22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

Her şeyi açıklamamı beklemeyin

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı George W. Bush ile görüşmesinin ardından, ABD Ulusal Basın Kulübü'nde görüşmeyle ilgili açıklamalarda bulundu.


Konuşmasında Başbakan Erdoğan, "Türkiye'nin tarih boyunca var olan önemi devam etmektedir. Türkiye, dünyanın en çalkantılı coğrafyasında güven ve istikrar adasıdır.

Barış ve refahın yaygınlaştırılması için çabalıyoruz. Avrupa-Ortadoğu arasında köprü vazifesi görüyoruz. Medeniyetler arası diyalog konusunda Türkiye çok büyük bir rol üstleniyor. Bu sadece coğrafi konumla değil. Osmanlı'nın yıkılmasıyla bölgede 24 yeni ülke çıkmış. Türkiye'nin bu ülkelerle ortak tarihi bulunmaktadır. Bölgede demokrasi ve laikliği benimsemiş, AB ile müzakere yürüten tek ülkedir. Gerek ABD, gerekse Avrupalı dostlarımız bölgeyle yapıcı ilişki kurmak istiyorsa, Türkiye'nin bölgedeki rolünü benimsemeli. Stratejik ortaklık hem bölge, hem dünya için önem arz ediyor. ABD ve Türkiye arasında zaman zaman yaşanan gerginlikler başarıyla aşılmıştır.

Dayanışmanın devamı en büyük temennimiz. ABD ile ilişkilerimiz bakımından hayati önem taşıyan iki konu var. Birincisi 1915 olaylarına ilişkin tasarı, diğeri kabul edilemez terör örgütü PKK varlığıdır. Kongreye sunulan sözde Ermeni soykırımı iddialarına meşruiyet kazandırma girişimi iki ülkeyi yeni bir sınavla karşı karşıya bırakmıştır. Bağlayıcılığı olmadığı söylenmekte, ancak kongrenin hukuk dışı siyasi çabası bizi rencide etmektedir. ABD yönetiminin ve Kongre üyelerinin, Kongre Başkanı Nancy Pelosi'ye 24 Ekim'de mektup göndererek, tasarının ertelemesini istemelerini ihtiyatlı bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz. Kongre'de görüşülmemesi için sağduyulu yaklaşımı takdirle karşılıyoruz.

Bunu Bush'a ilettim. 2005 yılından bu yana şahsen Koçaryan'a yazdığım mektupta çözüm önerileri sundum. Ortak tarih komisyonu kurulmasını önerdim. Arşivlerimizi ortaya koyalım. 1 milyonu aşkın tasnifi yapılmış belge var. 3. ülkeler de varsa, onlar da açsın. Tarihçiler, siyaset bilimciler, hukukçular, hatta arkeologlar incelesin. Sonra siyasetçilerin önüne gelsin, biz karar verelim. Sözde iddia ispatlanabiliyorsa, tarihimizle hesaplaşırız. Ama böyle bir şey yok. Bizim değerlerimiz soykırıma asla müsaade etmez.


Lobi ile kulis ile fatura kesmek, kabul edeceğimiz şey değil. Bu mektuba cevap alamadım hala. Tabi ki söyleyecek bir şey kalmıyor. Temennimiz, Kongre'nin bu tasarıyı Demokles'in kılıcı gibi sürekli gündemde tutmamasıdır. Terör acılarını bilen bir ülkeyiz. 30 yıldır mücadele ediyoruz. Çok kayıplar verdik, vermeye devam ediyoruz. 1 ay içinde 45 evladımızı kaybettik. 30'u asker, 15'i sivil. Terörle mücadelenin uzun bir süreç olduğunu biliyoruz. Kolay çözümler beklemiyoruz. Terörle mücadelede başarı için kaynaklarının kurutulması gerekir. Bunun için uluslararası işbirliği gerekmekte. Terörizm ulusal değil, uluslararası.

Teröre yataklık, teşvik edenler ile lojistik destek sağlayanlar var. İspanya'da İngiltere'de uzantılarını görüyoruz. Bölgede barış ve istikrar için çaba gösterirken, PKK ile mücadelede destek göremedik. Bazı AB ülkeleri bizimle çalışmıyor. AB içerisinde terör liderlerini yakalayıp, tutuksuz yargılayıp, Kuzey Irak'a kaçmasına izin verilmesini neyle izah edeceğiz. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Türkiye, kendisini ve halkını koruma hakkını tabiatıyla kullanacaktır. Irak'ın ulusal birliği, toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Sadece temenni etmiyor, bu konuda gereken çabaları da gösteriyoruz. Örneğin, Genişletilmiş Irak'a Komşu Ülkeler Toplantısı'nı yaptık. Burada önemli kararlar alındı. Sekreterya kurulma kararı burada alındı. Bu konudaki irademizi bir kez daha gösterdik.

Merkezi Irak Hükümeti'yle irtibatı sürdürmeye özen gösterdik. Irak ve Kuzey Irak'tan gelen temsilcilerle geçen hafta
görüştük. Tüm bunlar Irak'ın istikrarına ve terörün önlenmesine yöneliktir. Irak'taki istikrar bizim istikrarımız, istikrarsızlık yine bizim istikrarsızlığımız. Irak'ta sağlanamaması halinde, geniş bölgesel yansımaları olacağı akılda tutulmalı. Ancak ulusal çıkarlarımızı, bölge çıkarlarına feda etmemizi kimse beklemesin. Sonuç vermemiş bir takım mekanizma ve önerilerle vakit kaybetmeye tahammülümüz kalmadı.

PKK'ya son verecek kesin ve acil adımlar bekliyoruz. Türkiye'nin kendisini koruyacak gücü olduğunu çeşitli defalar vurguladık. Irak'ın kuzeyinde konuşlanarak, kamu düzenimizi, huzurumuzu bozanlara karşı uluslararası hukuktan doğan hakkımızı kullanmaya hazırız. Parlamentomuz bu yetkiyi hükümetimize verdi. 507 vekil evet oyu verdi. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu denli yüksek oyla alınmıştır. Bu karar, esasen halkın isteğine de tercüman olmuştur. Hedefin sadece Kuzey Irak'taki PKK olduğunun altını çizmek istiyorum. Uluslararası camia bunu anlasın. Meşru savunma hakkımızı kullanırken, ABD ile dayanışma içinde olmaya hazırız. PKK'ya karşı meşru davamızda, kampların dağıtılmasından, lojistik desteğin kesilmesine, liderlerin iadesi, örtülü desteğin kesilmesi, silahların teminine varıncaya kadar dayanışma içinde olmalıyız. PKK'nın uyuşturucuda nasıl rol oynadıkları biliniyor. Uluslar bu konuda hassas davranmalı. Teröre karşı olanların hepsi yanımızda değil. Teröriste işimiz geldiği zaman asiler, direnişçiler, isyancılar demek gibi bir yanlış medyanın üzerinde durması gereken bir konudur.

PKK mensuplarını böyle tanımlamak bizi üzüyor. ABD basınında tamamen bu şekilde. Bunu kabullenmek zor. 'El Kaide terörist, PKK asi'. Bir sınavın içerisindeyiz. Dünya basını bunu bilmeli. Kimse farklı tanım getirmesin. O zaman terörün, teröristin tanımını yapsınlar. Bu yaklaşım tarzı samimi değil. Tüm bunları Bush ile paylaştık. Düşüncelerimizin örtüştüğünü gördüm. Temel konularda mutabık kaldığımızı düşünüyorum. Terörist unsurlar sadece ulusal sınırlar içinde kalmıyor. En yıkıcı örneği 11 Eylül saldırısıdır.
Terör tüm ülkeleri tehdit ediyor. PKK'nın da faaliyet alanı Kuzey Irak ve Türkiye ile sınırlı değil. AB, ABD gençliğini de tehdit eden uyuşturucu faaliyetleri var. Er veya geç bunun faturasını ödeyeceklerdir. 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' anlayışı faydalı olmayacaktır. Bizim canımız yandı, başkalarının yanmasını istemiyoruz. Sadece bunun haberini veriyoritılarını görüyoruz.uz. Biz mücadelemizi sürdürüyoruz. Ortak mücadeleden kaçınanlar, yarın aynı sorunla karşılaştıklarında çok geç olacaktır. AB ve ABD'den dayanışma bekliyoruz" dedi.


Erdoğan'ın konuşmasının ardından soru-cevap bölümüne geçildi. "Bush'un, PKK ile ilgili açıklamalarından memnun musunuz?" sorusuna Erdoğan, "Özellikle şu tespit çok anlamlı. PKK'yı terör örgütü olarak ilan etmek; PKK'nın ABD'nin, Irak'ın ve Türkiye'nin düşmanı olduğunu açıklamak önemlidir. İstihbarat paylaşımı konuştuk. Bizler için çok önemli konu, ancak uzun süreye yayılacak bir paylaşım değil, anlık olması önemli. Ortak mücadele platformu oluşturma hassasiyetimizi onlar da gördü. Görüşlerimizin örtüştüğünü gördüm. Her şeyi A'dan Z'ye açıklamamı beklemeyin. Görüşmeden memnun ayrıldım" karşılığını verdi.

"PKK ile mücadelede Iraklı Kürtler'e güvenir misiniz?" sorusuna Erdoğan, "ABD ve Irak'la yapacağımız dayanışmayı gösterdiler. Güvenmek zorundayım. Ancak bunu süreç içerisinde göreceğiz" diye cevap verdi.

"ABD ve Iraklı Kürtler'in, sınırdaki 100 bin askerinizi çekmeniz konusunda ne yapmalarını beklersiniz?" sorusu üzerine ise, "Sınırımız içerisinde ne kadar askerimizin nerede konuşlanacağına kimse karar veremez. Asker ve polisimiz gerekli tedbirlerini almışlardır. Bunlar bir şekilde yürüyecektir. Bizim hedefimiz, Kuzey Irak'taki terör örgütü PKK'dır. Asla siviller değil. Böyle bir şeyi düşünmeyiz. Yaşamak ve yaşatmak istemeyiz. Kuzey Irak'la güneydoğu bölgemiz arasında akrabalıklar var. Partim bu bölgede birinci partidir. Partimden bu bölgeden Kürt kökenli 75 vekilimiz var. Terör örgütü, Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi olmamıştır. Olay, etnik unsurlar arasında sürtüşme yaşanıyormuşuz gibi gösteriliyor. Yok böyle bir şey. 75 vekilimiz Kürt kökenli. En üst kademelerde görev alıyorlar. Yargıda, üniversitelerde, devlet kademelerinde görürsünüz. Bu istismar ediliyor" diye konuştu.


"1990'larda Türkiye ve Iraklı Kürt temsilcilerle işbirliği yapılıyordu. Ne oldu bu ilişkiye?" sorusuna ise Erdoğan, "Doğrusu bunu ben de anlamıyorum. O dönemde Saddam zulmünden kaçan 500-600 bin peşmergeyi koruduk. O zaman bir siyasi partinin il başkanıydım. O dönem TIR'larla yiyecek, ilaç taşıdık. Şimdi bunları görünce kanıma dokunuyor. Şimdi tamamen tersi olması, düşündürücü. Sorumluluğu taşıyanlar, PKK'ya karşı yaklaşımını gözden geçirmek zorundalar" diye cevap verdi.


Erdoğan, "Güneydoğuda Kürtler'den çok oy aldınız. Şimdi ise milliyetçilik artıyor. DTP bürolarına saldırılması, Kürt nüfusta rahatsızlık yaratır mı?" suali üzerine de, "Kürt vatandaşlarımıza yapılmış bir şey söz konusu değil. Halkın tepkisi teröre ve ona destek verenlere karşı. Bu tür tahrike zemin hazırlamamak gerekir. 81 vilayette demokratik gösteriler oldu. Bu, hassasiyeti yakalamış olan Türk halkının başarılı bir sınavıydı. Halkımla bundan dolayı gurur duyuyorum" ifadelerini kullandı.


"Kürt teröristler İran'a da saldırıyor mu?" sorusu üzerine Erdoğan, "İran Dışişleri Bakanı'yla görüştük. Aynı sıkıntı onlarda da var. Onlarda böyle bir mücadelenin içinde. Hatta İran, Suriye ve Türkiye olarak teröre karşı ortak mücadele teklitılarını görüyoruz.if ettiler. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Türkiye ziyareti sırasında açıkça sınır ötesi operasyon kararını desteklediğini söyledi" dedi. "PKK ile girişilecek bir çatışma güneydoğuda ekonomiyi nasıl etkiler?" sorusuna ise, "Biz bir savaşın peşinde değiliz. Sadece operasyondur. Şeklini Genelkurmayımız bilir. Sıkıntı olacağına ihtimal dahi vermiyorum" karşılığını verdi.


Son olarak, "ABD'nin Irak'ı işgalinin PKK'ya bir etkisi oldu mu?" sorusuna Erdoğan, "Irak'ta alt ve üst yapı konusunda 5 yıldır yıkım yaşanıyor. On binler, yüz binler ölmüş durumda. Tarih, eserleriyle yok olmuştur. Yeniden medeniyetler ülkesi Irak nasıl inşa edilecek, bunu merak ediyorum. Sorumluluk taşıyanlarda tarihle bir teste girecekler. Türkiye olarak, müteahhit firmalarımızla çok büyük hizmetler veriyoruz. Beklenenler olmazsa, yaptırımlar arasında bu tür çalışmaları da koyabiliriz" dedi.

iha
Yayın Tarihi : 6 Kasım 2007 Salı 01:35:12
Güncelleme :6 Kasım 2007 Salı 10:59:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
zafer ugur IP: 85.216.112.xxx Tarih : 6.11.2007 14:55:34

vallahi aciklamaman hem ülke hemde kendi acindean iyi olur!!!!!!hep konusuyorsun bos konusuyorsun buda türk halkinin canini sikmaya basladi bence rütük ün devreye girmesi lazim.


Türk oglu IP: 80.219.112.xxx Tarih : 6.11.2007 02:05:10

Osmanli imparatorlugu yikilmamistir sayin Erdogan! Osmanli hanedani Türk Ulusunu satmaya kalkmistir yaptigi sevr antlasmasiyla arti batmistir kendisi osmanli ailesinin saltanatiyla! Yüce Oender Atatürk önder olarak silah arkadaslariyla vede Büyük Türk Ulusuyla Istiklal Savasini baslatmis sonunda Büyük Türk Ulusuyla kazanarak özgürlük ve ferahlik saglamistir Türkiye Cumhuriyetini kurarak... Arap devletlerinin kurulmasi avrupanin uyguladigi sömürgedir ve verdigi sözler! Unutmayinki bir zamanlar ingiltere irak ile filistin topraklarindan cekilerek yinede kraliyet adasindan petrol ticaretini devam ettirmistir... Oeteki arap devletlerinde ise 1. Dünya savasi sonrasi söz verdikleri yardimci bedevileri sultan yaparak halen bir kukla yöntemiyle yönetmektedirler... Unutmayinki bedeviler zamaninda arkamizdan ve haince ingilizlerin yardimlariyla bize pkk usulü saldirilar yaparak büyük zararlar vermistir! Geri kalan kuzey afrika devletleri ise fransizlarin isgali ve hilesiyle sömürge altina alinarak yönetilmistir ve halen yönetilmektedirler... Birakin bu zavalli konusmalari ve bizler yutmayiz kolay kolay! Aldiginiz egitim ve ögrendikleriniz cok belli bir sekilde yansiyor ne kadar fazla konusursaniz medya karsisinda... Ideolojiniz cok sefil ve yakismiyor Türkiye Cumhuriyetine bir basbakan olarak! Saygilarimla Not: Bir gün dokunulmazliginiz kalkacak ve o zaman iste Millet sizden hesap soracaktir...


Bülent çerme IP: 88.243.132.xxx Tarih : 6.11.2007 04:42:02

M.İ.T ortadoğuda faaliyet gösteren en etkili servislerden biridir. Yıllardan beri C.İ.A ye orada gelişen olaylarla ilgili raporlar vermiş bilgi alışverişinde bulunmuş hatta o bölgenin dilini, coğrafyasını iyi bilen elemanlar temin etmiş ve çok başarılı işler yapılmıştır. Sayın Başbakanımızın anlık istihbarat a ihtiyacımız var demesi ne demek? Şimdi nasıl oluyorda ABD nin o sözde başarılı CİA sı yada başka bir kurumunun vereceği istihbarata ihtiyaç duyuyoruz? Bu bizim gururumuz M.İ.T e de saygısızlıktır. Yani biz burnumuzun ucundakinden habersiziz siz 11000 km mesafeden gelin bize bilgimi sağlayın demek oluyor? Bizim kimseye ihtiyacımızın olduğuna inanmıyorum. Yinede ben vasat zekamla bu kadar yaklaşabildim konulara. Büyüklerimiz daha iyisini bilirler. Saygılarımla...