Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Irak'ın bölünürse bunun sonu alınamayacak savaşların başlaması olacağını ifade etti.

Gül, Kanal 7'de dün gece yayınlanan "Sözün Özü" programında, Türkiye'nin gündemindeki konulara dair sorularını yanıtladı.

Diplomasi trafiğinin son günlerde yoğunlaştığını belirten Gül, Ankara'nın en son İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ve Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adil Abdülmehdi'yi ağırladığını hatırlattı.

Gül, Abdülmehdi'yi ülkesine götürmek üzere Türkiye'den ayrılan ATA uçağının güvenlik nedeniyle Bağdat'a inemeyip geri döndüğünü, Abdülmehdi ve heyetinin Ankara'da bir gece daha misafir edileceğini söyledi.

Irak anayasasının öngördüğü yapı dışında Irak'ın kuzeyinde bağımsız bir devlet kurulmasının bir "hayal" olduğunu belirten Gül, oradaki Kürt liderlerinin de böyle bir şeyin olanaklı olmadığını düşündüğünü belirtti. Gül, "Irak'ın bölünmesi sonu alınamayacak savaşların başlamasıdır" diye konuştu.

Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın ABD ziyareti sırasında ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile görüşmesini kimin sağladığına ilişkin soruyu da yanıtladı.

Kendisinin Cheney ile görüşmesinin son derece yararlı geçtiğini anlatan Gül, ABD'den ayrılmasının ardından bu görüşmeden çok memnun kalan Cheney'in Genelkurmay Başkanı ile de görüşme isteğinin kendilerine iletildiğini belirtti.

Gül, ABD ziyaretlerinde Orgeneral Büyükanıt ile kendisinin dile getirdiğinin "aynı mevzular" olduğuna ve Büyükanıt'ın, kendisinin söylediklerini bir kere daha pekiştirdiğine işaret etti.

Türkiye'nin kuzey Irak'la ilgili pek çok şikayeti bulunduğunu kaydeden Gül, terör örgütü PKK'nın orada kampları ve bugünkü liderlerinin bulunduğunu belirterek, bu konuyu Amerikalı yetkililerle açık açık konuştuğunu söyledi. Gül, Genelkurmay Başkanının da dile getirdiğinin de bunlar olduğuna işaret ederek, "Farklı farklı tellerden çalmıyoruz. Bunların hepsi bir bütünlüktür" dedi.

"Barzani ve Talabani ile görüşüp görüşmeyeceklerinin" sorulması üzerine Gül, "Görüşülebilir de... Şu anda planlanmış bir şey yok. 'Onlarla görüşülmez, konuşulmaz...' O zaman ne yapacaksınız? Irak'ın Cumhurbaşkanı ile konuşmayalım, öbürüyle konuşmayalım. İnsanlar düşmanlarıyla bile konuşurlar. Biz Iraklıları kendimize düşman olarak hiçbir zaman görmüyoruz, ama yanlış yapıyorlarsa bunu yüzlerine söyleriz. Yanlışlarını düzeltiriz. Eğer düzeltmezlerse tabii ki maliyetine de onlar katlanır" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin Kıbrıs politikasının doğru olduğuna inandığını belirten Gül, "Kıbrıs'tan bir asker çekilmedi, Kıbrıs'tan bir metrekare yer verilmedi, ama tam tersine KKTC tüm dünyanın gözü önünde artık kabul edilebilir hale geldi" diye konuştu.

"ABD'deki sözde Ermeni soykırımı tasarısıyla ilgili olarak Lahey'deki mahkemeye gitme görüşünün artık telaffuz edilmediğinin" belirtilmesi üzerine Gül, bunun hemen karar verilemeyecek zor bir mesele olduğunu söyledi.

Ermenilerin bu çerçevede Türkiye'den toprak ve tazminat almayı hayal edebileceğini de belirten Gül, bunların hiçbirinin mümkün olmadığını kaydetti.

Gül, genel seçimlerin erkene alınma ihtimalinin sorulması üzerine, "Seçimi vaktinde yapacağız. Siyasi amacı olmayan, teknik sebeplerin dışında böyle bir düşüncemiz yoktur" ifadesini kullandı.

Bakan Gül, partisine güvendiğini ve bir kez daha rahatlıkla iktidar olabileceğine inandığını da ifade etti.

Bir başka soru üzerine Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması durumunda "ne partinin, ne Türkiye'nin sorun yaşayacağına inanmadığını" kaydetti.

Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığı tartışmalarının Cumhuriyetin birinci gününden itibaren var olduğuna işaret ederek, "Belki en tartışmasız cumhurbaşkanlığı seçimi bu seçim olacaktır" dedi.

TBMM'nin bugünkü yapısının da buna izin vereceğine inandığını belirten Gül, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde daha önceki kargaşalardan ders alındığını ifade etti.

Gül, Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak da cinayetin failinin 32 saat içinde bulunduğuna işaret ederek, olayın arkasında kimlerin bulunduğunun araştırıldığını söyledi.

Ilıcak'ın "Peki burada suçlu (Kurtlar Vadisi dizisinin baş karakteri) Polat Alemdar diyebilir misiniz?" diye sorması üzerine Gül şunları kaydetti:

"Buna girmek istemem. Ben sansüre karşıyım, ama her şirketin, her yapımcının bir sorumluluğu olması lazım. Para için, daha çok reyting için, daha çok kişi izlesin diye, bu filmle ilgili olarak demiyorum, başka filmlerle ilgili olarak da diyorum, başka şeyler için de olabilir, ahlak dışı filmler için de olabilir, ama bunlar yanlış. Bunların yapımcılarının sorumlu hareket etmesi gerekir" dedi.