20
Mayıs
2024
Pazertesi
SİYASET

Fırat,yeni anayasayı değerlendirdi

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet
Fırat, Türkiye'nin 2008 yılında geniş bir mutabakatla sivil, çağdaş, özgürlükçü, demokrat, laik, sosyal hukuk devletini öngören bir anayasaya kavuşmasını ümit ettiklerini vurguladı. "Arşivlere gidecekbir anayasa hazırlamadık" diyen Fırat, yeni anayasada egemenliğin sadece 'yasama, yürütme ve yargı' eliyle yürütülebileceği hükmünü
getirdiklerini bildirdi.

Fırat, sorunun halktan yetki almayan kurumların bugüne kadar kullandıkları egemenlik hakkının ortadan kaldırılmasından kaynaklandığına işaret ederek, bu
kurumlarla çıkar ilişkisi içerisinde olanların çalışmadan rahatsız olduğunu kaydetti. Fırat, "Anayasanın 6. maddesinde 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' yazar. Bu söze hiç kimsenin itirazı yok. Akıl hastanelerinde varsa onu bilmiyorum" dedi.


AK Parti'nin 'Türkiye Bülteni' adlı dergisine konuşan AK Parti'nin Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin bilgi verdi. 1982 Anayasası'nın vesayetçi bir anayasa olduğunu ifade eden Fırat, AK Parti olarak Türkiye'nin ihtiyacı olan yeni bir anayasa yapma vaadi için
harekete geçtiklerini kaydetti. 'Meclis yeni anayasa hazırlayamaz ancak kurucu meclis hazırlar' yönündeki iddiaları da değerlendiren Fırat, bu iddiayı ileri süren anayasa hukukçularının hukuk bilgilerini kişisel ideolojik
anlayışlarına feda ettiklerini savundu. "Bu hocalarımız yeni bir anayasa yapabilmek için adeta bir darbenin olması gerektiğini savunur hale düştüler" diyen Fırat, "Başka bir ülkede olsa bu görüşte olanların hukuk diplomasını iptal ederler. Oysa bunların büyük bir kesimi TOBB, TÜSİAD, Barolar Birliği gibi sivil toplum kuruluşlarının hazırlamış
olduğu anayasa çalışmalarında bulunmuşlardır. Yani onlara göre bu kuruluşlar yeni bir anayasa yapabilir ama
TBMM yapamaz. Bu çok üzücü ve vahim bir iddiadır. Bir hukukçunun bunları söyleyebilmesini anlayabilmek mümkün değil" ifadelerini kullandı. AK Parti'nin hazırladığı yeni anayasanın odağında insan olduğunu belirten Fırat, şunları kaydetti:


"Bizim taslağımız, evrensel ve Türkiye'nin de imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Beyannamesi ve AİHM'in belirlemiş olduğu temel hak ve hürriyetler ile sınırlamalarını olduğu gibi aldı. Tartışmanın asıl konusu olan ama bir türlü asıl meselenin bu olduğu söylenmeyen meşhur bir 6. madde var. Bu madde aslında anayasanın ruhudur. Çünkü orada rejimi belirliyorsunuz. TBMM'de büyük harflerle 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' yazar. 6. maddede de bu vardır. Bu söze hiç kimsenin itirazı yok. Akıl hastanelerinde varsa onu bilmiyorum. Bu egemenliğin kimin vasıtasıyla
kullanılacağı ise sistemi belirler. 82 Anayasası'na göre bu egemenlik, anayasada belirlenmiş olan kurumlar eliyle kullanılır. Bunun içinde TBMM var, yargı var ama bunun yanında Cumhurbaşkanlığı, TRT, RTÜK, YÖK de var. Bu, 'Egemenlik her ne kadar kayıtsız şartsız millete aitse de bu egemenlik, vekaletini halktan almayan ve halka hesap vermeyen kurumlar tarafından da kullanılır' anlamına gelir. Demokrasinin temel özelliği yetkinin halktan
alınması, halk adına kullanılması ve belli süreçler içerisinde halka hesap verilerek vekaletin yenilenmesidir. Eğerbu yok ise, bir kısım müesseseler, kişiler halktan yetki almadan onun adına egemenlik hakkını
kullanıyorlarsa, bunun adına bürokratik bir devlet diyebilirsiniz. Ama kesinlikle demokrasi diyemezsiniz. Dolayısıyla 1924 Anayasası'nda yer aldığı gibi, biz ikinci maddeye çok açık ve net olarak 'Bu egemenlik yasama, yürütme ve yargı eliyle kullanılır' hükmünü getiriyoruz."


"HALKTAN YETKİ ALMAYAN KURUMLAR RAHATSIZ"
Sorunun halktan yetki almayan kurumların bugüne kadar kullandıkları egemenlik hakkının ortadan kaldırılmasından kaynaklandığını savunan Fırat, bu kurumlarla çıkar ilişkisi içerisinde olanların bu durumdan rahatsız olduğunusöyledi.

Sorunun söylendiği gibi mecburi din dersi veya yüksek öğretimde türbanın olup olmaması meselesi olmadığına vurgu yapan Fırat, "Asıl mesele budur. Yeni anayasamız bunu belirledikten ve insan hak ve özgürlüklerini kesinleştirdikten sonra devlet yönetimini kesin çizgilerle birbirinden ayırmıştır. Yani yasamanın, yargının, yürütmenin yetkisi nedir? Bunları kesin ve net, hiç muğlaklık bırakmayacak şekilde demokratik bir usulle belirlemiştir. Bunların birbirlerine olan kontrol mekanizmalarını geliştirmiştir. Çünkü parlamenter sistemlerde bu üç ana
erkin birbirlerinden bağımsız ama birbirini kontrol eder şekilde oluşması lazım. Ama yerindelik denetiminin yapılamayacağını açık ve kesin olarak orada beyan ettik" dedi.


Danıştay veya idare mahkemelerinin yönetimin bütün eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetleme hakkına sahip olduğunu ancak yerindelik denetimi yapamayacağını ifade eden Fırat, yeni anayasa çalışmasında hukuk devletinin pekiştirilmesi yönünde önemli adımlar atıldığını bildirdi. Anayasada düzenlenmesi gerekmeyen bir çok konunun da anayasa dışına çıkarıldığını anlatan Fırat, AK Parti'nin anayasayı tek başına yaptığı yönündeki eleştirileri de cevapladı. AK Parti'nin anayasasını yapma iddiasında olmadıklarının altını çiçen Fırat, şunları kaydetti:
"Ama biz arşivlere gidecek olan anayasa taslaklarından birisine katkı sağlamak niyetinde de değiliz. Biz bu işin ciddi olarak hayata geçirilmesi yönünde bilimadamlarından ideolojilerden, siyasi baskılardan uzak bir şekilde, demokratik, özgürlükçü, hukuk devletini gerektiren bir anayasa taslağı hazırlamalarını istedik. O dönemde de bu
kişilere herhangi bir müdahalede bulunmadık. O bilimadamları bunu hazırladılar, bize verdiler. Tabii bunun arkasında bir siyasi irade bulunması, bizim katkımızın olması lazımdı. Sivil toplum kuruluşlarının da çalışmalarını takip ettik."


2008'DE YENİ ANAYASA
Fırat, taslağı önce meclise getirmeyeceklerini, sivil toplum örgütlerine, bürokrasiye, üniversitelere göndereceklerini ve AK Parti'nin interb bilmiyorum. Bu egemennet sitesinde yayınlayacaklarını açıkladı. Herkesin anayasaya katkı yapabileceğine işaret eden Fırat, "Bize niye geciktiğimiz soruluyor. İşte bunun için bekledik. Bu
tartışma en az 3 ay sürecek. Bu 3 aylık tartışmanın sonunda bütün katkıları alarak, yeniden hocalarla bir araya geleceğiz. Bu süreçten sonra yeni bir metin ortaya çıkacaktır. Bu da inanıyorum ki büyük bir mutabakatın metni olacaktır. Ondan sonra bu meclise sunulacak, meclis anayasa komisyonunda uzun uzun
tartışılacaktır. Orada bütün siyasi partiler de olacaktır. Oradan çıkacak, genel kurula gelecek. Orada da milletin gözü önünde herkes bunu görecek. Sivil, çağdaş, özgürlükçü, demokrat, laik, sosyal hukuk devletini öngören bir anayasa. Ümit ediyorum ki Türkiye 2008 yılında böylesine geniş bir mutabakatla yeni bir anayasaya kavuşur" dedi.

İHA
Yayın Tarihi : 17 Ocak 2008 Perşembe 20:01:11
Güncelleme :17 Ocak 2008 Perşembe 20:51:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
V. Yilmaz IP: 91.65.241.xxx Tarih : 20.01.2008 00:13:26

Sayin Anayasa yorumlayicisi  Cumhurriyetimizden ne kötülük gördünüz milletimize anyasayi degistirip memleketi daha Türklüge hakaret yapmalarini terörister icin bölmeye calisiyorsunuz.Ben de özgürüm bu hakki kullanarak diyorumki sizinkisi müslümanliga sigmayacak bir zavalli arap usaklarisiniz.Araplar bile vatanini savunuyor Sizse onlara yalakalik yapiyorsunuz. Türk milletinin beni bagislamasini rica ederim. Bu vatan Sizin gibi capuculara kaldigi icin Ülkücüler adina Üzülüyorum. Saygilarimla Bütün Türk milletine. Yilmaz