, onu söylüyor, onu savunuyor. Kenan Evren'in gerçek kişiliği, bu son açıklamalarıyla öne çıkmıştır. Ben kendisini çok ciddiye almıyorum. Türkiye'de vatan hainliği ölçüsünde sorumluluk noktasında olan sadece Kenan Evren değil... Demokratik, halkın iradesine tam dayanan bir parlamento aritmetiği ortaya çıktığı zaman, çok insan geçmişe dönük suçlarının hesabını vermek zorunda kalacak.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Şefkatli: Yaşının ilerlemesine veriyoruz 

Neden böyle bir açıklamaya gerek duydu, bir anlam veremedik. Bizce Sayın Evren nü resimlerini yapmaya devam etsin. Ciddiye almıyoruz, yaşının ilerlemesine veriyoruz.

ATO Başkanı Sinan Aygün: Konuşmayı bıraksın, resim yapsın 

Evren resmi bitirdi, şimdi harita çiziyor. Evren'in sözleri kendi yaptığı Anayasa'ya aykırıdır. Evren'in yaşı cesaretin değil, başka şeylerin göstergesidir. O da doktorların uzmanlık alanına girer. Evren resmi bitirdi, şimdi harita çiziyor. Ben ona nü resim yapmaya devam etmesini tavsiye ederim. Kendisine 30 tuval ve 50 fırça gönderiyorum. Konuşmayı bıraksın, resim yapsın. Evren'e şu soruyu sormak lazım: Türkiye'nin eyaletlere bölünmesini istiyorduysa 12 Eylül darbesini niye yaptı?

Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu: Kenan Evren bir an önce evlensin 

Yalnızlıktan doğan can sıkıntısıyla bu açıklamaları yapıyor. Yaşı ne olursa olsun Sayın Evren'e tavsiyem, bir an önce evlenmesi ve yalnızlıktan kurtulmasıdır.

hürriyet internet/zaman/aa
Yayın Tarihi : 2 Mart 2007 Cuma 11:41:55
Güncelleme :2 Mart 2007 Cuma 11:53:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?