30
Mayıs
2024
Perşembe
SİYASET

'Gitti', 'Topladı', 'Geldi'!

 

Başbakan Erdoğan, Almanya'ya gitti, eli boş gelmedi, Almanların da tepkisini topladı; geldi...

Alman Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı Erwin Huber, ''Erdoğan, Alman topraklarında Türk milliyetçiliği yaptı. Bu, Avrupa karşıtı bir tutum ve Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin tereddütlerimizi doğruladı'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Almanya'nın Köln kentinde "Köln Arena" adlı spor salonunda vatandaşlara hitaben yaptığı konuşma, bu ülkede Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin tartışmaları yeniden gündeme getirdi.

(CSU) Genel Başkanı Erwin Huber, böyle bir durumda Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin müzakerelerin sürdürülmesinin hala anlamlı olup olmadığının incelenmesi gerektiğini kaydetti.

Bavyera Eyaleti Başbakanı Günther Beckstein da, Başbakan Erdoğan'ın, açık bir şekilde Türk kültürünü Alman kültürünün üzerinde tuttuğunu ifade ederek, "Bu konuşma, büyük ölçüde memnuniyet verici değildi" dedi.

Bir başbakanın Almanya'yı ziyareti sırasında kendi vatandaşlarına hitap etmeye doğal olarak hakkı olduğunu, ancak Erdoğan'ın hitap tarzının Almanya açısından son derece sorunlu olduğunu öne sürdü.

Bavyera Eyaleti Avrupa Bakanı Markus Söder ise, Başbakan Erdoğan'ın Almanya'da yaptığı açıklamalarla, "bu ülkede yeni bir parti kurmanın hazırlıklarını" yaptığını savundu.

Söder, "Türkiye'den günün birinde Almanya'da bir Türk partisi kurulması talebinin gelmesinden endişe duyuyorum. Bu parti o zaman Türkiye tarafından kontrol edilecek, yönetilecek ve maddi açıdan desteklenecek" dedi.

Birlik partilerinin (CDU/CSU) Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Wolfgang Bosbach da, "Türk hükümeti Almanya'da iç politika yapmamalı" diye konuştu.

Bosbach, yine de Erdoğan'ın ziyaretini büyük ölçüde olumlu değerlendirdiğini, Başbakan Erdoğan'ın, Ludwigshafen kentinde yaptığı konuşmada "doğru kelimeleri" bulduğunu söyledi.

Bosbach, Erdoğan'ın ilk kez milliyetçi konuşmalar yapmadığını belirterek, bu konuşmalardan bağımsız olarak kendisinin zaten başından bu yana AB'nin entegrasyon yeteneğini zorlayacağı için Türkiye'nin AB üyeliği konusunda tereddütleri olduğunu kaydetti.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Sekreteri Hubertus Heil da, "Türk okullarına hayır, iki dilli eğitime evet" şeklinde görüş belirtirken, Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Sekreteri Dirk Niebel ise devlet tarafından kontrol edildiği sürece Almanya'da Türk okulları ya da Türk üniversiteleri açılmasına karşı olmadığını söyledi.

Alman Sol Parti Federal Meclis üyesi Sevim Dağdelen de, Başbakan Erdoğan'ı "Türkiye adına sorumsuzca ve siyasi açıdan da bir dar görüşlülük içinde lobi çalışmaları yapmakla" eleştirdi.

Alman Birlik partilerinin (CDU/CSU) Federal Meclis Grubu Başkanı Volker Kauder, "Erdoğan'ın yaptığının doğru olmadığını" savundu. Kauder, Erdoğan'ın Almanya'da yaşayan Türklerin hepsini kendi vatandaşı gibi gördüğünü, ancak Almanya'da yaşayan Türklerin bu ülkeye ait olduklarını, aralarında çok sayıda Alman vatandaşlığına geçen kişilerin de bulunduğunu söyledi.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Meclis Grubu iç politika sözcüsü Dieter Wiefelspütz de, Başbakan Erdoğan'ın yaptığı konuşma ve açıklamaları, "Almanya'nın iç işlerine karışmak" olarak nitelendirdi ve "Erdoğan'ın buna hakkı olmadığını" savundu.

Birlik 90/Yeşiller Partili Federal Meclis üyesi Ekin Deligöz ise, Erdoğan'ın, Almanya'da yaşayan Türklere Almanca öğrenmeleri çağrısında bulunmasını memnuniyetle karşıladığını ifade ederek, "Bu, asimilasyon konusunda bir tartışma yürütmekten çok daha önemli" dedi.

Almanya İslam Konseyi Başkanı Ali Kızılkaya da, Başbakan Erdoğan'ı destekleyerek, "Asimilasyonu reddetmek uyuma karşı olmak demek değildir, tam aksine" diye konuştu.

Ludwigshafen kentindeki yangın faciasıyla ilgili olarak Almanya Başbakanı Merkel'in tutumunu da eleştiren Kızılkaya, "Çok sayıda Türk, kendilerini dinleyen bir başbakan (Erdoğan) olduğu duygusunu yaşadı. Bunu Başbakan Merkel de yapabilirdi" dedi.

Erdoğan: "Merkel ile farklı düşünüyor olabiliriz..."

Bugün AKP grubunda konuşan Başbakan Erdoğan, Almanya'da "asimilasyona karşı olduklarını, asimilasyon ile entegrasyonu birbirinden kesin çizgilerle ayırmak gerektiğini" ifade ettiğini söyledi.

"Burada bir kez daha ifade etmek istiyorum; asimilasyon bir insanlık suçudur. Bu böyle bilinmelidir" diyen Erdoğan, "Burada Sayın Merkel ile farklı düşünüyor olabiliriz ama benim düşüncem bu... Ve çok açık, net söylüyorum: Hiçbir zaman Türk toplumunu asimile etme gayreti içerisine kimse giremez. Ama entegrasyon noktasında ne gerekiyorsa biz bunu yapmaya hazırız" diye konuştu.

Erdoğan, "Oysa bizim söylediğimiz çok açıktır: Almanya'daki Türkler ana dillerini iyi bilmeli, Almanca'yı da mutlaka iyi konuşur duruma gelmelidir. Herhalde hiç kimse, kimseden ana dilini unutmasını, ana dilini öğrenmemesini isteme hakkına sahip değildir" ifadesini kullandı.

Erdoğan, "Türkiye'ye döndükten sonra ve son gün anladım ki bunlar, bunu anlamamakta direniyorlar. Niye direniyorsunuz? Bundan niye korkuyorsunuz? Bundan daha tabii ne olabilir? Bunu farklı noktalara çekmek, kimseye bir yarar
sağlamaz" şeklinde konuştu.

"Asimile olmayın" çağrısı

Almanya ziyareti çerçevesinde Köln'de yaşayan 18 bin Türk'le bir araya gelen Erdoğan, Türk vatandaşlarına 'Asimile olmayın' diyerek Almanca öğrenmeleri yönünde çağrı yapmıştı.

Başbakan Erdoğan, Türkiye'den Almanya'ya giderek yerleşen Türklerin tam 47 yıldır Almanya'nın kalkınmasına, ilerlemesine, Avrupa içinde ve dünya genelinde güçlü bir ülke olmasına emekleriyle, gayretleriyle katkı verdiklerini söylemişti.

cnn
Yayın Tarihi : 12 Şubat 2008 Salı 17:29:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?