16
Mayıs
2024
Perşembe
SİYASET

Hayal konuştukça dökülüyor

- Muhbir Tuncel'le Trabzon Alperen Ocakları'nda tanıştım. 'Reis' olduğunu söylediler
- McDonald's eyleminde bombayı bizzat Tuncel yaptı, 50 metre arkamdaydı
- Hapiste Cihan (BBP il başkanı) para verdi, Egemen (MKYK üyesi) giyecek, yiyecek sağladı ....

AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink suikastiyle ilgili soruşturmada azmettirici olarak tutuklanan ve ilk ifadesinde dosyanın kilit ismi 'muhbir' Erhan Tuncel'i koruyan Yasin Hayal, ikinci ifadede Tuncel'le birlikte Büyük Birlik Partisi'ni (BBP) ve diğer bağlantılarını da deşifre etti. Hayal'e göre cezaevindeyken BBP kendisine para ve gıda yardımı yaptı. 

Tuncel'in hem polise hem jandarmaya 'muhbirlik' yaptığının ortaya çıkması üzerine tutuklu bulunduğu Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nden babasını arayıp "İlk duruşmada konuşacağım, Tuncel yanacak" diyen Hayal'in ifadesi ikinci kez alınmıştı. Cezaevinde yaklaşık altı saat süren ifadede Hayal'in ilginç bağlantıları gün yüzüne çıkardığı öğrenildi.

Şaşırtıcı şeyler söylüyordu

Hayal'in son ifadesine göre, Tuncel bundan beş yıl önce 2002'de Alperen Ocakları'nda 'reis' olarak tanıştırıldı. Bundan sonra da Hayal, sık sık Tuncel'in evine gitmeye başladı. Tuncel, zaman zaman Hayal'i şaşırtan ifadelerde bulunuyordu. Örneğin, bir yandan Sabancı suikastini överken bir yandan da İBDA-C lideri Salih Mirzabeyoğlu'nu beğendiğini söylüyordu. 2003-2004 yıllarında Tuncel, Trabzon'da esrar ve Kalaşnikof satıp satamayacaklarını da sormuştu. Yine aynı yıllarda bekâr birkaç polisin kaldığı bir eve gidip namaz kılmışlardı.
Elazığ'da da Alperen Ocakları'na takıldığı zamanlarda Tuncelili çocukları dövdüğünü söylüyordu. Sohbetlerinde sürekli iller arasında kavga çıkarmaya çalışıyordu. Örneğin bir keresinde PKK'nın kurucularından birinin Gümüşhaneli olduğunu söylemiş ve Gümüşhaneliler hakkında konuşmuştu. Başka bir ortamdaysa Gümüşhanelilerin yanında Trabzonluları kötülüyordu. Zaman zaman da Tuncel'in buzdolabında rakı, votka görüyordu. Tuncel'in Engin isimli arkadaşıysa bir CHP'ye, bir Alperen Ocakları'na gidiyordu.

Bombayı Erhan hazırladı

Tüm bu çelişkilere karşın Tuncel'le Hayal her eylemde ortak hareket etti. Hayal ilk olarak Tuncel'in yönlendirmesiyle 2002'de il merkezindeki Santa Maria Kilisesi'nde bir kişiyi keser sapıyla dövdü. Ne yakalandı ne ceza aldı. Bir ara üniversitede Irak savaşına karşı eylem yapmayı düşündüler, bunu organize edemeyince McDonald's bombalaması gündeme geldi. Kömür tozu, çivi, torpil gibi malzemeleri Hayal aldı ancak bombayı Tuncel hazırladı. Bombaların içine çivi de konulmuştu. 24 Ekim 2004'te Yasin elindeki bombayla McDonalds'a doğru giderken, 50 metre gerisinden de Tuncel gidiyordu. Bir banka oturup gazete okur gibi Hayal'i izledi. Hayal de fitili ateşleyip bombayı lokantanın önüne bıraktı. Eylemden sonra Hayal, Tuncel'in evine gitti. Tuncel, eylemden sonra Hayal'i Elazığ'a gönderme sözü vermişti ama bunun yerine bir arkadaşının evinde sakladı.

'Arkasında ben varım'

Hayal daha sonra İstanbul Maltepe'de H.Ö.'nün evinde yakalandı. Tuncel, eylemden sonra Hayal'e KTÜ'ye bağlı Rize'deki bir yüksekokulda iki yıl çalışmış birinin yardım edebileceğini söylemişti. Bir arkadaşıyla konuşurken de 11 ayda tahliye olmasıyla ilgili, Tuncel'in 'Onun arkasında ben varım, bir şey olmaz' dediğine tanık olmuştu.

BBP'den yardım

Hayal, cezaevinde kaldığı süre içinde Yaşar Cihan (BBP İl Başkanı) isimli bir kişiden ailesi aracılığıyla 1000 YTL yardım aldığını söylüyor. Yine Yasin Egemen ve Halis Egemen (BBP Merkez Karar Yürütme Kurulu üyesi) isimli iki kişinin de kendisine giyecek ve yiyecek yardımında bulunduğu belirtiyor. Ancak Tuncel'in kendisini cezaevinde ziyaret etmediğini, sadece duruşmalardan sonra cezaevi aracına bindirilirken el salladığını ileri sürüyor. 2006'daysa Çeçenistan Genelkurmay 2. Başkanı Yakup Megomedenov'un Trabzon'u ziyareti sırasında Tuncel'in bu kişiyi BBP yetkilileriyle tanıştırdığı ve para yardımında bulunduklarını anlatıyor.

'MİT' iddiası

Ayrıca bir başka önemli iddia daha var. Buna göre de 2006'da Tuncel, Hayal'i London Palas'ta 40-45 yaşlarında Akçaabatlı olduğunu söyleyen biriyle tanıştırdı. Ve bu kişinin MİT mensubu olduğunu, Yargıtay'da bulunan McDonald's davasıyla ilgili olarak kendilerine yardım edebileceğini söyledi. İddiaya göre bu kişi de dosya numarasını istedi ve yardım edebileceğini ifade etti.

BBP bağlantıyı hep reddetmişti

Yasin Hayal'in ifadesinde kendisine 1000 YTL verdiğini ileri sürdüğü Yaşar Cihan BBP'nin Trabzon İl Başkanı. Yaşar Cihan'ın adı ilk olarak Yasin Hayal'in avukatlık ücretini ödediği iddiasıyla duyulmuştu. McDonalds'ın bombalanması nedeniyle yargılanan Yasin Hayal'in avukatı açıklama yapmazken Yaşar Cihan avukatlık ücretini ödediğini hatırlamadığını söylemişti. 

Cihan daha sonra Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in BBP'yle ilgileri olduğuna dair iddiaları yalanladı. Ogün Samast'ı tanımadığını söyleyen Cihan, Hayal ve Erhan Tuncel için "Geçmiş yıllarda gençlik teşkilatlarında sohbet ederken görülmüşlerdir. Bu kişilerin radikal düşünceleri vardı. Yasin cezaevinden çıktıktan sonra elimi öptü.
Ona da soğuk davrandık" demişti. Hayal'in ifadesinde "Ben cezaevindeyken giyecek ve eşya yardımı"yaptı dediği Halis Egemen ise BBP'nin Merkez Karar Yürütme Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor.

'Ogün'ü o azmettirdi'

Hayal ifadesinde, Tuncel'in cinayette tetikçiliği kendisine teklif ettiği bilgisini verdi. Hayal teklifi reddedince Tuncel, Ogün Samast'ı kullanmış Erhan Tuncel'in polis muhbiri olduğunu öğrenen Yasin Hayal, eylemi sadece Ogün Samast ile birlikte planladıkları ve gerçekleştirdikleri yönündeki ifadesini değiştirdi. Hayal'in, Dink'in öldürülmesini Erhan Tuncel'in planladığını ve Samast'ı bulup ikna ettiğini söylediği öne sürüldü. 

Hayal'in değiştirdiği ifadelerine ilişkin bilgilere göre, daha önce birçok eylemi birlikte yaptıkları belirlenen Hayal ve Tuncel'in son eylemi AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesi oldu. 

Dink cinayetinin ilk konuşmaları Ocak 2006'da Tuncel'in evinde yapıldı. Evde sadece Hayal ve Tuncel vardı. Tuncel, Dink'in çok cesur bir insan olduğunu, Ermenilerin gözünde Mustafa Kemal gibi biri olduğunu anlattı. Kendisini kışkırtmak için böyle konuştuğunu düşünen Hayal, 17-18 yaşlarında olsa Dink'in kafasını koparacağını söyledi. Bunun üzerine Tuncel, "Onu öldürürsek büyük bir zafer kazanmış oluruz" dedi. Hayal, daha önce cezaevinde yattığı için bu cinayete katılamayacağını söyleyince Tuncel, silahını vermesini ve bir miktar para hazırlamasını istedi.

Eniştesiyle aynı ifadeyi verdi

Hayal, polis ve savcılıkta verdiği ifadede tetikçileri kendisinin bulduğunu söylemişti. Ancak Hayal daha sonra tetikçileri de Erhan Tuncel'in bulduğunu anlattı. İddialara göre Tuncel, Yasin Hayal'e Şubat 2006 tarihinde Zeynel Abidin Yavuz'u tetikçi olarak bulduğunu ve eylem için ikna ettiğini söyledi. Bu tarihte aynı zamanda Tuncel'in Trabzon Emniyet Müdürlüğü'ne suikast ihbarını verdiği tespit edilmişti. İki-üç ay sonraysa Hayal'e Ogün Samast hakkında sorular sordu. Tuncel, daha sonra da Hayal'e Ogün'le görüştüğünü ve eylemi yapmaya ikna ettiğini söyledi. Hayal, eylemde kullanılması için kendi silahını vermek istemedi. Bunun için daha sonra Hayal, eniştesi Çoşkun İğci'ye silah alması için 300 YTL verdi. Silahı alamayınca kızarak parasını geri aldığında 2006 yılının haziran ayıydı. (Coşkun İğci polise verdiği ifadede aynı bilgileri vermişti. İğci ayrıca jandarma muhbiri olduğunu ve bütün bunları jandarmaya o dönemde anlattığını, jandarmanın kendisine 'parayı geri ver suikastten vazgeçir' dediğini söylemişti.) Ayrıca Hayal, Ogün Samast'a eylemden sonra İstanbul'da yardım edecek kişi arayışındaydı. Tanıdığı E.Y.'ye eylem sonrasında Samast'ı kaçırıp kaçıramayacağını sordu. Bu kişi öneriyi kabul etmeyince arayışa son verdiği öne sürüldü.

Evinde buluştular

Anlatımlara göre, Cinayetten kısa bir süre önce Tuncel, Hayal ve Samast, Erhan Tuncel'in evinde bir araya geldi. Hrant Dink cinayetini konuştular. Tuncel, Ogün Samast'a sürekli olarak Dink'i öldürmesi halinde kahraman olacağını söylüyordu. Oysa Ogün Samast, savcılıktaki ifadesinde Tuncel ile siyaset ve Dink cinayeti konusunda hiç konuşmadıklarını söylemişti.

Jandarmayla yakın

İfadesinin sırasında Hayal'e jandarmadan tanıdığı kişiler soruldu. Beş askeri tanıdığını söyleyen Hayal, zaman zaman selamlaştıklarını anlattı. Jandarma araçlarına çok sık bindiği yönündeki bilgileri ise birçok olaya karıştığı için sık sık yer göstermeye ya da nezarethaneye götürülmesiyle açıkladı.

Tuncel'in telefon oyunu

Edinilen bilgilere göre, Hayal ifadesinde cinayet günü Trabzon'da olduğunu söyledi. Cinayet haberini diğer tutuklu sanıklar Ersin Yolcu, Ahmet İskender ve Zeynel Abidin Yavuz'la birlikte Trabzon'daki Mihmandar Kafe'de birlikte aldılar. Televizyonda haberleri izlerken Hayal orada bulunanlara gülerek "İyi olmuş" dedi. Bu sırada yanına gelen Ersin Yolcu, Tuncel'in kendisini aradığını söyledi. Hayal daha sonra Tuncel'in evine gitti. Tuncel gülerek, Dink'in öldürüldüğünü söyledi. 

Telefonunun polis tarafından dinlendiğini anlatarak, "Dinlenen sim kartı takacağım, sonra bu işi bizim yapmadığımızı konuşalım" dedi. Daha sonra da cebinden çıkardığı sim kartı telefona takarak sehbanın üzerine koydu. Bu sırada Erhan Tuncel, "Gerçi bu eylemi gerçekleştirmeyi düşünüyordun ama yapmadın" deyince Hayal telefonun olmadığı diğer odaya geçti ve Tuncel'e kızdı.

Samast Emniyet'te: Bölüm 2

Yakalandığının ertesi günü DHA nerede çekildiğini belirtmeden Samast'ın bu fotoğrafını servise koymuştu. TGRT'ise bu sahneleri göstermedi. 

AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in katil zanlısı Ogün Samast'ın gözaltındayken çekilmiş ikinci kasedi ortaya çıktı. Samsun'da bomba ihbarına giden polisin 'şüpheli paket'te bulduğu kasette Samast, sigara ve cep telefonuyla 'gözaltında', yanındakilerse katil zanlısına "Aslan kardeşim" diye hitap ediyor. 

Samast'ın Samsun'da yakalandıktan sonra Atatürk'ün sözlerinin yazılı olduğu Türk bayraklı poster önünde poz verdiği fotoğrafları, jandarma ve polislerle birlikte çekilmiş video görüntüleri ortaya çıkmıştı. Samast'a VIP (çok önemli kişi) muamelesi yapan beş polis açığa alınırken, beş jandarmanın da görev yerleri değiştirilmişti. Bu görüntüler halen tartışılırken ikinci kaset patladı. 

6 Şubat'ta sabaha karşı Samsun Emniyet Müdürlüğü 155 polis imdat telefonuna bomba ihbarı yapıldı. Samsun kent merkezinde verilen üç ayrı adreste bomba olduğu ileri sürüldü. Verilen adreslere giden polis ekipleri, üç ayrı paket buldu. Paketlerde yapılan incelemede, Samast'ın yine güvenlik görevlileriyle birlikteyken çekilmiş görüntüleri bulundu. Bu görüntülerin ilkinden farklı olduğu ve jandarma görevlilerince kayda alındığı öne sürüldü. Jandarma ve polisin kamereya aldığı Samast'ın fotoğraflarınıysa üç kişi çekti.

Müfettişler yeniden Trabzon'da

Görüntülerde Ogün Samast'ın elinde sigara ve cep telefonu olduğu belirtildi. Katil zanlısı Samast'ın bu görüntülerde ilk kasettekinden de daha rahat olduğu öğrenildi. Görüntülerde yine Samast'ın eline Türk bayrağı veriliyor, bu sırada yanındakilerden biri, "Aslan kardeşim", bir başkası ise, "Ben resmi kıyafet giyeyim, öyle çektirelim" diyor. İlk 'bomba kaset' için Samsun'a giden ve kentten ayrılan İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin ikinci kasedi de incelemeye aldığı belirtildi. Müfettişler sadece adli soruşturma için değil aynı zamanda disiplin soruşturması için de rapor hazırlıyor Cinayetin ardından İçişleri Bakanlığı'nca görevlendirilen ve bir süre Trabzon'da incelemelerde bulunduktan sonra İstanbul'a giderek burada çalışmalar yapan başmüfettişler dün sabah tekrar kente geldi. 


Cerrah: İhbardan haberim yok

İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Dink suikastinde topu Ramazan Akyürek'e attı. Cerrah, 'İhbarlar gelip giderken o, Trabzon'da emniyet müdürüydü. Benim haberim olmadı' dedi..


İçişleri Bakanlığı'nca hakkında ön inceleme yapılan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Dink suikastinde topu Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'e attı. Cerrah, "Şu öldürecek, bu öldürülecek, bilgileri gelip giderken o, Trabzon'da emniyet müdürüydü. Benim haberim olmadı, ihbar gelse de orada kalmıştır" dedi. 

İstanbul'da çocuk pornosuyla ilgili incelemelerde bulunan TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyeleri Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'la da görüşmek istedi. Heyet dün görüşmeye gitti ama bir yanlış anlama olduğu, Cerrah'ın komisyona pazartesi günü brifing vereceği öğrenildi. Buna karşın bazı komisyon üyeleriyle Cerrah arasında Hrant Dink suikastiyle ilgili bir görüşme gerçekleşti. CHP Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer'in anlatımına göre Cerrah'la Değer arasında şu diyalog yaşandı: 

Değer: Hrant Dink cinayetinin ardından "Bu örgütlü bir suç değil" dediniz. Bu da mı sizin kişisel görüşünüz?
Cerrah: Bu konuşma iki kişi arasında geçmişti. AA nasıl aldı bu sözlerimi haber yaptı bilemiyorum.
Değer: Dink'in öldürüleceğine ilişkin ihbardan haberiniz yok muydu?
Cerrah: Haberim yoktu. Bu bilgi benimle paylaşılmadı. Oradan istihbarat gelmiştir o bilgi istihbaratta kalmıştır.
Değer: Peki, AGOS gazetesinin çevresinde neden kamera yok?
Cerrah: İstanbul'da 570 kamera var, ama 32 tane de ilçemiz var. Oradaki kamera kör noktada olduğu için görüntü olamıyor.
Değer: Biz Meclis'te 550 milletvekiliyiz. Örneğin bizim çoğumuzu Türk milleti tanımaz. Dink bizden çok daha tanınan biriydi. Mahkemeye gidiyor yüzüne tükürülüyor. Duruşmaları bile gürültülü patırtılı olan bu insana niçin koruma verilmedi?
Cerrah: Korumanın şartları bellidir. Bir kişinin koruma altına alınması için birtakım organların oluşması ve o kişiyle ilgili "Bu kişinin öldürülmesi niyeti vardır" gerekçesiyle koruma kararı alınması gerekir.
Değer: İstanbul Vali Yardımcısı Hrant Dink'i makamına çağırıp dikkatli olması için uyarırken, Dink'in ölümle tehdit edilmesi konusu gündeme gelmedi mi?
Cerrah: Bu görüşmeden haberim yoktu.
Değer: Bir kişinin ölümle tehdit edilmesi söz konusuysa o kişiye koruma verilmesi gerekmez mi?
Cerrah: Ben sözünü ettiğiniz o görüşmede yoktum. Bu görüşmede öldürülme konusu gündeme gelmemiştir.
Değer: Madem konuşmadan haberiniz yoktu, konuşmada ne geçip geçmediğiyle ilgili nasıl böyle kesin konuşabiliyorsunuz?
Cerrah:...............
Değer: Olaydan sonra Adalet ve İçişleri Bakanı, Emniyet terör ve istihbarat daire başkanları İstanbul'a geldi. Siz saat 22.00'da yurtdışından döndünüz. Aradan beş buçuk saat geçti. Bu sırada İstihbarat Daire Başkanı hiç konuşmadı.
Cerrah: Doğrudur. Hiç konuşmadı. Ben gelinceye kadar Ramazan Akyürek ve onun arkadaşları soruşturmayı yürüttü. "Şu öldürecek, bu öldürülecek" bilgileri gelip gittiği sırada o, Trabzon'da emniyet müdürüydü. Bazı bilgiler geliyor. Bu yere gidiyoruz orası arsa çıkıyor tekrar bu bilgileri teyit ettiriyoruz. Tekrar bilgi istiyoruz, gelmiyor.

Kesintili istihbarat trafiği

2004'teki Mc Donald's'ın bombalanması sırasında bugün Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek, Trabzon Emniyet Müdürü'ydü. Bombalama olayının ardından olayda adı geçen Erhan Tuncel'i polis muhbiri yaptı. Muhbir Tuncel, Yasin Hayal'in Dink'i öldürmeyi planladığını Şubat 2006 tarihinde Trabzon Emniyet Müdürlüğü'ne bildirdi. Trabzon Emniyet Müdürlüğü de bilgiyi Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderdi Genel Müdürlük ise İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne iletti. Dink cinayetinden sonra görevden alınan İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, kendisine ulaşan istihbaratı, Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'a bildirmediğini söyledi.
Demet Bilge Ergün - Timur Soykan / RADİKAL
Yayın Tarihi : 9 Şubat 2007 Cuma 09:08:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?