Olay yaşandığı anda Başbakan dönemin Genelkurmay Başkanı’na, kuvvet komutanına ‘bu ne biçim iş’ demiş olsaydı sorun çözülürdü.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan’ın eşinin türbanı nedeniyle GATA’ya alınmamasıyla ilgili açıklamaları konusunda, “Bunları hazmedip, kabul edip, yıllar sonra gündeme getirmek de uygun olmamıştır” dedi.
Baykal, dün CHP Parti Meclisi toplantısı öncesinde özetle şu açıklamalarda bulundu:
EMASYA: Protokolün kaldırılmasına yönelik tartışmalar ucuz bir siyasal gösteri olmanın ötesinde anlam taşımıyor. Protokol yeni bir anlayışı devreye koymuş değil, var olan anlayışın uygulanmasına yönelik bir düzenleme. Kullanımıyla ilgili toplumumuzu tedirgin edecek bir tatbikata rastlamadık. Teşekkür ederiz, hayırlı olsun, kutluyoruz. Bizim bunu büyük bir atılım olarak kabul etmemiz mümkün değil.
ANAYASA: Anlaşıldı ki, anayasayı değiştirmeden önce bu Meclis’i değiştirmek lazımdır. Bu Meclis’in anayasayı değiştirmeyi siyaseten hak etmiş bir Meclis olmadığı ortaya çıktı. Bu iş yatmıştır. Önce seçim. Başbakan, anayasa değişikliğinden kaçış havasına girdiyse referandum korkusundan dolayıdır. Sakın ha ‘başbakana gaz veriyorsun, yap anayasa değişikliğini görelim’ diye düşünmeyin.
ARINÇ: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu’ya yönelik tutumu kabul edilemez. Vahim bir olay olmuştur. Girilen oda bir ofis değildir, o insana tahsis edilmiş olan kılığını kıyafetini değiştirebileceği, hazırlanabileceği özel bir mekândır. O’nun onayı olmadan, kapıyı hışımla kaktırıp içeri girerek bir başbakan yardımcısının başkanvekiline kaba bir üslupla suçlaması kabul edilebilir bir olay mı? Herkes ölçüsünü bilecek. Bir an önce Mumcu’dan özür dilemelidir.
GATA: (Başbakan Erdoğan’ın eşinin türbanı nedeniyle GATA’ya alınmamasıyla ilgili soru üzerine) Ne siyasetçiler ailelerini gündeme taşıma hesabı içine girmeliler ne de hiçbir siyasetçinin, karşısındaki siyasetçiyi ailesiyle vurmaya, mahremine girmeye hakkı yoktur. Eğer o olay yaşandığı anda Başbakan olaya doğrudan müdahale ederek, dönemin Genelkurmay Başkanı’na, kuvvet komutanına ‘bu ne biçim iş’ demiş olsaydı, ‘Rica ederim, böyle şey olur mu’ diye, o zaman dahi bu konu üzüntü verici bir duruma yol açmadan çözülebilirdi. Bunları hazmedip, kabul edip, yıllar sonra gündeme getirmek de uygun olmamıştır.