Gül'e tarihi teklif!

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal partisinin grup toplantısında Anayasa Değişikliği Paketi ile ilgili Cumhurbaşkanı Gül'e 'tarihi' teklifte bulundu ve paketteki uzlaşma şartını açıkladı.

İşte Baykal'ın o şartı Türkiye'de yargıdaki bu sorunun tablonun tek sorumlusu iktidardır. Bugün buraya gelinmişse bunun nedeni yargıya müdaheledir. Bunun Anayasa'dayeri yok sadece boşluklar değerlendiriliyor. Eğer bu değişiklikler geçerse Türkiye'de adalet tamamen siyasallaşak. Allah Türkiye'yi böyle bir tehlikeden korusun.

Anayasa değişikliği her milletveilini,n bağımsız bir iradesiyle imzalarla ifade ederlerse kabullerinin böylece teklif sunulur. Bunun için partisine bakılmaksızın 184 vekil imzalar. Eğer kendi partinden imzaları toplardan sen bu konuda ne düşündüğün belli. Meclis Başkanı'nın altında imzası var, vekilin haberi yok. Bunu arkadaşlarımız tespit etti. Bazılarının dediği gibi tuzak kurmadık. Bizim yapımız bu yanlışa yanlış diyoruz.

Bu süreçte yaşananlar hükümete yakışmayan sözler. Bir süre sonra baktılar ki olay ciddi. Bu Anayasa değişikliğinin doğru biçimde ortaya konmadığını ortaya çıktı. Gittiler imzayı çektiler. Muhalefetin hastalığı yok sayın Başbakan hasta olan sensin...

AKP 'nin Anaaysa mahkemesindeki yanlışları bu imzaları geri çekerken iyot gibi yanlışları ortaya çıktı. Ben daha önce geri çekecekler dedim; çektiler. Daha önce de ABD'ye gidecek dedim:; Şimdi gidecek. Kızıyor bağrıyor ama neticede CHP'nin dediğine geliyor.

O maddelerin 24'ünde sorun yoktu. Bu önce de gelse kabul edilirdi. Ama bu 3 madde daha var. Başbakan diyor ki ya 27'sini kabul ya da ret!Biribirinden tamamen kopuk maddeleri aynı çuvala yerleştirmek doğru değil. Tartışmalı 3 madde var. Eğer bu gerçekleşirse devlet düzeninin kubbesi ortadan kalkacaktır. Devlet düzeninin dengesi sarsılacaktır. 3 kuvvet içinde bağımsız kalan tek yer var yargı! bunu da kaldırıp siyasal anlayışının bir parçasına dönüştürmek çok tehlikelidir.

Anayasa Mahkemesi hem yerinde müdahelelerle siyasete sukunet getiriyor. Mayın arazilerinde yaşadık. Bu konun çıktıktan sonra Türkiye'nin kendini koruma mekanizması Anayasa Mahkemesi ile harekete geçmedi mi? Bunun i,şlevini durdurursak sadece gazla giderim frene gerek yok derseniz; böyle bir Anayasal freni olmayan bir düzen oluşturulursa o arabanın başına gelecek felaket devletin ve milletin başına gelebilir. Türkiye'de Allah Peygambere bile hesap yükümlülüğü getirmiş sen kimsin de sen hesap vermeyeceksin. Herkes hesap verecek birisi vermeyecek. Böyle bir şey olabilir mi? Şimdi buraya gidiyor bu iş. Yanlış, yanlış... Bu konuda karar önce TBMM'de sonra millette değil mi şimdi bunu millete ayırarak götürelim neden korkuyorsunuz...

Ne kendilerine ne millete güveniyorlar. Dünyanın bütün demokrasilerinde her iki görüşe sahip çıkan insanlar milletin karşısına çıkarlar ve millet dinler kararını ona göre alır. Bu bizim kişisel tatminimiz verdiğimiz cevap değildir: Başbakan'a dedim ki biz sana sen bize sor dedik. Bu olmadan demokrasi işlemez. Bu öneriyi başbakana yaptık demokratik bir öneri, Başbakan dedi ki ben lisede münazara yapıyorduk. Senin hevesin için değil milletin bilinçlenmesi için yapıyoruz. Kendine güveniyorsan çık milletin karşısına konuş. Saklanma başbakan açık ol aleni ol.Sen taslağı meclise kabul ettirememişsin şimdi hapı millete iç diyorsun. Şimdi bunu yaparsan bu milletin midesi bozulur hasta olur. Bunu mecliste kabul ettiremiyor. Halka kabul ettirecek.

Anayasa Mahkemesi Başkanı dedi ki ben yaptım oldu demek olmaz. Bu önümüze gelir dedi. Bu Anayasa Mahkemesinin önüne gelirse bunun hazırlığını yapmayan yapanlarda mıdır, bunun sorumlusu Başbakan mı yoksa hukukçularda mı? Sen bile bile bu yanlışı gerçekleştiriyorsun. Bu konuyda bazı notlara dikkat çekeyim .Devrede bazı kurumlar var onların ardından iş çeviriliyor.

Siz aynı usulle seçmeyi neden Meclis'te de Yargıtay'da da kabul etmiyorsunuz... Anayasa'nın geçici madddesini 15. maddeyi kaldırmaya yönelik teşebbüs var ama o haksız dokunulmazlığı aynen bu anayasada yerleşik olarak da yerleştiriyorlar. Yani Anayasa'da kaldırılan 15. madde yenisinde kalıcı olacak.

Sayın Cumhurbaşkanı'na tarihi bir teklifte bulunmak istiyorum. Eğer son oylamada hepsi yeter sayıya ulaşmış ise bazı maddeleri Cumhurbaşkanının olarak halk oyuna sunma imkanı vardır. Sayın Cumhurbaşkanı 3 maddeyi ayırabilir der ki bu üç maddeyi ben referanduma sunmak zorundayım. Bunun meclisteki sonuçlarla irdelenmesi kabul edilemez. Bu yeki doğrultusunda bu maddeyi referanduma sunacağım derse. Eğer böyle bir açıklamayı yapacak olur ise hem bu konunun kutuplaşma yaratmasının önüne geçmiş olur hem de Cumhurbaşkanlığı'ndan Türk halkının beklediği davranışı sergileşmiş olur. Eğer bunun yaparsa biz de uzlaşma sözü vveriyoruz. Bizde o diğer maddelerin tümünün engellenmesi değil kabulu istiyorsanız size CHP olarak diyoruz ki el birliği ile referanduma gerek kalmadan sonuçlandıralım...Bu üç maddeyi gelin referanduma götürelim. Cumhurbaşkana bu öneriyi ifade ediyorum...