22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

Genelkurmay'da köstebek avı

Genelkurmay, medya için hazırlattığı 'andıç' da denen 'güvenilirlik' raporu basına sızdırılınca soruşturma başlattı.

NASIL SIZDIĞI ARAŞTIRILIYOR
Genelkurmay'da televizyonları, gazeteleri ve gazetecileri "TSK yanlısı", "TSK karşıtı" diye kategorilere ayıran raporun nasıl ve kimler tarafından sızdırıldığı araştırılıyor. Andıçı yalanlamayan Genelkurmay "Konu ile ilgili adli soruşturma başlatılmıştır" açıklaması yaptı.

HACKER İHTİMALİ DE GÜNDEMDE 

Andıçın kamuoyuna yansımasında iki olasılık üzerinde duruluyor: 1-Hacker'lar Genelkurmay'ın bilgisayarlarına girerek üzerinde çalışılan taslak niteliğindeki değerlendirme notlarını çaldı. 2-Bir köstebek, Genelkurmay karargâhından belgeleri alarak dışarıya sızdırdı. 


TSK KARŞITI YAZARLAR

Mehmet Ali Birand, Cüneyt Ülsever, Hadi Uluengin, Ece Temelkuran, Çetin Altan, Hasan Cemal, Can Dündar, Nuray Mert, Yıldırım Türker, Murat Belge, Hasan Celal Güzel, Soli Özel, Ergun Babahan, Umur Talu, Mehmet Altan, Engin Ardıç, Faruk Mangırcı, Ömer Lütfi Mete, Oral Çalışlar, Hikmet Çetinkaya, Alican Satılmış, Lale Sarıibrahimoğlu, Derya Sazak, Taha Akyol, Nazlı Ilıcak, Ufuk Güldemir, Şakir Süter, Güngör Mengi, Bilal Çetin, Ruhat Mengi, Okay Gönensin ve Nihat Genç.

TSK YANLISI YAZARLAR

Ertuğrul Özkök, Özdemir İnce, Fatih Çekirge, Bekir Coşkun, Mehmet Y. Yılmaz, Fikret Bila, Melih Aşık, Semih İdiz, Doğan Heper, Güneri Cıvaoğlu, Nail Güreli, Yasemin Çongar, Güngör Uras, Güler Kazmacı, Yazgülü Aldoğan, Hakan Çelik, Kurtul Altuğ, Saygı Öztürk, Mehmet Türker, Rahmi Turan, Hüseyin Avuç, Ali Öztürk, Fatih Altaylı, Erdal Şafak, Aslı Aydıntaşbaş, Muharrem Sarıkaya, Hakkı Yalçın, İlker Sarıer, Mehmet Çetingüleç, İsmail Küçükkaya, Güler Kömürcü, Ali Saydam, Servet Kabaklı, Sırrı Yüksel Cebeci, Deniz Ülke Arıboğan, Deniz Som, Ali Sirmen, Emekli Tümgeneral Doğu Silahçıoğlu, İlhan Selçuk, Yılmaz Öztuna, Nuri Elibol, Fuat Bol, İsmet Giritli, Taylan Sorgun, Yıldıray Çiçek, Necdet B. Sivaslı, Ali Öncü, Orhan Karataş, Sadi Somuncuoğlu, Hayri Köklü, Altemur Kılıç, Yavuz Selim Demirağ, Altan Öymen, Behiç Kılıç.


Genelkurmay'da köstebek kuşkusu

Genelkurmay'ın gazeteciler için değerlendirme raporu hazırladığının ortaya çıkması Ankara'da "ikinci andıç depremine" neden oldu. Soruşturma başlatan Genelkurmay'da, "köstebek" kuşkusu yaşanıyor.

Genelkurmay Başkanlığı'nın akreditasyon değerlendirmesi yaparken gazeteciler için "Türk Silahlı Kuvvetleri karşıtı", "Türk Silahlı Kuvvetleri'nden yana" diye "karne" hazırladığının ortaya çıkması, Ankara'da "ikinci andıç depremi" yarattı.
Hükümet ve siyasi liderler sessiz kalmayı seçerken, gündemi sarsan olay sonrasında Genelkurmay Başkanlığı, anında soruşturma başlattı. Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yayınlanan tek cümlelik açıklamada, "8 Mart 2007 günü Genelkurmay Başkanlığı'nın basın yayın organları hakkında değerlendirme raporu hazırladığı şeklindeki haberlere medyada yer verilmiştir.
Konu ile ilgili adli soruşturma başlatılmıştır" denildi. Açıklama, ilk kez NOKTA dergisinde yayınlanan doküman ve bilgilerin doğru olup olmadığına değinmedi. Genelkurmay'ın basına sızan dokümanı yalanlamaması, Ankara'da bu belgelerin doğru olduğu izlenimini uyandırdı.
Genelkurmay kaynakları, andıç konusunda sessiz kalmayı yeğlerken, askerin iki olasılık üzerinde durduğu öğrenildi: 1- Hacker'lar Genelkurmay'ın bilgisayarlarına girerek üzerinde çalışılan taslak niteliğindeki değerlendirme notlarını çaldı. 2- Bir köstebek, Genelkurmay karargâhından belgeleri alarak dışarıya sızdırdı. 

Genelkurmay köstebeği bulmak için düğmeye bastı

Genelkurmay Başkanlığı, Genelkurmay İletişim Dairesi tarafından hazırlanan ve basına sızan medyaya ilişkin değerlendirme raporu hakkında adli soruşturma başlattı. Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Kurmay Albay Mustafa Oğuz tarafından hazırlanan, “Akredite Basın ve Yayın Organları Yeniden Değerlendirmesi” başlıklı raporun dün medyada yer alması, ortalığı karıştırdı. Akreditasyon raporunun medyaya yansıması nedeniyle, Genelkurmay Karargahı’nda gün boyu toplantılar yapıldı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun’a sunulan rapor hakkında, Org. Saygun’dan bilgi aldı. Toplantıda, Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Salih Zeki Çolak da hazır bulundu. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Org. Büyükanıt, olaya ilişkin adli soruşturma başlatılması emrini verdi. Soruşturma, Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu tarafından yürütülecek.

Genelkurmay Başkanlığı’ndan konuya yönelik olarak yapılan açıklamada da “Genelkurmay Başkanlığı’nın basın yayın organları hakkında değerlendirme raporu hazırladığı şeklindeki haberlere, medyada yer verilmiştir. Konu ile ilgili adli soruşturma başlatılmıştır” denildi.

PERSONEL SORGULANACAK

Değerlendirme toplantılarında, olayın medyaya nasıl sızdığı üzerinde de duruldu. Bu konuda yapılan değerlendirmelerde, “köstebek kim “ sorusunun yanıtı aranıyor. Adli soruşturma kapsamında gerekli görülmesi durumunda, raporun sunulduğu Genelkurmay İkinci Başkanlığı, Genelkurmay Genel Sekreterliği ve raporun hazırlandığı Genelkurmay İletişim Daire Başkanlığı personelinin ifadelerine başvurulacak.

Erdoğan: Açıklama yapmam uygun değil

BaŞbakan Tayyip Erdoğan, dün akşam Azerbaycan’a giderken, bir gazetecinin “Genelkurmay’ın medya değerlendirmesi konusundaki görüşünüzü alabilir miyiz’’ sorusuna şu yanıtı verdi:

“İlk elden bir şey duymadıktan sonra herhangi bir değerlendirme yapmam doğru olmaz. Sadece telefonuma geçen mesajla adli soruşturmanın başlatıldığını duydum. Tabii bu soruşturma kim içindir, nasıldır bilemiyorum. O bakımdan herhangi bir açıklama yapmayı uygun görmüyorum.’’

Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener de “Bir değerlendirme yapmayacağım” diye konuştu.

Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise “Basın-yayından sorumlu Bakan var, onlara sorun. Ben bu işe hiç girmem” dedi.

AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz da “Keşke bu tür şeyler gündemimizde hiç olmasa” demekle yetindi.


BASINA "KARNE" HAZIRLANMIŞ 

Genelkurmay'da ilgili dairedeki yetkililerin telefon numaralarının da yer aldığı andıç, elektronik ortamda gönderilen birkaç dokümandan oluşuyor.

Medya değerlendirmesi niteliğindeki bilgi notunda, hangi basın kuruluşunda TSK hakkında kaç olumlu, kaç olumsuz haber yayınlandığı istatistiki olarak veriliyor ve gazeteciler 'TSK yanlısı' ve TSK karşıtı' diye sınıflandırılıyor. Nokta dergisinden Ahmet Şık'ın ele geçirdiği andıçta, Yeni Şafak, Vakit, Zaman, Evrensel, Birgün, Özgür Gündem gibi gazetelerle Kanal 7 televizyonu akredite olmadıkları için değerlendirme dışı tutuluyor. Radikal'den dört, Takvim'den bir gazeteci, SKY Türk televizyonundan bir yorumcu, Jane's Defense Weekly dergisinden bir, Habertürk televizyonundan iki, Kanal Türk televizyonundan da bir gazeteci olmak üzere toplam 10 kişinin akreditasyonunun iptali isteniyor. TSK'nın, Ocak-Eylül 2006 tarihleri arasında gazetelerdeki haber ve yorumlar için yaptığı değerlendirmelerine göre, SABAH'ın 177 artısı, 117 eksisi bulunuyor. Posta gazetesinin 65 artı notuna karşın 22 eksi; Hürriyet'in 195 artı, 46 eksi; Milliyet'in 150 artı, 40 eksi; Radikal'in 66 artı 84 eksi; Yeni Çağ'ın 206 artı, 27 eksi, Cumhuriyet'in de 156 artı, 21 eksi Star gazetesininse 71 artı 71 eksi puanı bulunuyor. 

TGC: Üzüntü verici

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden (TGC) yapılan açıklamada, "Rapor demokrasimiz adına üzüntü vericidir. Düşünce ve ifade özgürlüğü önüne konulan yeni bir engeldir'' denildi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi? "Umalım ki Genelkurmay'dan sızan bu haber değerlendirme raporu da sadece bir iç hizmet değerlendirmesi olarak kalsın ve uygulamaya konulmasın.'' 

TV'ler unutulmamış

Andıçta, televizyonlarla ilgili de değerlendirmelere yer verilmiş. "CNN Türk'ün; yönetiminde bazı sıkıntılar olmasına rağmen, akreditasyonunun devam etmesi gerektiği" belirtiliyor. Show TV ve atv'nin ideolojik bir yöneliminin bulunmadığı, Kanal 1'le ilgili akreditasyon başvurusunun değerlendirildiği vurgulanıyor. SKY Türk'te ise bir yorumcu hakkında, 'radikal açıklamaları' nedeniyle akreditasyonunda sakınca bulunduğu belirtiliyor. NTV'den 'objektif' bir kanal olarak söz ediliyor. CNBC-e için "akreditasyonunun devamı uygun" deniyor. TRT için de "Son zamanlarda dini ve İslami odaklı programlara yer verdiği" vurgusu yapılıyor. 

'Güvenilmeyen'e akreditasyon yok

Genelkurmay İletişim Başkanlığı'nın kaleme aldığı, "Güvenilirlik Raporu"nda basın kuruluşlarının akreditasyona uygun olup olmadığı değerlendirmesi yer alıyor.

İletişim Daire Başkanı Kurmay Albay Mustafa Oğuz imzalı yazıda, gazeteler için özetle şu değerlendirmeler yapılıyor:

SABAH: "Merkez-liberal çoğulcu yayın politikasına sahip" olan Sabah'ta dört yazarın 'TSK karşıtı', dört yazarın "TSK lehine bir tutum içerisinde" olduğu belirtilerek şöyle deniyor: "Türkiye'nin ikinci büyük medya grubunun en önemli gazetesi olması nedeniyle; akreditasyonunun devamının TSK açısından fayda sağlayacağı değerlendirilmektedir."

TAKVİM: Gazetedeki en önemli değişiklik TSK karşıtı tutumuyla bilinen Nazlı Ilıcak'ın Haziran 2006 tarihinde yazar kadrosuna dahil edilmesidir. Gazetenin genel yayın politikasının merkez-liberal bir özellik göstermesi nedeniyle akreditasyonunun devam etmesi...

HÜRRİYET: Askeri konularda ilk olarak haber yapan gazete unvanına sahiptir. Gazetenin iki köşe yazarının askeri harekatlara karşı olduğu bilinmektedir. Akreditasyon durumunun uygun olacağı...

MİLLİYET: Altı yazarının askerin müdahalesine karşı olduğu bilinmektedir. Gazetenin TSK aleyhinde sansasyonel haberlere hemen hiç yer vermediği, akreditasyon durumunun uygun olacağı...

RADİKAL: "Akreditasyonunun devam etmesiyle birlikte gazetenin TSK karşıtı yazarlarının TSK'nın basına açık faaliyelerine davet edilmemesi...." Doğan Grubu'nun merkez sol görüşlü gazetesidir.

Andıça gazetecilerin tepkileri

Medya için hazırlanan güvenilirlik değerlendirmesi gazetecileri ikiye böldü. Bazı gazeteciler durumu "Vahim" bulurken, bazıları ise "Normal" dedi



Askerin medya notları gazetecileri ikiye böldü

Medya için hazırlanan güvenilirlik değerlendirmesi gazetecileri ikiye böldü. Bazı gazeteciler durumu "Vahim" bulurken, bazıları ise "Normal" dedi.

Gazeteciler konuyla ilgili şunları söyledi:

* Ergun Babahan (Sabah): 28 Şubat'taki andıçlamadan farklı olarak karargah rapora sahip çıkmıyor. Bu tip raporların sorumluları ceza alırsa kimse bir daha bu işlere kalkışmaz.

* Soli Özel (Sabah): Evet, askeri müdahale istemiyorum. Anayasaya göre doğru bir şey yapıyorum.

* Ufuk Güldemir (Habertürk): Bir yaramazlık yapmış deneyimsiz subay dostlarımız. Bunlarla uğraşacak vaktim yok!

* Serdar Turgut (Akşam): Gayet normal buluyorum. Değerlendirmelere katılıyorum.

* Mustafa Karaalioğlu (Yenişafak): Rapor bizimde içinde bulunduğumuz yayın organlarını tümden yok sayıyor. Genelkurmay'ın imajını sarsan bir çalışma olmuş.

* Hasan Celal Güzel (Radikal): Kimse benden daha fazla milliyetci, vatansever olduğunu söyleyemez. O raporu tutan halt etmiş.

* Nuray Mert (Radikal): Bu konuda görüş vermek istemiyorum.

* Emin Çölaşan (Hürriyet): "Andıçtan haberim yok. Herkes istediğini yazabilir."

Kabine sessiz

Genelkurmay'ın medya kuruluşları için hazırladığı güvenilirlik değerlendirmesiyle ilgili kabine üyeleri yorum yapmazken, Azerbaycan gitmek üzere Esenboğa Havaalanı'na gelen Başbakan Erdoğan gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtladı. Erdoğan "İlk elden birşey duymadım. Sadece telefonuma geçen mesajla adli soruşturmanın başlatıldığını duydum. Bu soruşturma kim içindir, nasıldır bilemiyorum. O bakımdan bir açıklama yapmayı uygun görmüyorum" dedi. Siyasiler ise şu değerlendirmeleri yaptı:

* Mehmet Ağar (DYP Genel Başkanı): Türkiye'de her şey demokrasi ve hukuk içinde olacak. Geçmişte bu tür şeyler iyi izler bırakmadı. Dikkatli davranmanın zararı yok.

* Salih Kapusuz (AKP Grup Başkan vekili): Keşke böyle şeyler gündemimiz de hiç olmazsa.

* Mustafa Özyürek (CHP Genel Başkan Yardımcısı): Genelkurmay'ın bir iç değerlendirmesi olduğu anlaşılıyor. Başbakan da dış gezilerinde gazete ve gazeteci ayrımı yapıyor

Andıç nedir? Nasıl hazırlanır?

28 Şubat döneminde ilk kez gündeme gelen "andıç" ifadesi ne anlama geliyor, nasıl hazırlanıyor? İşte merak edilen sorunun yanıtları:
Andıç, verilen özel emir üzerine ilgili karargah subaylarının bir konuyu detaylı inceleyip Genelkurmay Başkanlığı komuta katına sunduğu bir dökümandır. 

Herhangi bir hassas konuda veya hakim olunamayan geniş bir başlıkta komutan için andıç ihtiyacı ortaya çıkar. Bu amaçla, ilk olarak Genelkurmay Başkanı ile Genelkurmay 2. Başkanı biraraya gelir. Sonra da, 2. Başkan Genelkurmay'da "müşterek başkanlıklar" olarak tanımlanabilecek ve sıralamada ilk dokuz içinde yer alan, hepsi de korgeneral rütbesinde olan yedi "J başkanları" ile toplanır. 2. Başkan ilgili J başkanına andıç hazırlanması talimatı verir. Diğer J başkanlarına da, 'Siz de bu konuda birimlerinizle koordine ve destekte bulunacaksınız' der. Andıç'ın bitirilmesine dair bir tarih belirlenir.

* İlgili J başkanı bunun üzerine, şube müdürü ve proje subayına andıç'ı hazırlama emrini iletir. Süreç içinde ilgili birimlerle irtibat kurulur.

* Sonra, daire başkanı ve J başkanı yardımcılarından geçen andıç belgesi, J başkanının da üst-ara onayı ve tavsiyeleri ile Genelkurmay 2. Başkanı'na ulaştırılır. Ondan sonra andıç son hali ile Genelkurmay Başkanı'na arzedilir.

28 ŞUBAT'TAKİ ANDIÇ

28 Şubat dönemine damgasını vuran 'Andıç vakası' da o dönemde uzun süre gündemden düşmemişti. Terörist PKK'nın lider kadrosundan Şemdin Sakık'ın yakalanmasından sonra sızan andıç belgesinde, Sakık'ın ifadesi diye sızdırılan bir belgeye atıfta bulunuyordu.
Belgede, aralarında Cengiz Çandar ve M.Ali Birand gibi gazeteci ve yazarların bulunduğu bazı kişilerin PKK'ya hizmet ettiği ima ediliyordu. Daha sonra Sakık'ın ifadelerinin gerçeği yansıtmadığı, o dönemin bazı komutanları tarafından bilerek manipule etmek amacı ile bu yönde bir belgenin sızdırıldığı ortaya çıkmıştı.

Sabah/akşam
Yayın Tarihi : 9 Mart 2007 Cuma 09:56:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?