16
Haziran
2025
Pazertesi
SİYASET

İki liderin söz düellosu!

Meclis’teki bütçe yasa tasarısı görüşmelerine, Başbakan Erdoğan ile CHP lideri Deniz Baykal arasındaki söz düellosu damga vurdu. Zaman zaman ‘hakaret’e varan atışmalar Meclis tutanaklarına şöyle yansıdı...

Erdoğan: Sayın Baykal ve grubundan rica ediyorum, kamera ise işte, burada kamera. Mikrofon ise işte, mikrofon. Geldiniz, konuştunuz. Milletin izlemesini istiyorsanız, millet zaten izliyor ve lütfen sonuna kadar dinleme tahammülünü gösterin. Umarım, yine buradan bırakıp gitmezsiniz. Bakın “Sayın Baykal’ın tereddüt etmeden bizi gafletle, dalaletle, hıyanetle suçlayacağını biliyoruz.”

Gürol Ergin (CHP): Siz o sunuz!

Erdoğan: Ama kim söylüyor bunu? Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin Doğu ve Güneydoğu Raporu, yıl 1990. “İster güvenlik güçlerimiz ve askerlerimiz olsun ister ona silah doğrultan kandırılmış gençler olsun hepsi bizim çocuklarımızdır, akmakta olan kan kardeş kanıdır.” Sizin değil mi?

Kemal Anadol (CHP): Ne var bunda yahu?

Erdoğan: E, hani askerle genç karşı karşıya geliyor, asker şehit ediliyor, hâlâ diyorsun ki...

Baykal: İşine bak sen yahu, aklının ermediği konulara girme!

Erdoğan: İşime bakıyorum zaten, işimi de gayet iyi biliyorum, sana da görevini hatırlatıyorum, görevini!

Baykal: İşine bak! İçinden geçirdiklerini söyle zavallı! Haydi, zavallı!

Erdoğan: Görevini hatırlatıyorum! Ayağa kalkma, rahat ol rahat!

Canan Arıtman (CHP): Saygılı olun, saygılı!

“Var-yok” tartışması

Erdoğan: TMY’nın 8. maddesi ve TCK’nın 312. maddeleri kapsamında olup doğrudan teröre karışmamış tüm tutuklu ve hükümlüler için kısmi genel af çıkartılarak ülkede iç barış ortamına geçişin zemini yaratılmalıdır.

Baykal: Evet.

Erdoğan: Bu anlayışla Kürt kökenli yurttaşlarımız da dil, kültür, folklor ve kimliklerini koruma, geliştirme ve açıklayabilme, kendi ana dillerinde yazılı basın, radyo ve televizyon dâhil her türlü medya aracılığıyla yayın yapabilme, özel okullarda kendi ana dilleri ile eğitim yapabilme...

Baykal: Bizimkinde o yok.

Erdoğan: E, nerede yok? Burada, burada, belge burada yanımda.

Baykal: O senin fikrin.

Erdoğan: Yanımda, yanımda.

Baykal: Hiç alakası yok!

Erdoğan: “Kürt dil ve kültürü üzerinde araştırma yapacak enstitüler ve benzeri kurumların kurulabilmesi haklarına kavuşmalıdırlar.” Aç Tunceli Raporu’nu orada da gör.

Baykal: CHP’nin böyle raporu yok.

Erdoğan: Tunceli Raporu’nda var.

Baykal: Rapor partinin resmî kararıyla olur!

Erdoğan: Bunları bana siz gönderdiniz.

Baykal: Öyle bir şey yok!

(...)

Erdoğan: Baykal sabah başka...

Baykal: Boş konuşuyorsun

Erdoğan: Bak, ben sana kitapçığı gösteriyorum, bunları sen gönderdin bana, sen!

Baykal: Hayır... Hayır, hiç alakası yok! Hiç alakası yok!

Erdoğan: O zamana kadar teknolojiniz gelişmemişti!

Baykal: Sen, yanlış fikirlerini kamuoyuna sunmak için CHP’nin düşüncesinden imdat istiyorsun ama başka kapıya!

(...)

Erdoğan: Sayın Baykal’ı artık iyi tanıdım; akşam başka, sabah başka!

Baykal: Hadi canım sen de!

Erdoğan: İyi tanıdım!

Baykal: Sabahleyin “Ofer’i tanımıyorum.” diyorsun, öğlen “iki defa buluştum” diye sen itiraf ediyorsun.

(...)

Erdoğan: “Türkiye halkı” ifadesini kullanan Atatürk de mi bölücüydü?

Gürol Ergin (CHP): Bir kere “Türküm” de!

Erdoğan: “Türk milleti” demek, Türkiye halkı demektir. “Türk milleti” demek, Türkiyeli olmak demektir; daha önce de ifade ettim...

Baykal: Niye çıkarıyorsun o zaman? Niye çıkarıyorsun?

Erdoğan: Gazi Mustafa Kemal bu konuyu en güzel şekilde ortaya koymuş.

(...) Bak burada, bu kürsüde bir zamanlar siz “alt kimlik-üst kimlik” beyanlarımı yaptığımda çıldırdınız, “alt kimlik-üst kimlik olmaz” dediniz. Daha sonra bu ifadeleri kullanmaya başladınız.

Baykal: Hiç öyle bir şey yok, hiç öyle bir şey yok.

Erdoğan: Bunları da öğreneceksin!

Baykal: Sen ne olduğunu bildiğin yok, konuşuyorsun!...Boş konuşuyorsun, boş!

‘Ali kıran baş kesen misin? Haddini bil, haddini’

Erdoğan: Sayın Başkan, siz mi susturacaksınız, ben mi susturayım? (CHP sıralarından gürültüler)

Kemal Anadol (CHP): Gel sustur bakalım!

TBMM Başkanı Şahin: Sayın Erdoğan, lütfen Genel Kurula hitap edin.

Baykal: Gel sen sustur! Hadi gel!

(...)

Erdoğan: Efendiler, burada maksut olan ve Meclisi alinizi teşkil eden zevat.

Anadol: Beni nasıl susturacaksın?

Erdoğan: Otur yerine, otur! Otur yerine! Sayın Başkan grubuna hâkim ol. Hâkim olamıyorsan biz hâkim olalım.

Baykal: Sen kimi susturacaksın! Neyle susturacaksın! Sen kimsin de susturacaksın! Kimi susturacaksın sen!

Erdoğan: Grubuna hâkim ol. Grubuna hâkim ol. Acziyet içerisinde olma.

Baykal: Haddini bil, haddini! ... Ülkeyi böldüğünüz yetmedi...

(...)

Mustafa Özyürek (CHP): O 1920’den sonra bir ulus devlet kuruldu, onun farkında değilsin sen.

Erdoğan: Ne oldu? Ret mi ediyorsunuz yoksa kabul etmiyor musunuz?

Özyürek: Ulus devlet kuruldu, onun farkında değilsin sen.

Erdoğan: Devlet kurulabilir ama bakın bu ifadelerin sahibi kim? Bu konuşma nerede yapıldı? Mecliste yapıldı.

Baykal: Ne zaman yaptı?

Erdoğan: 1920. Evet.

Baykal: Sonra ne oldu?

Erdoğan: Nasıl ne oldu? Bunlar iptal mi? Bunlar iptal mi oldu? Bu ifadeler iptal mi oldu?

Baykal: Sen kafanda 1920’yi takmışsın hedef diye, anasırı İslamiyet peşinde koşuyorsun. Sen Türk milletinin ortaya çıktığının farkında değilsin.

Erdoğan: Yani sizin geçmişinizi sorgulamayalım mı?

Malik Ecder Özdemir (CHP): Sen kendi geçmişine bak, kendi geçmişine.

(...)

Baykal: Sen tarih öncesine gitmeye kalkışıyorsun.

Erdoğan: “Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri.”

Baykal: Sen gerçek anlayışını itiraf ediyorsun.

Erdoğan: “Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri” buyur.

Özyürek: Sonra ulus devlet kuruldu, farkında değilsin.

Erdoğan: Siz var ya... Sizin bu mantığınız neye benziyor biliyor musunuz? Atatürk ölene kadar Türk paralarının üzerinde Atatürk’ün resmi, öldükten sonra İnönü’nün resmi. Siz busunuz! Siz busunuz!

Baykal: Sen oralardasın, oralarda! Senin Atatürkçülüğün bu!

Erdoğan: Siz busunuz!

Baykal: Sen Atatürk’ü bırak, Hikmetyar’ı konuş, Hikmetyar’ı!

Edebini takın!

Erdoğan: Anayasa Mahkemesi DTP ile ilgili bir karar verdi. Ak Parti’nin duruşu nettir. Biz, parti kapatmaya karşıyız.

Canan Arıtman (CHP): Sen, Hikmetyar’ın dibine düştün! Atatürk’ün adını ağzına alma!

Erdoğan: Cezanın tüzel kişiliklere değil, kişilere verilmesi gerektiğini düşünüyoruz...

Rahmi Güner (CHP): Böyle Başbakan mı olur!

Erdoğan: Edebini takın! Edebini takın! Edebini takın! Sandıkta gerekli cevabı zaten millet size devamlı veriyor, bundan sonra da verecek.

.
Yayın Tarihi : 16 Aralık 2009 Çarşamba 23:32:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?